İmam-ı Azam Ebu Hanife kimdir? İmam-ı Azam Ebu Hanife kitapları ve sözleri
İslam Fıkıh ve Hadis Bilgini İmam-ı Azam Ebu Hanife hayatı araştırılıyor. Peki İmam-ı Azam Ebu Hanife kimdir? İmam-ı Azam Ebu Hanife aslen nerelidir? İmam-ı Azam Ebu Hanife ne zaman, nerede doğdu? İmam-ı Azam Ebu Hanife hayatta mı? İşte İmam-ı Azam Ebu Hanife hayatı... İmam-ı Azam Ebu Hanife yaşıyor mu? İmam-ı Azam Ebu Hanife ne zaman, nerede öldü?

Tam / Gerçek Adı: Ebu Hanife, İmam-ı Azam, Nu’man ibn-i Sâbit ibn Zevta
Doğum Tarihi: 5 Eylül 699
Doğum Yeri: Kufe
Ölüm Tarihi: 14 Haziran 767
Ölüm Yeri: Bağdat
İmam-ı Azam Ebu Hanife kimdir?
Ebu Hanife : (asıl adı: Numan bin Sabit) 699 yılında Kufe’de doğup, 767'de Bağdat'ta öldü. Ehl-i sünnet itikadının lideri kabul edilir. Hanefi Mezhebinin kurucusudur. Müslüman inancında olanların % 45-50'i Hanefi mezhebindedir.
Küçük yaşta Kuranıkerim'i ezberlemiş ve Arapça’nın inceliklerini öğrenmiştir. Gençliğinin ilk yıllarında başta Enes bin Malik olmak üzere birçok sahabiyi görmüş, onlardan hadis dinlemiştir.
Hocası Hammad’ın dersine devam ettiği sırada sık sık Hicaz’a gidip Mekke ve Medine’de çoğu Tabiinden olan âlimler ile görüşür, onlardan hadis rivayeti dinler ve fıkıh müzakereleri yapardı. Ehlibeytten Zeyd bin Ali ve Muhammed Bakır’dan ilim öğrendi.
Tasavvuf bilgilerini Muhammed Bakır, ondan sonra da İmam Cafer-i Sadık'tan öğrendi.
İmamı Azam, İslam dinine yaptığı hizmetleriyle İslamiyet’i iman, amel ve ahlak esasları olarak bir bütün halinde insanlara yeniden duyurmuş, şüphe ve bozuk düşüncelere sahip olanlara cevaplar vermiş, önce itikatta birlik ve beraberliği sağlamış; ibadetlerde, günlük işlerde İslam fıkhının esaslarını ve şeklini tespit etmiştir.
İşte İmamı Azam Ebu Hanife, ileri düzeyde yöntemlerle yaptığı uzun çalışmaları ve içtihadı neticesinde çözdüğü ve bir araya getirdiği fıkıh (hukuk) bilgileri ile Müslümanların ibadetlerinde ve diğer işlerinde İslamiyet'e doğru bir şekilde uymak için takip edecekleri bir yol gösterdi ve bu yola “Hanefi Mezhebi” denildi.
Ebu Hanife, talebelerine verdiği dersleri mükemmel bir yöntemle yürütürdü. Bir taraftan fıkhın eski olaylara ait bilinen hükümleri anlatılır ve müzakere yapılır, diğer taraftan yeni olaylara ait hükümler bulunurdu. Geçmiş ve yaşanmakta olan olayların hükümleri karara bağlanırken, bunlara benzeyen veya aynı cinsten olup da gelecekte meydana gelebilecek olaylara ait hükümler de araştırılıp bulunurdu.
İmam-ı Azam, fıkıh ilmini ilk defa branşlara ayırıp her branşın bilgilerini ayrı ayrı toplamış, usuller koymuştur
İmam-ı Azam Ebu Hanife Kitapları - Eserleri
- İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri
- el-Fıkhu'l Ekber
- Fıkhı Ekber Şerhi
- El-Alim Vel-Müteallim
- Dürr-u Meknun Kasidesi
- Ebu Hanife Müsnedi
- Fıkh-ı Ekber ve İzahı
- Saklı İnci
- İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin Eserleri
- Müsned (2 Cilt Takım)
- Maksud
- Fıkhu'l Ekber
- İslam Akaid Metinleri
- Cevaplar
- İslam'ın İnanç Esasları
- Vasiyetler
İmam-ı Azam Ebu Hanife Alıntıları - Sözleri
- İnsanlarla iyi geçinmek bir sanat işidir. (İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin Eserleri)
- Tek hâlık Cenâb-ı Hak'dır. (Vasiyetler)
- Gök kubbede hoş bir seda olarak kalmak az şey değildir. Yeter ki bu hoşluk mUrad-ı ilahiye muvafık olsun.. (Saklı İnci)
- Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter. (İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin Eserleri)
- Allah'ın şirk haricinde mutlaka cezalandıracağı günahlar hakkında bir şey bilmiyorum. Ehl-i kıbleden günahkar olanların herhangi biri için, şirkten maada işlediği günahlar hususunda, Allah onu mutlaka cezalandıracaktır, şeklinde şehadette bulunmam. Bildiğim şudur ki; günahların bir kısmı affedilir. Fakat hangisidir? Bunu bilmiyorum. Zira Kur'an-ı Kerim'de "Eğer yasakladığımız büyük günahlardan kaçınırsanız sizin kusurlarınızı örteriz. buyurulmaktadır. Büyük günahların hepsini, yahut affolunacak kusurların tamamını bilmiyorum. Fakat, Allah'ın, şirkten başka bütün günahları affetmesi mümkündür. Çünkü "Şüphesiz Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez. Onun ötesinde dilediği kimselerin günahlarını affeder.''(Nisa 4/48) buyurmaktadır. Allahu Teala kimi affetmek ister, kimi affetmek istemez, bunu bilemem. s-15/16 (İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri)
- Allah, nefisleri ölümden sonra da elli bin sene miktarınca tutan günde; ceza, sevap ve hakların edası için diriltir. "Şüphesiz, Allah kabirlerde bulunanları diriltecektir."Hac 22/7 åyeti bu hususu belirtir. Cennet ehlinin, Allahu Taâlâ'ya keyfiyet, teşbih ve cihet olmadan mülaki olmaları haktır. Peygamberimiz'in (Allah salât ve selâm eylesin) şefaati büyük günah işlese de, cennet ehli olan her mü'min için haktır. Hz. Aişe, Hz. Hatice'den sonra kadınların en faziletlisi, mü'minlerin annesi, zinadan uzak, Râfiziler'in iftira ve iddialarından beridir. Kim ona zina isnadında bulunursa, kendisi zina mahsülüdür. s-68 (İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri)
- İman; tasdik, marifet, yakin, ikrar ve islâmdır. İnsanlar tasdik konusunda üç halde bulunurlar. Bir kısmı Allah'ı ve Allah'tan gelen şeyleri kalp ve lisanla tasdik ederler. Bir kısmı da kalp ile tasdik eder, lisanla yalanlar. s-12 (İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri)
- Senin parlak nurunla gerçekten ateş, kül gibi söndü! (Dürr-u Meknun Kasidesi)
- Görmüyor musun, şeytan, kulun imanını gasp etmek istediğinde onu şek ve şüpheye düşürür. Çünkü imanını, ancak kalbine bâtıl inançları koyarak alabilir... (Fıkhı Ekber Şerhi)
- Alim de câhilin sıkıntısına katlanmalıdır. (El-Alim Vel-Müteallim)
- "Hikmet ve saâdetin başı, Allâhü Teâlâ'dan korkmakdır." [ Hazret-i Muhammed (s.a.v.) ] (Vasiyetler)
- Şeriat ile alay etmek de küfürdür. Çünkü bunlar peygamberleri tekzib etmenin emarelerindendir. (Fıkhı Ekber Şerhi)
- "Söz kalptedir, lisan ise kalptekine bir delil kılınmıştır." (Fıkhı Ekber Şerhi)
- "Bir zaman gelecek ki, insanlar kabirlere gidecekler, kabirler üzerine kapanarak: 'Keşke şu kabirde yatanlar biz olsaydık!' diyecekler." Orada bulunanlar: "Ya Rasûlallâh! Bu nasıl olur?" diye sorunca, Hz. Peygamber (sa.) de "O zamanın şiddetli sıkıntıları ile fitnelerinin çok olması sebebiyle olur." diye cevap verdi. (Ebu Hanife Müsnedi)
- Kim zerre miktarı iyilik işlerse karşılığını görür, kim de zerre miktarı kötülük işlerse karşılığını görür (Zilzâl 7-8) (El-Alim Vel-Müteallim)
- "Kim ki, kendisine (biri gelip) falcılık yapar da, onun söylediklerini tasdik ederse, o kimse Muhammed'e (s.a.) gönderilene küfretmiştir." (Fıkhı Ekber Şerhi)
- Kabirde Münker ve Nekir'in sualleri haktır. Kabirde ruhun cesede iade edilmesi haktır. Bütün kâfirler ve asi mü'minler için kabir sıkıntısı ve azabı haktır. s-57 (İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri)
- Resulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: “Kardeşinin uğradığı felâketten ötürü sevinçli görünme! (Bakarsın) Onu Allah, o belâdan kurtarır, seni ona duçar ediverir.” (Müsned (2 Cilt Takım))
- "Ameller niyetlere göredirler. Ve herkes niyetine göre karşılığını alır. Her kimin hicreti Allah'a ve Rasûlüne ise gerçekten onun hicreti Allah'a ve Rasûlunedir, ulaşacağı bir dünyalık veya nikâhlayacağı bir kadın için hicret eden kimsenin de hicreti uğrunda hicret etmiş olduğu şeyedir." Hz. Muhammed (s.a.v) Hicretimiz baki olan Allah'a ve Rasûlüne olsun insAllah (Müsned (2 Cilt Takım))
- Eğer bir kimse kendisi ile yaratıcısı arasında şirk koşmaksızın bir günah işlerse., ona merhamet edip şehadet hürmetine işlediği günahın affı için dua edersen, bu daha iyidir. Eğer onun helak olması için "Ya Rabbi, şu adamı günahıyla cezalandır." şeklinde beddua edersen, günaha girersin. Günahkâr kimse için Allah'tan af dilemek, iki husustan dolayı daha faziletlidir. Birincisi, o kimse netice itibariyle günahkar da olsa mü'mindir. Diğer taraftan Allah'ın o kimseye mutlaka azap edeceğini bildirdikten sonra, onun için af dilersen bu senin için haramdır. Çünkü Allah cehenneme layık kıldığı kimseler için af dilenmesini yasaklamıştır. s-16/17 (İmam-ı A'zam'ın Beş Eseri)