diorex
sampiyon

İmam Suyuti kimdir? İmam Suyuti kitapları ve sözleri

Mısırlı muhaddis, müfessir, mutasavvıf ve düşünür. İmam Suyuti hayatı araştırılıyor. Peki İmam Suyuti kimdir? İmam Suyuti aslen nerelidir? İmam Suyuti ne zaman, nerede doğdu? İmam Suyuti hayatta mı? İşte İmam Suyuti hayatı... İmam Suyuti yaşıyor mu? İmam Suyuti ne zaman, nerede öldü?

  • 05.09.2022 16:00
İmam Suyuti kimdir? İmam Suyuti kitapları ve sözleri
Mısırlı muhaddis, müfessir, mutasavvıf ve düşünür. İmam Suyuti edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında İmam Suyuti hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. İmam Suyuti hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte İmam Suyuti hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Celaleddin Alsu'l Fazl Abdurrahman b. Kemaleddin Ebu Bekr B Muhammed el - Huzayrî Suyuti şafiî

Doğum Tarihi: 1445

Doğum Yeri: Kahire, Memlûk Devleti

Ölüm Tarihi: 1505

Ölüm Yeri: Kahire, Memlûk Devleti

İmam Suyuti kimdir?

Celaleddin Alsu'l Fazl Abdurrahman b. Kemaleddin Ebu Bekr B Muhammed el - Huzayri Suyuti şafii.

Mısır ve Suriye'de hüküm süren Memlükler devletinin son zamanlarında Kahire'de yetişen ve Arap dilinde en fazla eser veren müelliflerden biri belki de birincisidir.

Suyuti 1. Recep 849 (3 teşrin evvel 1445) de Kahire'de doğmuştur. Ebul-Fazi künyesini ona babasının dostlarından İzzeddin Ahmet b. İbrahim vermiştir. Suyüti, 9 batınlık şeceresini tesbit etmiştir. Bizzat kaleme aldığı hal tercümesini de ihtiva eden Hüsnül - Muhazara'da atalarını birer birer sayar. Ona göre bu aile, menşei bakımından şarktan gelme olup, evvela Bağdad'ın şark taraflarında bulunan Hüzayriya mahallesine yerleşmiş, sonraları en az müelliften 9 batın önce Mısır'a göç ederek Asyut kasabasını vatan edinmiştir. Ataları arasında en eskisi şeyh Hümamüddinel-Huzayri olup, bu zat da mühim bir mutassavvıf idi. Diğerleri de çağlarında sayılır kimselerdi.

Nitekim bunlardan biri emir Şeyhu'nun zamanında tacirlik ederek Asyut'da bir medrese kurmuştur. Babası Kemaleddin Ebu Zerk şafii fakihlerindendi. Bu zat Suyud'da doğmuş, orada kadılık etmiş ve daha sonra da Kahire'de yerleşmiştir.

Babasının hayat ve şahsiyetini Husnul-Mühazara fi Ahbar Mısır ve'l-Kahire adlı kitabında anlatır. Müellifin belirttiğine göre, babası zamanın değerli ulemasından çeşitli İslami ilimle, tahsil etmiş ve meslektaşları arasında temayüz etmiş bir zattı.

Babasının hocaları arasında İbn Hacarel-Askalani, Muhamme del clani, İzzeddin el- Kudsi gibi şahsiyetler vardı. Senelerce fetvalar ve dersler vermekle meşgul olan Kemaleddin Ebu Bekr, özel olarak Şeyhuni camiinde okuduğu hutbeleriyle meşhur olmuştur.

Hüsnül Muhazara'ya göre 8 yaşına basmadan Kur'an-ı hıfzetmiş bundan sonra İbn Dakikilid'in " Umda" sini Navavi'nin Minhacül -Fıkh'i Bayzavi'nin Minhacül - Usul'ünü ve İbn Malik'in elfiyesini ezberlemiş, bunun üzerine 864 (1460) senesinden itibaren ilim ile meşgul olmaya başlamış, bazı alimlerden fıkıh ve nahiv ilimlerini okumuş, nihayet Şeyh Şihab Uddin Sarmasahi'den faraiz öğrenmiş ve 866 senesi başında Arapça okutmak için icazet almıştır.

Suyttti, henüz 17 yaşında iken 866 (1462) da eseri olan " Şarh Lül - İstiaza va'il basmali'yi kaleme alarak Bulkiniye sundu ve o da eserin başına bir takriz yazdı. Suyuti bu zatın vefatına kadar ondan fıkıh öğrenmekte devam ve sonra onun, kendine icazet veren oğlunun derslerini takip etmiş ayrıca devrin daha bir çok şöhretli alimlerinden de faydalanmıştır.

Suyuti, önce tefsir, hadis ve fıkıh başta olmak üzere dini ilimleri öğrenmek için gerekli olan nahiv, maani, bedi ve beyan v.s. gibi alet ilimlerini öğrenmiş, sonra da esas ilim mevzularında geniş bir vukuf ve selahiyet elde etmiştir.

O, kuvvetli bir hafızaya da sahipti. Nitekim, İbnül - İmad, onun ifadesine dayanarak iki yüz bin hadis ezberlemiş olduğunu kaydetmektedir. Suyuti, hesap ilmi hariç, muhtelif ilimlerdeki selahiyetinden mağrurane bir ifade ile bahseder.

Suyuti daha gençliğinde iken bir çok seyahat yapmış, bu arada Şam, Hicaz, Yemen, Hind, Magrib ve Takrur ( Sudan )'a gitmiştir. Hicaz seyahati esnasında bir sene Mekke'de kalmıştır. Ayrıca Mısır'ın Dimyat, Fayyum ve İskendiyer gibi yerlerini de ziyaret etmiştir.

Suyuti, tedris vazifesine, ilk defa üstadı Bulkini'nin delaleti ile şeval 870 (Mayıs 1466) tarihinde Cami Us - Sayhuni de fıkıh tedrisiyle başlamıştır. Kısa bir müddet sonra şöhreti muhitinde yayılmış ve derslerini bazı müderrisler bile takip etmiştir. Ayrıca Tolunlular camiinde fetva vermeğe ve hadis imlasına başlayan büyük insan (1467) Suyuti'nin hizmetlerine, 1472 yılında Emir İnal Aşkarin yardımı ile Hanukalu Şayhuhiye de hadis tedrisi vazifesi de ilave olunmuş ve yeri hala Kahire'de Babul- Karafa'da bulunan Şam naibi Barkukuk türbesinin şeyhliğine de bu sıralarda getirilmiştir.

Suyuti, 891 (1486) tarihinde halife el - Mütevekkil Ala'1lah'ın emri ile o zamanlar Kahire'nin en büyük ve evkafça en geniş hanı-kahı olan Baybarsiye şeyhliğine geçmiştir. Uzun bir müddet, taa Kaytbay ( ölm. 1495 ) zamanının sonlarına kadar, bu hankah şeyhliğinin sağladığı imkanlar sayesinde refah içinde yaşadığı gibi bir çok eserlerini rahatça yazmak için de vakit bulmuştur. Bununla beraber bu vazifesini kıskananlar da olmuştur. Bu arada kendisinin de bazı hadiselere sebebiyet verdiği görülmektedir. Nitekim bir defasında Kaytbay'in huzuruna teamül hilafına taylasan ile girmiş olması ( 1495 ), sultanın kızmasına sebep olmuştur. Al, Ahadis al hisan fi fazl al-taylasan unvanlı risalesi bu hareketinin müdafaası zımnındadır.

Bu hadisten sonra sultanı ziyaretten imtina etmiş, hatta alim -lerin sultanları ziyarette bulunmamalarını sünnet olarak ileri sürmüş ve bu mevzuda n Ma ravahu'l asatin fi ademil babyielel salatin " unvanlı bir risalede yazmıştır.

Bununla beraber Kaytbayın vefatına kadar Baybarsiya'da vazifesinde bırakılmıştır. Zikredilen hadiselere Sultan Muhammed b. Kaytbay nezdinde aleyhinde ki faaliyetlerini artırmışlardır. Bunu sezen Suyuti, halife Mutavakkil Ala'llah ile olan münasebetlerini sıklaştırarak, ondan kendisini bütün Mısır, Şam ve komşu İslam memleketleri kadılıklarının derecesinde bir mevkie tayin etmesini istedi.

Halifenin, azıl ve nasip hususunda suyütiye selahiyet tanıyarak mühim bir vakfiyeyi tevcih ettiği duyulunca kadılar ve bir kısım halk arasında hoşnutsuzluk uyandırdı.. Bu durum Suyuti'nin o vazifeden vazgeçinceye kadar devam etti. Bunu Suyuti'nin hayatında bazı talihsizlikler takip etti. 1497 de muhakeme olundu. Neticede Baybarsiya meşihatinden azledildi.

Bu hal üzere Suyuti'nin onlara olan güveni tamamıyla sarsılmıştı. Kahire'de, Nil nehri ortasında ki adacıklardan biri olan al Ravza'da ki evine çekildi. Tam bir inziva hayatı içinde yaşadı.

Gazaba Uğramak Korkusu İçindeydi!

O günlerde Tahir El-Zama İla Yavmil-Kıyame isimli bir risaleyi de telif etmiştir. Tumanbay 1500 yılında Sultan olunca, Suyuti gizlenmek mecburiyetini hissetti. Gazaba uğramak korkusuydu bu gizlenmenin nedeni. Ama aynı yılın sonlarında Kanşuh Al-Cavri'nin sultanlığa geçmesiyle sona erdi bu korkusu.

Ancak onun için artık Faal hayata dönmek mevzu bahis değildi. Bazı kerametleri, keşifleri Tayy-i zaman ve mekanda bulunduğu hakkında ki, velilik rivayetleri ile Osmanlıların Mısır'ı istila edecekleri yolunda ki sezişlerinin bu günlerin meyveleri olması mümkündür.

Sultan Gavri, kendisine yeni vazifeler teklif ettiği zaman kabul etmediği gibi, onun gönderdiği 1.000 dinarı red ile hediye ettiği köleyi de azad eylediği söylenir. Suyuti bir süre böyle yaşadı. Ancak okumak ve yazmaktan geri durmuyordu. Sonra ara sıra da olsa, davet üzerine Sultanın meclisine gittiği oluyordu. Bununla beraber artık çökmüş ve yaşı da altmışı bulmuştu. Bu sırada hastalandı ve ıstıraplı bir devreyi rnütaakip 19 cemaziyelevvel 911 (18 teşrini evvel, 1505) cuma sabahı vefat etti ve Kahire'de Babul -Karaf'a dışında defnolundu. Kabri üzerine bir türbe yapılmış ve mezarına ahşap bir sanduka işlenmiştir. Türbesi uzun müddet bazı alimler ve emirlerin ziyaretgahı olmuştur.

İmam Suyuti Kitapları - Eserleri

  • Sünnetin İslam'daki Yeri
  • Celaleyn Tefsiri Arapça Tek Cilt
  • Muhtasar El-İtkan Fi Ulum'il-Kur'an
  • Kabir Alemi
  • El-Camiu's Sağir - 1. Cilt
  • Kıyamet Alametleri
  • Esbabü’n Nüzul
  • Mütevatir Hadisler
  • Nüzul-i İsa
  • Cinler Alemi
  • Kabir Hayatı
  • Halifeler Tarihi
  • Kainatın Sırları
  • El-Camiu's Sağir - 3. Cilt
  • El-Camiu's Sağir - 2. Cilt
  • Kurtuluşa Vesile Sabah Akşam Duaları
  • Ebu Hanife Müdafaası
  • Kur'an Surelerinin Sıralanışındaki Sırlar
  • Kur'an İlimleri Ansiklopedisi
  • Günahlardan Kurtuluş
  • Vuslat Sevinci
  • Esbab-u Vurûdi’l Hadîs
  • Ehlibeyt'in Faziletleriyle Yaşayan Ölülerin İhyası
  • Peygamberimizin Dilinden Şehitlik
  • Tebyidu's-Sahife Fi Menakıbi'l-İmam Ebi Hanife
  • El Hasaisul Kubra (2 Cilt Takım)
  • Tedrîbü’r-Râvî - Hadis Usulü
  • Hz. Peygamberin İzinde
  • El-Mehniyyât
  • Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ötesi

İmam Suyuti Alıntıları - Sözleri

  • Ölüm meleğine şöyle demişler: -"Senin hiç elçin yok mu? Önceden onu gönderip ta ki insanlar senden sakınsınlar?" Melek: -"Vallahi çok elçilerim var. İlletler, hastalıklar, ihtiyarlık, yaşlılık, göz ve kulağın bozulması hep benim elçilerimdendir. Bunlar birisinde bulunup da ölümü hatırlamazsa ruhunu aldığımda ona şöyle seslenirim: Sana elçi üstüne elçi göndermedim mi?" İşte ben, o elçiyim ki benden sonra elçi gelmeyecektir ve benden sonra seni uyaran olmayacaktır. (Kabir Alemi)
  • Hiç şüphe yok ki, İslam'ın usulleri birer birer bozulacak, birisi bozulduğunda halk ötekine hücum edecek. İlk evvela hükmü kaldıracaklar, en son da namazı bozacaklar. (Kıyamet Alametleri)
  • Dünya,kâfirin cenneti, müminin zindanidir.Son nefesini veren müminin durumu, tıpkı hapisten çıkarılınca dışarıda farklı yerlere gidip gelen ve gezintiye çıkan kimsenin durumu gibidir.. Mümin dünyadan ayrıldığında zindandan ve kurak yerden ayrılmış gibi olur.. (Vuslat Sevinci)
  • Bir şeyi yapmamaya yemin eder ama sonra yapmadığın şeyin daha hayırlı olduğunu görürsen, yemininden dön ve hayırlı olanı yap. (Mütevatir Hadisler)
  • "- Ey insanoğlu, sen nasıl kandın? Seni aldatan şey ne idi? İlminle nasıl amel işledin? Ey insanoğlu, seni hatta gözünü kontrol ettiğimden haberin yok muydu? Helal olmayan haramlara neden baktın? Kulaklarını kontrol ettiğimden haberin yok muydu? Neden haram ve kötü şeyler dinledin? " (Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ötesi)
  • 4. Din, yani ceza gününün sahibidir. O da kıyamet günüdür. (Allah tüm günlerin sahibi olduğu halde) kıyamet günü özellikle zikredil miştir. Zira 'Bu gün hüküm kimindir? (buyurulur ve) Allah'ındır (denilir) ...(Mümin: 16) ayetinin deliliyle o gün Allah'tan başka hiç kimsenin açıkça bir hüküm hakkı olmayacaktır." (Celaleyn Tefsiri Arapça Tek Cilt)
  • Haramlardan sakın ki, insanların en çok ibadet edeni olasın. Allah’ın takdir ettiğine razı ol ki, insanların en zengini olasın. Komşuna iyilik et ki, mümin olasın. Kendin için istediğini başkaları için de iste ki, müslüman olasın. Çok gülme, çünkü çok gülmek kalbi öldürür. (El-Camiu's Sağir - 1. Cilt)
  • Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Şehitlik, Allah yolunda öldürülmek hariç, yedi çeşittir.” - Veba hastalığından ölen şehittir, - Suda boğulan şehittir, - Zatu’l Cend’den (akciğer hastalığı) ölen şehittir, - Karın hastalığından ölen şehittir, - Yangında ölen şehittir, - Yıkılan bir duvar veya enkazın altında ölen şehittir, - Hamile veya bakire olarak ölen kadın da şehittir. (Tirmizi) (Peygamberimizin Dilinden Şehitlik)
  • Insanların üzerine öyle bir zaman gelir ki, boğulmaya maruz bir adam gibi dua etmeyen yakayı kurtaramaz. (Kıyamet Alametleri)
  • Hatîb, Kâtib Muhammed b. Sa'd'dan rivayet etti, o dedi ki: Abdullah b. Dâvud el-Hureybi'yi şöyle derken işittim: "Müslümanların namazlarında Ebû Hanîfe'ye dua etmeleri gerekir." (Tebyidu's-Sahife Fi Menakıbi'l-İmam Ebi Hanife)
  • Hak peşinde olmak yalnız kalmaktır. (El-Camiu's Sağir - 2. Cilt)
  • Sünnet, Kur'an'ın şerhi ve açıklamasıdır. (Sünnetin İslam'daki Yeri)
  • "Muhakkak ki Allah insanları ve cinleri on cüz yaptı. Bunların dokuz cüzü cinler, bir cüzü de insanlardır. İnsanların bir çocuğu olduğunda cinlerin mutlaka dokuz çocuğu olur". (Cinler Alemi)
  • Allah Teala, iyilikleri de kötülükleri de takdir etmiş, sonra onu meleklerine açıklamıştır. Kim bir iyilik yapmayı düşünür, sonra da yapamazsa Allah Teala ona tam bir sevap yazar. Eğer o iyiliği düşünür de düşündüğünü gerçekleştirirse, Allah Teala kendi katında ondan yedi yüz kat ve fazlasına kadar sevap yazar. Eğer bir kötülüğü düşünür de yapmazsa, Allah Teala kendi katında ona tam bir sevap yazar. Eğer o kötülüğü düşünür de yaparsa, Allah Teala ona sadece bir günah yazar.Allah ancak kendi eliyle helaka gidenleri helak eder. (El-Camiu's Sağir - 3. Cilt)
  • Sarhoş eden her şey haramdır. (Mütevatir Hadisler)
  • وَلَا تُخْرِجُونَ اَنْفُسَكُمْ مِنْ دِيَارِكُمْ Kendinizi (müslüman kardeşlerimizin bütün ümmet tek ceset olması hasebiyle) yurtlarınızdan (ülkenizden) çıkartmayın.. Başka bir ayeti kerime de; ولله ملك السموات والأرض Yer ve gökteki her şey Allah'ın mülkü.. olduğu hâlde Bize ne oluyor... Kimi kimin mülkünden çıkartmaya çalışıyoruz (Celaleyn Tefsiri Arapça Tek Cilt)
  • İbn Ebi Hatim, Halid b. Yezid’den şöyle dediğini rivayet ediyor: "Yağmur suyunun bir kısmı semadan, bir kısmı deniz­den gelen buluttandır. Şimşek ve yıldırım onu tatlandırır. Denizden geleniyle bitki yetişmez. Bitkiler semadan gelen yağmurlardandır." (Kainatın Sırları)
  • Bazen kişinin önemsiz gibi görülen iki rekat nafile namaz kılması, diğer insanların sahip olduğu dünyalıkların tamamından hayırlı olur. (El-Camiu's Sağir - 2. Cilt)
  • Beyhakî, Asmaî’nin şöyle dediğini nakletmiştir: "İlim öğrenmenin zilletine bir vakit katlanamayan kimse, ilanihaye cehalet zilletinde kalır.” (Tedrîbü’r-Râvî - Hadis Usulü)
  • Hastalıkla geçen saatler, günah işlenen saatlere keffaret olurlar. (El-Camiu's Sağir - 2. Cilt)

Yorum Yaz