diorex
Dedas

Jennifer L. Armentrout kimdir? Jennifer L. Armentrout kitapları ve sözleri

Amerikalı Yazar Jennifer L. Armentrout hayatı araştırılıyor. Peki Jennifer L. Armentrout kimdir? Jennifer L. Armentrout aslen nerelidir? Jennifer L. Armentrout ne zaman, nerede doğdu? Jennifer L. Armentrout hayatta mı? İşte Jennifer L. Armentrout hayatı...

  • 03.05.2022 17:00
Jennifer L. Armentrout kimdir? Jennifer L. Armentrout kitapları ve sözleri
Amerikalı Yazar Jennifer L. Armentrout edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Jennifer L. Armentrout hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Jennifer L. Armentrout hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Jennifer L. Armentrout hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: J. Lynn

Doğum Tarihi: 11 Haziran 1980

Doğum Yeri: Martinsburg, Amerika Birleşik Devletleri

Jennifer L. Armentrout kimdir?

Jennifer Batı Virgina’da, Martindburg şehrinde yaşıyor. Onun hakkında duyduğunuz her söylenti doğru değildir. Yazım işiyle yoğun olarak ilgilenmediği zamanlarda kitap okuyarak, egzersiz yaparak, berbat zombi filmleri izleyerek, yazıyormuş gibi yaparak, kocası ve Jack Russel köpeği Loki ile vakit geçiriyor.

Yazar olma hayali, vaktinin büyük bir kısmını kısa hikâyeler yazarak geçirdiği matematik derslerinde başladı. Bu, matematikten kötü notlar almasının da en büyük sebebidir. Jennifer genç okurlar için paranormal, bilim-kurgu, fantezi ve modern aşk hikâyeleri yazıyor. Ayrıca J. Lynn takma adıyla yetişkinler için aşk romanları da yazıyor.

Jennifer L. Armentrout Kitapları - Eserleri

  • Obsidiyen
  • Oniks
  • Opal
  • Köken
  • Direniş
  • Melez
  • Safkan
  • Tanrı
  • Apollyon
  • Avcı
  • Kimi Öptüğüne Dikkat Et!
  • Hep Seni Bekledim
  • Sağdıç
  • Saplantı
  • Kime Dokunduğuna Dikkat Et!
  • Kış Güneşi
  • Kan ve Külden
  • Kimi Seçtiğine Dikkat Et
  • Bodyguard
  • Oyuncu
  • Unutuluş
  • Lanetli
  • Geri Dönüş
  • Hep Seni İstedim
  • Güç
  • Paramparça
  • Mücadele
  • Sonsuzluğun Sonuna Dek
  • Ölene Dek Beraberiz
  • En Karanlık Yıldız
  • Cesur
  • A Kingdom of Flesh and Fire
  • Kehanet
  • The Crown of Gilded Bones
  • Ya Yarın Yoksa
  • En Aydınlık Gölge
  • The War of Two Queens
  • Elixir
  • A Shadow in the Ember
  • Hold Om Mig
  • Trust İn Me
  • Scorched -
  • The Dead List
  • Forever with You
  • Fall With Me
  • Fire In You
  • Stay with Me: A Novel
  • The Queen: A Wicked Novella
  • The Prince: A Wicked Novella
  • The King: A Wicked Novella

Jennifer L. Armentrout Alıntıları - Sözleri

  • "Orada dikilip duracak mısın yoksa gerçekten bir işe yarayacak mısın?” diye söylendi Tink, Ren’e. “Benim için kutuları yerden alır mısın?” “Tink,” diye çemkirdim. “Kutuları ben alırsam, onları bahçeye fırlatıveririm,” dedi Ren. Tink ellerini yanaklarına vurarak aniden geriye sıçradı. “Buna cesaret edemezsin.” “Hem de öyle bir ederim ki.” “Ah, Tanrım,” diye homurdandım, Ren’in etrafından dolaşarak. Kutuları yerden alıp içeri taşıdım, sonra da kanepeye fırlattım. “Dikkat et!” diye ciyakladı Tink. “İçlerinde paha biçilemez, kırılacak şeyler olabilir.” Ren arkasından kapıyı kapatırken, havada süzüldü. “Ve sen! Sen kutuları bir hanıma taşıttın.” Gözlerimi devirdim. Ren gürültülü bir nefes verdi. “Tanrım; çok sinir bozucusun.” “Ne olmuş?” Tink kanatları hararetle havayı döverek, kanepeye doğru uçtu. “Ben lastiğim, sen yapışkan!” Ren ufaklığa doğru döndü. “Ne?” “Ne söylersen söyle benden sekip gelir sana yapışır!” (Paramparça)
  • “Beni kalbimden bıçaklayacak mısın? Tekrar?" "Neden bileğimi bırakıp öğrenmiyorsun?" "Bu kulağa evet gibi geliyor.” (A Kingdom of Flesh and Fire)
  • "Alexandria'nın Apollyon olması beklense de sizin kaderinizde hep çok daha fazlası olmak vardı." Karina bana baktı. "Kabullenmesi güç olabilir fakat bunu kabullenmeniz gerekiyor." "Yoda gibi konuşuyorsun," diye mırıldandım. "Anlamadım?" "Önemli değil." (Mücadele)
  • Kendimi nasıl hissetiğimle ilgili konuşmak konusunda hiç iyi değildim. Kahretsin, kendimi nasıl hissettiğim hakkında düşünmekte bile iyi değildim. (Melez)
  • “Nasıl cadaloz bir şeysin sen böyle,” (Hep Seni Bekledim)
  • “Öyle güzelsin ki, Layla. Sonsuzluğun geri kalanında bakabileceğim bir şey seçme imkanım olsaydı seni seçer­dim.” (Kimi Seçtiğine Dikkat Et)
  • "Aptal aptallık yapandır..." (Hep Seni İstedim)
  • “I’m not afraid of her,” I whispered to my reflection. “I’m a Queen. I’m a god. I’m not afraid of her.” (The War of Two Queens)
  • “Aşktı bu; aşk değiştirebilirdi insanları.” (Kimi Seçtiğine Dikkat Et)
  • Kitaplar. Kitaplar her yerdeydi. Beş adet kitap düzgünce kanepenin köşesine dizilmişti. iki tane de sehpanın üstünde duruyordu. Bir tanesinin içinde parlak bir ayraç vardı. Diğer sehpada üç kitap daha. Bir tane de televizyon sehpasının üstünde. O kitaba da bir ayraç konmuştu. İki kitap birden mi okuyordu acaba? Yoksa daha da mı fazla? Ben bir taneyi zar zor okurken... (Unutuluş)
  • Yıldızlar... ne kadar güzel olsalar da, çok uzaktaydılar (Hep Seni Bekledim)
  • “Seninleyken kendimi bir canavar gibi hissetmiyorum. Öyle olduğumu unutuyorum. Bana bunu hak ettirmeyen şeyleri yaptığımı unutuyorum.” (Geri Dönüş)
  • Bazen… bazen sanki bir tuzak kurulmuş da hepimiz dörtnala koşup tuzakla düşmüşüz gibi geliyordu. (Opal)
  • She was hugging me, and I didn’t know how to respond to that for several seconds. My senses were overloaded as I lifted my arms and wrapped them around her, returning the gesture stiffly. The hug felt awkward and strange…but then it felt like something wonderful. Ezra embraced me—squeezed me tightly—and then let go. “I love you, Sera.” Overwhelmed, I watched her step back and smile shakily. I stood there as she turned and made her way back to the carriage. I didn’t breathe until she was inside. I swallowed thickly, briefly closing my eyes. “I love you, too,” I whispered. (A Shadow in the Ember)
  • I loved him. I was in love with him, even though that love had been built on a foundation of lies. I loved him even though there was so much I didn’t know about him. I loved him even though I knew I was a willing pawn to him. (A Kingdom of Flesh and Fire)
  • Korku zayıflık değildir. Sadece üstesinden gelmen gereken bir durumun işaretidir. (Tanrı)
  • Herkes rahat olabilir. Buraya kargaşa çıkarmaya ya da çatıyı başınıza yıkmaya gelmedim." "Nasıl?" diye mırıldandı Deacon. "Sen nasıl..." "Uzun hikâye ve içimden açıklama yapmak gelmiyor hiç." (Mücadele)
  • "Biliyor musun?" Aiden'a meydan okuyan bir bakış fırlattım. "Gidelim. Hadi, Seth. Âşık kavgamıza devam edelim biz." Duvardan ayrılan Seth tek kaşını kaldırdı. "Evet, aşkım, bu kulağa çok hoş geliyor. Hançeri unutma da gözümü oyabilesin" (Safkan)
  • Aiden boğuk bir kahkaha atıp Alex'e baktı. Alex ona güven telkin eden bir gülümsemeyle karşılık verdi. İkisinin hemfikir oldukları belliydi. Zihinleri ve ruhları birbirine bağlıymış gibi. (Güç)
  • “I need you,” he groaned against my lips. “I need you, Poppy.”“You have me,” I told him, echoing the words I’d said to him once before. Now, they felt like an unbreakable vow. “Always.” “Always,” he repeated. (The Crown of Gilded Bones)

Yorum Yaz