matesis
dedas

Kamuran Şipal kimdir? Kamuran Şipal kitapları ve sözleri

Türk Yazar, Çevirmen Kamuran Şipal hayatı araştırılıyor. Peki Kamuran Şipal kimdir? Kamuran Şipal aslen nerelidir? Kamuran Şipal ne zaman, nerede doğdu? Kamuran Şipal hayatta mı? İşte Kamuran Şipal hayatı... Kamuran Şipal yaşıyor mu? Kamuran Şipal ne zaman, nerede öldü?
  • 01.02.2023 14:00
Kamuran Şipal kimdir? Kamuran Şipal kitapları ve sözleri
Türk Yazar, Çevirmen Kamuran Şipal edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Kamuran Şipal hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Kamuran Şipal hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Kamuran Şipal hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 24 Eylül 1926

Doğum Yeri: Adana, Türkiye

Ölüm Tarihi: 18 Eylül 2019

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Kamuran Şipal kimdir?

1926’da Adana’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Çağdaş Alman Hikâyesi/1945’ten Sonra başlıklı bir incelemesi; Beyhan, Elbiseler Çarşısı, Büyük Yolculuk, Buhurumeryem, Köpek İstasyonu adlı öykü kitapları yayımlandı. Sırrımsın Sırdaşımsın adlı romanıyla 2011’de Orhan Kemal Roman Armağanı’nı aldı. Rainer Maria Rilke, Franz Kafka, Robert Musil, Heinrich Böll, Thomas Mann, Günter Grass, Ingeborg Bachmann, Sigmund Freud, Hans Bender gibi önemli yazarların yapıtlarını dilimize kazandırdı.

20 Eylül 2019'da memleketi Adana'da toprağa verildi.

Kamuran Şipal Kitapları - Eserleri

  • Dua Çiçeği
  • Demir Köprü
  • Sırrımsın Sırdaşımsın
  • Eskimo Masalları
  • Gece Lambaların Işığında
  • Elbiseciler Çarşısı
  • Köpek İstasyonu
  • Büyük Yolculuk
  • Buhurumeryem
  • Beyhan

Kamuran Şipal Alıntıları - Sözleri

  • “…şafakla yüz yüze geldi mi, insanların sevinçten içi içine sığmaz, çünkü güneşin ışığı yeniden dönüp gelir yeryüzüne.” (Eskimo Masalları)
  • Oysa sevgi nazlı bir fidan gibidir, önce sevgiyi içte büyütmek gerekir. Kolay kolay yeşermez, çiçek açmaz sevgi ve çiçekleri de çabuk solar.” (Gece Lambaların Işığında)
  • "Daha ileri uzanmayı göze almayarak gerisingeri çark edeceği son durak neresi olacak bugün. Pek çok son durak sözkonusu. Hızlı hızlı yürürken - evden çıktığında kesinlikle yavaş yürümeye niyetleniyor, ama her seferinde kendiliğinden hızlanıyordu adımları- birden duracağı,daha ileriye tek bir adım atmaktan onu alıkoyan, söz dinlemedi mi, tatsız bir şeyin gerçekleşeceğini önceden haber veren bir duygunun ansızın içinde sesini duyuracağı, dikkate alınmadı mı kaşla göz arasında belirsiz bir korkuya dönüşüp var gücüyle üzerine çullanacağı pek çok durak, pek çok sınır taşı! " (Sırrımsın Sırdaşımsın)
  • Karga,insanlar gibi hayvanları da balçıktan yarattı. Avlanmasını öğrenecek insanların besinini oluşturacaktı hayvanları yarattı. Ve insanlar gösterdi onları ve avlanma becerisini kazandıktan sonra bu hayvanları yiyerek yaşamlarını sürdürmelerini anlattı. (Eskimo Masalları)
  • Günlerden bir gün ilk çocukluk yaşantılarına ilişkin anılar arasında gezinirken, o zamana kadar hiç karşılaşmadığı birine rastladı. Belleğinin kuytu bir köşesinde gözden saklı, mahcup çekingen duruyor, sonunda ele geçirdiği için adeta mahzun bir yüzle ona bakıyordu. Aydınlık yaz geceleri gökyüzünün derinliklerinde bir batıp bir çıkan, zorlukla seçilebilen bir yıldız gibi, daha fazla sabredemeyip su yüzüne çıktığı anların birinde yakayı ele vermiş, bu da onun bir hayli canını sıkmıştı. (Sırrımsın Sırdaşımsın)
  • "Almanya ’da esmerlere rağbet fazla” (Gece Lambaların Işığında)
  • Gel zaman git zaman,gebe kalan kadın ikiz çocuk dünyaya getirdi ,çocukların yüzleri insan yüzü,vücutları solucan vücuduydu. (Eskimo Masalları)
  • Okuldan getirdiğim karne pekiyilerden geçilmiyor. Ama göğsümü kabartarak karneyi gösterecek kimseyi bulamıyorum evde. (Demir Köprü)
  • Hayran kalırım hep Uzak ülkelere gezen insanlara (Eskimo Masalları)
  • “ Bir zamanlar, çok, çok zaman önce yukardan düştü dünya. Yeryüzü, kayalar ve taşlar, yüksek gökyüzünden aşağı düştü.” (Eskimo Masalları)
  • Allah bir ayetinde, ben çalışana veririm, diyor. Hıristiyan’mış, Müslüman’mış ayırt etmiyor. (Gece Lambaların Işığında)
  • Yine bıraktığın gibi bu diyar Sen sonbahar şiirlerini severdin Yine sonbahar (Sırrımsın Sırdaşımsın)
  • Evet, Hazreti Yusuf o kadar güzeldi ki, Mısır beldesinde at üzerinde gezmeye çıktığı vakit, sokaklarda kendisini görenler hüsnünden açlıklarını unutur, karınları doyardı. (Gece Lambaların Işığında)
  • Anlaşıldı; tangoyu öğrenemediğin gibi sevginin ne olduğunu da öğrenemeyeceksin! (Gece Lambaların Işığında)
  • Biz fabrikada birbirimizi çok tutarık. Almanlar da çok fabrikada. Bizi sevmirler. Bize deyirler, niye çalışırsınız burda. Memleketiniz yok mu, gedin memleketinizde çalışın. Biz derik, savaşta sizden yana dövüştük deyi böyle söyleyirsiniz. Biz böyle söyleyirik, gülüşürler. Dövüşmeseydiniz, deyirler, dövüştünüz ne oldu? Biz deyirik, torpağınızı üç gün erden düşmana verecektiniz, üç gün sona verdiniz. Siznen dövüştük, kötü mü ettik. Arkadaşa deyirler ikide bir, gedesiniz burdan, sizi istemiyirik. (Gece Lambaların Işığında)
  • Nerede siyah çantalı, siyah resmi giysisinin düğmeleri sarı sarı parıldayan birini görse, hemen babasına benzetirdi! Kentte ne çok siyah çantalı, siyah giysili, resmi giysisinin düğmeleri sarı sarı parıldayan adam vardı! (Demir Köprü)
  • "Dışarda hava kararmış, sokak fenerleri çoktan yanmıştı. Gözlerini sırayla yolun karşısındaki evler üzerinde gezdirdi. Hepsi de üç beş katlı apartmanlardı. Hemen hepsinin beton çatıları üzerinde televizyon antenlerinin direkleri, çoklarının pencereleri altında klima cihazları görülüyordu. Çocukluğundaki o en fazla iki katlı, damlarında tahtlar, tahtlarda sabah yataktan kalkılınca toplanmış cibinliklerle evler aradı gözü. Bulamayınca hüzünlenir gibi oldu. Yüksek beton binaların tümü gaz lambaları yerine elektrikle aydınlanıyordu artık ve hemen hepsinde ışıklar yakışmıştı. " (Sırrımsın Sırdaşımsın)
  • “Derken giderek güçlenen bir özlem ansızın başkaldırdı içinde, bir anda filizlenip yeşerdi, büyüdükçe büyüdü, başka her şeye kapadı belleğini; başka bir duygunun, bir düşüncenin bu bellekte boy göstermesine izin vermedi. (Dua Çiçeği)
  • "Kardeşim,kardeşim nerede?" Annem,"Kardeşini melekler götürdü, " diye yanıtlıyor. "Meleklerin yanında kalacak artık, kendisi gibi küçük meleklerle oynayacak. Gece oldu mu gökyüzünden bize bakacak,ben buradayım, beni merak etmeyin diyecek. Biz de ona buradan selam yollayacağız." (Demir Köprü)
  • "Çok sevdiği, sık sık ortaokuldan, sonra liseden kaçıp ırmak kıyısındaki portakal bahçelerinde her biri bir ağaç altına çekilerek elden ele dolaşan yasak kitaplar okudukları, içtikleri su ayrı gitmeyen bir arkadaşının peşine takılıp, kafasının içi romantik düşler ve renkli serüvenlerle dolup taşarak, kanatları henüz doğru dürüst çıkmamış tek oğlunu yuvada tutup bırakmak istemeyen annesinin elini hoyratça bir kenara ittiğinden ve okumak için bir başka, bir büyük kentin yolunu tuttuğundan bu yana gerçekten o kadar çok zaman geçmiş miydi? " (Sırrımsın Sırdaşımsın)

Yorum Yaz