matesis
dedas

Kanat Güner kimdir? Kanat Güner kitapları ve sözleri

Yazar Kanat Güner hayatı araştırılıyor. Peki Kanat Güner kimdir? Kanat Güner aslen nerelidir? Kanat Güner ne zaman, nerede doğdu? Kanat Güner hayatta mı? İşte Kanat Güner hayatı... Kanat Güner yaşıyor mu? Kanat Güner ne zaman, nerede öldü?
  • 08.05.2022 22:00
Kanat Güner kimdir? Kanat Güner kitapları ve sözleri
Yazar Kanat Güner edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Kanat Güner hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Kanat Güner hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Kanat Güner hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1970

Doğum Yeri: Muş, Türkiye

Ölüm Tarihi: 1998

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Kanat Güner kimdir?

Henüz 28 yaşındaydı. Zeki ve başarılı bir genç kızdı, ama yalnız ve korunmasızdı. Çocukluk düşlerini gerçekleştirmek üzereydi, tıp fakültesinde okuyordu; ama yıllardır eroin bağımlısıydı. Beş yıl çabaladı, kurtulamadı. ‘‘Yanımda kal, beni bırakma. Elimi tut. Öyle tut ki bütün korkularım bitsin’’ diye sesleneceği kimsesi yoktu. Gençlere örnek olmak için eroinin, yani kendi hayatının kitabını yazdı. Eroinden kurtulmak için verdiği amansız mücadeleyi ve kaçınılmaz sonu anlattı kitabında. ‘‘Bir tuvalet köşesinde öleceğim’’ demişti. Gerçekten de öyle öldü...

Türkiye, Kanat Güner'i ve yeniden uyuşturucu batağını konuşuyor. Özellikle gençlerin yaşamına sinsice giren eroinin son kurbanı Kanat Güner, uyuşturucu ticaretini, bu ticaretten kazanılan kara paraları ve korunmasız kurbanları, toplumsal eksiklerimiz ve yanlışlarımızı, yeniden masaya yatırdı...

Talihsiz kızın ölümü, uyuşturucuya yeni başlayanlara, başlamayı düşünenlere ibret olsun diye yazdığı ‘‘Eroin Güncesi’’ adlı kitabını önceki gün Taksim İş Bankası Sanat Galerisi'nde imzalamasından bir kaç saat sonra geldi. Saat 21.00'de Beyoğlu Sineması'nın tuvaletine giden genç kız, burada dizine şırıngayla ‘‘Altın Vuruş’’ yaptı. Yüksek dozda eroin damarlarında yayıldı ve Kanat Güner, bir daha kendine gelemedi. Cesedini kapıdaki erkek arkadaşı buldu.

Muş'ta doğan ve ve 8 yıldır kayıtlı olduğu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni eroin yüzünden bitiremeyen Kanat Güner, ibret olsun diye yazdığı kitabında uyuşturucu illetinin hayatını nasıl mahvettiğini açıkça anlatmıştı. Tam 11 baskı yapan kitabının ilk sayfasında Kanat Güner, ‘‘Yaşam şeklim sayesinde veda etmem gereken pek kimse yok’’ diyordu. Sözünü tuttu Kanat, kimseye veda etmeden, senaryosunu önceden yazdığı gibi, bir tuvalet köşesinde, kimseye veda etmeden gitti. Cesedi, Taksim İlkyardım Hastanesi'nden Adli Tıp Kurumu Morgu'na götürülürken de yapayalnızdı.

BIRAKTIM, BIRAKACAĞIM

Kanat Güner, Hürriyet Gazetesi'nde geçen ay yayınlanan röportajında, paçavraya dönen kollarında iğne vuracak yer kalmadığını şu alaycı sözlerle dile getirmişti: ‘‘Kaza geçirsem, kolumda serum takacak yer bulamayacaklar.’’

Eroin konusunda kimilerine ‘‘Bıraktım’’ diyordu, kimilerine ise ‘‘Bırakacağım’’ diye konuşuyordu. Öldüğünde cebinde 5 kullanımlık eroin, iki kullanımlık esrar, 1 kullanılmamış enjektör ve eroin eritmekte kullanılan 2 kaşık bulundu.

BABASI: ALKOLLE BAŞLADI

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi son sınıfta kaydını donduran kızının eroine başladığını üç yıl önce öğrendiğini söyleyen baba Cevat Antepli, şu açıklamada bulundu:

‘‘Önce alkole başlamış. Ardından hap ve eroin. AMATEM'de 10 gün tedavi gördü. Sonra tedaviye cevap vermiyor diye kovdular. Annesi ve ben, ona gereken tüm ilgiyi gösterdim, ama eroini bırakamadı. Kitabı yazmasını biz önerdik. Yazdıklarını kaleme alsın, böylelikle bırakır diye düşündük. Bize karşı çok saygılı ve dürüst bir evlattı. Kandırdığı tek konu eroindi...’’

İSTANBUL'DA YALNIZLIK

Kanat Güner'in 28 yıllık kısa yaşam öyküsü, toplumsal ve bireysel açıdan içinde büyük dersler taşıyor. Figen Yanık'ın 3 Mart 1998'de Hürriyet'in Kelebek ekinde yayımlanan röportajında, ailesini Anadolu'da bırakıp okumak için İstanbul'a geldiğini belirtiyor Kanat Güner...

İstanbul'da taşranın baskısı yoktu, özgürdü. Ama uçurum gibi bir yalnızlık da çevresini kuşatıyordu.

İlk sevgilisi, ikincisi, aldatmalar, aldanmalar, Köprüaltı arkadaşlıkları, gece yaşamı, kulüpler, evsizlik, parasızlık, yoksulluk, ilk kurtaj deneyimi, tümör korkusu, evlilik ve fakülteyi terk ediş... Kanat Güner'in hayat hikayesinin satır başları...

Duygusal bir insandı ve bütün bunlara daha fazla dayanamadı. İntihar etmek istedi. İntihar aracı olarak da eroini seçti. Ama eroin onu öldürmedi. Tam tersine sinsice hayatına girdi:

‘‘Öyle bir an geldi ki kendimi dört bir yandan çevrili hissettim. Artık daha fazla dayanamıyordum. O zaman intihar etmeyi düşündüm. Bunu eroin kullanarak yapabilirdim. Bir iki kullanımdan sonra ölüm vuruşu yapabilirim diye düşündüm... Ama eroin öldürmediği gibi, yaşatmadı da... Zaten bir süre sonra eroin fikrine saplanıyorsunuz. Bir süre sonra onun oluyorsun. Ona aşık oluyorsun. Hâlâ seviyorum onu, ona hâlâ aşığım...’’

Yaşamaktan bıkmıştı

Kanat Güner'i, 15 yıllık arkadaşı Ali Kemal Yılmaz'dan dinledik:

‘‘Onu ilk tanıdığım zamanlar temiz, dürüst, cıvıl cıvıl bir kızdı. Metin'le tıp fakültesinin 2'nci sınıfında evlendiler. Başlangıçta her şey iyiydi. Ancak eşi askere gidince başka bir erkekten hoşlandı. Böylece evlilikleri de bitti. Hukuki olarak boşandıklarını zannetmiyorum. Kanat, uyuşturucuya önce hapla başladı. Son 3-4 yılda ise eroin kullanmaya başladı. Onu çok

uyarıyordum, ama bir faydası olmadı. Özgürlükçü ve anarşistti. Hayatı çok katı ve zor buluyordu. Sık sık ‘İstanbul

bize göre değil' diyordu. Felsefeyi çok seviyordu. Ancak bu sevgisi onu olumsuz etkiledi. Hatta o kadar dengesizleşti ki, ona bir psikolog bile buldum. Tedavi oluyordu. Zaten kitabını yazdığı günlerde uyuşturucuyu kısa süreli de olsa bırakmıştı. Küçük yerde büyümüştü. İstanbul'un büyüklüğü altında ezildi. Birdenbire bulduğu özgürlük, onu çok uç noktalara götürdü. Aslında bunda ailesinin de payı var. Öğretmen bir anneyle mühendis bir babanın kızıydı. Ancak ailesinin üzerinde sürekli bir baskısı vardı. Özellikle annesinin otoriterliğinden yakınıyordu.’’

Bana aşkı sorma

Kanat Güner'in tam 11 baskı yapan kitabı piyasaya çıktıktan sonra, arkadaşımız Zeynep Güven'in dikkatini çekti. Zeynep Güven'nin 10 Mayıs 1997'de yayımlanan röportajında Kanat Güner şunları söylüyordu:

Kurtulmak için çok iradeli olmak lazım. Bir de İstanbul'dan uzak olmak lazım. Çevre çok önemli. Bu çevrede kaldığın sürece kurtulman zorlaşır. İrade, şansın yardım edecek, oyalanacak bir şeyler bulacaksın. Birkaç tane kurtulan insan tanıyorum.

Anarşist ruhluyum. İlla ki farklı olanı da bileceğim. Yani bana gösterilen doğru yolu değil, yan yolları da bilmek, hatta hep o yollarda devam etmek... Çünkü etrafına bakıyorsun, herkes doğru olan yolda yürüyor, ama hiçbir b.k oldukları yok...

Eroin bağımlıları grup halinde yaşıyor. Grup muhabbeti sıkmıyor. Çünkü aynı şeyin peşinde koşturuyorsun. Aynı şeyi düşünüyorsun. Bütün derdin, aklın fikrin eroin. Hep birlikte aranıyorsun, bulduğun zaman hep birlikte takılıyorsun. Ama ben o insanlardan değilim. Mesela hırsızlık yapamıyorum. Benimle başlayanların yapmadığı şey kalmadı. Ben hep bir şekilde para buldum. Para yönünden şansım yaver gitti...

Eroin pembe bir dünya yaratmıyor, çirkinliklerle arana bir perde çekiyor... Onların üstündesin. Onların kaygıları senin kaygıların değil. Onların kaygılarına gülüp geçiyorsun. Güldüklerine gülüp geçiyorsun. Çirkinlikler daha belirgin oluyor, ama sana değmiyorlar...

Sevgi olsaydı daha kolay olurdu. Ama benim aşka inancım kalmadı. Sorma...

Hadi bitsin artık bu muhabbet diyorsun. Ama gidecek yerin yok. Çoğunun ailesi kabul etmiyor. Çoğunun krizi, hastalığı atlatacak bir yeri bile yok. Kriz her geçen gün daha kötü olacak, bunu biliyorsun...

Bir şeyler yapmam gerekiyordu. O kadar boştum ki... Bir de hep dürtüklendim. Etrafımdaki insanlar, yaz bastıralım filan dediler hep. Acayip kolay çıktı kitap... Gurur veriyor bu kitap bana. Hoşuma gidiyor, bir şey yapmış hissediyorum kendimi. Uzun zamandır bunu hissetmiyordum. Ceset gibi bir tiptim...

Eroin kullananların sayısı korkunç arttı. Artık ölenlerin haberleri çıkmıyor gazetelerde. Böyle de devam edecek... O kadar çok insan ekmek yiyor ki bundan. Susurluk'a filan gidiyor olaylar...

Eroin Güncesi

Kanat Güner'in trajik sonla noktalanan hayat hikayesinin izini yazdığı ‘‘Eroin Güncesi’’ adlı kitapta sürdük:

AİLEM Benim yüzümden mahvoldular, çöktüler. Benden beklenmeyen her şeyi yaptım, Onları çok utandırdım. Çünkü onlar beni, çevredekiler aman ne iyi çocuk yetiştirmişsiniz desinler diye büyüttüler. Hele annem...

FAKÜLTE 17 yaşındaydım, İstanbul'da yapayalnızdım. Burnumu her deliğe sokmaya başladım. İlk delik, bütün fakültelerin marjinallerinin sığındığı sosyal etkinlik kulüpleri, yani tiyatro kulübü oldu. İnsanlar öyle yerlerde ya çiftleşiyorlar ya da mastürbasyon yapıyorlardı. İlk sevgilimi orada buldum. Uzun zaman da ona katlandım.

NEFRET Soner'in ölümüyle eroinden nefret etmiştik, ama bazı aşkların nefretle başladığını söylerler değil mi? Okulda öğrendiklerim sonucunda ‘H’den hem korkuyor, hem de merak ediyordum.

ALKOL Alkol benim için büyük bir handikaptı. Nerede duracağımı bilmiyor, zil zurna sarhoş olunca da tam arıza oluyordum.

ESRAR Fındık'ın peşine takıldım. Buraraya gelmesi tehlikeli olan iki kişiydik ve bir araya gelmiştik. Ahıra girmeyen bir koçtu/Ot buldukça uçtum/Anayasa'da en büyük suçtum.

HAP Arada sırada para kazanacağımız tutuyordu. Birkaç kitap toparlayıp AKM'nin karşısındaki köşede tezgâh açıyorduk. İlk satışı ya hapa yatırıyorduk ya alkole. Sonra da pek satış yapamıyorduk. Çünkü, kitapların üzerine sızıp kalıyorduk.

EROİN Madde daha vücuduma girmeden bağımlısı olmuştum sanki. Hep ne zaman karşıma çıkacak diye bekliyordum. İlk fırsatta deneyecektim. Büyük bir ihtimalle çok sevecek ve dönülmez yola girecektim. Teorik olarak eroin hakkında her şeyi biliyordum.

İLK TANIŞMA Cihangir'deki evde sabaha karşı karşıma çıkınca hiç tereddüt etmeden dayadım burnumu. Bu burun her yere sokulmalıydı ya. Bütün günümü tuvalette kusarak geçirdim, ama kendimi çok iyi hissediyordum.

PİS KOKU Torbacının evinde çok pis bir koku vardı. Bir zulamız yoktu ve kaçınılmaz sorun gerçekleşiyordu. Burnumuz akıyor, kemiklerimiz ağrıyor, bedenimizden pis pis kokan ter damlaları fışkırıyordu, ama üşüyorduk. İşte o koku bu kokuydu.

ÖZGÜRLÜK Yitirecek hiçbir şeyim kalmamıştı. İrademi ona teslim etmiştim. Özgürlüğünden hiç kimseye ödün vermemiş olan ben, onsuz olamıyordum artık. Kesinlikle özgürlüğümü kaybetmiştim.

Kanat Güner Kitapları - Eserleri

  • Eroin Güncesi
  • ADA 4-4910

Kanat Güner Alıntıları - Sözleri

  • Sevgilin var mı? Bence var, onca yok, çünkü o yok. (ADA 4-4910)
  • Tanrım, lütfen ona sarıl üşümesin. (ADA 4-4910)
  • Dün hiç tanımadığım bir erkeğe sırf sana benziyor diye 20 TL ve sakız posteri verdim. (Eroin Güncesi)
  • En büyük keyfimiz insanları kızdırmaktı. (Eroin Güncesi)
  • “Radial arterinden (ön kolun iç yanındaki damar) iğne yapma şişiyor. Altın vuruş yapacaksan kimseye zarar vermeden, bir otel odasında karşıla ölümü...” (ADA 4-4910)
  • "...adamın hiç bir şiirini anlamıyoruz, nasıl bir şairse. Sırtımı duvara verdim. Kapıymış açtılar düştüm. Nasıl şiir ama? (ADA 4-4910)
  • Eroinman malı bol bulunca sigara yerine kullanırmış. (ADA 4-4910)
  • Hiç kimse, hele bir erkek beni kısıtlayamazdı. (Eroin Güncesi)
  • Sanırım yalnızlıktan korktuğum için onu terk edemiyordum. (Eroin Güncesi)
  • Direniyorum, uykusuzluğa, sosyal cibilliyetsizliğe, cahilliğe, kemik ağrılarına, erken bunamaya, küçük adamlara meydan okuyorum. (ADA 4-4910)
  • İsa'yla karşılaşıyorum, ortak yanımız çok, onun elinde, ayağında benim ki kadar çok delik var. (ADA 4-4910)
  • Çocukken bana hep 'yaşına göre olgun bir kız' derlerdi. Hep en büyük bendim, benden küçüklere örnek olmak zorundaydım, okulda başarılı olmak zorundaydım. Böyle bir çocukluğun ardından ergenliğimle birlikte denge bozuldu. Çünkü büyük bir ihmal, unutulan bir şey vardı: SEVGİ! (Eroin Güncesi)
  • Ben hiç kimsenin hiçbir şeyine karışmaz kimseyle uğraşmazken, nedense herkes benimle uğraşıyordu. (Eroin Güncesi)
  • Yaşam artık iyice çığırından çıkmıştı. Polyannalar bile intihar ediyor, ben hala yaşıyordum. (Eroin Güncesi)
  • Sevgili tavşancığım, Sana bir şeyler yazmak yerine milyonlarca şey söylemek isterdim ama artık imkânsız galiba. Sanırım seni çok şaşırttım. Senin intihar planlarınla her dalga geçişimde kendi ölümüme kendimi alıştırıyor, korkaklığımı yenmeye çalışıyordum. Bir de öyle bir hayalim vardı ki gerçekleşmesi demek, yeniden doğmuş olmam demekti. Fakat gerçekleşmesi bir değil üç imkânsızı gerektiriyordu. Yine de umut yakamı bırakmıyordu. Sen, ben ve oğlum! Ne kadar imkânsız bir hayalim varmış değil mi? Hep bir mucize olacak, sen beni fark edeceksin, seveceksin ve benim sevmeme izin vereceksin diye bekler dururdum. Geçmişini, özellikle de Hakan'ı unutup, zekânın ve güzelliğinin farkına varmanı, iyileşmeni istedim. Toparlanabilseydin, kendini öldürmekten vazgeçseydin, beni de yaşamla barıştırabilirdin. Ama ölmekte o kadar kararlıydın ve ben senin ölüm haberini kaldıramayacak kadar zayıftım ki senden hızlı hareket etmek zorundaydım. Senin gözümün önünde eriyişini daha fazla seyredemez, muhteşem zekânı yok edişine dayanamazdim. Ulaşılmaz tanrıçamın eroin parası toplayışını hazmedemedim. Ardımdan çok fazla üzülmemişsindir. Son zamanlarda dertleşmek için bile uğramaz olmuştun. Yokluğuma kolay alışırsın sanırım. Eşyalarımı satıp H'e çevirmeye başlamışsındır. Ne yaparsan yap, senden sadece kitabını bitirmeni istiyorum. Ne yap et, o kitap bitene kadar ölme! Birilerinin işine yarayacak, seni anlatacak, birilerini utandıracak o kitap. O kitapla, yaşarken verdiğin mücadelenin meyvesini ölümünden sonra alacaksın. En azından şu lanet toplumun, bir hatunun hiç kimsenin orospuluğunu yapmadan, canının istediği her şeyi yapabildiğini görmesi lazım. Göster onlara. Belki yaptıkların doğru değildi ama sen istedin ve tek başına sen yaptın; ödün vermeden, dürüstlüğünü yitirmeden, özgürlüğünden vazgeçmeden ve en önemlisi insanların birbirine oynayıp durdukları ikiyüzlü, basit, çirkin, küçük oyuncakların hiçbirinde oynamadan, paranın kudretine karşı koyarak yaşadın. Bunları bilmeliler, yazmalısın, benim gibi sessiz sedasız utanarak terk etme sahneyi. Belli mi olur, belki selam için tekrar sahneye çıkma şansı verirler ve o zaman iyi alkış alırsın. Seni çok fazla bekleyebileceğimi sanmıyorum ama bu tarafa gelirken bari biraz güzel dedikodu ve değişen bir şeylerin haberini getir. SENİ SEVİYORUM... (Eroin Güncesi)
  • ...sen başka bir ulus düşünebiliyor musun, mesir macunu yapan, bunu şenlik haline getirebilen bir millet. Resmen hadi bugün d....ş günü herkes macun kapsın koşup karısını d....n. Sonra böyle seksüel olarak dengesiz bir toplum çıkıyor karşına. (ADA 4-4910)
  • "Başarısız ressam kendi kanıyla son resmini yaparak intihar etti." (Eroin Güncesi)
  • Cehennemin bekçisi kalktı yerinden, Ölüleri tuttu tek tek elinden, Cebrail sordu tek tek; bunlar ne yapmış? Bu vurmuş, bu çalmış, bu aldatmış, Atın bunları ateşe. Peki bu esmer kulum ne yapmış, O aşkı aramış, aşkı bulmuş. Onu affettim çünkü o ezelden beri cehennem ateşi ile yanmış. (ADA 4-4910)
  • Normal insanların dürtülerinden o kadar uzaktım ki, hiçbir şey zevk vermiyordu: Yemek, içmek, gezmek, seks korkunç anlamsızdı. (Eroin Güncesi)
  • "Yeryüzündeki uyuşmazlıklarımızda, ya ıstırablarımız galip gelir, ölüm ona son verir, ya da beden galip gelir, ıstırabı kovar. Fakat öte yandan, ıstırap ebedi olarak yargısını sürdürecek ve beden ebedi olarak acı çekecektir. Her ikisi de verilen cezanın sürüp gitmesine katlanacaklardır." (ADA 4-4910)

Yorum Yaz