Karen Barkey kimdir? Karen Barkey kitapları ve sözleri
Yazar Karen Barkey hayatı araştırılıyor. Peki Karen Barkey kimdir? Karen Barkey aslen nerelidir? Karen Barkey ne zaman, nerede doğdu? Karen Barkey hayatta mı? İşte Karen Barkey hayatı...

Yazar Karen Barkey edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Karen Barkey hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Karen Barkey hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Karen Barkey hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Doğum Tarihi: 1958
Doğum Yeri: Amerika Birleşik Devletleri
Karen Barkey kimdir?
Karen Barkey Kitapları - Eserleri
- Farklılıklar İmparatorluğu
- Eşkiyalar ve Devlet
- İmparatorluk Sonrası
- Eşkıyalar ve Devlet
Karen Barkey Alıntıları - Sözleri
- Pir Sultan Abdal , Köroğlu ve Dadaloğlu devletin politikalarına karşı çıkmış ve köylülere zulmeden yerel güç sahipleriyle mücadele etmişlerdir Devlet belgeleriyle folklor ürünler arasında tutarsızlığa Osmanlı imparatorluğunda rastlanır Hükümet görevlileri , devlet belgelerinde ünlü toplumsal eşkıyalardan celaliler olarak söz etmiş ve bölgesel liderlere onları yok etmelerini emretmislerdir . Halk edebiyatında onları Anadolu nun kırsal kesimindeki her erkek çocuğunun özendiği Kahramanlara dönüştürmüştür. Tımar sisteminin bozulmasıyla sancakbeylerinin önemi azaldı . Sıradan askerleri tımar sahipleri olarak çeşitli terfi ettirerek oluşan Nakit ihtiyacı artan devlet sancakbeyi devre dışı bıraktı gelir kaynağını gereksiz kişilerin saf dışı bırakılması son derece mantıkliydi Baştan sancakbeyligi ; paşalar ve reisi azamlar gibi merkezi asker görevlileri atayan devlet daha sonra iltizama geçti Beylerbeyi önemi artti Fütüvvet ; fetâ kelimesinden gelmektedir. Fetâ yiğit, fütüvvet yiğitlik demektir. Fütüvvet, yiğitlik anlamına meslekî bir organizasyon; meslek teşkilatı olarak gelmektedir. Tasavvufî yönü olan bir meslek teşkilatıdır iaşecilik ; ( Provizyonizm) Osmanlı ekonomisinde reayanın refahını sürekli kılmak için öncelikle piyasalarda istenilen kalitede uygun fiyata yeterli ürün bulundurma politikasi (Eşkıyalar ve Devlet)
- 17. Yüzyılın risale yazarı Koçi Bey ise köyünü bir kez terk eden köylünün, silahıyla atı aklını başından aldığı için asla geri dönmeyeceğini ileri sürerek bu tür bir hareketliliğin zararlarına karşı uyarılarda bulunuyordu. Koçi Bey’e göre köylüler, askeri statüsüne layık olmadıkları için eninde sonunda eşkıyalığa kayacaklardı. Köylüyü topraktan orduya götüren bu hareketliliğin gerçek boyutları, çoğu risale yazarının zannettiğinin çok ötesindeydi. (Eşkıyalar ve Devlet)
- Devlet, işsiz güçsüz kimselere paralı askerlerin eşkıyaya dönüşmesinde en büyük payı olan aktördü. Merkezi ve bölgesel düzeylerde baskı ve denetim yapıları oluşturma çabasının bir yan ürünü olarak bu olguyu yaratmıştı. (Eşkıyalar ve Devlet)
- Esneklik ise zayıflık değil, güçlülük demekti. (Eşkiyalar ve Devlet)
- Celalilerin genelde Osmanlı hanedanını devirmek gibi bir kaygısı olmadığı aşikâr. Devlet kurma potansiyeli taşıyan tek celali lideri Kuzey Suriyeli Canboladoğlu Ali Paşa idi. Eşkıyalar genelde toplumdaki belli bir grubun temsilcisi değillerdi. (Eşkıyalar ve Devlet)
- Viyana kapılarına dayanarak Avrupa'yı tehdit eden merkezileşmiş güçlü imparatorluk ile üstün Avrupa tarafından parça parça edilmeyi bekleyen, adem-i merkezileşmiş "hasta adam" arasında kalan dönem genelde pek önemsenmez. (Eşkiyalar ve Devlet)
- Daire-i Adliye sekiz temel ilkeye dayanıyordu: Bir devletin şeriatı uygulayabilmesi için bir hükümdara sahip olması gerekir; bir hükümdar askersiz hükmedemez; serveti olmadan da asker toplayamaz; serveti ona sağlayan reayasıdır; reayayı hükümdara kul eden adalettir; adalet dünyanın kurtuluşunu sağlayacaktır; dünyanın dayanağı devlettir; devleti düzenleyen de şeriattır. (Eşkiyalar ve Devlet)
- Yüzyıllarca sürdüğü varsayılan gerilemenin de aslında gerileme olmadığı fikri ortaya çıkmaktadır. (Eşkiyalar ve Devlet)
- Bir başka deyişle, önce kuramı geliştirmek için tarihi, sonra da tarihi aydınlatmak için kuramı kullandım. (Eşkiyalar ve Devlet)
- "Bana göre bu eşkıyalar daha ziyade, devletin hakimiyetini perçinlemesi sürecinin bir parçası olarak kullanılıyorlardı. Başkalarının devletin zaafı olarak gördüğünü ben devletin gücü olarak değerlendiriyorum. " (Eşkiyalar ve Devlet)
- Türkler şehri ele geçirmekle daha güvenli bir konuma yerleşmiş olmakla kalmayacak, gerçekten hatrı sayılır bir kuvvet haline de geleceklerdi. Sezarların tahtında hak iddia etmeye bir adım daha yaklaşmış olacaklardı, hatta belki de Roma imparatorlarının elinde bulunan '' kızıl elma '' ya da '' altın elma ''' olarak sembolize edilen Roma'nın fethedilmesi idealine de yaklaşmış olacaklardı. (Farklılıklar İmparatorluğu)
- "Köylüler ile Türkmenlerin manevi hayatını düzenleyen ve yöneten başlıca kişiler, 'baba' olarak anılan ve tamamen eski Türk şamanlarını hatırlatan Türkmen şeyhleriydi." (Eşkiyalar ve Devlet)
- "Kuyucu Murad Paşa'nın 20.000 sekbanın kellesini otağının önüne yığdırdığı söylenir. " (Eşkiyalar ve Devlet)
- ”Bu kadarı da fazla. Bu kadarını vermek mümkün mü?” diye not düşmüştü. (Eşkıyalar ve Devlet)
- Eşkıya, hiç şüphesiz başlangıçta işsiz güçsüz bir köylüydü. Ne var ki köylü, Osmanlı Devleti’nin merkezileşme ve denetim politikalarına tepki olarak eşkıyalığa yönelmişti; eşkıya ise kendini köylü toplumunun geri kalan kısmından ayırıyor ve içinde kökenlerine yer olmayan kendine ait bir dünya kuruyordu. (Eşkıyalar ve Devlet)
- "Osmanlı Devleti eşkıyalarla pazarlık yapıp onları kendi konumunu sağlamlaştırmada ve toplum üzerindeki hâkimiyetini sürdürmede kullandı." (Eşkıyalar ve Devlet)
- Köroğlu'yum kayaları yararım Halkın kılıcıyım hakkı ararım Şahtan padişahtan hesap sorarım Uykudan uyanan katılır bana. (Eşkiyalar ve Devlet)
- Bir kere sekbanlar sadece Osmnalı Devleti’ne sadık değildi; yeterli gördükleri maaşı ödeyen herkese sadakat gösterebilirlerdi. Sekban birimlerinde sabit olan, grubun iç örgütlenişi ve birlik ruhuydu. Yoksa lider kadrolarını herkes kendi hizmetine alabilirdi. (Eşkıyalar ve Devlet)
- En çok tercih ettikleri faaliyet ise köylere gidip “cerre çıkmış” gibi yaparak cemaate namaz kıldırmak, ardından da köy halkından ağır vergiler almaktı. En iyi numaraları, tımar sahibi, kadı ya da naib gibi atanmış görevlilerden biriymiş gibi yapmak ve böylelikle vergi toplamaktı. (Eşkıyalar ve Devlet)
- "Osmanlı Devleti kısa vadedeki sonuçlarına aldırmadan paralı ordular kurup dağıttıkça eşkıyalık yayıldı. Eşkıyalık iyice geliştiğinde, devlet hem bu kişileri kullandı hem de kendini eşkıya reisleriyle pazarlığın içinde buldu." (Eşkıyalar ve Devlet)