diorex
sampiyon

Kerim Korcan kimdir? Kerim Korcan kitapları ve sözleri

Türk Yazar Kerim Korcan hayatı araştırılıyor. Peki Kerim Korcan kimdir? Kerim Korcan aslen nerelidir? Kerim Korcan ne zaman, nerede doğdu? Kerim Korcan hayatta mı? İşte Kerim Korcan hayatı... Kerim Korcan yaşıyor mu? Kerim Korcan ne zaman, nerede öldü?

  • 09.07.2023 12:00
Kerim Korcan kimdir? Kerim Korcan kitapları ve sözleri
Türk Yazar Kerim Korcan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Kerim Korcan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Kerim Korcan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Kerim Korcan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Abdülkerim Korcan

Doğum Tarihi: 31 Ocak 1918

Doğum Yeri: Hendek, Sakarya, Türkiye

Ölüm Tarihi: 9 Kasım 1990

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Kerim Korcan kimdir?

1918 yılında Sakarya'nın Hendek ilçesine bağlı Aktefek köyünde doğdu. Ancak ilkokul 4. sınıfa kadar okuyabildi. 1934-35 yıllarında Eskişehir'den İstanbul'a ailesi ile geldi. Babası Murat usta Küçükpazar'da saat tamirciliği yaparken, kendisi de berberde çıraklık yaptı.

1938'de donanma gemisi Yavuz'da yapılan aramada kardeşi Haydar Korcan'da bulunan kitaplar nedeniyle kendisinin saatçi dükkanı da aranmış ele geçen kitaplar nedeni ile ve “yayımcılık yoluyla komünizm propagandası yaptıkları” iddiasıyla 30 Nisan 1938'de gözaltına alınmıştır. 1938'de Donanma Kor Askeri Mahkemesi'nde isyan suçlusu olarak yargılandı ve 12 yıl ağır hapse mahkûm edildi.

Yazar hapis geçirdiği (1938-1948) ve (1957-1958) yıllarını İstanbul Polis Müdüriyeti Nezaret ve Müteferrikasında, Yavuz Harp Gemisi, Erkin Denizaltısı, İstanbul Merkez Kumandanlığı, Sultanahmet Tevkifhanesi ve Sinop Hapishanesi’nde tutuklu ve mahkûm olarak kalmıştır. 10 yıl kaldığı Sinop Cezaevinden 1948'de tahliye edildi. Hapisten çıkar çıkmaz askere alındı. Askerlik sonrası 1950'de İstanbul'a geldi, marangozluk yaparak yaşamını kazanmaya çalıştı. 1957'de Vatan Partisi yöneticiliğinden dolayı soruşturma açıldı. Türk Ceza Kanunu'nun 141 ve 142. maddelerine karşı gelmekten dolayı 1957'de tutuklandı, iki yıl tutuklu yargılandıktan sonra 1959'da beraat etti.

Milliyet gazetesinin 1962'de açtığı "Bir Memleket Gerçeği" başlıklı yarışmasında "Köşe" adlı röportajıyla ikincilik kazandı.

"Linç" adlı romanı 1970'de filme alındı, ardından oyun haline getirildi. 'Linç' filmi 70'li yılların en önemli filmlerinden biriydi. Kerim Korcan'ın romanından uyarlanan filmde cezaevindeki mahkûmlar arasında yaşanan iktidar savaşı anlatılıyordu. Linç Filmi1970 yılında Ali Yaver - En İyi Görüntü Yönetmeni, Bilge Olgaç - En İyi Yönetmen, En İyi 3. Film, En İyi Stüdyo Çalışması ödüllerini aldı. 1976 yılında Tatar Ramazan adlı öykü kitabı tiyatroya uyarlandı. AST ve İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından sahnelendi. "Ateşten Köprü" adlı romanında komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla İstanbul DGM'de yargılanan yazar Kerim Korcan 4 Mayıs 1989'da beraat etti. 1990 yılında Kerim Korcan'ın Tatar Ramazan adlı öyküsü tiyatrodan sonra sinema filmine uyarlandı filmin başrolünü Kadir İnanır oynadı, filmin müziklerini Ahmet Kaya yaptı. Ölümsüz birçok esere imza atan Kerim Korcan 1990 yılının 9 Kasım günü tedavi gördüğü kanser hastalığına yenik düşerek hayata veda etti.

Cezaevlerinde ağır koşullarda 12 yıl geçirdi. İçinde bulunduğu koşulları estetize eden Kerim Korcan yaşadıklarını birer sanat yapıtına dönüştürür. Eserlerinin çoğunda cezaevi gerçeğini anlattığından ezilenler, başkaldıranlar, idamlıklar kitaplarının kahramanı olmuştur. Kerim Korcan'ın yazın tarzında "Halk Hikayeciliği" niteliklerine sıkça rastlanır, eserlerinin genelinde kahramanlarının şivesiyle sade anlatımlarla okuru sıkmaz, kolay okunan bir tarza sahiptir. Kerim Korcan; "Ben üniversite kürsülerinde vatandaşların hak ve hukuk eşitliği için ağlayan ama içeride insanların anasını ağlatan adaleti, tekmil ters uygulamalarıyla mahpushanede cürmü meşut ettim, suçüstü yakaladım. Madem ki adalet mülkün temelidir, ben de toplum sorunlarına, başlangıç olarak oradan yaklaşmayı uygun buldum. Başkaları ne düşünür bilmem. İyi bir giriş yaptığım inancındayım ve devam etmek isterim. Tatar Ramazan'ın benim ilk eserim Linç'ten evvel kaleme alındığını açıklayabilirim. Dil konusunda tartışmaya girmek istemem. Hem birazda bineceğim dalı kesmek gibi olur bu. Dilde arınmaya gitmeye çalışıyorum ve bu gayreti sürdürenlerle esasta mutabıkım. Ancak zorlamaya kaçmaktan da sakınırım" diyerek kendi yazarlığını anlatır.

Eserleri

Roman

Linç (1967)

İdamlıklar (1971)

Ter Adamları (1975)

Patrona (1983)

Ateşten Köprü (1988)

Acılar Çemberi (1990)

Öykü

Köse Kadı (1962)

Tatar Ramazan (1969)

Canlı Bayraklar (1971)

Ölüm Pusuda (1990)

Capon (1990)

Diğer

Ey Gaziler (1989) (şiir)

Dimitrof Geçiyor (1978) (tarih)

Harbiye Kazanı (1989) (anı)

Kerim Korcan Kitapları - Eserleri

  • Tatar Ramazan
  • Linç
  • İdamlıklar
  • Ter Adamları
  • Ateşten Köprü
  • Ey Gaziler
  • Harbiye Kazanı
  • Canlı Bayraklar
  • Capon
  • Dimitrof Geçiyor
  • Patrona
  • Acılar Çemberi

Kerim Korcan Alıntıları - Sözleri

  • İnsanoğlu tuhaftır, Selman! Evet bir yanı var ki görmezden gelemeyiz. Yani, kurtla tavşan yan yana yaşarlar bu canlının içinde. Ama, bu iki mahluk aynı zamanda hükmetmezler. Biri yırtıcı öbürü ürkektir. Apayrı davranışlar içindedirler yaşama savaşında. Bu sebeple biri ileri geçti mi öbürü mutlaka geridedir. (Ter Adamları)
  • "Mesela," dedi siyasi, "onu benim atölyeme verin. Ağaç işleri öğrensin. Gündelik gazete okumaya alıştırırız kendisini. Kitaplar ve­ririz, böylece ufku değişmiş olur. İnsanlık, kaplanları bile kuzulaştı­rıyor." (Linç)
  • Hangi sakalı fışkılı söylemiş, cehennem öbür dünyada deyi! Cehennem aha burada be (Linç)
  • Randevularda da usul buymuş zaten. 15 dakika beklenir, beklenen gelmezse oradan toz olmak gerekliymiş (Ter Adamları)
  • O, zincirsiz olduğu için kendisini hür zanneden insanın karşısına geçer, dayayıverirsin önüne kanun korkusunu: "Aklını başına al! Se­ni içeri atarım!" dersin ve adam şöyle bir duralar, düşünür, düşünür...İçerdeki insan için ise durum böyle değildir. Kanun korkusu dışarıda oldukça korkutucu bir tesir yaparken mahpusta, aynı silah, sade­ce bir kuru gürültüdür. (Linç)
  • Dışarda kar yağarken, içerde bahar olmaz (Linç)
  • Yerine göre fakiri korur görünür, gözleri boyar böylece; aslında bir kuru lokmalarına bile ortaktır… (Linç)
  • Koca insan seli içinde, gönül­leri insanı insan yapan duygulardan mahrum, kafaları da bu yolda iş­lenmemiş, hülasa manevi bir yalnızlık içindeydiler. (Linç)
  • İnişleri çıkışları ve keskin dönemeçleriyle tükenmez bir yoldur sanki yaşam. (Capon)
  • Çalışmak yapını okumak kafanı besler. (Ter Adamları)
  • Yarın ve yarınlar hiç sökmeyecek bir şafak da olsa, dışardaki insan geleceğin ufkundan gözlerini ebediyen ayıramaz. Yarın hesabı bir tutam ot gibi çeker götürür onu.  (Linç)
  • Gökyüzü öyle uzak duruyor kendi kendine, gökyüzü bir bilmece... (Capon)
  • Çifte gidemeyen, yaşlanan öküzü keserler, sucuk yaparlar. Hurdalaşan insanın da bir köşeye fırlatılıp atılmaktır kaderi. (Ter Adamları)
  • Zaman çok yaman bir öğretmendi. (Capon)
  • Keşke sırttan bir yük alır gibi hastaların acılarını da almak mümkün olsaydı. (Ter Adamları)
  • «Bakmakla bir şey öğrenilseydi, köpekler kasap olurdu,» demişler. (Ter Adamları)
  • Kökten girmek lazımdı evvela. Toprak. Toprağın altında ağacın kökü. Toprak. Toprağın üstünde ağa- cın gövdesi, sonra dallar. Evet ağacın dalları var- dı. Ama ben gönlümü iki ya da üç dala birden bağ- layamıyordum. Bir dal yetiyordu bana. Bir kuş bir dala konmalıydı. Gönül kuşu iki dalda olamazdı. Bir dal taşırdı onu. iki dalda olmak isterse olmazdı iş- te. Taa dedelerimizden beri böyleydi bu. iki dalda olmak isterse ya gönül kırılırdı ya da dal . .. (Ter Adamları)
  • Yare nişandır tenine erlerin Mevt ise son rütbesidir askerin Namık Kemal (Ter Adamları)
  • GÜNEŞ üstüme doğmuşsa eğer o günümü kay-­ bolmuş sayarım. Onun için uykuda bile garip bir yarıştayımdır zamanla (Ter Adamları)
  • Dost sözcüğünün anlamını kavramadan, düşmanı tanımıştık. (Capon)

Yorum Yaz