matesis
dedas

M. Necati Sepetçioğlu kimdir? M. Necati Sepetçioğlu kitapları ve sözleri

Türk Yazar M. Necati Sepetçioğlu hayatı araştırılıyor. Peki M. Necati Sepetçioğlu kimdir? M. Necati Sepetçioğlu aslen nerelidir? M. Necati Sepetçioğlu ne zaman, nerede doğdu? M. Necati Sepetçioğlu hayatta mı? İşte M. Necati Sepetçioğlu hayatı... M. Necati Sepetçioğlu yaşıyor mu? M. Necati Sepetçioğlu ne zaman, nerede öldü?
  • 30.06.2022 22:00
M. Necati Sepetçioğlu kimdir? M. Necati Sepetçioğlu kitapları ve sözleri
Türk Yazar M. Necati Sepetçioğlu edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında M. Necati Sepetçioğlu hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. M. Necati Sepetçioğlu hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte M. Necati Sepetçioğlu hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Mustafa Necati Sepetçioğlu

Doğum Tarihi: 1932

Doğum Yeri: Zile, Tokat, Türkiye

Ölüm Tarihi: 8 Temmuz 2006

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

M. Necati Sepetçioğlu kimdir?

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Çeşitli kurumlarda memurluk ve idarecilik yaptı. İlk romanlarında Malazgirt zaferinden başlayarak İstanbul’un fethine kadar Türk tarihini konu aldı, sonrakilerde ise Türkiye’de yaşanan toplumsal değişimi ve sonuçlarını anlattı. Eserlerindeki şiirsel anlatımı sayesinde geniş bir okuyucu kitlesine sahip olan Sepetçioğlu’nun Anadolu fethini ve Türk devletinin kuruluşunu anlattığı romanları, bir döneme ışık tutmuş ve başucu kitapları arasında yer almıştı.

Sepetçioğlu’nun tarihî romanlarının yanı sıra tiyatro oyunları da bulunuyordu. Trampacılar adlı oyunu İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda sahnelenmişti. Oyun yazarlığında en önemli başarısını gösterdiği Büyük Otmarlar, önce İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Gençlik Tiyatrosu’nca sahneye konuldu. Ardından Avrupa Üniversitelerarası Tiyatro Festivali’nde en iyi oyun seçildi. ‘Gece Vaktinde Gün Dönümü’ ve ‘Karanlıkta Mum Işığı’ adlı kitaplarıyla 1980 yılında ‘Türkiye Milli Kültür Vakfı Kültür Armağanı’nı kazanan Sepetçioğlu, 1994’te İLESAM üstün hizmet beratı almış, 1998’de Atatürk Dil-Tarih Kurumu şeref üyeliğine seçilmişti. 8 Temmuz 2006 tarihinde İstanbul Sarıyer'deki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Cenazesi Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.

M. Necati Sepetçioğlu Kitapları - Eserleri

  • Kilit
  • Anahtar
  • Kapı
  • Konak
  • Çatı
  • Üçler Yediler Kırklar
  • Bu Atlı Geçide Gider
  • Geçitteki Ülke
  • Can Ocağında Pişen Aş
  • Darağacı
  • Sabır
  • Ebemkuşağı
  • Sonsuza Uyanan Taşlar
  • Gündönümü
  • Dedem Korkut'un Kitabı
  • ...ve Çanakkale Geldiler
  • Yaratılış ve Türeyiş
  • ...ve Çanakkale Gördüler
  • ...ve Çanakkale Döndüler
  • Cevahir ile Sadık Çavuş'un Buğday Kamyonu
  • Karanlıkta Mum Işığı
  • Dede Korkut
  • Türk İslam Efsaneleri
  • Karşılaştırmalı Türk Destanları
  • Aydınlığın Mühürü
  • Kırım Kırımı
  • Hurmalığın Akdoğanı
  • Sesler ve Işıklar
  • Güneşin Dört Köşesi
  • Benim Adım Yunus Emre
  • Menevşeler Ölmemeli
  • Kutsal Mahpus Ebu Hanife
  • Her Bizans'a Bir Fatih
  • Rusya Rusya Dedikleri
  • Köprü
  • Sahibini Arayan Toprak
  • Zaman Toprak ve Sahibi
  • Bir Büyülü Dünya Ki...
  • Türk Destanları
  • Yunus Emre
  • Zaman Yürüyüşü
  • Zaman Uyanışı
  • Boyun Eğiş
  • Zaman Bir Dar Kapıda
  • Zaman Sarkacı
  • Hayır Deyiş
  • Zaman... Yok!
  • Dünden Bugüne ve Yarına 1
  • Cevahir ile Sadık Çavuş'un Buğday Kamyonu
  • Zaman Dönümü
  • Gece Vaktinde Gündönümü
  • Dünden Bugüne ve Yarına 2

M. Necati Sepetçioğlu Alıntıları - Sözleri

  • Perde açılmadan önce karanlıkta ağır, kasvetli çan sesleri duyulur. Önce uzaktır; sonra yaklaşır. Perde açıldığında, korlaşmış bir ateşin kızıllığında uçları kıpkırmızı olmuş demir millet -6 tanedir- Üç Senatörün gözlerine doğru gider. Çan sesleri birden susar. Senatörlerin gözlerinin dağlandığı ânda korkunç, tüyler ürpertici bir ferya duyulur, ışık birden sağda Bizans İmparatorunu aydınlatır. Haykıran, B. İmparatorudur. Korkunç bir düşle uyanmıştır; yatağındadır. (Her Bizans'a Bir Fatih)
  • "Kargadan korkan darı ekmez bizim memlekette bilmez misin?" (...ve Çanakkale Döndüler)
  • ''Bizim Türkmen deliyle yeninin budalasıdır. Deli gördü mü peşine düşer, yeni gördü mü ardına koşar;düş sever oğul düş ,düş sever bizim Türkmen.'' (Ebemkuşağı)
  • Tanrı'nın yarattığı bir canın bir damla kanı hangi dünya iktidarının bedeli olabilir? Nasıl? İşte benim yüreğimi alıp götüren dert bu. Kim ehli ise gelsin yönetsin ama mum gibi eriye eriye, kendini yok edip başkalarına ışığını vererek yönetsin. İktidar budur saltanat budur benim için. (Ebemkuşağı)
  • Gelgelelim insanlar tabiattan kopuyorlar, uzaklaşıyorlar.. tabiatın inkârındalar neredeyse. O senin dediğin dört duvar arası, yani ev değil düşman olan. Dört duvar insanların yüreğinde, hem de kerpicin, hem de tahtanın en katısıyla insanların yüreklerinde. Halbuki tabiat gelmeli yerleşmeli insan yüreğine; tabiat sevmektir, aşktır Osman Yiğit. Sevmek, en katı kerpiçleri, en çıra budağında nasırlanmış tahtayı eritir, insan yüreğini tutsaklıktan kurtarır. (Benim Adım Yunus Emre)
  • "İrili ufaklı, dik, yana yatmış kimi, birkaçı kırık..yenisiyle eskisiyle mezartaşları Kur'ân-ı Kerîmin huzurunda sessiz ve ayaktaydı." (...ve Çanakkale Döndüler)
  • Bütün firavunlar aynıdır. Bütün firavunlar birbirine benzer. Sizinki sizin kadardır bizimki bizim kadar.. (Köprü)
  • "Kötülükler başında olsun, sonunda olmasın yeter ki." (Üçler Yediler Kırklar)
  • “Demek unutmak aldatıcıymış. Unuttuğuna inandığın nesne yangınını göstermek için bir kötü kıvılcıma bakıyormuş.” (Ebemkuşağı)
  • Sabredecektin; Neden kendini gösterme sevdasına kapılıyorsun? Kendini göstermek isteyenlerden çok kendini göstermek istemeyenler çabuk görülür, bilmez misin? (Üçler Yediler Kırklar)
  • Her insan başkasının ölümünde kendi ölümünü seyrediyor. (Aydınlığın Mühürü)
  • "Halbuki insanın başı göğe doğrudur, yüceliklere yöneliktir. Başka canlılar, bitkiler ve hayvanlar işte bu dünya içindir, bu dünyanın malıdır. İnsan daha çok, dünya ile ilgili olmasına rağmen, yâni ruhlar alemine, manevî dünyalara bağlı yaşar.. bu yüzden akıllıdır, şuurludur." (Hurmalığın Akdoğanı)
  • Çocukla çocuk olmak zordu; çocuğa kıyasıya vurmanın ne demek olduğunu anlatamazdı. (Kilit)
  • Başarı, hep başarı; sonunaca başarı... olmuyordu, insanoğlunun kaderinde başarılar kadar yarım başarılar da yazılıydı, boşuna ter dökmeler de. (Sabır)
  • Hiç işlemediği bir günahın bağışlanmasını diledi sessizce; hiç işlemediği ama çok işlediğini sandığı bir suçun cezasına hazır yüreği teslim oldu. (Sabır)
  • Bedeni yok edebilmek için bedende hastalığı yayacak mikroplara nasıl bir karşı koyuş varsa tıpkı öyle tabii bir direnç de, milletlere musallat olacak hastalıklarda ancak milliyetçiliktir. (Kırım Kırımı)
  • Sulu bataklıklarda güzel çiçekler açar,onları oraya yakıştıramaz insan.Deve dikenleri mavimsi yanan çiçeklerle donanır;o çiçekleri deve dikenine yakıştıramaz insan...Bunun gibi gerçeği yanlış gösteren nice benzetmeler saklıdır gözümüzde. (Geçitteki Ülke)
  • "Gönül gördüğünde göz bulur dedi; Yürek sezdiğinde el ulaşır; akıl terlerse ayak yeğnilir varacağı yere çabuk varır." (Gündönümü)
  • İnsanın olduğu her yerde bir hâdise vardır, yani olay dediğimiz özellik. Olaysız insan görülmemiştir yeryüzünde. Bir kere insanın doğumu bir olaydır başlıbaşına; var oluşu, yaşayışı, soluk alışı bir olaydır; duyması, düşünmesi, adım atması, bakması bir olaydır. (Kutsal Mahpus Ebu Hanife)
  • Adamını iyi seç, tipkı Türkler gibi.. Türklerin başarısı soylu at seçmelerindendir , soysuz ata binmezler. (Kapı)

Yorum Yaz