diorex

Mehmet Keskin kimdir? Mehmet Keskin kitapları ve sözleri

Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Mehmet Keskin hayatı araştırılıyor. Peki Mehmet Keskin kimdir? Mehmet Keskin aslen nerelidir? Mehmet Keskin ne zaman, nerede doğdu? Mehmet Keskin hayatta mı? İşte Mehmet Keskin hayatı...

  • 15.09.2022 16:00
Mehmet Keskin kimdir? Mehmet Keskin kitapları ve sözleri
Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Mehmet Keskin edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mehmet Keskin hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mehmet Keskin hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mehmet Keskin hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1953

Doğum Yeri: Şanlıurfa

Mehmet Keskin kimdir?

Özel olarak Arapça öğrenimi gördü ve hafızlığını tamamladı. 1976 yılında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nden mezun oldu.

1976 yılında Şanlıurfa il müftü yardımcılığına atandı. Çeşitli ilçelerde müftülük, vaizlik görevlerinde bulunduktan sonra 1995 yılında Bingöl il müftülüğüne atandı. 24.04.2001 tarihinde birinci defa, 29.08.2008 tarihinde ikinci defa Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeliğine seçildi.

Mehmet Keskin Kitapları - Eserleri

  • İslam İlmihali
  • Şafii Fıkhı
  • El İhtiyar
  • Büyük Şafii İlmihali
  • Şafii İlmihali
  • İmam Eş`ari ve Eş`arilik
  • Şafii Fıkhı 1. Cilt
  • Caferi İlmihali
  • Kadın İlmihali ve Çocuk Eğitimi
  • Küçük İslam İlmihali
  • Dualar Kitabı

Mehmet Keskin Alıntıları - Sözleri

  • Allah katında helallerin en sevimsizi boşanmadır. (Büyük Şafii İlmihali)
  • Mezar yerle aynı seviyede düz olmamalıdır. Mezarı düz yapmak ehl-i kitaba mahsusdur. (El İhtiyar)
  • Nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir. (Büyük Şafii İlmihali)
  • Kur'an-ı kerim'e gösterilmesi gereken saygı hususunda her mümin duyarlı ve titiz olmalıdır. Konuş anına uygun olmayan yerlere bırakmamalı ve olur olmaz yerlere mesela duvarlara onun bazı ayetlerini yazmamalıdır. Hatta bu duvar mescide ait olsa bile üzerine kuran ayetlerini yazmak mekruh olur. giyecek ve yiyecekler üzerine yazılması da mekruhtur. (Şafii Fıkhı)
  • İbn. Mes'ûd (ra) un şöyle dediği rivayet edilmiştir; Hz. Peygamber (sas) sağ yanağının beyazlığı (arka tarafda duran kimseye) görünecek şekilde sağa dönüp selâm verirdi. Sol yanağının beyazlığı (arka tarafda duran kimseye) görünecek şekilde sola dönüp selâm verirdi. Selâm verirken sağdaki, soldaki meleklerler insanlar için selâma niyyet edilir. Çünkü selâm orada hazır bulunanlara yapılan bir hitapdır. Eğer imam kendisinin bir tarafindaysa, bulunduğu tarafa selâm verirken, ona da niyyet eder. Eğer tam karşısında ise, her iki tarafa selâm verirken de ona niyyet eder. Sadece sağa selâm verirken imama da selâm vermeye niyyet eder diyenler de olmuştur. Yalnız başına namaz kılan kimse selâm verirken başkalarına değil, sadece hafaza meleklerine niyyet eder. (El İhtiyar)
  • Hz. Peygamber (sas) in zamanında dirhemler değişik ağırlıkda idiler. Hz. Ömer (ra) bazı dirhemleri on iki kırat, bazılarını da yirmi kırat olarak kabul etti. Bu yüzden insanlar dirhemlerle yaptıkları muamelelerde anlaşmazlığa düşüyorlardı. Ömer (ra) ashabla bu hususda istişare etti; ashabın bazıları ona, “Her dirhemin üçde birini al ve birbirine kat.” dediler. Öyle yaptı; on dört kırat meydana geldi. Sonra bunu bir dirhem olarak itibar etti. Bu yeni dirhemin on tanesi yüz kırk kırat etti ki; bu da yedi miskaldir. Çünkü bir miskal yirmi kırattır. (El İhtiyar)
  • Müslümanların nikâh akidlerine şâhid olanların da müslüman olmaları şarttır. Çünkü kâfirin müslüman üzerinde velayet hakkı olamaz. (El İhtiyar)
  • Pratiğe aktarılmayan bir inancın semere vermeyeceği ve sahibine bir yarar sağlamayacağı bilinen bir gerçektir. (Şafii İlmihali)
  • Kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terkedilmesi vardır. Hadis (Şafii Fıkhı)
  • Ameller ancak niyetlere göre değerlendirilir. Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur. (Büyük Şafii İlmihali)
  • Doğumu suda olan hayvanların orada ölmeleri, suyu fâsid kılmaz : Balık kurbağa ve yengeç bunlara örnek gösterilebilirler. Zira Hz. Peygamber (sas) denizden bahsederken şöyle buyurmuştur: “Onun suyu tertemiz, ölüsü de helâldir.” Bu hadîsden anlaşıldığına göre, içindeki ölümler sebebiyle deniz pislenmez (El İhtiyar)
  • Namaz kılmakta olan kişinin avret yerlerinin az veya çok bir kısmın görülmesi halinde kıldığı namaz geçerli olmaz. Namaz kılan kişinin kadın veya erkek olması, yanında başkalarının bulunup bulunmaması, kılınan namazın farz, vacip ve nafile olması, cenaze namazı, tilavet veya şükür secdesi olması bu hükmü değiştirmez (Şafii Fıkhı)
  • zayıf temel üzerine kuvvetli bina kurulamaz. (El İhtiyar)
  • Pratiğe aktarılmayan bir inancın semere vermeyeceği ve sahibine bir yarar sağlamayacağı bilinen bir gerçektir. (Şafii Fıkhı 1. Cilt)
  • Namaz kılmakta olan kişinin bedeninde, elbisesinde veya namaz kılmakta olduğu yerde-kendisi farkında olmasa dahi-necaset varsa namazı bozulur. (Şafii Fıkhı)
  • Çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır. (Büyük Şafii İlmihali)
  • Hazırda olmayan ölünün namazı kılınmaz. Çünkü ölü bir bakıma imam, bir bakıma da imam olunmuş gibi olur. Bunların ikisi de gıyaben caiz değildir. Şayet caiz olsaydı, Medine dışındaki insanlar Hz. Peygamber (sas) in cenaze namazını kılarlardı. Kılmış olsalardı, bize de nakledilirdi. Ama böyle bir nakil mevcud değildir. Necaşî'nin gıyabî cenaze namazını kılmasına gelince; Hz. Peygamber (sas) için gayb perdeleri aralanmış ve Necaşî'nin tabutunu görmüştür. Çünkü Necaşî'nin vefat ettiği günde ashabına; “İşte kardeşiniz Necaşî vefat etti. Kalkınız, cenaze namazını kılalım,” buyurmuş, cenazeyi görerek namaz kılmış, ashab da ona uymuştu. (El İhtiyar)
  • Namaz bahsinde de geçtiği gibi, ibadetlerin edası için niyyet mecburidir. Zekât bir defada değil, müteferrik olarak da edâ edilir. Her edâ ediş esnasında niyyet etmek belki de zor olacağından biz, kolaylık ve rahatlık olsun diye zekât için verilecek kısmı maldan ayırırken niyyet etmenin kâfi olacağını söyledik. (El İhtiyar)
  • Zekât malıyla mescid, çeşme, köprü ve kervansaray gibi yerler yapılmaz, zekât parasıyla ölüye kefen alınmaz, zekât malıyla ölünün borcu ödenmez. Azad olması için köleye zekât verilmez. Çünkü onun mülk edinme hakkı yoktur (El İhtiyar)
  • Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı altıdır: 1-Kendisiyle karşılaştığında ona selam ver. 2-Seni davet ettiğinde davetine icabet et. 3-Senden öğüt istediğinde kendisine öğüt ver. 4-Hapşırıp da Allah'a hamd ettiğinde kendisi için hayır duada bulun. 5-Hastalandığında ziyaretine git. 6-Vefat ettiğinde onu mezara kadar götür. (Büyük Şafii İlmihali)

Yorum Yaz