diorex
Dedas

Miranda July kimdir? Miranda July kitapları ve sözleri

Yazar, Film Yapımcısı, Sanatçı Miranda July hayatı araştırılıyor. Peki Miranda July kimdir? Miranda July aslen nerelidir? Miranda July ne zaman, nerede doğdu? Miranda July hayatta mı? İşte Miranda July hayatı...

  • 02.07.2023 23:00
Miranda July kimdir? Miranda July kitapları ve sözleri
Yazar, Film Yapımcısı, Sanatçı Miranda July edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Miranda July hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Miranda July hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Miranda July hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Miranda Jennifer July

Doğum Tarihi: 15 Şubat 1974

Doğum Yeri: Barre, Vermont, ABD

Miranda July kimdir?

Tam adı Miranda Jennifer July'dir. 15 Şubat 1974' doğdu, Amerkikalı film yönetmeni, senarist, aktör, yazar ve sanatçı. Me and You and Everyone We Know (Ben ve Sen ve Diğerleri) (2005) ve The Future (Gelecek) (2011) yazmış, yönetmiş ve filmlerde rol almıştır. Ocak 2015 yılında ilk romanı olan The First Bad Man'i (Birinci Kötü Adam) yayınlamıştır.

Miranda July Kitapları - Eserleri

  • Hiç Kimse Buraya Senin Kadar Ait Değil
  • Birinci Kötü Adam

Miranda July Alıntıları - Sözleri

  • Yaşamanın daha onurlu bir biçimi olmalıydı. (Hiç Kimse Buraya Senin Kadar Ait Değil)
  • . Sonra hepimizin korkunç insanlar olabileceğimizi düşündüğümüzü fark ettim. Ama bunu ancak birinden bizi sevmesini istemeden önce açığa çıkarıyoruz. Bir tür soyunmadır. ... (Birinci Kötü Adam)
  • . Sonunda, alçak bir fısıltıyla, "Korkunç bir insan olabilirim" dedi. Bir an için ona inandım, bir suçu, belki bir cinayeti itiraf edeceğini düşündüm. Sonra hepimizin korkunç insanlar olabileceğimizi düşündüğümüzü anladım. Ama bunu sadece birinden bizi sevmesini istemeden önce açıklıyoruz. Bu bir çeşit soyunmadır. . (Birinci Kötü Adam)
  • Senin hatan değil, dedim. Gerçekte belki de bir insana söylemek istediğim ya da bana söylenmesini istediğim tek şey buydu. (Hiç Kimse Buraya Senin Kadar Ait Değil)
  • . Gerçek bir şey için harika bir şeyden vazgeçmek ne korkunç bir hata. ... (Hiç Kimse Buraya Senin Kadar Ait Değil)
  • Finally, in a low whisper, he said, ‘I think I might be a terrible person.’ For a split second I believed him - I thought he was about to confess a crime, maybe a murder. Then I realized that we all think we might be terrible people. But we only reveal this before asking someone to love us. It is a kind of undressing. (Birinci Kötü Adam)
  • Korkunç şeyler yapıyoruz, savaşıyoruz, açgözlülükle insanları öldürüyoruz. Biz kimiz ki nasıl sevmek gerektiğini öğretelim. (Hiç Kimse Buraya Senin Kadar Ait Değil)
  • Yaşamla ilgili kuşkularınız mı var? Bu kadar derdi çekmeye değip değmediğinden emin değil misiniz? Gökyüzüne bakın: Sizin için orada. Sokakta yürürken insanların yüzlerine bakın: O yüzler sizin için. Sokağın kendisi, sokağın altındaki toprak, toprağın altındaki ateş topu. Bütün bunlar sizin için. Sizin olduğu kadar başkaları için de. Sabah uyandığınızda bunu anımsayın ve hiçbir şeyinizin olmadığını düşünün. Ayağa kalkıp yüzünüzü doğuya dönün. Şimdi gökyüzüne şükredin, gökyüzünün altındaki her insanın içindeki ışığa şükredin. Emin olmamanın sakıncası yok. Şükredin. (Hiç Kimse Buraya Senin Kadar Ait Değil)
  • Gözyaşları dünyanın her yerinde aynıdır. (Hiç Kimse Buraya Senin Kadar Ait Değil)
  • Bu gerçekten geri kalan yaşamım mı yoksa eskisinin devamı mı? (Hiç Kimse Buraya Senin Kadar Ait Değil)
  • Her sabah kalktığımı, görünüşte yaşamaya değen hiçbir şey yokken gene de uyandığımı birinin fark etmesini bekleye bekleye göğsümde gizlediğim gizli sevinç duygusunu anlatmadan önce durup düşünüyormuş gibi yapıyordum. (Hiç Kimse Buraya Senin Kadar Ait Değil)
  • . Bazı insanlar sessizliklerden rahatsız olur. Ben değilim. Aramayı ve yanıtlamayı hiç umursamadım. Bazen söyleyecek bir şey düşünürüm ve sonra kendime sorarım: Buna değer mi? Ve öyle değil ! ... (Hiç Kimse Buraya Senin Kadar Ait Değil)
  • Arabamı doktorun ofisine doğru sürerken kendimi Phillip’in seyrettiği bir filmde başroldeymişim gibi hayal ediyordum; camlar açık, saçlarım uçuşuyor, tek elim direksiyonda. Kırmızı ışıkta beklerken, gizemli bakışlarımı önümdeki yola çevirmiştim. “Kim bu kadın?’’ diye merak ediyor olmalıydı etraftakiler. “Mavi Honda’nın içindeki bu orta yaşlı kadın da kim?’’ Ağır ağır park alanına girdim, oradan da asansöre bindim. Parmağım, sanki her gün aynı kata çıkıyormuşum gibi bir rahatlık içinde 12. katın düğmesine bastı. O parmak ki ne maceralara hazırdı. Asansörün kapısı kapandığında tavandaki aynadan kendimi süzdüm ve eğer Phillip bekleme odasındaysa yüzümün alacağı şekli prova ettim. Şaşırmış görünecektim ancak aşırıya kaçmadan; ayrıca boynumu bu kadar uzatmama gerek yoktu, adamın tavanda olacak hali yok. Koridor boyunca yüz ifadem üzerine çalıştım. Ah! Ah, merhaba! Ve işte kapının önündeydim. (Birinci Kötü Adam)

Yorum Yaz