matesis
dedas

Mircea Eliade kimdir? Mircea Eliade kitapları ve sözleri

Romanyalı Din Tarihçisi ve Filozof Mircea Eliade hayatı araştırılıyor. Peki Mircea Eliade kimdir? Mircea Eliade aslen nerelidir? Mircea Eliade ne zaman, nerede doğdu? Mircea Eliade hayatta mı? İşte Mircea Eliade hayatı... Mircea Eliade yaşıyor mu? Mircea Eliade ne zaman, nerede öldü?
  • 06.05.2022 11:00
Mircea Eliade kimdir? Mircea Eliade kitapları ve sözleri
Romanyalı Din Tarihçisi ve Filozof Mircea Eliade edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mircea Eliade hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mircea Eliade hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mircea Eliade hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 13 Mart 1907

Doğum Yeri: Bükreş, Romanya

Ölüm Tarihi: 22 Nisan 1986

Ölüm Yeri: Chicago, Illinois, ABD

Mircea Eliade kimdir?

Mircea Eliade, 13 Mart 1907'de Bükreş - Romanya'da doğdu. Çocukluğunda ve gençliğinde biyoloji, özellikle de botanik ve entomoloji ile ilgilenmiştir. Fakat yıllar geçtikçe ilgisi daha çok sosyal bilimlere kaymış, özellikle filoloji ve felsefe ile ilgilenmiştir. Bu yüzden felsefe eğitimi alır. 1928 yılında Bükreş Üniversitesi'nde felsefe dalında yüksek lisans yapar. Master tezinin konusu İtalyan Rönesans dönemi filozoflarıdır. Aynı yıl Sanskritçe ve Hint felsefesi okumak için Kalküta'ya gider. Eliade burada ders aldığı Surendranath Dasgupta'dan etkilenmiştir. Ayrıca altı ay Himalayalar'daki Rişikeş aşram'ında yaşadı. Eğitimini bitirip, dört yıl sonra, 1932'de Bükreş'e geri döndü. 1933 yılında daha sonra Fransızca "Yoga: Essai sur les origines de la mystique Indienne" adıyla yayımlanacak olan doktora tezini verdi. Adından da anlaşılacağı gibi doktora tezi Yoga'nın farklı açılardan analizi niteliğindeydi. 1933'den 1939'a kadar Bükreş Üniversitesi'nde felsefe ve din tarihi konuları başta olmak üzere birçok farklı konuda ders verdi.

Savaş yıllarında İngiltere'de bulundu ve savaş sonunda Romanya Sovyet kontrolüne geçince Romanya'ya dönüşü imkânsızlaştı. Gençliğinde birçok aşırı sağcı eğitim görevlisiyle yakın ilişkileri olmuştu. 1945'de Paris'e geçti, konuk profesör olarak École des Hautes Études`de çalıştı. 1951'de en ünlü eserlerinden biri olan "Şamanizm" yayımlandı. 1956 yılında ise aldığı tekliflerden ötürü Paris'ten Amerika'ya geçti ve Chicago Üniversitesi'nde ders verdi. Daha sonra 1958 yılında Chicago Üniversitesi'nde Dinler Tarihi kürsüsünün başına geçti. 1961'de History of Religions dergisini kurdu. 22 Nisan 1986'daki ölümüne kadar Chicago Üniversitesi'nde çalışmaya devam etti ve birçok önemli eser kaleme aldı.

Bugün eserleri birçok farklı dile tercüme edilen Mircea Eliade, dinler tarihi konusunda gelmiş geçmiş en önemli akademisyenlerden biri olmuştur.

Mircea Eliade Kitapları - Eserleri

  • Dinler Tarihine Giriş
  • Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt I)
  • Mitlerin Özellikleri
  • Şamanizm
  • Ebedi Dönüş Mitosu
  • Kutsal ve Kutsal-Dışı
  • Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt II)
  • İmgeler ve Simgeler
  • Okültizm, Büyücülük ve Kültürel Modalar
  • Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt III)
  • Matmazel Christina
  • Babil Simyası ve Kozmolojisi
  • Mitler, Rüyalar ve Gizemler
  • Demirciler Ve Simyacılar
  • Arayış
  • Yoga
  • Dinin Anlamı ve Sosyal Fonksiyonu
  • Asya Simyası
  • Mistik Hint Erotizmi
  • Dinler Tarihi Sözlüğü
  • Dinler Tarihi
  • Zalmoksis'ten Cengiz Han'a
  • Bengal Geceleri
  • Doğuş ve Yeniden Doğuş
  • Yaşlı Adam ve Bürokratlar
  • Mefisto ile Erdişi
  • Avustralya Dinleri
  • Mistik Öyküler

Mircea Eliade Alıntıları - Sözleri

  • şu inanış vardır: İnsan ilk yaratıldığında Tanrı ona ruh bahşetmiştir, bedenini veren ise yeryüzüdür. Ölüm anında bu iki unsur da doğal olarak kendi kaynaklarına döner: beden yeryüzüne ve ruh da semavi yaratıcısına. (Okültizm, Büyücülük ve Kültürel Modalar)
  • İnsan mitleri "yaşarken", kutsal olmayan, kronolojik özellikteki zamanın dışına çıkar, nitelik açısından farklı bir zamana, hem en eski hem de sonsuza dek yakalanabilecek olan "kutsal" bir zamana açılır. (Mitlerin Özellikleri)
  • İnsan ancak ölümü doğru anlayarak kendisini ele geçirir ve dolayısıyla kendisini Varlığa açar. Gerçekten de insan ölümün kaçınılmazlığını idrak edip ölüme doğru özgürlüğün farkına vardığında, varoluş sahici hale gelir; yani tamamen insanca olur. (Okültizm, Büyücülük ve Kültürel Modalar)
  • Dinsel insan: Her yerde bir "şifre" keşfeder. En alışılmış davranış bile tinsel bir mana taşıyabilir. Yol ve yürüyüş dinsel değerlere dönüştürülebilir, çünkü her yol "hayat yolu"nu, her yürüyüş de bir "haccı", yani Dünyanın merkezine yapılan bir yolculuğu simgeleyebilir. (Kutsal ve Kutsal-Dışı)
  • ... tuhaf ve olağanüstü olan, genelde kaygı ve uzaklaştırma duygularını getirmektedir. Bazı tabu örnekleri ve tabu olan davranışlar, canlılar ya da nesneler bize tuhaf, uğursuz, gizemli vs kratofanilerin normal deneyimler sisteminden ayrıldığı mekanizmayı açıklar. (…)Böylelikle çirkinlik ne biçimsizlik, bu nitelikleri taşıyanları ötekilerden ayırıp kutsal kılar. (Dinler Tarihine Giriş)
  • Örneğin inşaat ayinlerini ele alalım; bu yolla kurbanın ''yaşamı'' ya da ''ruhu'' binaya aktarılmış olur, bina da aynı nedenle sunulan kurbanın yeni bedenidir. (Demirciler Ve Simyacılar)
  • Antik kozmolojilerin (Mezopotamya, Hindistan, Çin) "dünya"sı çok büyük, kapalı bir yuvarlak olarak tahayyül ediliyordu. Tapmak bu dünyanın imge'siydi, somut modeli hava kabarcığı ya da su damlası, "kozmik yumurta"ydı. (Mistik Hint Erotizmi)
  • Türk-Moğolların yıldırım gibi istilaları - IV. yüzyılda Hunlardan Timur'a kadar (1360-1404)- Avrasya'nın ilkel avcılarının mitsel modelinden esinleniyordu: bozkırda avını kovalayan yırtıcı etobur. Hareket- lerinin apansızlığı ve hızı, toplulukları kitlesel olarak katletmeleri, yerleşik kültü- rün dışsal işaretlerini (kentler ve köyler) yok etmeleri; Hun, Avar, Türk, Moğol at- lılarını bozkırda geyikleri avlayan veya göçebe çobanların sürülerine saldıran kurt sürülerine benzetir. Askeri önderlerin, bu davranış tarzının stratejik önemini ve si- yasal sonuçlarını çok iyi bildiğine kuşku yoktur. Ama örnek avcının -yırtıcı eto- bur- mistik saygınlığı da hatırı sayılır bir rol oynuyordu. Birçok Altay boyu, atala- rının doğaüstü bir kurt olduğunu iddia ediyordu (Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt III))
  • "John Cotton şöyle yazıyordu: Ne kadar kültürlü ve zekiysen, Şeytanın emrine girmeye o kadar yakınsındır." şey mi dostum :)) (Arayış)
  • "Schmidt ilkel insanın Tanrı fikrini mantıksal bir neden arayışı kapsamında keşfettiği sonucuna ulaşıyordu. Dinin çok karmaşık bir fenomen olduğu gerçeğini göz ardı ediyordu-" (Arayış)
  • Tarihi kişiler arketipleri olan tanrıları ve mitsel kahramanları taklit etmeye çalışıyorlardı. (Mitler, Rüyalar ve Gizemler)
  • ...dinsel deneyim yaşayanlar açısından tüm Doğa kozmik bir kutsallık olarak belirmeye müsaittir. (Kutsal ve Kutsal-Dışı)
  • Upanişadlar'daki bilge, Neti! neti! diye haykırır: "Hayır! Hayır! Sen bu değilsin, sen şu da değilsin!" (Yoga)
  • Ancak Mezopotamyalılarda gelenek bir bütündür: Marduk’un yalnızca toprağı değil aynı zamadan kendi kanını da kullanması gerekmiştir: Kanımı pıhtılaştıracağım, kemik yapacağım ondan. İnsanı ayağa kaldıracağım, gerçekten bir insan olacak... İnsanı yapacağım, yeryüzünde yaşayacak... (Babil Simyası ve Kozmolojisi)
  • "İnsan, kendi ördüğü anlam ağlarında asılı kalmış bir hayvandır." (Kutsal ve Kutsal-Dışı)
  • Freud "Tanrı'nın, insanların fiziksel Babasının yüceltilmesinden başka bir şey olmadığını savunur; bu nedenle, toteme kurban verilirken, öldürülen ve kurban edilen bizatihi Tanrı' nın kendisidir.Baba-Tanrı'nın katledilmesi insanlığın ilk günahıdır.Bu öldürme suçunun kefareti İsa' nın kanlı ölümüyle ödenir." (Arayış)
  • Hitit büyüsü, makrokozmos (Evren)-mikrokozmos (insan bedeni) benzeşimince belirlenmiştir. İnsanın başı Göğe tekabül eder, elleri toprağa, gözleri suya benzemektedir. (Babil Simyası ve Kozmolojisi)
  • Tuhaf, tek, yeni, eşsiz ya da korkunç olan her şey büyüsel-dinsel güçlerin toplanması için mükemmel bir zemindir ve koşullara göre kutsalın neden olduğu iki yönlü duygu nedeniyle ya tapınılan ya da kaçınılan bir nesneye dönüşür. A.C. Kruyt şöyle yazmaktadır: “Bir köpek avda her zaman şanslıysa, bu bir measadır( kötüye işaret, uğursuzluk). Avda çok başarılı olmak Toradjaları endişelendirir. Hayvanın avını yakalamasını sağlayan büyüsel güç, efendisine ölümcül sonuçlar getirecektir. (Dinler Tarihine Giriş)
  • Dünyada yaşamak için, onu kurmak gerekir ve hiçbir dünya, kutsal-dışı uzamın göreliliğinin ve türdeşliğinin "kaos"u içinde doğamaz. (Kutsal ve Kutsal-Dışı)
  • Modern insanın bilincinin en soylu kısmı, çoğu zaman sanıldığından daha az manevidir. Hızlı bir çözümleme, bilincin bu soylu ve yüksek küresinde, bazı kitabi kalıntıların, çok miktarda ve çeşitli düzlemlerde önyargının; hayatın anlamı, en yüce gerçek vb. konularında tamamen basmakalıp birkaç düşüncenin canlılığını açığa çıkartacaktır. Uyanıkken görülen düşlerde, melankolilerde, imgelerin bilincin oyun saatleri esnasındaki serbest oyunlarında, her türden vakit geçirme ve eğlencede. Bu mitsel hazine burada laikleşmiş ve modernleşmiş bir şekilde devam etmektedir. Freud'un cinsel gerçeklere ilişkin oldukça ham imalarla gösterdiği üzere, bu tür imgelerin biçim değiştirdikleri olmuştur. İmgeler ayakta kalabilmek için, çok tanıdık hale gelmişlerdir. Ancak kullanımları hiç de azalmış değildir. Çünkü bu gerilemiş imgeler, modern insanın manevi yenilenmesinin mümkün olabilecek başlangıç noktasını gösterirler. (İmgeler ve Simgeler)

Yorum Yaz