tatlidede

Nihal Yeğinobalı kimdir? Nihal Yeğinobalı kitapları ve sözleri

Türk Yazar ve Çevirmen Nihal Yeğinobalı hayatı araştırılıyor. Peki Nihal Yeğinobalı kimdir? Nihal Yeğinobalı aslen nerelidir? Nihal Yeğinobalı ne zaman, nerede doğdu? Nihal Yeğinobalı hayatta mı? İşte Nihal Yeğinobalı hayatı... Nihal Yeğinobalı yaşıyor mu? Nihal Yeğinobalı ne zaman, nerede öldü?
  • 23.06.2022 04:00
Nihal Yeğinobalı kimdir? Nihal Yeğinobalı kitapları ve sözleri
Türk Yazar ve Çevirmen Nihal Yeğinobalı edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Nihal Yeğinobalı hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Nihal Yeğinobalı hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Nihal Yeğinobalı hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Zeynep Nihal Yeğinobalı

Doğum Tarihi: 16 Kasım 1927

Doğum Yeri: Manisa, Türkiye

Ölüm Tarihi: 15 Mart 2020

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Nihal Yeğinobalı kimdir?

1927 yılında Manisa’da doğdu. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’ni bitirdi; New York Üniversitesi Edebiyat Bölümü’ndeki öğrenimini yarım bıraktı. Amerikalı bir film yapımcısıyla evlenip, sekiz yıl ABD’de yaşadı. İlk çevirisi "Allahın Bahçesi" (R. Hichens) 1946’da yayımlandı. C. Dickens, J. Austen, İ. Murdoch gibi çeşitli yazarların eserlerini Türkçe’ye kazandırdı. Vincent Ewing takma adıyla "Genç Kızlar" adlı ilk romanını 1950’de, "Eflatun Kız" adlı romanını 1964’te yazdı. 1988’de üçüncü romanı "Mazi Kalbimde Bir Yaradır", 1998’de de "Sitem" yayımlandı. "Belki Defne" yazarın beşinci romanıdır. Ayrıca, "Cumhuriyet Çocuğu" adı altında bir de anı kitabı bulunmaktadır.

Nihal Yeğinobalı, 15 Mart 2020 günü İstanbul’da hayatını kaybetti. Cenazesi 16 Mart 2020 Pazartesi günü Zincirlikuyu Camiinde kılınan öğle namazının ardından Çeşme Çakabey Mezarlığına uğurlandı, burada toprağa verildi.

Nihal Yeğinobalı Kitapları - Eserleri

  • Genç Kızlar
  • Mazi Kalbimde Bir Yaradır
  • Sitem
  • Cumhuriyet Çocuğu
  • Belki Defne
  • Gazel

Nihal Yeğinobalı Alıntıları - Sözleri

  • bence baban biraz yanlış söylemiş. Herkes korkar, bütün insanlar korkar, erkekler de öyle. En cesur erkekler bile sıradında korkarlar. (Mazi Kalbimde Bir Yaradır)
  • İşaret parmağının bükümüyle tahtaya vurmanın nazara karşı yeterli olmadığını çok geçmeden anladı… (Genç Kızlar)
  • Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil (Gazel)
  • Halil Asım, Bey bir gün"Bizim kadınlarımız peçeyle gezerlerken örtüsüz dolaşan Rum kadınlarını pek güzel bulurduk" demişti. Ama sonra babam," Çarşaflar, peçeler kalktığında birde baktık," diye ekledi," bizim kadınlarımız meğer çok daha güzelmiş!" (Cumhuriyet Çocuğu)
  • Acaba zaman da hava gibi sıkışıp genişlemek ya da daralıp bolarmak yetisine sahip miydi? Çünkü hayatta kimi zaman durgun sayılabilecek dönemler yaşanıyor, derken birden, bir tetik çekilmiş, bir işaret verilmişcesine olaylar üst üste gelmeye, birbirine karışmaya başlıyordu. (Sitem)
  • birbirlerini yitirirlerse kendi kendilerini de yitirmekten, yitip gitmekten öylesine korkuyorlardı ki! (Mazi Kalbimde Bir Yaradır)
  • Gerçekleşenler, neden hep en olmayacak düşlerimizdir sanki? (Sitem)
  • Hayatta bir amaca erişmek için insanın elinden geleni yapması yetmez. Elimizden gelenden daha fazlasını yapmak zorundayız (Genç Kızlar)
  • "Her kulun kaderi alnında yazılıdır. Alnına yazılandan ne fazlası olur, ne de eksiği." (Mazi Kalbimde Bir Yaradır)
  • okumanın hem kutsal hem de işlevsel bir mutluluk olduğu, bu mutluluğu herkese gümüş tabak içinde sunan Cumhuriyet'e ger zaman minnet duymamız ve bu nimetten yararlanabildiğimizce yararlanmamız gerektiği inancını bize sütüyle birlikte sindirmişti. (Cumhuriyet Çocuğu)
  • İnsan, içinde bulunduğu toplumun ruhunu er geç, az çok kapıyordu! (Genç Kızlar)
  • Onlar ki bizim ağabeylerimizdi; belki babalarımızdan bile daha çok saydığımız, sorgusuz sualsiz inandığımız... Hem de sevdiklerimizdi; sonradan bir daha yaşayamayacağımız, anlaşılmaz, anlaşılmaz olduğu için de anlatılmaz, buğulu hayal aşklarla gönül verdiklerimizdi... (Sitem)
  • Az şeyle yetinmek zorunda olduğu zaman kişi elindekilerin daha çok kıymetini bilmekle kalmıyor, bu şeyler tek boyutlu olmaktan çıkıp değişik kimlik ve anlamlara bürünerek çoğullaşıyorlar, zihin ve hayal gücünü de azı çoğaltmaya, yoku var etmeye kışkırtıyorlar. (Cumhuriyet Çocuğu)
  • ... Gerçi eskiden de karşılaştığımızda, bir süre gözlerimi ondan kaçırırdım ama bunu bilerek yapardım, bambaşka bir nedenle: Onun yüzüne bakınca ne denli mutlu olacağımı bilir, bu mutluluğu bileyip katmerleştirmek için elimden geldiğince ertelerdim. Sonunda baktığım zaman da, her seferinde, karşımdaki yüzün benzersizliğiyle, içimin genişleyip aydınlandığını hissederdim. (Sitem)
  • Görünüşe aldanma dememişler mi? En şahane görünüşlerin içi çoğunlukla koftur (Genç Kızlar)
  • Oysa, işte onun yokluğu ayrımsanmamıştı bile. O kendi kadınca tutkularının peşinde koşadursun, kocası ve ötekiler kendi zengin, doyumlu erkek dünyalarındaki yaşantıyı sürdürmüşlerdi. (Mazi Kalbimde Bir Yaradır)
  • İnsanların birbirinden uzaklaştığı, yüreklerin soğuduğu çağda yaşıyoruz biz! (Genç Kızlar)
  • "İnsan âlemde hayal ettiği kadar yaşar." (Belki Defne)
  • Acaba zaman da hava gibi sıkışıp genişlemek ya da daralıp bolarmak yetisine sahip miydi? Çünkü hayatta kimi zaman durgun sayılabilecek dönemler yaşanıyor, derken birden, bir tetik çekilmiş, bir işaret verilmişçesine olaylar üst üste gelmeye, birbirine karışmaya başlıyordu. (Sitem)
  • Çalışan insanların yoksulluğu ayıp sayılmazdı o günlerde. (Cumhuriyet Çocuğu)

Yorum Yaz