diorex

Pascal Mercier kimdir? Pascal Mercier kitapları ve sözleri

İsviçreli Yazar ve Filozof Pascal Mercier hayatı araştırılıyor. Peki Pascal Mercier kimdir? Pascal Mercier aslen nerelidir? Pascal Mercier ne zaman, nerede doğdu? Pascal Mercier hayatta mı? İşte Pascal Mercier hayatı...

  • 19.04.2022 08:00
Pascal Mercier kimdir? Pascal Mercier kitapları ve sözleri
İsviçreli Yazar ve Filozof Pascal Mercier edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Pascal Mercier hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Pascal Mercier hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Pascal Mercier hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Peter Bieri

Doğum Tarihi: 23 Haziran 1944

Doğum Yeri: Bern, İsviçre

Pascal Mercier kimdir?

Pascal Mercier 1944 yılında Bern'de doğdu. Berlin'de yaşamaktadır. Lizbon'a Gece Treni yazarın üçüncü romanıdır. Asıl adını yazarlıkta kullanmayan ve felsefe eğitimi görmüş olan Mercier'nin son romanı Lea 2007'de yayımlanmıştır.

Pascal Mercier Kitapları - Eserleri

  • Lizbon'a Gece Treni
  • Sahnede Ölüm
  • Lea
  • Sözlerin Ağırlığı

Pascal Mercier Alıntıları - Sözleri

  • Bir başkasının dildeki üstünlüğüne karşı koyarak kendi dilini nasıl bulur insan? (Sahnede Ölüm)
  • “Oysa kendi ruhlarındaki hareketleri dikkatle izlemeyenler mutlaka mutsuz olurlar.” (Lizbon'a Gece Treni)
  • “Yaptığımız her şeyin yalnızlık korkusundan yapıldığı doğru mu? Hayatımızın sonunda pişmanlık duyacağımız her şeyden vazgeçmemiz bu yüzden mi? Düşündüklerimizi bu kadar nadiren söylememizin nedeni bu mu? Yoksa niye bütün o şiddetli geçimsizlik çekilen evliliklere, yalancı arkadaşlıklara, can sıkıcı doğum günü yemeklerine tutunup kalıyoruz ki? Bütün bunlardan vazgeçseydik, sinsice gelişen şantaja bir son verseydik ve kendimize tutunsaydık, ne olurdu? Bastırılmış arzularımızın ve onların tutsaklaştırılmasına duyduğumuz öfkenin bir fıskiye gibi fışkırmasına izin verseydik? Çünkü korkulan yalnızlığın temelinde ne vardır aslında? Söylenmeyen sitemlerin sessizliği mi? Evlilik yalanlarının ve dostane yarı gerçeklerin mayın tarlasından soluğunu tutarak görünmeden geçmek için duyulan zorunluluğun olmaması mı? Yemek yerken karşımızda kimsenin oturmama özgürlüğü mü? Yaylım ateşi gibi süren buluşmalar kesildiğinde önümüzde açılan zamanın bolluğu mu? Bunlar harika şeyler değil mi? Cennetsi bir durum? Öyleyse neden korkuyoruz bunlardan? Nesnesini düşünmediğimiz için var olan bir korku mu duyuyoruz sonunda? Düşüncesiz ana-babalar ve öğretmenler tarafından kafamıza sokulmuş bir korku? Özgürlüğümüzün ne kadar büyüdüğünü görselerdi başkalarının bize imrenmeyeceklerinden nasıl bu kadar emin olabiliyoruz?” (Lizbon'a Gece Treni)
  • Yolculuk edemeyen insanlara neden acırız? Dıştan genişleyemeyecekleri için içlerinde de yayılıp genişleyemezler de ondan; kendilerini çoğaltamazlar, böylece kendi içlerinde kapsamlı gezilere çıkamazlar, başka kim ve ne olabileceklerini keşfetme fırsatından da yoksun kalırlar. (Lizbon'a Gece Treni)
  • Ama yaşamak istemediğim bir başka dünya daha var ; Bedenin ve bağımsız düşüncenin kötülendiği, başımıza gelebilecek en iyi şeylerin günah diye damgalandığı bir dünya. Diktatörleri, gaddarları ve katilleri sevmemizin istendiği bir dünya. (Lizbon'a Gece Treni)
  • Senin dilinde konuşabilmeleri için hep başkalarına yardım ettin. Onlara kendi dilinin sesini ödünç verdin ve onların senin dilinde özel seslerini bulmalarına yardım ettin. Senin kendi sesin bu dilde kulağa nasıl geliyor? Senin sesin nasıl?…. Başından geçenleri anlatırken, düşüncelerini, anımsamalarını ve yaşadıklarını anlatırken senin sesin nasıl çıkar? (Sözlerin Ağırlığı)
  • Oysa artık her şey ne kadar değişmişti ve bu değişim ne denli korkunçtu. (Lea)
  • Yazdığı sözcüklere okuduğu sözcüklerden daha çok güvenirdi. Yazarken kendine, kendini yalnızca dinlerken olduğundan daha yakındı. (Sözlerin Ağırlığı)
  • Hayat , yaşadığımız şey değidir; yaşadığımızı hayal ettiğimiz şeydir. (Lizbon'a Gece Treni)
  • O gün çalarken, notalarla inşa ettiği hayali tapınak, ileride artık yaşama dayanamadığı zaman içinde gizlenebileceği yerdi. (Lea)
  • Nerede hata yapmıştı? Kendini neyle suçlayacaktı? Yanlış yapmakla mı? Yanlış algılamakla mı? Aslında böyle bir şey olabilir miydi: yanlış veya doğru algılamak? Algılar- zaten nasılsa, öyle değil miydiler, nokta? (Lea)
  • Gregorius keşke uçakta değil de otobüste olsaydım dedi, o zaman son durakta yerinden kalkmadan okumaya devam edebilir ve otobüsle geri dönebilirdi. (Lizbon'a Gece Treni)
  • Şimdiki Zaman kipi, her zaman sözcüğüyle birleşince açık, sınırsız bir gelecek çağrıştırıyordu, bu açıdan da bir tür yalan barındırıyordu içinde. (Sözlerin Ağırlığı)
  • Hayal gücü, özgürlüğün asıl yuvası. (Sözlerin Ağırlığı)
  • "Şiir zamanı yavaşlatır,onu yukarıya kaldırır ve bizi ondan kurtarır." (Sözlerin Ağırlığı)
  • Özgüven: Neden böyle ne yapacağı bilinmiyordu? Niçin gerçeklere gözünü kapatıyordu? En değerli hazinemiz ve mutluluğumuzun vazgeçilmez bir parçası olduğunu düşünerek yaşamımız boyunca geliştirmeye, sağlamlaştırmaya ve yitirmemeye çalışırız onu. Sonra birdenbire aldatıcı bir sessizlikte önümüzde açılan bir kapıdan dipsizliğe düşeriz ve tüm gerçekler görsel yanılsamaya dönüşür. (Lea)
  • İçimizde olanın ancak küçük bir kısmını yaşabiliyorsak gerisine ne oluyor? (Lizbon'a Gece Treni)
  • Bir haftadır yazıyorum. Babamın müziği ve benim notlarım eriyip tuhaf, akışkan bir şimdiki zamana dönüşüyorlar. Kendimi geçmişe kaydırarak babamla müziğini paylaşıyorum, kendimi senin bunları okuyacağın geleceğe kaydırarak seninle düşüncelerimi paylaşıyorum. Yani, şimdinin dışında her yerde olan bir şimdiki zaman. (Sahnede Ölüm)
  • Mahkumların zamanı… bambaşka bir zaman, dışarıdaki zamanla hiçbir bağı yok, yavaş, yoğun bir zaman, o zamanda bir tek şey yapılabilir: Geçmesini beklemek ve sonra, çok sonra dışarıdaki zamana dönebilmen ve orada bir anda yönünü kaybetmemen için senden geriye bir şey bırakmasını umut etmek. (Sözlerin Ağırlığı)
  • “ Birinin, senin gibi, hakkımda çok şey bilmesinden nefret ediyorum, “ (Lizbon'a Gece Treni)

Yorum Yaz