diorex
Dedas

Patricia S. Churchland kimdir? Patricia S. Churchland kitapları ve sözleri

Kanadalı-Amerikalı filozof Patricia S. Churchland hayatı araştırılıyor. Peki Patricia S. Churchland kimdir? Patricia S. Churchland aslen nerelidir? Patricia S. Churchland ne zaman, nerede doğdu? Patricia S. Churchland hayatta mı? İşte Patricia S. Churchland hayatı...

  • 27.09.2022 20:00
Patricia S. Churchland kimdir? Patricia S. Churchland kitapları ve sözleri
Kanadalı-Amerikalı filozof Patricia S. Churchland edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Patricia S. Churchland hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Patricia S. Churchland hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Patricia S. Churchland hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Patricia Smith Churchland

Doğum Tarihi: 16 Temmuz 1943

Doğum Yeri:

Patricia S. Churchland kimdir?

Patricia Churchland

Filozof

Doğum: 16 Temmuz 1943 (71 yaşında), Oliver, Kanada

Eğitim: Oxford Üniversitesi

Patricia S. Churchland Kitapları - Eserleri

  • Nörofelsefe
  • Güvenen Beyin
  • Braintrust: What Neuroscience Tells Us about Morality
  • Vicdan
  • Vicdan

Patricia S. Churchland Alıntıları - Sözleri

  • Sorun çözme kapasitesi, beyin devreleri terimleriyle gerçekten ne içeriyorsa içersin, yeni genlerin yardımı olmaksızın yeni davranışların ortaya çıkışına olanak verir. (Güvenen Beyin)
  • Eğer toprağa kök salabilirsen aptal olmaya hakkın vardır. (Nörofelsefe)
  • “Vicdanınız beynin kurgusudur, bu sayede hem kendinizi hem başkalarını umursama içgüdüleriniz gelişim, taklit ve öğrenme aracılığıyla özgül davranışlara yönlendirilir.” (Vicdan)
  • Berkeley dış gerçeklikteki nesnelerle ilgili tüm kavramsallaştırmalarımızın zihin tarafından sağlanan duyu verilerini düzenlemeye yönelik bir amacı olduğunu söyler. Bu görüşe göre sözde dışsal gerçeklik olası duyu verilerinin fiili ve olası bir dizisinden başka bir şey değildir. Bu görüş idealizm olarak bilinir. (Nörofelsefe)
  • Genelde karar verme kısıtlanmış tatmin işidir, eğer iyi giderse aklın galip geldiğini söyleriz. (Güvenen Beyin)
  • Özellikle ilk REM evresinin anormal başlangıcı kronik depresyondaki hastalar için tipiktir. (Nörofelsefe)
  • İnsan sinir sistemini yöneten işlevsel ilkeleri anlamaya çalışırken, beynimizin daha ilkel beyin türlerinden evrimleştiğini unutmamalıyız. Yani beynimiz sadece bizim için sıfırdan inşa edilmemiştir, aksine tarihsel kökenlerinden kaynaklanan yetenekleri ve sınırları vardır. Sinir sistemlerinin evrimleşme ihtiyacı rasyonelliğin içsel güzelliğinden veya bilinçle bağlantılı yerleşik bir iyilikten değil; esas olarak, hayvanların diğer organizmalardan kaynaklanan olayları da içermek üzere çevrelerinde olup bitenleri başarılı bir şekilde öngörme ihtiyacından kaynaklanmıştır (Dawkins ve Krebs 1978, Llinás) (Nörofelsefe)
  • Psikopatların beyinleri farklı mıdır? Öyle gözükmektedir. Şu ana kadar edinilen veriler psikopatların beyinleriyle sağ­lıklı kontrol deneklerininki arasında duygular, itkiler ve sosyal tepkileri düzenleyen alanlarda önemli farklar olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle beynin paralimbik kısımlan psikopat­larda hem anatomik (daha küçüktür) hem de işlevsel (duygusal öğrenme ve karar verme işlerinde etkinlik düzeyi daha düşüktür) açıdan farklıdır. (Güvenen Beyin)
  • « Tanrı'nın müdahalesiyle hırsızlıkla suçlanan suçluysa gölün dibine battar, zinayla suçlanan masumsa elini kızgın demir dağlamaz, böylece masumiyet açıkça ortaya çıkardı. Sadece suçlular boğulur, sadece suçlular yanardı. » (Güvenen Beyin)
  • Beynimiz bir giz olarak kaldıkça, beynin yapısının yansıması olan evren de bir giz olacaktır. (Nörofelsefe)
  • kendi kimyasallarımızın müptelası olabilir miyiz? (Nörofelsefe)
  • Kimseye güvenmemek ahlaksızlıktır, aynı şekilde herkese güvenmek de ahlaksızlıktır. -Seneca (Güvenen Beyin)
  • 1972'de kırsal bölge pilotu Martin Hartwell kötü hava koşul­larına rağmen büyük bir cesaretle yardım uçuşuna karar ver­miş, ne yazık ki uçak kötü bir kaza geçirmişti. Yolcuları aci­len apandisit ameliyatına alınması gereken İnuit bir çocuk ve ona eşlik eden hemşireydi. Hemşire kaza anında, çocuksa daha sonra öldü. İki bacağı kınlan Hartwell haftalarca aç ve yan baygın bir halde kurtarılmayı beklemiş, arkadaşının, kazada ölen hemşirenin bacağını yemişti. Sonunda, otuz bir dondurucu soğuk günün ardından, Hartwell kurtarıldı. Bu tür uç noktalardaki yamyamlık üzerine farklı fikirler vardır, ben tüm aynntılan bildiğimiz durumlarda bile tek bir doğru ce­vap olduğundan şüphe duyanın. Pek çok iyi besili insan, köpek yenmesi fikrinden dehşete düşer, ama geleneksel bir İnuit av bulununcaya kadar köpek yiyerek hayatta kalmak yerine açlık­tan ölünmesinden dehşete düşecektir. Hepimizin bildiği gibi, rasyonel insanlar en iyi vergilendirme, gençlerin eğitimi ya da önleyici savaşların ne zaman açılacağı konusunda hemfikir ol­mayabilirler. Çoğunlukla daha iyi ya da daha kötü çözümler vardır, ama tek doğru seçim yoktur; böyle durumlarda kısıt­lanmış tatmin işbaşındadır; dengeleyerek, uyum gözeterek, uygun bir karara vanr. (Güvenen Beyin)
  • İnsanlar tarafından algılanan dünya diğer organizmalar tarafından algılanan dünyayla aynı değildir. (Nörofelsefe)
  • Ruhu, bedeni etkileyen şeyleri bedenin her biriminde bulunduğu için değil ama kendisine bedenin çeşitli kısımlarına dokunan dışsal nesnelerin çeşitli eylemleri sinirlerin hareketleri yoluyla iletildiği beyinde olduğu için hissettiği kolaya kanıttır. (Nörofelsefe)
  • İhtiyacımız olan alt sistemlerin küçük ölçekli modelleri ve hepsinin üstünde bütün beyin işlevine dair büyük ölçekli bir kuramdır. (Nörofelsefe)
  • İkizler ve aile bireyleri üzerinde yapılan çalışmalar psiko­patlıkta kalıtsallığın yaklaşık yüzde 70 seviyesinde olduğu­nu göstermektedir; taciz ve ihmal gibi çocukluk koşulları genetik eğilime katkıda bulunur. (Güvenen Beyin)
  • İnsanlar ve karıncalar arasında, büyük farklılıklar vardır. Karıncalar diğerlerine fayda sağlamak için büyük bedeller ödemede insanlardan çok öte seviyelerde özgeci davranış gösterirler. (Güvenen Beyin)
  • Felsefeci Mark Johnson, evrensel etik görüsü hususunu daha güçlü ifade eder: "Mutlak kurallar, karar-verme prosedürleri ve karşılaştığımız herhangi bir durumda yanlışı doğrudan ayırt edebileceğimiz evrensel ya da kesin kanunlar yaratan ruhani muhakemeye sahipmişiz gibi düşünmenin ve hareket etmenin ahlaki açıdan sorumsuzluk olduğunu ileri sürüyorum." (Güvenen Beyin)
  • Cinsiyet (gender) kimliği önemli ölçüde belli steroidlere ve cinsiyet hormonlarına bağlıdır. Yakın zamanlara kadar cinsiyet hormonlarının merkezi sinir sisteminin işlevinden bağımsız olduğu düşünülüyordu, ama artık onların beynin belli bölgelerinde de bulunduğu ve cinsiyet farklılıklarını yönettikleri bilinmektedir (McEwen vd., 1974; Pfaff ve McEwen, 1983). (Nörofelsefe)

Yorum Yaz