matesis
dedas

Petros Markaris kimdir? Petros Markaris kitapları ve sözleri

Yunanlı yazar ve senarist Petros Markaris hayatı araştırılıyor. Peki Petros Markaris kimdir? Petros Markaris aslen nerelidir? Petros Markaris ne zaman, nerede doğdu? Petros Markaris hayatta mı? İşte Petros Markaris hayatı...
  • 27.07.2022 11:00
Petros Markaris kimdir? Petros Markaris kitapları ve sözleri
Yunanlı yazar ve senarist Petros Markaris edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Petros Markaris hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Petros Markaris hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Petros Markaris hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1 Ocak 1937

Doğum Yeri: Heybeliada, İstanbul

Petros Markaris kimdir?

İstanbul, Heybeliada doğumlu Petros Markaris, 1965 yılında yazdığı Ali Reco'nun Öyküsü'yle edebiyat dünyasına adım attı. Ardından daha çok sahne sanatları ve sinemayla ilgilendi; Kral İbu'nun Destanı, Atlar gibi oyunlar yazdı, ünlü yönetmen Theodoros Angelopulos'un 1936 Günleri, Büyük İskender, Leyleğin Geciken Adımı, Ulysse'in Bakışı filmlerinin senaryolarını kaleme aldı. Polisiye türe ilk olarak Yunan televizyonunda üç yıl kesintisiz oynayan Bir Cinayet Anatomisi'nin senaryosunu yazarak adım atan Markaris, daha sonra Komiser Haritos'un baş kahramanı olduğu, Gece Bülteni ve Alan Savunması adlı romanları kaleme aldı.

Petros Markaris Kitapları - Eserleri

  • Alan Savunması
  • Che İntihar Etti
  • Batık Krediler
  • Balkan Blues
  • Büyük Ortak
  • Eskiden, Çok Eskiden
  • Gece Bülteni
  • Sonsuzluk ve Bir Günlük

Petros Markaris Alıntıları - Sözleri

  • "Aslında insanın derdini bir başkasıyla paylaşması borç para almak gibi bir şey. Bir an için rahatlıyorsun, ama sonra bu geçici rahatlamayı aylarca korkunç koşullarla geri ödüyorsun." (Alan Savunması)
  • "Atinalılar", demişti, "yalnızca akşamları birkaç saatliğine cennette olmak için tüm günü cehennemde geçiriyorlar." (Büyük Ortak)
  • Ama köpekbalıklarıyla aynı havuzda yüzmektense, domuz ahırında yaşamayı yeğlerim. (Batık Krediler)
  • "Türkiye'deki Türkler bunu anlayamazlar. Onlar hala azınlıkları bir yük olarak gördükleri eski günlerde yaşadıklarını sanıyorlar, bugün bizim de başka ülkelerde azınlık durumunda olduğumuzu unutuyorlar. Almanya'da, Avusturya'da, İngiltere'de... Bizim de öteki azınlıklarla aynı kaderi paylaştığımızı da unutuyorlar. " " Azınlıkları anlayan hiçbir çoğunluk toplumu olmamıştır." (Eskiden, Çok Eskiden)
  • Bir konuda Türklerin hakkını teslim etmek gerek: Manavdaki meyveler olsun, lokantadaki yemekler olsun ya da müzedeki parçalar olsun, bütün bunların başarılı düzenlenmesi insanı önlerinde durmaya ve bakmaya zorluyor. Gözlerimi uzunca bir süre zeytinyağıyla pişirilmiş sebzelerden alamıyorum. (Eskiden, Çok Eskiden)
  • Sözcükler boğazıma dizili kaldıklarından bazen keşke duygularım yüzümden okunsa diye dilerim. (Che İntihar Etti)
  • Birden birkaç gün önce, kız arkadaşından tokatı yedikten sonra hüngür hüngür ağlayan uzun saçlı, iriyarı herif geldi gözümün önüne. O zaman yanılmıştım. Ağlayanlar yalnız uzun saçlı erkekler değilmiş; kısa saçlılar da kadın gibi ağlarmış. Giysilerde kadın-erkek ayrımı ortadan kalkmıştı, saatler hep aynı zamanı gösteriyordu ve tokatlar artık tek taraflı değildi. Ayıklayın bakalım pirincin taşını. (Alan Savunması)
  • Aslında insanın derdini bir başkasıyla paylaşması borç para almak gibi bir şey. Bir an için rahatlıyorsun,ama sonra bu geçici rahatlamayı aylarca korkunç koşullarla geri ödüyorsun. (Alan Savunması)
  • "İnsan karanlıkta yolunu kaybederse, kendisini tünelin ucunda ışık gördüğune inandırmaya bayılır." (Batık Krediler)
  • Öyle olmadığını bildiği hâlde inanıyor insanlar, çünkü kazanç onları bağımlı hâle getiriyor. (Batık Krediler)
  • "Neden anne.. Neden hiçbir şey beklendiği gibi olmadı. Neden? Neden çürüyüp gider insan, sessizce... Acıyla ihtiras arasında parçalanarak? Neden sadece ve sadece kendi ayak seslerimi duydum evin içinde? Neden?Söyle bana, anne.. İnsan neden bilmez nasıl seveceğini?" (Sonsuzluk ve Bir Günlük)
  • Kahvaltıda her şey var, bir tek kruvasan yok. Bunun yerine burada çok sevdiğim simit var.. Bunu keşfettiğimden beri her sabah kahvaltıda bir tane peynirli simit yiyorum. Bugün de bundan vazgeçecek değilim. Salt kızıma karşı zaafım var diye Adriani'nin beni odaya kapamasına göz yumacak da değilim. (Eskiden, Çok Eskiden)
  • Kimin ne zaman hangi sırayla banyoyu kullanacağını, Adriani'yle evlenmemizi izleyen ilk ayda belirlemiştik. Önce ben giriyorum banyoya, çünkü daha çabuk çıkıyorum, sonra Adriani giriyor ve istediği kadar kalabiliyor orada. Birbirimize öyle uyum sağladık ki ne zaman işimin biteceğini tahmin ediyor ve hazırda bekliyor. (Eskiden, Çok Eskiden)
  • Kusurlar moda olunca erdemden sayılır. (Alan Savunması)
  • İnsan karanlıkta yolunu kaybederse, kendisini tünelin ucunda ışık gördüğüne inandırmaya bayılır. (Batık Krediler)
  • Eskiden nereye baksam sen vardın, şimdi Suriyeli Hakkını helal etme aşkım (Eskiden, Çok Eskiden)
  • Vasilyadis bir bardak ayranla yetinirken ben ekmek kadayıfı istiyorum, hem de Yunanistan' da olduğu gibi tek kat ve dondurmalı değil, burada usul olduğu üzere iki kat şerbetli ekmek ve kaymakla. İki katı birbirinden ayırıyorum, kalın bir tabaka kaymağı alttaki katın üzerine sürüyorum, öbür katı üzerine kapatıp kendime tatlı bir sandviç hazırlıyorum. Son lokmaya kadar da tadını çıkarmaya kararlıyım. (Eskiden, Çok Eskiden)
  • Cehalet eken, aptallık biçer! (Che İntihar Etti)
  • "İstanbul'da ilk öğrenilen şey, zararı azaltmaktır, Bay Haritos." diyor Muratoğlu. "Kendi aramızda nefret, kötülük, haset, nifak ve daha bilmem ne varken dışarıya karşı kendimizi hep tek yürek, tek ruh olarak gösteriyorduk." (Eskiden, Çok Eskiden)
  • Evliliklerdeki sorun şudur: Hayallerimizdeki kadınla karşılaştığımızda başlayan yürek çarpıntısı, zamanla bir cadiyla yaşamanın verdiği carpintiya dönüşür. (Alan Savunması)

Yorum Yaz