Polat Özlüoğlu kimdir? Polat Özlüoğlu kitapları ve sözleri
Yazar Polat Özlüoğlu hayatı araştırılıyor. Peki Polat Özlüoğlu kimdir? Polat Özlüoğlu aslen nerelidir? Polat Özlüoğlu ne zaman, nerede doğdu? Polat Özlüoğlu hayatta mı? İşte Polat Özlüoğlu hayatı...

Yazar Polat Özlüoğlu edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Polat Özlüoğlu hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Polat Özlüoğlu hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Polat Özlüoğlu hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Doğum Tarihi: 25 Mayıs 1974
Doğum Yeri: İzmir
Polat Özlüoğlu kimdir?
25 Mayıs 1974 yılında İzmir’ de doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini İzmir’de tamamladıktan sonra Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nü kazandı ve 1994 yılında mezun oldu. Uzun yıllar İzmir’ de çeşitli radyolarda program yapımcısı ve sunucusu olarak çalıştıktan sonra şiirle başladığı yazın hayatına şimdilerde öyküler yazarak devam etmektedir.
Polat Özlüoğlu Kitapları - Eserleri
- Peri Kızı Af Buyrun
- Hevesi Kirpiğinde
- Günlerden Kırmızı
- Son Gemi - Antoloji 2
Polat Özlüoğlu Alıntıları - Sözleri
- Birden açıyorlar kapıyı ,sürgüsü, içimi eziyor, kilidi avucumda kırılıyor, anahtar etimde dönüyor, dalıyorlar içeri. Gece akıyor üzerlerinden. Masalın bütün duvarları yıkılıyor. (Peri Kızı Af Buyrun)
- Onlar kazanmaya biz kaybetmeye mahkûmduk. Bazı insanların marifeti de buydu. Onlar arkalarında enkazlar bırakarak, geride kalanlar ise o yıkıntılar arasında yol alarak hayatta kalıyordu. (Günlerden Kırmızı)
- İçimde saklı bütün kuşlar patır patır düşüp öldü sen öyle susunca. (Günlerden Kırmızı)
- “Müzik her zaman en iyi dostu olmuştu, yalnızlığının ilacı.” (Hevesi Kirpiğinde)
- Onca denemeden, onca boşluktan, onca kaybedişten, vazgeçişten sonra ilk defa hayata tutunmak istemişti. (Peri Kızı Af Buyrun)
- Yürüdü, nereye yürüdüğünü bilmeden koca şehrin yüreğini deşer gibi, bağırsaklarını söker gibi yürüdü. Gün geceye kavuşana, yol düğüm olup çözülene kadar yürüdü, yürüdü, sonunda kendini yine sabahçı kahvesinde buldu. Yorgun bedeni, tekleyen yüreği, titreyen elleri, ayakları, kaşları, kirpiği yine onu buraya getirmişti. (Hevesi Kirpiğinde)
- Artık yerin üstünde kalanlarla altında kalanları ayıran tek şey ölüm suskunluğuydu. Kaç tane daha patlama oldu, kaç ocak söndü, kaç madenci gömüldü kazdığı yere, kaçı gömüldüğü yere bırakıldı, kaçı çıkarıldı saymaya kimsenin yüreği el vermedi. Ama resmi ağızlar üç yüz bir diye bir rakam söyledi. Geviş getirir gibi tükürüp durdular bu rakamı. Kimse sormadı, soramadı. Hani nerede geride kalan, taş olan, köz olan, toz olan diğerlerinin yanan kavrulan, parça parça dağılan canları, taşa, toprağa, kömüre karışan yürekleri. Sekiz yüzden fazla kaybolan can dillendirilmedi. Katliam üç yüz birle rakamlandı... (Günlerden Kırmızı)
- Benim tanrım beni duymuyor, unutmuş, çoktan gözden çıkarmış bu küçücük delikte diyemiyorum, üvey tanrılar edinmişim kendime, hepsinin merhameti kendine. (Hevesi Kirpiğinde)
- Ben yolları bilmez idim meğer yollar beni ezberlemiş. (Peri Kızı Af Buyrun)
- Susku cam kırıkları gibi bir bir batıyor içine, tenine , kaderine, ederine, kederine, marifetine... (Peri Kızı Af Buyrun)
- Nasıl nefes alıyordu bu insanlar bir ağaca dokunmadan, bir çiçeği koklamadan, bir kuşa kulak vermeden? (Hevesi Kirpiğinde)
- "Neden hep aynı masalın içinde dönüp duruyorum?" (Peri Kızı Af Buyrun)
- " Yarım akıl, yarım kalpten iyidir." (Günlerden Kırmızı)
- Eskiden tren garı arkada kalanların, gidenlerin, terk edilenlerin, ayrılıkların mezarıydı, şimdi onlarca çocuğun, gencin, kızın, oğlanın, yüzlerce elin, ayağın, kolun, bacağın, gözün, kulağın, umudun, düşlerin mezarı oldu dedim yazık. (Hevesi Kirpiğinde)
- Büyüdükçe kötülüklerin hacmi de büyüyordu. (Günlerden Kırmızı)
- "Ellerim, gözlerim, her yerim kelimelerle bağlı. Çözemiyorum hiçbir harfi, sökemiyorum içimdeki masalları." (Peri Kızı Af Buyrun)
- Ben çocukluğumu, anamı gömdüğümüzün ertesi, sıcacık helvası soğumadan, şerbeti bitmeden, kokusu dinmeden, gözümdeki yaşlar kurumadan daha babamın "Bir çorba kaynatıver kardeşlerin acıktı” dediği o vakit kaybettim. Bir daha da arayıp bulmak gelmedi aklıma. (Hevesi Kirpiğinde)
- "Geceyi giyinip gündüzü soyunuyorum, Uyuyorum, uyanıyorum. Her uyandığımda daldığım masaldan bir çentik atıyorum etime. Kaç masalı unuttum, kaçını bozup yeniden yazdım, kaçını söküp yeniden diktim tenime bilmiyorum. Çentikler çoğaldıkça cebimdeki masallar azalıyor. Masallar biterse ne yaparım bilmiyorum." (Peri Kızı Af Buyrun)
- Bu çağın hastalığı, kimse mutlu son beklemiyor. (Günlerden Kırmızı)
- Kardeşlerim "Aba" der, aba bilirdi. En büyükleriydim hepsinin ne deselerdi ki başka? Onlar acıkınca, susayınca, uyanınca, bazen ağlaşınca, hırlaşınca, bazen kirlenince, üzülünce "Aba" derlerdi. Ne ana, ne baba olası, bir arası iki arkası, bir yarası iki darısıydım onlar için hiç olamadıklarımın. (Hevesi Kirpiğinde)
Leyla Özlüoğlu
21.06.2023 / 12:22Yazarın son kitabı Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar, İthaki Yayınlarından çıkmıştır. <br><br>"Ah! Unutmak için ne kadar uzağa gidebilir bir insan? Kaç kilometre giderse unutmaya başlar?"<br><br>''Kaç kişiyi teşhis edince gider insan kendinden ya da kaç kişiyi gömmek gerek bulmak için aradığını?''<br><br>''Biliyorum annesi ölmeyenin bitmezmiş hiç yalnızlığı ve de çocukluğu.''<br><br>Annem, Kovboylar ve Sarhoş Atlar - Polat Özlüoğlu