Semih Gümüş kimdir? Semih Gümüş kitapları ve sözleri
Türk Yazar Semih Gümüş hayatı araştırılıyor. Peki Semih Gümüş kimdir? Semih Gümüş aslen nerelidir? Semih Gümüş ne zaman, nerede doğdu? Semih Gümüş hayatta mı? İşte Semih Gümüş hayatı...

Doğum Tarihi: 1956
Doğum Yeri: Ankara
Semih Gümüş kimdir?
Semih Gümüş Türk yazar. Ankara Fen Lisesi ve Gazi Lisesi'nden sonra, 1981'de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. İlk yazısı aynı yıl Yazko Edebiyat Dergisi'nde yayınlandı. 1981-1985 yıllarında Yarın Dergisi'nin genel yayın yönetmenliğini yaptı. 1995-2005 yıllarında Adam Öykü Dergisi'nin genel yayın yönetmenliğini yürüttü. 2006 Aralık ayında Notosöykü Dergisi'ni çıkardı ve şimdilerde bu derginin genel yayın yönetmenliğini yürütüyor. Kendine özgü bir eleştiri anlayışına sahip olan Semih Gümüş'ün 1991'de Roman Kitabı, 1994'te Kara Anlatı Yazarı, Karşılıksız Yazılar, Yazının ve Tarihin Bilinci, 1996'da Cevdet Kudret Eleştiri Ödülü'nü alan Başkaldırı ve Roman, 1999'da Öykünün Bahçesi, 2002'de Puslu Ada, 2003'te Yazının Sarkacı Roman, 2005'te Yazarın Yanlızlık Burcu adlı kitapları yayınlandı.
Semih Gümüş Kitapları - Eserleri
- Yazar Olabilir miyim?
- Yalnızlık Kime Benzer
- Okumak ve Yazmak
- Modernizm ve Postmodernizm
- Yazarın Yalnızlık Burcu
- Öykünün Kedi Gözü
- Ay'ı Boyamak
- Öykünün Bahçesi
- Dikkat! Kırılacak Eşya
- Yazının Sarkacı Roman
- Belki Sonra Başka Şeyler de Konuşuruz
- Romanın Şimdiki Zamanı
- Aşk Öyküleri
- Eleştirinin Sis Çanı
- Roman Kitabı
- Orhan Veli Kanık
- Türk Yazınından Seçilmiş Kısa Öyküler
- Çözümleyici Eleştiri
- Yazının ve Tarihin Bilinci
- Edebiyat ve Yeni Zamanların Kültürü
- Puslu Ada
- Öykünün Şimdiki Zamanı Bugünün Ustaları
- Başkaldırı ve Roman
- Kara Anlatı Yazarı: Vüs'at O. Bener
- Beyoğlu Öyküleri
- İstanbul Öyküleri
- Futbol ve Biz
- Karşılıksız Yazılar
Semih Gümüş Alıntıları - Sözleri
- "Sanki anlatacağım hikayeyi daha önceden biliyorsun," der Hoca'ya; "Belki sonunu da biliyorsun . Senin gibi birine, bildiği şeyi ben nasıl anlatayım?" (Öykünün Bahçesi)
- Sinekli Bakkal Batı’nın üstünlüklerine karşı Doğu’nun değerlerini ortaya çıkarmayı amaçlayan bir tez romanıydı ve yazınsal değeriyle çağdaş Türk edebiyatının kanonu içindeki yeri tartışmalı sayılabilecek bu roman, içeriği ve taşıdığı güçlü anlamın yanı sıra işleviyle de yeni edebiyatın kurucularından sayılır. (Edebiyat ve Yeni Zamanların Kültürü)
- En güzel çiçekler neden uçurumların kenarlarında açar, daha iyi anlıyorum. (Aşk Öyküleri)
- Yaratım süreci boyunca yalnızca yazarına ait olan yazınsal metin, dünya gözüne göründükten sonra yazarın denetiminden çıkmaya başlar. Orada eleştiri vardır artık, tek bir eleştirmen olmasa bile, her okumanın bir eleştiri yerine geçtiği anlamında. (Çözümleyici Eleştiri)
- Eğer işlevsel dil yazınsal dilin yerine geçiriliyor, popüler edebiyat gerçek edebiyat olarak sunuluyorsa, bunun arkasında bir endüstri bulunduğu gerçeğinden kopamayız. (Modernizm ve Postmodernizm)
- İnsanın ancak ötekini anlayarak kendini de anlayacağını düşünmeden yazabilir, yaşayabilir mi yazar? (Çözümleyici Eleştiri)
- Yazmak etkin bir iştir ve hayran olduğum ve başarmayı hep istediğim yazma tarzı, okumayı da etkin hale getirendir - kitap, radarın bilinmeyen bir şeyi okuduğu gibi okuru okuyor. Ve bilinmeyenler, okurlar, bunu hissediyor. JOHN FOWLES (Romanın Şimdiki Zamanı)
- Yaşamım! Doğrusun yanlış olduğun kadar. Bir diken gibisin içimde (Başkaldırı ve Roman)
- İnsan kendini arama bilincine vardığında, toplumsal bir kuşatma içinde olduğunu da görür. Ürkütücü gelir bu. Dışındaki değerlerin gitgide güçlenerek kendi değerlerini hastırdığı yerde yüzünü aydınlığa çeviremediğini görmenin tedirginliğini yaşar. (Öykünün Kedi Gözü)
- Büyülü gerçekçiliğin itici gücü anlatım biçimidir elbette ve Mârquez, baştan sona bütün romanlarında hep o anlatım biçiminin o güne dek bulamadığı özelliklerini arayıp bulduğu için bu denli başardı oldu. (Eleştirinin Sis Çanı)
- Acıyla da yaşasa yazının nankörlüğünü, En iyisi perdeleri sıkıca çekmek, diye düşünür. Bir yerden yalıtlarken kendimi, başka bir yerde çağalıyorum işte ... (Roman Kitabı)
- Bireyin içinden geçerek hayatı görme biçimleri, yeniden yaratma biçimlerini ve roman sanatının olanaklarını değiştirince, önceki yüzyılın büyük romanlarına hiç benzemeyen romanlar yazılmasına neden oldu. (Romanın Şimdiki Zamanı)
- "Bizi belirleyen biraz da geçmiş değil mi?” (Öykünün Şimdiki Zamanı Bugünün Ustaları)
- Ah, insanların kusursuzluğa karşı bu çılgınca merakı beni nasıl korkutuyor Madam, bilemezsiniz. (Aşk Öyküleri)
- Yazarken yalnızlığa gereksinim duydukça onurunu koruyabilir yazar. Yoksa kapısını tırmalayan sırtlanlara teslim olmaktan başka yol kalmaz. (Yazarın Yalnızlık Burcu)
- Somut korku başa gelmeden tedirginlik içinde silkeler insanı ama gene de kaçıp kurtulabileceğini bilir insan. Daha ürkütücü olan, içine düştüğü hayalet şehrin yarattığı ruhsal etki, nereye gitse yanından ayrılmayacak olan kaygıdır. Öylesine yeniktir ki kaygı karşısında insan... (Romanın Şimdiki Zamanı)
- Her gün bu kadar güzel mi bu deniz? Böyle mi görünür gökyüzü her zaman? Her zaman güzel mi bu kadar, Bu eşya, bu pencere? Değil, Vallahi değil; Bir iş var bu işin içinde. (Orhan Veli Kanık)
- İnsan hayatı kaçış ve korkuyla başladı. (Yazının Sarkacı Roman)
- İlk oyuncağı yarattığı gibi, ilk masalı da çocuk anlatmış olsa gerektir. (Öykünün Kedi Gözü)
- Eski oyuncakların büyüklere çekici gelişinde geçmiş zamanların barışık hayatına duyulan özlem kadar, oyuncaksız geçen çocuklukların da payı olmalı. Belki geçmişte dünyanın bugünkü kadar karmaşık ve ürkütücü değil de, daha kolay kavranabilir ve yaşanabilir oluşu, oyuncağa duyulan gereksinimi de azaltıyordu. Oyuncağın yerine geçen sokak vardı öte yanda, orada, evlerin arasında her zaman bulunan bir alanda çocukların dayanışmasını, yakın arkadaşlıkları anlatan "mahalle” denen yerde de dünyanın çocuksu bir benzeri pekâlâ kurulabiliyordu. (Yazarın Yalnızlık Burcu)
Editör: Nasrettin Güneş