Şivan Perwer Kimdir?
Aslen Nusaybin ilçesine bağlı bir köyde ikamet eden Aygün ailesi, aileler arası husumetten ötürü Siverek'e göçmüşler.

Şivan, ne olursun bizim için bir stran söyle! Bak sana şeker ve tatlılar vereceğiz” Şivanın etrafındaki insanlar onun şarkılarını çok sevdiler. Aslen Mardin'in Nusaybin ilçesine bağlı bir köyde ikamet eden Aygün ailesi, aileler arası husumetten ötürü Siverek'e göçmüşler. 23 aralık 1955 tarihinde urfa'nın siverek ilçesine bağlı sori köyünde dünyaya gelen büyük kürd ozanı asıl adı ismail aygün'dür. Henüz çocukken, stranla ile tanışmış ve yaşadığı muhitin de dikkatini çekmiştir... babasının çaldığı kaval ve evlerine misafirliğe gelen dengbejlerin, yanık sesleriyle hüzünlü aşk hikayelerini - mem u zin, siyabend u xece vb.- anlatmaları, Şiwan' ı çok etkilemiştir. Sanki, babası, dengbejler vd., Şiwanin, ileride büyük bir sanatçı olacaklarını bildiğinden, daha şimdiden, Şiwan, onların yanında staj yapıyordu...Şivan Perwer, Mahallelilerinin kendisinden sık sık stran söylemesini istedigi, cocukluğunun cok erken caglarindaki bir anısını şöyle anımsıyor; “Şivan, ne olursun bizim için bir stran söyle! Bak sana şeker ve tatlılar vereceğiz” Şivanın etrafındaki insanlar onun şarkılarını çok sevdiler ve o sevgisini ve cesaretini hiçbir zaman esirgemeyen böylesi bir atmosfer içinde büyüdü. Daha lise çağlarındayken bile kaset ve plak teklifleri almaya başladı Ancak onun aklından böyle bir düşünce geçmiyordu bile Amacı tahsiline devam etmek ve bir parçası olduğu Kürt Halkı'na yararlı olacak bir uğraşı içinde yer almaktı Zira ana dili olan Kürtçe'de şarkı söylemek yasaktı ve Türkiye'de kasetler sadece ve sadece Türkçe olarak çıkarılabilinirdi Ancak bütün yasaklara rağmen Şivan Perwer şarkı söylemeyi sürdürdü. Bağlaması, Şiwan' in dert ortağıdır... henüz 17 yaşındayken, aralarında, İbrahim Tatlıses, Seyfeddin Sucu ve İsmail Badilli'nin da bulunduğu, bir okul gecesinde ilk konserini vermiştir. bu konserden sonra, kendisine, bir çok teklif gelmesine rağmen; bunlardan hiçbirisini kabul etmemiştir. Çünkü o, konserde söylediği gibi, Kürtçe stran söylemek istiyordu... Şiwan, artık delikanlılık çağına gelmiştir, liseyi bitirdikten sonra, üniversite sınavına girer. gazi üniversitesi matematik bölümünü kazanır. o, artık, bir üniversitelidir. o zamanın getirdiği siyasal kutuplaşmadan da nasibini alır.. Molla Mustafa Barzani hareketi, o zaman, Kürtleri heyecanlandırmıştı, bu süreçte, Şiwan, Mustafa Barzani'ye sempati duymaya baslar. 1975 yılı, Şiwan Perwer' in hayatında, çok önemli bir yer tutmaktadır. deyim yerindeyse donum noktasıdır. Eylül ayında, ankara nin güney parkı'nda düzenlenen konsere katılır.Bu konserde, Kürt kökenli bir sanatçı, söylediği türkünün arasına, (o zaman moda olan- bir iki lo lo le le nin yani sıra, xezale le way ı ekleyerek) dakikalarca söyler. Ardından, Şiwan, sahneye çıkar ve xezal'ı söylemeye çalışsa da, heyecandan sözlerini unutur.Daha sonra, bu parçayı öyle güzel yorumlar ki, kendisine, daha 10-15 dakika önce, alaylı alaylı bakan halk, Şiwan'ı sahiplenir. En son Urfa Suruç' ta verdiği bir konsere polisler baskın düzenler. Ancak konsere başlamadan önce, Şivan' ı sevenler sanatçıyı arka kapıdan kaçırırlar. Bir kaç gün sonra Şivan Suriye'ye geçer. 1975 yılından itibaren Şivan'ın Avrupa macerası başlar. 1976 Haziran'ında, Suriye'ye, oradan da Almanya'nın Heidelberg kentine gider.Yanında, sadece, dert ortağı olan bağlaması vardır. henüz,21 yasındayken, vatanından uzakta kalır ve kendisini gurbetin kucağında bulur...ilk baslarda, Almanya'da, aradığı sıcak ortamı bulamaz. ancak;buna rağmen pes etmez, azimle, canla basla çalışmalarını sürdürür. aynı sene, ikinci albümünü piyasaya sürer. Almanya'da, çalışmalarına devam eder ve bu arada, almanca öğrenir. ardından, müzik okuluna kaydını yaptırır ve bati müziği kültürünü de edinmeye çalışır. 1977'de üçüncü 1978'de dördüncü 1979'da da, besinci albümünü piyasaya sürer. Şiwan'ın ismi, sadece Avrupa'da ve Türkiye'de yasayan Kürtler tarafından değil; Irak, Suriye ve İran' da yasayan Kürtler tarafından da duyulmuş ve kabul görmeye başlamıştır. özellikle, Peşmerge ile ilgili yaptığı besteler, birer mars olarak, dilden dile dolaşmıştır. Bu arada, 1979'da, nişanlısı Gülistan, Türkiye'den, Almanya'ya gelir. Avrupa' nın bir çok yerinde, konser verir ve bu konserleri, kameraya kaydedilerek, video kasetleri elden ele dolaşır. Şiwan' ı görmeyenler, bu kasetlerle, bir nebze olsun isteklerine kavuşuyordu...Bunların yani sıra, albüm çalışmaları da, hızla devam etmektedir.1980'de altıncı, 1981'de yedinci, 1982'de sekizinci,ve 1983'te de dokuzuncu (Almanya'da çıkardığı son albüm) albümünü piyasaya sürer. Alman hükümeti, Gülistan' a, oturum izni vermez ve bunun sonucunda,çaresiz kalan Şiwan, Almanya'dan ayrılıp İsveç'e gider.Böylece, Şiwan'ın ikinci gurbet hayati başlamış olur.İsveç'e taşındıktan sonra, onuncu albümünü piyasaya sürer. Ardından, 1986'da, on birinci albümünü ve 1988'de on ikinci albümünü piyasaya sürer.1989'da, Fransız ihtilalinin 200. yıldönümünde, farklı ülkelerden davet edilen 20 sanatçı arasında Şiwan Perwer de yerini almıştır. kendine has yorumuyla türkülerini seslendirir ve özellikle Danielle Mitterand tarafından, takdir edilir. 1991'de on üçüncü albümünü çıkarır. Bu albümünde yer alan me ci kir parçası yüzünden, PKK, Şiwan' a boykot uygular ve bu boykot yaklaşık 5-6 sene boyunca devam eder. Avrupa'da da 4 oktavlık sesiyle büyük bir ün kazanan kürt sanatçı dünya çapında çeşitli konserlere çıkar. Saddam'ın Halepçe'ye kimyasal bomba attığı yıllar, Avrupa'da ıraklı kürtler için yardım konserleri verilir. Wembley Stadyumunda Sting, Gipsy Kings gibi ünlü sanatçılarla beraber konserler veren sanatçının sesi o kadar beğenilir ki, İngiltere Kraliçesi Lady Diana bile kendinden geçerek sanatçıyla tanışmak ister. 1992'de, Gülistan ile, on dördüncü albümünü hazırlar. aynı yıl, körfez savası sonrası,Güney Kürdistan'a gider ve Duhok, Akre, Zaxo vb. yerlerde, bir dizi konser verir ve oradaki halkın, kendisine olan hasretine son verir. burada vermiş olduğu konserler, diğer konserlerinde olduğu gibi kameraya kaydedilir, Avrupa'da, Güney Kürdistan'da ve kısmen de olsaTürkiye'de piyasaya sürülür... 1995'e geldiğimizde, Şiwan'ın, evrenselleşmeye doğru adım adım gittiğini görmekteyiz. evrenselleşmek o kadar da kolay bir şey olmazsa gerek. Bu arada, Şiwan, çalışmalarını sürdürür. Aynı sene, on besinci albümünü, 1996'da on altıncı albümünü çıkarır. 1999'da on yedinci albümünü ve 2000'de ise, 25. sanat yılının anısına on sekizinci albümünü çıkarır. Bu albümünü, Kardeş Türküler ile hazırlar. Aynı süreç içerisinde, Gülistan' dan ayrılır ve kendine yeni bir hayat kurar. 2002'de on dokuzuncu albümünü piyasaya sürer. Bu arada, Güney Kürdistan'a gidip, orada bir dizi konser verir.Dünya'nın dört bir tarafında, konser ve turnelerine devam eder... Albümleri Govenda Azadixwazan (1975) Ey Ferat (1978) Kine Em (1979) Hay Dil (1980) Gele Min Rabe (1981) Agiri (1982) Bilbilo / Ferzê (1983) Dotmam (1985) Lê Dîlberê (1986) Ya Star (1995) Naze (1996) Heviya Te (1999) Roj û Heyv (2000) Sarê (2001) Helbestên bijartî yên 1 /Kirîvê (2002) Helbestên bijartî yên 2/Klasîk (2003) Helbesten Bijarti yên 3 (2004) Min bêriya te kiriye (2004) Diwana (2005) Albümleriyle Şivan Perwer ve Albümlerin Kronolojik Anlatımı Güçlü sesi ve yorumuyla Kürt Müzği'nin günümüzdeki en önemli temsilcilerinden olan Şivan Perwer'in müzik yaşamı ilginç ve incelenmeye değerdir Ben bu yazıda sadece albümleri üzerinden, kendi çıkarım ve yorumlarımla Şivan'ı anlatmaya çalışacağım Burada albümleri ele alırken Türkiye'de müzik firmaları tarafından, albümlerin harmanlanarak oluşturulduğu korsan albümleri değil sadece Şivan Perwer'in yapmış olduğu, daha sonra Ses Plak tarafından seri olarak piyasaya sürülen albümleri üzerinden anlatacağım Şivan Perwer, 18 tane albüm, bir de Helbesten Bijarti Yen adında seçme eserler albümü yapmıştır Bunları kronolıojik sıra ile teker teker ele alacağım Bu albümlerinin dışında Şivan Perwer'in elden ele doşaşan Avrupadaki konser kayıtları mevcuttur Şivan Perwer'in ilk albümü Govenda Azadixwazan, ilk albüm için gerçekten fazla güçlü bir albümdür Bu albümün büyük bir sanatçının ilk adımı olduğu hemencecik anlaşılır Albümde enstrüman olarak sadece bağlama vardır Şivan o albümü yaptığında Türkiye'deki sol hareketlerden etkilenmiş 20 yaşında bir delikanlıdır Albüm bolca mesajlar içermektedir Şarkıların çoğu bestedir ve şarkılar genelde bir şiirle başlar 1976'da yaptığı Hevale Bargiran im da ilk albümüyle paraleldir Estrüman bağlamadır, şarkılar mesajlarla doludur, şiirlerle başlar Söyleyen kişinin hızlı bir devrimci olduğunu anlarsınız Bu albümün öncekinden tek farkı; Şivan bir yandan sesinin inceliklerini faretmeye başalmıştır Şöyle ki; ilk albümünde genelde tiz tonlardan söylemeyi tercih eder ama bu albümde daha pesleri zorlar Mesela Pir Xweşe Serxwebun da Şivan sesinin en pes noktalarına dokunmaktadır ve zaten şarkının kendisi marş gibi bir şarkıdır Oradaki havayı katmak için olsa gerek Şivan pes tonları tercih etmiştir Ama yine aynı albümdeki Botan yöresi halk şarkısı olan Dilo Ez Bımrım'ı da tiz tonladan okumuştur Ayrıca şarkı sözlerinin “Tırbamın Çekin Lı Gulistane” olan aslını dönemin siyasal haraketlerine göre yeniden düzenleyerek “Tırbamın Çekin Lı Kurdistane” olarak söylemiştir 1977 yılında çıkardığı Herne Peş albümü de ilk iki albümüne paraleldir Yine döneme uygun mesajlar veren, sert şarkılarla doludur 1978 yılında Şivan, Ey Ferat isimli albümünü yapmıştır Tarz olarak yine daha önceki albümlerinde olduğu gibi estrüman bağlamadır Bu albümde Şivan, Mihamed Arif Cizrawi'nin meşhur uzun havası Xezal'ı okumuştur Yine bu albümde, Şivandan başka çok az kişinin söyleyebileceği bir ses aralığına yayılmış olan bir Şivan bestesi Xanima Min vardır Ayrıca Küçük Emrah'tan Ben Yetim diye duyacağımız anonim halk şarkısı Le Dotmamê'da bu albümdedir ama bu albümün en ağırlıklı parçası illaki albüme de adını veren Ey Ferat'tır Cegerxwin'in Ey Xabur isimli şiirinin bestelenmiş halidir Şivan ilk halinde Şiiri Türkçe olarak okumaktadır ama albümün yeniden piyasaya sürülen halinde bu şiir yoktur İlk dönemlerine Şivan, tek bağlama ile albümler yaparken daha sonra ilk defa 1979 da çıkardığı Kine Em de bağlamanın dışında başka enstrümanlarla da düzenlemeler yapmıştır. Ama bu albümde çok geniş bir çok seslilikten söz edemeyiz Sadece bazı şarkılarda ikinci bağlama ya da akordeon kullanılmıştır yine ağırlık bağlamadadır ama ilk adım olduğu için önemlidir Kine Em ise Kürt şair Cigerxwin`in yazdığı bir şiirdir ve Şivan buna çok farklı ve özel bir beste yapmıştır Bu şarkısı Şivan hayranları tarafından çok sevmiştir Şivan bunu okadar içten okur ki şarkı tiyatro havasındadır Bazı yerlerinde sakinleşir, bazı yerlerinde sinirlenir bazı yerlerinde şimşekler çakar ve entrüman olarak sadece bağlama kullanarak yapar bütün bunları Bu albümdeki Ez Keçikek Gundê me de yine çok güzel şarkılardan biridir Apê Hoşimin şarkısını da Şivan, Vietnam savaşının kahramanı Hoşimin'e atfetmiştir Bu albümdeki De Lori de yine daha sonra pop piyasasının gazabına uğrayacak olan güzel bir şarkıdır Kine Em`den sonra Şivan için yeni bir dönemin başladığını söyleyebiliriz Artık daha fazla enstrümanla daha güçlü eserler vermeye başlamıştır 1980 yılında yaptığı Haydıl/Xane albümünde Şivanın tarzındaki değişmeleri fark edersiniz O albümde birçok enstrüman kullanılmıştır ve yine ilk olarak Kürtçe`nin Kurmanci dışındaki lehçelerinde (Zaza ve Sorani) birer şarkı söylemiştir Daye Daye eski bir Dersim türküsüdür Lemlanetkam ise bir Kuzey Irak halk şarkısıdır Bu albümde neyi ise çok sonradan hepimizin Koma Amed'de tanıyacağı Memo çalmaktadır Bu albümde Cotkaro, Xweda(Xanê) ve Haydıl ise Kürt köylüsüne mesajlar içeren bestelerdir 1979`dan 1983`e kadar olan dönemlerdeki albümlerinde Şivan`ın şarkılarının içeriğinin giderek sertleştiğini, mesaj içerikli hale geldiğini söyleyebiliriz Bu dönemde yaptığı Gelê Min Rabe yine Kine Em öncesi döneme paralel bir albümdür Bu arada unutmadan, bu dönemde çıkardığı Agıri (1982) isimli albümünde Şivan'ın meşhur Cane Cane parçası mevcuttur ki daha sonra İbrahim Tatlıses tarafından Türkçe olarak okunacaktır ve deyim yerindeyse patlama yapacaktır Ayrıca daha sonra İbrahim Tatlıses`in Zurnacı İbo Dayı`sı olacak olan Peşmerge şarkısı da yine Agıri albümünde yer almaktadır 1983`te çıkardığı Bilbilo-Ferze albümünde Şivan daha çok halk şarkılarına yönelmiştir Bu dönem Şivan'ın sesinin artık oturmaya başladığı, giderek daha kuvvetli bir gırtlağın geliştiğini adım adım izleyebileceğimiz bir dönemdir Bu denemde Almanya`da Melike Demirağ`la bir konser vermiştir ve bu konserde sadece ikili değil Orhan Temur ve adını şu an hatırlayamacağım Karadenizli bir sanatçı da katılmıştır Bu albümde Ferze şarkısında Melike Demirağ vokal yapmıştır Bu albümdeki Delalike Dile Mino uzun havası Dengbej Kazo'nun söylediği bir eserdir ve Şivan burada oturmaya başlayan sesini ustalıkla kullanır Yine bu albümde Şivan daha önce Ey Ferat'ta okuduğu Xezal uzun havasını tekrar seslendirir Bu şarkısı, Şivan hayranları tarafından ileride en sen uzun havası olacaktır Daye Ez Xezalim da istemediği biriyle evlendirilen bir kızın annesine, babasına kardeşine yakarışlarını çok güzel bir dille anlatır şarkı Kuremin Kirin Leşker de Kore savaşına giden oğlun arkasından söylenen bir türküdüğr ve biz bunu Uzun Uzun Kamuşlar şeklinde türkçe olarak dinlemiştik Ferze`den sonraki ilk albümü 1985 yılında çıkarmış olduğu Dotmam`dır ve bu albümde efsanevi uzun havalarından Dotmam, Bave Fexro, Krivo ve Heseniko bir arada yer almaktadır Bu albümünde kendi içinde çeşitlendiğini söyleyebiliriz Mesela Xezalamın da birçok enstrümanla yapılan çoksesli bir düzenleme varken Bave Fexra - Çavreşa Ruhaye şarkısında sadece bağlaması ile harikalar yaratmıştır Şivan Yine aynı albümdeki Çı Tulazo ise İbrahim Tatlıses tarafından Sarışınsın olarak okunmuştur Aynı albümdeki Krivo ise hem sözleri hem de Şivanın yorumuyla Şivan dinleyicisinin kulaklarında yer edinen önemli bir şarkısıdır 1986 yılında Şivan Le Dilbere isimli bir albüm yapmıştır ve bu albüm tarz olarak Şivan`daki değişmenin yani 1980`da yaptığı ilk çoksesli albümünden o güne kadar olan değişmeyi gözler önüne sermektedir Bu albümde arabesk düzenleme anlayışı hakimdir Okunan şarkılar ise genelde anonim halk şarkılarıdır Bu albümdeki efsanevi şarkılardan biri olarak Yare`den sözedebiliriz Maraş/Elbistan yöresine ait olan bu şarkı Şivan dinleyicileri tarafından çok beğenilecektir ve Şivan bunu daha ileride çıkaracağı seçme eserler albümünde Alevi Kurmancisi olarak da bilinen, Kurmanci`nin Maraş-Malatya ve çevresinde kullanılan aksanıyla okuyacaktır Bu albümdeki Dine De Se Tişt Hene isimli şarkısı da (yanılmıyorsam) Celal Güzelses tarafından Türkçe olarak sözleri neredeyse aynı kalarak Bu Dünyada Üç Şey Vardır şeklinde okunmuştur Yine bu albümden Diyarbakır-Urfa yöresinden Mumik isimli parça hepimizin bildiği Bir Mumdur İki Mumdur isimli şarkının Kürtçesi ve orjinalidir 1988 yılına gelindiğinde Saddam'ın Halepçe'de yaptığı katliamda ölen insanların anısına Halepçe isimli bir albüm yapmıştır Bu albüme isimini veren Halepçe şarkısı Kürtlere ve bütün insanlığa ayrı ayrı mesajlarla dolu, dinleyeni derinden etkileyen bir uzun havadır Bu albümde Şivan tekrar mesaj içerikli albüm yapısına geri dönmüştür Yine aynı albümdeki Bılbıle Dılşadi şarkısı, daha önce yapmış olduğu Bılbılo-Ferze albümünde okuduğu okuduğu Bılbılo (kışlalar doldu bugün) şarkısına enteresan bir gönderme yapar Önceki albümde üzgün olan bülbül bu albümde sevinçlidir Bu albümdeki Peşmerge şarkısından dolayı bu albümün Türkiye'da yayınlanması ancak çok sonraları mümkün olabilmiştir Bu dönemde üç yıl boyunca hiçbir albmüm yapmayan Şivan'ın 1991 yılında Xewna Min adında çok farklı bir albüm yaptığını görüyoruz Müzik anlamında değişiklik çok fazla değilse de içerik olarak ya da Şivan'ın kişisel olarak çok değiştiğini görüyoruz Şivan artık siyasete girmiştir Birşeylerde taraftır Bu dönemde Abdullah Öcalan'la girdiği fikir ayrılıkları yüzünden ona hakaretler içeren Me Çı Kır isimli bir şarkı söylemiştir Bu albümünde ve bu şarkısı yüzünden öldürülmesi gündeme gelmiş, daha sonra birdaha birşeye karışmayacağının sözünü vererek ölümden kurtulmuştur 1992 yılında sütten ağzı yana yoğurdu üfleyerek yer hesabı Şivan, güzel eşi Gülistan Perwer'le baraber Zembilfıroş isimli bir albüm yapmıştır Bu albümde ne mesaj, ne siyaset Bu albüm tamamen aşk, sevgi, ayrılık vs konulu halk şarkılarından oluşur Bu albümde bir şarkıdan çok bir destana benzeyen, albüme de adını veren Zembilfroş, gerçekten çok güzel düzenlenmiştir Şivan ve Gülistan tarafından okadar içli, okadar güzel okunmuştur ki adeta bir kitap okur gibi pür dikkat dinlersiniz hikayeyi Bu şarkıda bir de anlatıcı vardır Şarkıdaki diyalogların dışında kalan bölümleri anlatıcı anlatmaktadır Şivanın sesinin neredeyse kemale erdiği bir albümdür Ama Gülistan için aynısını söyleyemeyiz Onun da sonradan çok gelişecek ve güçlenecek olan sesinin burada çok acemice kullanıldığını göreceğiz Bu albümde büyük Kürt sanatçısı Hesene Ciziri'nin Ez Nexweşim isimli uzun havasında Şivan adeta sesiyle şov yapmaktadır Bu albümde dengbejlerden şarkılar söyler Şivan Şakıro dan aldığı Gule Mahrume'yi de yine büyük bir ustalıkla okur Bu albümdeki Lo Berde, Türkçe yorumunu hepimizin dinlediği bir şarkıdır Bu albümdeki Hoy Nare ise çok farklı bir çok seslilik ve düzenleme anlayışı ile çok farklı ve etkileyici bir albümdür Bu üç yıl, Şivan'ın ününün tavana vurduğu ama kendisinin suskunluğa girdiği bir dönemdir 1995 yılında Ya Star isimli bir albüm yapmıştır. Bu albümdeki Hozan isimli şarkısında Şivan “ne paşayım ne vezirim ozanım ozan” demektedir Kendisini bütün siyasetlerin dışında, sadece bir Kürt sanatçısı olarak tanımladığı bir albümdür Ya Star Delale şarkısında Şivan memleketeni bırakıp Avrupa'ya gelmiş bir Kürt kızını anlatır Hevale isimli şarkısı karşılıklı diyalog şeklindedir Müzik ve düzenleme olarak güzel bir şarkıdır Albüme adını veren Ya Star ise batılı orkestral düzenleme anlayışıyla düzenlenmiş, batılı formlarda bestelenmiş arada bağlama soloları içeren ilginç bir şarkıdır Bu albümlerin dışında Şivan Helbesten Bijartiyen II adıyla bir de seçme eserler albümü yayınlamıştır Bu albümde daha önce bir çoğunu çoksesli düzenlemelerle okuduğu şarkılar sadece bağlamayla yeniden seslendirir Bu albümde daha önce hiçbir albümünde okumadığı, ama Kürtçe müzik dinleyenler tarafından iyi bilinen Baran Barî ve Malan Barkir'ı da okur Bu albümde daha önce Dilbera Min da okuduğu Yarê'nin ilk kıtasını orjinal lehçesiyle söyler Xanima Min'ı ise Şivan Ey Ferat'ta güzel okumuştur ama burada daha bi güzel seslendirir 1996 yılında Şivan'ın suskunluk döneminde boş durmadığını düşündürecek bir albüm yapmıştır Nazê Bu albümde tamamen halk şarkılarından oluşur Bu albümde Şivan çok tanınmış, başarılı isimlerle ve geniş orkestralarla çalışmıştır Seçtiği şarkılarla da bir bütün olarak düşündüğümüzde albüm seçmeler niteliğindedir Albümde Naze adında birbirine bağlı üç tane şarkı söyler Şivan Birincisi Diyarbakır yöresidir Bu şarkıyı İngiltere konserinde okumuştur Bu albümde yine efsane olan Maraş/Elbistan'dan Nemire Lawık şarkısı vardır ki Şivan dinleyicileri tarafından çok sen bir şarkıdır Albümde yüzyılımızın ilk başlarına damgasını vuran Kürt müzisyenlerinden Kawis Axa'nın Xalo'sını da ustalıkla okur Bir de Malatya - Arguvan yöresinden Kani ise Şivan'ın daha önce okumadığı bir bölgeden bir Alevi-Kurmanc şarkısıdır Albümün kapağında Kayseri yazsa da bu şarkı için Şivan bunu daha sonra bir konserinde sözlü olarak düzeltmiştir Albümde bir de, çok sonra hit olacak olan Kuzey Irak'tan Leyla isimli bir şarkı mevcuttur Albümün son parçası ise (Xımxımê) Türkçe olarak Ağrı Dağı'ndan uçtum şeklinde söylenmişti Nazê'den sonra yine bir suskunluk dönemi başlamıştır 1999'da yaptığı “Hêvya te” albümü ise Şivan'ın müzikal olarak bir arayış içerisinde olduğuna yorumlanabilir. Bu albümde düzenlemeleri Kuzey Iraklı kemancı Dılşad Sait yapmıştır Bu albümde düzenlemeler batı formlarındadır Ama şarkıların okunuşundaki doğulu gırtlaklardan ve ses aralıklarından en ufak bir taviz bile verilmemiştir Bu albümde de günün konjektürüne göre mesajlala doludur Bu albümde çok güzel bir şarkıdan bahedeceksek M Arif Cizrawi'nin Duhok isimli şarkısının sözlerinin yeniden yazılarak ve yorumlanarak albüme girmiş halidir Bu şarkıda Şivan coğrafya dersindeymiş gibi yer adları sayar 2000 yılı Şivan'ın gerçek anlamda bir başyapıta imza attığı bir yıldır Kardeş Türküler'le yapmış olduğu Roj u Heyv albümü Şivan'ın sesi ve Kardeş Türküler'in düzenleme anlayışının birleştiği mükemmel bir albümdür. Albümdeki Koçerê adını hatırmaladığım bir piyasa sanatçısı tarafından Türkçe olarak okunmuştur Şivan'ın sesi bu şarkıda neredeyse ermiştir Aradaki uzun havalar, altyapıda Kardeş Türküler imzalı ritm ve ezgiler, kemanda Zahid Brifkani gerçekten mükemmel bir kombinasyon olmuş Soranice Pawanekani ise Kardeş türküler'in daha sonra Vizontele film müziklerinde kullandığı bir ezgidir Şivan bunu da kusursuz okumuştur Aradaki uzun hava ise Şivan dinleyicilerinin bile alışamadığı kadar geniş bir aralıkta seyir eder Mirkut ise artık o albümün doruk noktasındaki bir şarkıdır Altyapısı sadece insan sesi ve ritmlerle kurulan bu şarkı aslında Urfa yöresine ait bir iş şarkısının bir uyarlamasıdır Dilbera Mın ya da albüme adını veren Roj u Heyv şarkısı ise Koçgir şarkısıdır ve Sivas Katliamında yitirdiğimiz bağlama üstadı Hasret Gültekin tarafından derlenmiştir Xelef'te Şivan hem anlatıcı rolündedir hem de diyalogları seslendirir Altyapılar ise insanın binlerce defa dinlese bile sıkılmayacağı türdendir Duzgi ise Zazaca bir deyiştir Bew ve Miro ise yine ses ve düzenleme kombinasyonu mükemmel şarkılardır. Bu albüm aslında bir Şivan albümü olmanın ötesinde Şivanın solistliğini üstlendiği bir Kardeş Türküler albümü niteliğindedir Şivan, Roj u Heyv'in ardından 2001 yılında Sarê isimli bir albüm yaptı. Sarê, önce yaptığı albümlere benzer düzenleme olarak Nazê dönemini hatırlatır Albümde dengbejlerden eserlere yer verir Şivan Bu albümdeki Gul Nişan parçası gerçekten çok güzel bir şarkıdır ve çok güzel yorumlanmıştır Albümde kadın vokallerden Koma Çiya'dan Meral vardır ve sesini her yerde hissedebiliriz Albümdeki Lemlanetkam Şivan'ın 1980 yılında yaptığı Hay Dil albümünde de olan, daha sonra Sare'de yeniden yorumladığı bir şarkıdır İkisini dinlerseniz aslında Şivan'ın sesindeki değişimi ve ilerlemeyi farkedebilirsiniz Arada okuduğu uzun havada artık sesini okadar iyi kullanmıştır ki gerçekten harika okur Aynı albümdeki Seyran isimli şarkı ise hepimizin Ağlama yar ağlama, mavi yazma bağlama olarak dinlediği bir şarkıdır Ayrıca Dersim Zazacası Yaro da yine Şivan tarafından mükemmel yorumlanmıştır Albüme adını veren Sarê ise yarı Kürtçe, yarı Süryanicedir ve bir Kürt genci ile Süryani kızı arasındaki aşkı anlatır Ama Sarê bildiğim kadarıyla Süryani kızı manasında değil, Şarê (Şehriban) şeklindedir Bulabildiğim en eski kayıt Abdullah Papur tarafından, Alevi Kurmancisi ile seslendirilmektedir Abdullah Papur sadece Arguvan ve Sivas türküleri söylerdi ve nadiren Kürtçe söylerdi Onun için bunu ondan dinlemiş olmam, bana bu şarkının o taraflara ait bir şarkı olduğunu, Süryanilerle bir ilgisi olmadığını düşündürdü Hekimo da yine Şivan'ın mükemmel yorumladığı bir uzun havadır.