diorex
Dedas

Yirmisekiz Mehmet Çelebi kimdir? Yirmisekiz Mehmet Çelebi kitapları ve sözleri

Osmanlı Devlet Adamı Yirmisekiz Mehmet Çelebi hayatı araştırılıyor. Peki Yirmisekiz Mehmet Çelebi kimdir? Yirmisekiz Mehmet Çelebi aslen nerelidir? Yirmisekiz Mehmet Çelebi ne zaman, nerede doğdu? Yirmisekiz Mehmet Çelebi hayatta mı? İşte Yirmisekiz Mehmet Çelebi hayatı... Yirmisekiz Mehmet Çelebi yaşıyor mu? Yirmisekiz Mehmet Çelebi ne zaman, nerede öldü?

  • 22.12.2022 17:00
Yirmisekiz Mehmet Çelebi kimdir? Yirmisekiz Mehmet Çelebi kitapları ve sözleri
Osmanlı Devlet Adamı Yirmisekiz Mehmet Çelebi edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Yirmisekiz Mehmet Çelebi hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Yirmisekiz Mehmet Çelebi hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Yirmisekiz Mehmet Çelebi hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 18.Yüzyıl

Doğum Yeri: Edirne

Ölüm Tarihi: 1732

Ölüm Yeri:

Yirmisekiz Mehmet Çelebi kimdir?

1. Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi'nin Hayatı

Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi, Edirne civarında doğmuştur. Babası, Süleyman Ağa isminde bir zattır. Gençliğinde yeniçeri ocağına girmiş, ocağın 28. ortasında kayıtlı olduğu için, zamanla Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi diye tanınmıştır. İyi bir eğitim görerek yetiştiği için yeniçerilikte çabuk ilerlemiş; Yeniçeri Efendisi, darphane nâzırı ve üçüncü defterdar olmuştur. Pasarofça Antlaşması’nı yapan Osmanlı heyetinde de ikinci murahhas (delege) sıfatıyla bulunmuştur (Banarlı, 1987: 791). Osmanlı Padişahı III. Ahmet zamanında Fransa Devleti ile olan ilişkileri geliştirmek amacıyla Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Fransa'ya geçici büyükelçi sıfatıyla gönderilmiştir. Çelebi'nin, Raşid Tarihi'nde aktarıldığı üzere: "…mükâleme-i mezbûrede tertîb-i muhâverât ve desâis-i nasaraya tahsîl-i ıttılâ etmiş bir kârdan-ı dakîka-şinâs…"1 (1282/1865: 212-213)bir kişiliğe sahip başarılı kariyerinin yanı sıra Osmanlı Devleti'ni yabancı ülkelerde başarıyla temsil edebilecek yeteneklere sahip olması nedeniyle, Fransa'ya elçi olarak gönderilmesine karar verilmiştir. Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi elçilik vazifesinden sonra, 1721 yılında defter emini, 1723'te ise ruznâme-i evvel olmuştur. 1725'te baş muhasebeci olup; daha sonra 1726'da Mısır'a memur olmuştur (Dirim, 1951: 12; aktaran, Polatcı, 2011: 251). III. Ahmet’in Patrona Halil İsyanı ile tahttan indirilmesinin ardından Yirmisekiz Çelebi de gözden düşmüştür. Mısır’daki görevinden alınarak son diplomatik görevi, I. Mahmut’un tahta çıkışını bildiren mektubu Lehistan’a (günümüzdeki Polonya) sunmaktı. Daha sonra da öncekilerle kıyaslanamayacak kadar sıradan bir makama, Kıbrıs valiliğine atanmış ve 1732 yılında orada vefat etmiştir (Rado, 2010: 95).

2. Çelebi’nin Fransa’ya Elçi Tayin Edilmesi

Osmanlı tarihinde Lale Devri diye bilinen 1718-1730 yıllarında tahtta III. Ahmet, Sadaret makamında ise Nevşehirli Damat İbrahim Paşa bulunuyordu. 1718 yılında imzalanan Pasarofça Antlaşması’ndan sonra başlayan Islahat Hareketleri ve Devletin takip ettiği yeni dış siyaset icabı Batı’yı müşahede etmek amacıyla Fransa'ya elçi gönderme lüzumu görülmüştür. Devletin Fransa'ya yollamaya karar verdiği ilk elçi, Bâbıâlî tarafından seçilen, Kapucıbaşı Kara İnci unvanlı bir kimseydi. Ancak bu kişi dönemin Fransız Elçisi Marquis de Bonnac'ı tatmin etmemiş ve Fransa'ya daha liyâkatli birinin gönderilmesi icap etmiştir (Banarlı, 1987: 791). Bunun üzerine Pasarofça Antlaşması’nda ikinci delege sıfatıyla yer alan ve dış ilişkilerde tecrübe sahibi olan Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi, Fransa’nın fen ve sanatını müşahede etmek, hakkında daha fazla bilgi edinebilmek ve iki devlet arasındaki dostluk münasebetlerini geliştirmek maksadıyla Fevkalâde Elçi2 pâyesiyle Paris’e gönderilmiştir (Akyavaş, 1993: v). Elçi henüz küçük yaşta ve ileride sadrazam makamında bulunacak olan oğlu Sait Efendi’yi de yanına alarak yaklaşık seksen kişilik maiyetiyle birlikte 7 Ekim 1720’de Fransız Elçisi Marquis de Bonnac’ın temin ettiği bir gemi ile yola çıkmış ve hareketinden kırk altı gün sonra Toulon’a varmıştır.Yirmisekiz Çelebi, İstanbul’dan ayrıldığı günden dönüş tarihine kadar (8 Ekim 1921) olan hatıra ve gözlemlerini bir edebiyatçı titizliğiyle son derece zarif, samimi ve özgün bir üslupla nakletmiştir.

Yirmisekiz Mehmet Çelebi Kitapları - Eserleri

  • Paris'te Bir Osmanlı Sefiri
  • Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Sefâretnâmesi

Yirmisekiz Mehmet Çelebi Alıntıları - Sözleri

  • ''Paris şehrine mahsus lûub* var imiş, adına Opera derler imiş...'' *Oyun. (Paris'te Bir Osmanlı Sefiri)
  • Bu iki devlet arasında eskiden beri yürürlükte olan sağlam dostluğu daha da kuvvetlendirmek ve değerli Fransa Kralına olan sevgi ve saygılarını açıkça göstermek için Efendim beni elçilikle gönderdiler.» dedim. (Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Sefâretnâmesi)
  • Zilhicce'nin 16. Çarşamba günü yüce saltanat merkezi İstanbul limanına girerek vatanımıza kavuştuk. (Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Sefâretnâmesi)
  • Zilhicce'nin 25. Pazartesi günü sabah vakti Malta adasına gelip demir attık. Adada bir hafta kaldık. (Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Sefâretnâmesi)
  • Fransa memleketlerinde kadınların itibarı erkeklerden üstün olmağla istedikleri ne ise, işlerler ve murad ettikleri yere giderler. (Paris'te Bir Osmanlı Sefiri)
  • Kral askerini bize seyrettirmek için etraftaki bazı kışlalarda bulunan piyade ve süvari recimentleri getirtmiş ve çoğuna yeni elbiseler kestirmişler ve cem'an otuz binden ziyade asker tertip ve tedarik idüp olduğumuz haneden kral sarayına dek dizmişler idi. (Paris'te Bir Osmanlı Sefiri)
  • İzin istemekte daha sonraki geceler de devam ettiler. Hemen her gece gelip iftar yapışımızı, yemek yiyisimizi ve teravih namazını kılışımızı seyretmek için yalvarmaya başladılar (Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Sefâretnâmesi)
  • Bunca feryat edip duruyorum, fakat feryadımı duyup yardımıma gelen yok! öyle ki, bu mavi renkli gökkubbe altında sanki hiç kimse yok! (Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Sefâretnâmesi)
  • "... Bunların vilayetlerinde büyük hastalık çıktıkda, başka vilayetlerden gelen kimesnelerce nice günler karışmayup temas etmeksizin konuşup sohbet ederler. Bizim vardığımız esnada Allah'ın emriyle Marsilya'da büyük hastalık zuhur edüp, mazallah seksen bin nüfus telef olmuş; belki daha ziyade olmak ihtimali ola. Purovane (Province) eyaletinde dahi hastalık zuhur etmiş. Tulon ( Toulon) şehri ise ol eyaletten olmağla kendülerine bulaşmaktan ziyade korkuları olduğundan gelen kimselere otuz kırk gün ve bazılarına daha ziyade geçmedikçe yanaşmazlar. Ol sebepten bunlar dahi kalyona çıkmayup ayni özür dilediler. ..." (Paris'te Bir Osmanlı Sefiri)
  • Eserin öğretici tarafı, Çelebi’nin elçi olarak Paris’e giderken XV. Louis devrinde Marsilya’dan Paris’e kadar, büyük bir kısmını nehirlerin üzerinden yaptığı bu seyahatte gördüklerini en ince teferruatına kadar anlatmasıdır. (Paris'te Bir Osmanlı Sefiri)
  • Gece olsun, gündüz olsun halkın çokluğu, kadın ve erkek kalabalığı anlatılır gibi değildir. Kadın ve erkeğin devletlü ve kibarı, kimi tedbil, kimi âşikâre gelmişler. Düğün evlerinin bu kadar kalabalık olduğu görülmemiştir. (Paris'te Bir Osmanlı Sefiri)
  • Bordo eyaletinin valisi ise, eski İngiltere Kralı Yakamos'un gayrimeşru çocuğu imiş. Adı Dük de Bourbeck, rütbesi mareşal. Fransa ile İspanya arasında savaş çıktığı sırada diğer Fransız ileri gelenleri komutanlığı kabul etmedikleri halde, bu İngiliz olduğundan, kabul etmiş ve gitmiş İspanya içlerinde savaşmış. (Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Sefâretnâmesi)
  • Gezegenleri seyr için durbin peydâ etmişler. (Paris'te Bir Osmanlı Sefiri)
  • Fransa'da kadınlara gösterilen itibar, erkeklere gösterilenden kat kat fazladır. Bu yüzden kadınlar ne isterlerse yapar ve istedikleri yerlere rahatça gidip gelebilirler, kimse bir şey demez. Meselâ rütbe ve mevkii değerli bir beyzade çok değersiz de olsa bir kadına saygı göstermek zorundadır. Buralarda, daha çok kadınların sözleri geçerlidir. (Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Sefâretnâmesi)
  • Girdiğimiz oda baştanbaşa peri yüzlü kız resimleriyle süslüydü. Biz içeri girince Mareşal ayağa kalktı, bizi karşılayıp, sevgi ve güleryüz gösterdi. Karşı karşıya sandalyelere oturduk. Peri yüzlü güzeller çevremizi sardılar. Kahveler, şekerler ve şerbetler hazırlamışlar; hepsinden birer miktar alıp yedik. (Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Sefâretnâmesi)
  • Kral'ın oturduğu sarayın kapılarında, zabitleriyle birlikte, yüz kişi devamlı olarak nöbet tutardı. Bu nöbetçilere «süvis» diyorlar. Bunlar, Fransa ile Avusturya arasında yaşayan tuhaf bir millettir. Kendilerini para karşılığında kim kiralamak isterse onlara kiralanırlar. Oldukça sert mizaçlı bir kavim olduklarından, genellikle bekçilik yaparlar. (Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Sefâretnâmesi)
  • Fransa'ya yaptığı bu seyahat Türkiye'ye matbaacılığın getirilmesine sebep olmak gibi muazzam bir hizmete yol açmakla beraber, Çelebi'nin Fransa seyahatini anlatan sefaretnamesi 18. yüzyılın başında Türk edebiyatını süsleyen, güzel olduğu kadar öğretici eserlerden biridir. (Paris'te Bir Osmanlı Sefiri)
  • Kral, henüz on bir yaşını tamamlayıp on iki yaşına basmıştı. Yüzü oldukça güzel olan Kral sanki elmaslar içinde yüzüyor, altın sırmalı elbiseleriyle de ortalığı aydınlatıyordu. Kendisi cevap vermedi, Lalası olan Mareşal De Villerdi cevap verdi (Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi Sefâretnâmesi)
  • "Marsilya'da büyük hastalık zuhur edüp, maazallah seksen bin kadar nüfus telef olmuş; belki daha ziyade olmak ihtimali ola. Purovane eyaletinde dahi hastalık zuhur etmiş. Tulon şehri ise ol eyaletten olmağla kendülerine bulaşmaktan ziyade korkuları olduğundan gelen kimselere otuz kırk gün ve bazılarına daha ziyade geçmedikçe yanaşmazlar. Bu ayrı durma günlerine Nazarto'da kırantene tabir ederler. Ol sebepten bunlar dahi kalyona çıkmayup ayni özürleri dilediler." (Paris'te Bir Osmanlı Sefiri)
  • Fransa memleketlerinde kadınların itibarı erkeklerden üstün olmağla istedikleri ne ise, işlerler ve murad ettikleri yere giderler. En âlâ beyzade, en düşkününe haddinden ziyade riayet ve hürmet ederler; ol vilayetlerde hükümleri cârîdir. (Paris'te Bir Osmanlı Sefiri)

Yorum Yaz