tatlidede
tatlidede

Bora Abdo kimdir? Bora Abdo kitapları ve sözleri

Yazar Bora Abdo hayatı araştırılıyor. Peki Bora Abdo kimdir? Bora Abdo aslen nerelidir? Bora Abdo ne zaman, nerede doğdu? Bora Abdo hayatta mı? İşte Bora Abdo hayatı...
  • 03.08.2022 21:00
Bora Abdo kimdir? Bora Abdo kitapları ve sözleri
Yazar Bora Abdo edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Bora Abdo hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Bora Abdo hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Bora Abdo hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1977

Doğum Yeri: İstanbul

Bora Abdo kimdir?

1977 tarihinde İstanbul’da doğdu. 1995-1997 yılları arasında çeşitli dergilerde öyküleri yayımlandı.1997- 2009 yılları arasında yazmadı. 2009 yılında yeniden öykülerine geri döndü.

Notos, kitap-lık, Sözcükler, Sarnıç, Dünyanın Öyküsü ve İzafi dergilerinde öyküleri yayımlandı.2012 yılında Karakış Üçlemesi’nin ilki olan Öteki Kışın Kitabı, Alakarga Sanat Yayınları tarafından yayımlandı. Bu kitapla 2013 Yunus Nadi Öykü Ödülü’ne değer görüldü. Üçlemenin ikincisi, Gerçek Adı Süreyya adında bir roman.

Bora Abdo Kitapları - Eserleri

  • Hayâlî'nin Tesadüfleri
  • Bizi Çağanoz Diye Biri Öldürdü
  • Öteki Kışın Kitabı
  • Seni Seviyorum. Çok,
  • Balık Boğulması

Bora Abdo Alıntıları - Sözleri

  • “Kargalar akşamı taşıyor simsiyah, yapayalnız bir fırtınayı getiriyor, atıyor kucağıma.” (Öteki Kışın Kitabı)
  • Herkes yaşıyor. Biz kendimizi tüketiyoruz. (Seni Seviyorum. Çok,)
  • Beni boş bir kağıt gibi yalnız bıraktın. (Bizi Çağanoz Diye Biri Öldürdü)
  • Karlı,çok karlı bir dünyaymış burası.Üşüdüm. (Hayâlî'nin Tesadüfleri)
  • Gülme bir de ne olur, kahrolası ellerimden hiçbir şey gelmiyor, içim yanıyor bilemezsin. Ne yapacağız şimdi? (Hayâlî'nin Tesadüfleri)
  • Pencereden ıslak parmaklıklara ve sokağın sonundaki hurdalıktaki paslı makinelere bakıyordu. Demir ve büyük vidaları boşluklarında minik çiçekler ve otlar yeşeriyordu. Pasın ve kirin içinde, ince dallı ve damarlı bitkiler yaşama tutunmaya çalışıyordu. İnsanlar gibi, diye düşündü. İnsanlar, onların arasına karıştığımda ölüyorum ben. Sessizlesiyorum. Bir manavın önünde uzun uzun meyveleri seyrederken buluyorum kendimi, ya da elbezlerini mandalları dakikalarca izliyorum. İnsan sesleri sesimi kısıyor, diye düşünüyordu. Bir çocuk sobanın başında donmaya çalışıyordu. Siyah beyazdı çocuk. Yüzü ve yanakları kirliydi. Kirpikleri uzundu ve karanlığın içinde yemyesildi gözleri. Anahtarlar, her boyda tornavidalar, vidalar, çekiçler ve çiviler vardı belleğinde. Üşümek ile ısınmak aynı şeylerdir, diye düşündü. (Seni Seviyorum. Çok,)
  • “Yanındaki bu adamı öldürürüm öldürmesine de bu adamın ölüsünü görmeye dayanamam.” (Öteki Kışın Kitabı)
  • Kendi sularımız olsaydı dalardık. Korkmazdık kesin bu denli. Gemisiz de gidebilirdik en uzağa sapsarı saatlerinde bir kuşluğun. Bir yaz böyle ölmezdi. Bu denli ağır seveceğimi bilmezdim. Bu kış, onu bulamıyorum diye yok. (Öteki Kışın Kitabı)
  • "Bir imhaya ihtiyacı vardı ışıksızlığımın." (Bizi Çağanoz Diye Biri Öldürdü)
  • “Kalbim, yeltendiğim küfrü atıyor.” (Öteki Kışın Kitabı)
  • Doğdum. Onun giysilerini giyip, onun ismini aldım. Bir başkasının hayatı giydirilmişti üzerime, kendi hayatımı yaşayamadım o yüzden. (Balık Boğulması)
  • Şimdi anladım, yalnız olabilmek için bir kişiye daha ihtiyacı var her insanın. (Seni Seviyorum. Çok,)
  • Güzel kızım biliyor musun, bazı kelebekler kozalarından tam gelişmeden hasarlı çıkarlarmış ve bilinenin aksine bir gün değil de günlerce o yarım halleriyle yaşarmış. (Balık Boğulması)
  • “Aklının kuyusunda tanımadığı kişiler boyuna konuşuyordu, yorgundu.” (Öteki Kışın Kitabı)
  • Tatlı sudan tuzlu suya geçtiklerinde balıklar, boğulmadan önce vurgun yemiş gibi zihinleri bulanır. Bu süre boyunca asla bir şey yemezler, o an var oldukları sudan kaçmayı hiç mi hiç istemezler. Sonra da ölürler. Hatırlamanın içinde her zaman korkunç kâbuslar vardır. (Balık Boğulması)
  • Bir balık boğulması bu. Çirkinlik çağının unutma ayini. (Balık Boğulması)
  • "İkimiz kaldık artık. Ama bu beni daha da yalnızlaştırıyor. İkimiz, tek başınayız da. Şimdi anladım yalnız olabilmek için bir kişiye daha ihtiyacı var her insanın." (Seni Seviyorum. Çok,)
  • Suyun ve annemin arasındaki tek ve en büyük benzerlik sanırım bu kırık ve bu kırık sesti. (Seni Seviyorum. Çok,)
  • “Buğusu yitik, bulanık kurak. Her göz, dikine giriyor kaburgasından, çekiçle, örsle kırarak.” (Öteki Kışın Kitabı)
  • Çalmadan,çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç,bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç,bu kadar mihnetli,hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi? (Hayâlî'nin Tesadüfleri)

Yorum Yaz