tatlidede

Bu Asırda Güzel Ahlaklı Olmak

Müslümanların hayatına ve Müminler arası ilişkilere baktığımızda, Ahlak konusu öne çıkan önemli ve mühim bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Ahlâk nedir? Sorusuna “ İnsanın başka insanlarla arasındaki ilişkiye ahlâk denilmektedir.” Başka bir deyişle, Ahlâk müminin nesi olur? sorusuna ise, ”Müminin ta kendisidir.”
Bu Asırda Güzel Ahlaklı Olmak

                                         Bu Asırda Güzel Ahlaklı Olmak

                  Uzun zamandır ayrı kalışımdan dolayı affınıza sığınır, herkese iyi haller diliyorum.Bu kadar zamandan sonra yazacağım konu güncelden uzak,önemli olmalıdır diyerek “AHLAK” konusuna değineceğim.İnşallah zevkle okur,sonucunda bir nebze de olsa iyiliğe katkı sağlarız. 

                 Değerli kardeşlerim.Müslümanların hayatına ve  Müminler arası ilişkilere baktığımızda, Ahlak konusu öne çıkan önemli ve mühim bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Ahlâk nedir?  Sorusuna    “ İnsanın başka insanlarla arasındaki ilişkiye ahlâk denilmektedir.” Başka bir deyişle, Ahlâk müminin nesi olur? sorusuna ise, ”Müminin ta kendisidir.” Vereceğimiz en güzel cevaptır. Çünkü ahlâk mümin için vahiy kaynaklıdır. Yani Allah ve Peygamber (sav)in istediği şekildedir ahlâk. Peygamber Efendimiz bir ahlâk peygamberi olduğunu, O’nun yüce bir ahlâk üzere gönderildiğini Allah’u Teâla Kur’an-ı Kerim’de buyurmaktadır. Peygamberimiz de “Ben ahlâki erdemleri tamamlamak için gönderildim” dediğini Hadis kaynaklarından biliyoruz. Ahlak, Peygamberimiz ile bu kadar bütünleşmiş çok çok önemli bir davranış-bir yaşam biçimi veya bir özelliktir.En sade şekli ile ahlakı şu örneklerle tarif edebiliriz.Şöyle ki, bir insanın sağ omuzu üzerine yaslanarak yatması bir ahlâk olmadığı gibi, sağ eliyle ve üç nefeste su içmesi de ahlâk konusuna girmez.(Fıkıh-Sünnet vs konusudur) Ahlâk benim size su takdim ediş şeklimdir.Sizin yanınızda ayaklarımı uzatıp uzatmamamla alakalı bir durumdur.Kısacası Ahlâk, samimiyetle yapılan iyi hal ve davranış ile insanların birbirlerinden etkileneceği alanlarda ortaya çıkar.Başka tarif ve örnekler vermek gerekirse,,,

        Mümin olmayan insanlardaki ahlâk, toplumun iyi gördüğü şeyledir.Yüz sene önce toplumun ayıp gördüğü şeyi eğer bugün, toplum nezaket ve medeniyet olarak görüyorsa bu bugünün ahlâkı demektir.Fakat Müslüman ve mümin için iki yüz sene önce ahlâk olan şey bugün de ahlâktır. Mesela bugün herhangi bir çocuğun babasından önce yemeğe başlaması, “anne suyumu ver” demesi ayıp değildir. Ama yüzlerce sene önceki büyükler bunu büyük ayıp kabul ediyorlardı. Neden mi? Çünkü; 14 asır evvel Allah’ın Resulü anneye böyle bir şey emredilemez demişti. Dolayısıyla bundan beş bin yıl sonra, kıyametin kopmasına bir saat kala dahi olsa mümin, annesine “Su getir bana” diyemez. Çünkü ahlâkımızın kaynağı vahiydir. Bu, kıyamete kadar da değişmeyecek. İslam değişmeyeceği için ahlak da değişmeyecektir. Haa.. İnsanlar bunu terk eder, unutur,uygulamadan vazgeçerler ise, bu Ahlak’ın tarifinin değiştiği ve değişeceği anlamına gelmez. Dolayısıyla ahlâk herhangi bir isim veya tarif ile  anılmayacağı gibi,yine her daim ismi ve tarifi “ Ahlâk” şeklinde anılacaktır. Ahlak, gelip geçici bir hal olmayıp, insanın iç dünyasında yerleşen, onun bir parçası halini alan kabiliyetler bütünü olduğunu bilmeliyiz. İnsan doğarken iyi veya kötü olarak dünyaya gelmemektedir. Lakin bazı kötü davranışlara veya güzel ahlaka sahip olması sonradan aldığı eğitim ve yaşadığı ortam ile ilişkilidir.Bu eğitimin ilk olarak başladığı yer aile ortamı olup, güzel ahlakı kazandırmanın ilk sırası ve ilk adresidir. ”Eğitim ailede başlar” sözünün boşuna söylenmediğini şimdilerde çok daha fazla farkına varıyoruz. Ahlak eğitimin en güzel öğretilme yolu ise, güzel örnek olmaktır. Yaşayarak öğretmek aynı zamanda peygamberlerin eğitim metotlarından biridir. Kur’an ahlakını en güzel şekilde temsil eden Allah’ın Resulü, Ahlak konusu hakkında çokça hadisleri mevcuttur.

             Eşya,tabiat ve kainat ilişkisinde üstün özelliklere  sahip bir varlık olarak yaratılan İnsanı, varlık aleminde önemli ve anlamlı kılan  husus şöyle tarif edilir. Yaratılış amacının gereklerini yerine getirme  sorumluluğunun olmasıdır. Bu sorumluluk, dünyayı ve ahreti anlamlandıran  sağlam bir imana sahip olmaya yönlendirirken, sağlam iman sayesinde de, güzel ahlakın benimsenmesine, gelişmesine önemli imkanlar oluşturarak yaşam şekline-ibadetlerine doğru bir şekilde yön vermesidir.Güzel ahlakı besleyen iman ve ibadetler bireysel ve toplumsal sosyal hayatı en mükemmel yaşanır hale getirmektedir.Dolayısıyla, iman ve kulluk bilinci ne kadar sağlam ise ahlak da o derece sağlam ve mükemmel  olacaktır.Güzel ahlaka dönüşmeyen bir inanışın sonu ve yansıması yüzeysel bir dindanlık anlayışını geçemez.Fakat sağlam bir inanç ve bu sağlam inancın tabi neticesi Allah’a layık bir kulluk bilinci olduğunda,toplumda ve bütün dünyada Güzel Ahlak’da tabi bir davranış halini alması kaçınılmazdır.Dinimiz İslam hayatın merkezine insanı oturtur.Bütün imkanlarıyla o insanın en güzel ahlak ile  yetişmesi, yaşaması ve olgunlaşmasına odaklanır.İslam’ın ortaya koyduğu emir ve yasaklar,yine o insanın kamil bir şekilde bir varlık haline dönüşmesini hedefler.Bu hedeflerin özü de güzel ahlaktır.Güzel ahlakın olmadığı bir yerde diğer bütün meziyetler,üstün özellikler malul - sakat kalacağı gibi,harekete geçirilen bütün iyi niyet ve işler ise inkitaya-kesintiye ve başarısızlığa uğrayacaktır.Biz Müslümanlar için şüphesiz güzel ahlakın yegane şubesi-adresi,en güzel örneği ve eşsiz temsilcisi Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’dir.Başka bir örnek alınması durumunda maazallah, felaketlerin ardı arkası kesilmeyeceği muhakkaktır. Komşularıyla,arkadaşlarıyla ailesiyle velhasıl bütün toplumla kurduğu ilişkilerin temelinde Kur’an-ı Kerim-i görüyoruz.Ondan dolayıdır ki, Hz.Aişe annemize sorulunca, tarif ettiği şekil “O’nun (Hz.Peygamber’in) ahlakı Kur’an’dır.”cevabını verdiğini görüyoruz.O’nun ahlakının bizlere örnek gösterilmesi açısından önemli bir referanstır. Peygamberimiz Hz.Muhammed (sav)’in ahlakıyla ahlaklanmak için devamlı Allah’tan niyazda bulunmak gerekir.İslami kaynaklarda, “Kamil bir müminin hasletleri…” Dürüst,sadakat, tevazu,sabırlı, cömert,iffetli, adil,merhametli ve buna benzer iyi özelliklere sahip olan olarak gösterilir.Tüm bunların uygulanması,harekete geçirilmesi ve layıkıyla yerini bulması “Ahlak Yapısına” bağlıdır.Ahlak tüm bunların adeta sınır hattıdır.

          Dinimiz İslam’a baktığımızda, tahrifata uğramış diğer bütün inançlardan ayrıldığı en büyük özellik, insana karşı beslediği güvendir.Güven beslediği insanın özelinde değişmenin ve dönüşmenin her zaman olabileceğini hatırlatır.Bundan dolayıdır ki,toplumun huzuru insana ve dolayısıyla insanın ahlakına bağlıdır.İnsan düzelince,,,, Aile, toplum, sokak, okul, çarşı-pazar, dünya ve tüm ilişkiler düzelecek,bunun aksi durumu ise, insan bozulunca tüm bunlar bozulacak ve sosyal hayat kırk yerinden delik testiler misali su sızdırmaya devam edecektir.Yüce dinimiz İslam, bizlere tevhit ile Allah’a kullukta ve güzel ahlak ile insani değerlerde buluşmayı öğretmektedir.Şunu asla unutmamak gerekir. Güzel ahlak hayatımızın her alanını öylesine kaplamaktadır ki, bir Müslüman daima “Allah,hanginizin daha güzel davranacağınızı sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır….”(Mülk/67/2 ayeti uygun yaşamaya gayret etmelidir.Müslüman “İstediğim gibi yaşarım,her istediğimi yaparım.” anlayışıyla hareket edemez.Çünkü bilir ki insan başıboş bırakılmış değildir.Tam bu noktada bizlere düşen Hz.Aişe’nin “O’nun ahlakı Kur’an’dı.” sözünden hareketle Kur’an-ı Kerimi ve Hz.Peygamber’in şahsında örnek rehberliğini yaşamamıza tatbik etmektir.Eğer bugün toplumda husursuzluk, mutsuzluk, arsızlık,şükürsüzlük,sabırsızlık ve daha nice sorunlar var ise,bunun sebebinin İslamın emrettiği şekilde yaşamamanın ve Peygamber efendimizin ahlakıyla ahlaklanmamanın birinci sebebidir.Şu örnek biz insanlar için ve bu yazımıza çok güzel uymaktadır.Matematiğin dehası olarak bildiğimiz Harezmi’ye “İnsan nedir?diye sormuşlar.Demiş ki;”İnsan güzel ahlaklı ise “1” eder.Yakışıklı ise bir sıfır(0) ekleyin “10” eder.Varlıklı ise bir sıfır(0) daha ekleyin “100” eder.Soylu ve nesep sahibi ise bir sıfır(0) daha ekleyin “1000” eder.Fakat “Ahlak” olan (1) giderse,insanın kıymeti gider.Geriye değeri olmayan sıfırlar (0,0,0..)kalır!

              Değerli okuyucularımız.Her şeyin hızla akıp gittiği, ilgi ve algıların sıkça değiştiği bir zamanda insani değerlerin ve vicdani erdemlerin muhafazası da zorlaşmaktadır.Söz konusu alanda yaşanan savrulmalar, maalesef ciddi bir ahlaki yozlaşmayı da beraberinde getirmektedir.Yerel ve küresel krizler gündemden düşmediği günümüzde, yaşanan en büyük problem bütüncül bir ahlak krizi ve esaslı bir değer aşınmasıdır. Genellikle dini şuur ve hassasiyetlerin zayıflayarak örselendiği toplumlarda görülen  ahlaki aşınmanın, beraberinde bireysel ve  toplumsal çöküşü hızlandırdığı  bir gerçektir.Teknoloji sayesinde küçülen dünyayı ve insanlığın hazin durumunu hepimiz görmekteyiz. Bunun önüne geçilmesi için,iyiliklerin toplumda kök salması,kötülüklerin izole edilmesi,dolayısıyla güzel ahlaka dayalı bir dindarlığın, böyle bir yaşam biçimiyle toplumun inşası için bireysel ve toplumsal değerlerin ihya edilmesi gerekir. Müslümanlar olarak en değerli ziynetimiz olan güzel ahlakı toplumun merkezine yerleştirmek zorundayız.Bunun başarılması durumunda,Kur-an ve sünnetin hedeflediği erdemli ve faziletli bir toplum ortaya çıkacaktır.Yok biz bunu istemezuk diyerek İslam’ın emrettiği ideallerden uzaklaşmaya devam edilirse,iyilik yeryüzünde zayıflamaya devam edeceği gibi,kötülük ve yaşanmamazlık hakim güç haline geleceği kesindir.

 

               Özetle şunu söylemek isterim,,,, Bugün, İslam Alemi de dahil olmak üzere, yeryüzünde yaşanan ahlaki erozyon, kaybedilen huzur ve güven ortamı,insanlığın kanayan yaralarının güzel ahlak değerlerinden uzaklaşmanın doğal sonucu olarak görüyorum.Güzel ahlakı,belli alanlara değil,bilakis hayatın tamamını içeren bir davranış biçimi ile egemen,İdeal bir hayat tarzı ile anlayış,bireysel, toplumsal ve küresel boyutta inşa edilmelidir.Bunun sağlanamaması durumunda.Sevgi,şefkat, rahmet,merhamet,huzur ve güvenden bahsetmek mümkün olmayacaktır.

Ahlakımız her daim güzel olması dileklerimle…Hoşçakalın

Editör: Osman Yıldız

Yorum Yaz