tatlidede

Büyük Türkiye Rüyası - Mehmet Kaplan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Büyük Türkiye Rüyası kimin eseri? Büyük Türkiye Rüyası kitabının yazarı kimdir? Büyük Türkiye Rüyası konusu ve anafikri nedir? Büyük Türkiye Rüyası kitabı ne anlatıyor? Büyük Türkiye Rüyası PDF indirme linki var mı? Büyük Türkiye Rüyası kitabının yazarı Mehmet Kaplan kimdir? İşte Büyük Türkiye Rüyası kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 22.03.2022 08:00
Büyük Türkiye Rüyası - Mehmet Kaplan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmet Kaplan

Yayın Evi: Dergah Yayınları

İSBN: 9789759953324

Sayfa Sayısı: 333

Büyük Türkiye Rüyası Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Büyük Türkiye, Rüyası, Mehmet Kaplan'ın inandığı temel kıymetler çerçevesinde sosyal ve kültürel meselelerimize eğilen yazılarından meydana gelmiştir.

Büyük Türkiye Rüyası Alıntıları - Sözleri

  • Stendhal, bir insan kitaptan her şeyi öğrenebilir, fakat bir karakter ve şahsiyet haline gelemez, der. Karakter ve şahsiyete ferdî özelliklerin gelişmesiyle ulaşılır.
  • Milletler de fertler gibi, ancak kendi kabiliyetlerine, inançlarına göre yaşamak ve gelişmek suretiyle şahsiyet haline gelirler. Biz ne kadar kendimize zorlarsak zorlayalım, coğrafyamızın, tarihimizin, kültürümüzün, dilimizin dışına tamamıyla çıkamayız. Eski bir fıkra, öküz olmaya özenen kurbağanın kendini şişirirken çat diye çatladığını anlatır. İlminde, hikmetinde ilk şartı, ❝kendini bilmek❞tir. Kendi varlığını unutarak başkası olduğunu zannetmek bir ruh hastalığıdır.
  • Kendilerini ilerici gösteren aşırı solcularla milliyetçiler arasındaki fark, ilme vermiş oldukları değerde değil, milli değerlere bağlılık meselesindedir.
  • Kültürü arttırıcı bir vasıta olarak kullanmadıktan sonra okuma yazma bilmenin ne faydası vardır?
  • "Düşünme mesuliyeti"nden kaçan bir insan, kim olursa olsun, bir eşya ve alet durumuna düşer.
  • Sevmeyen bir kalp, Yunus'un tabiri ile "kuru bir taş"a benzer. Onun üstünde ne çiçek, ne de gözyaşı yeşerir.
  • Onların samimi düşüncesine göre Türk halkı cahildir, geridir, iyi ile kötüyü ayıramaz, çabuk kanar. Dinden bahsettiniz mi, bol keseden vaadlerde bulundunuz mu, derhal inanır ve size reyini verir. "Rey avcıları"nın başarısı işte bundan dolayıdır.
  • Üniversiteye girmek bir mesele, orada okumak bir dert, mezun olmak büyük bir başarı, mezuniyetten sonra iş bulmak bir şanstır.
  • Türk gençlerine heyecan verici bir dava uğruna: "Gel öl!" deseniz ölürler. Fakat ciddi, sürekli ve metotlu çalışmaya gelemezler.
  • Zira bazı fikirler insanlara alkol gibi tesir eder. Derin kültürü olmayan, heyecana müsait kafalar çabucak coşarlar.
  • Bir daha geri gelmeyecek olan şeylere üzülmek beyhudedir.
  • Hakikatin serbestçe söylenilmediği ve yazılmadığı ülkelerde adalet olmadığı gibi refah da yoktur.
  • Köyü kalkındırmak için ille köyde kalmaya lüzum yoktur. Şehirde yüksek mevkilere gwçen bir köy çocuğu yalnız kendi kendini değil, bütün memleketi yükseltebilir. Yeter ki o bunun için lazım olan bilgi, salâhiyet ve heyecana sahip olsun.
  • Öğretmen bir makine değildir. Dikkat ve enerjisi, mahdut sayıda öğrenciyi eğitmeye yeter. Ona kaldıramayacağı kadar yük yüklerseniz vazifesini yapamaz.
  • Memleketi altüst edenler ve edecek olanlar okuma yazma bilmeyenler değil, derme çatma okullarda okuyanlar ve buralardan yetişenlerdir.

Büyük Türkiye Rüyası İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Biz Kimiz: Tabiki ilim,fen,din, saygı,hoşgörü,eşitlik,kültür,ahlak ve örf adetler ile Türkiye Medeniyeti kalkınacaktır. Başka caresi de yoktur.Aksi takdirde yoz bir toplum olmaktan öteye gidilemez.Icinde bulunduğumuz Türkiye Cumhuriyeti coğrafyası halkı ve kültürüyle hiç şüphesiz Malazgirt Savaşıyla başlayan 900 yıllık tarihin bir devamı niteligindedir.Turkiye sanıldığı gibi 100 yıldan ibaret değildir.Nasil ki bir ağaç kökleriyle bir bütündür Kökü olmayan ağaç yıkılmaya mahkûmdur.Bizim de kökümüz 900 yıllık bir maziye dayanır.Eger mazimizi redde kalkışırsak sağlam duramayıp bir ağaç gibi yikiliriz.Turkiye Medeniyetini oluşturan değerlerdir.Ilim irfan örf adet din vatandır.Bunlar elimizden giderse geriye kalan sadece batı özentisi bir devlet olacaktır. Mehmet Kaplan 50 yıl önceki Türkiye üzerinden bugünkü Turkiye'yi çok güzel analiz etmiş kitabı okurken günümüz ahlaktan sıyrılmış kültürü yok sayan,dini küçümseyen kucuk genç toplulukları geldi gözümun önüne.Iste illa ilim diye söylemiyordu.Ilmi baş tacı yapıp kültürle harmanlasaydik şimdi bu hallerde olmazdık.Ayrica ifade etmeliyim ki Gunumuz Müslümanları kimlik müslümanlığından öteye gitmezdi.. kitap/buyuk-turkiye-ruyasi--89049 (Kadupul)

İlk baskısı 1969 yılında basılmış olup, benim elimde bulunan kitap ise 2019, 8.baskıdır. Kitap, Mehmet Kaplan'ın yapmış olduğu konferans ve denemelerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Kitabın müellifi, edebiyat ile uğraşmasına rağmen milliyetçi kimliği ile öne çıkmış bir isimdir. Kitapta 'Türk' milliyetçiliğine, diline, kültürüne, sanatına, değinilmiş olup devlet, hürriyet, makine-insan, sanayileşme, ordu, üniversite, gençlik, fikir, din, ilim, batı, ırkçılık, milliyetcilik- komünizm, ideoloji, felsefe, Mevlana, Karl Marx gibi konularada değinilmiştir. Yunus'tan alıntılar ile konuları bağlamış, pek çok yerde de Ziya Gökalp'ten alıntılar yapmıştır. Müellifin pek çok yerde güzel konulara parmak basması hoşuma giderken,  bazı yerlerde de eleştirmeden geçemedim》 "Biz dünyanın en kahraman milleti değiliz. Yeryüzüne hakim olan Avrupalı hem savaşmış, hem düşünmüş, hem de yüksek bir medeniyet kurmuştur" (s.158) Milliyetçi kimligi ile bilinen bir yazarın bunları söylemesi beni şaşırttı ve üzdü. Biz ki kahraman bir milletiyiz. Hem savaşmış, hem düşünmüş, hem kültür, hem ilimle, 3 kıta, 7 denize hükmeden bir medeniyet inşa etmişiz. Açıkçası yazarın "Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye"yi küçültücü ifadeler kullanmış olması beni rahatsız etti ve bunları incelemeye eklemek istedim. Birkaç yerde de 》 "Ne fes, ne eski yazı, ne peçe, ne de hilafetin gerçek islamiyetle bir alakası vardır. Bunları dinin esası gibi görenler ve gösterenler hiç şüphesiz İslamiyet'in ruhunu tanımayan cahil insanlardır"(s.208) "Ben şahsen bir milliyetçiliyim. Osmanlı tarihine tarih olarak değer veririm. Fakat padişahlık ve hilafet müesseselerinin geri gelmesini asla istemem. Fes, eski yazı, peçenin de hortlamasını iyi karşılamam. Bunlar devri geçmiş, islamiyetle ilgisi olmayan 'tarihi' şeylerdir"(s.208) 'Hortlamak' ifadesi kulağa ne kadar çirkin geliyor... Kitabın giriş kısmında "Toplum içinde yaşayan insan onun meseleleri üzerinde düşünmeden edemez. Bu aynı zamanda kendi varlığı üzerinde düşünmek demektir. Zira fert, bedenini tabiata, dil, terbiye, bilgi ve kültürünü topluma yani mensup olduğu millete borçludur" diyor. Değerlerden bahsederken geçmişine böylesine aşağılayıcı ifadeler de bulunmak hiçbir fikir adamına yakışmaz. (Şeyma)

Bana yeni bir bakış kazandıran, düzgün bir üslupla yazılmış kitaplara aşık oluyorum. Başından sonuna kadar birçok alıntı kaydettim ancak kesinlikle hepsini paylaşamadım, kitapta işaretlemekle yetindim. Başka türlü kitabı bitirmek mümkün olmayacaktı. Hocamız Mehmet Kaplan'ın genel olarak millet hakkında, özelindeyse milleti ilgilendiren her konudaki fikirlerini içeriyor. Ana düşünceyi net bir şekilde veren başlıklar altında açık, duru bir dille sakince düşüncelerini ifade etmiş. Benim onaylamadığım bazı düşünceleri olmasına rağmen keyifle ve heyecanla okudum. Bir roman okur gibi merak ettim. Olay yok ama başlığı görünce acaba bu konu hakkında ne düşünüyor, demeden ve heyecanlanmadan edemedim. Kendisinin de dediği gibi, fikri ancak fikir çürütür. Bir fikre ancak onu çok iyi bilerek mantıklı delillerle karşı durabiliriz. Bayıldım! Okuma süresi şahsi meseleler dolayısıyla biraz uzadı. Bu süreçte kitabı yanımda taşıdım, belki biraz okuyabilirim, deyerek. Yanımda gezdirdikçe de kitaplarla azıcık ilgisi olan herkese önerdim. Tavsiyedir. Okunmalıdır; açık bir bilinçle, anlayışla. (Çiğdem)

Büyük Türkiye Rüyası PDF indirme linki var mı?

Mehmet Kaplan - Büyük Türkiye Rüyası kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Büyük Türkiye Rüyası PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mehmet Kaplan Kimdir?

18 Mart 1915 tarihinde Eskişehir Sivrihisar’da doğmuştur. Ortaöğrenimini Eskişehir’de tamamladı. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeni Türk Edebiyatı asistanı, 1939′da lisans, 1942′de doktora, 1943’de doçent, 1952’de profesör oldu.

1958-1959’da Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde dekanlık ve rektör vekilliği görevlerinde bulundu. Kaplan’ın ilk yazıları 1930’ların sonunda Gençlik, İnkılapçı Gençlik dergilerinde göründü. 1943-1946 arasında İstanbul dergisinde yayınlanan inceleme ve eleştiri yazılarıyla tanındı. 1947’den sonra Hareket, Şadırvan, İstanbul, çağrı, Hisar, Türk Edebiyatı gibi dergilerde yazdı.

Önceleri incelemelerini metnin anlatım biçimine dayandırırken; daha sonraki yıllarda sanatçının kişiliği, biyografisi, psikolojisi gibi öznel etkenlerle metin arasında bağlantılar kuran bir yaklaşımla edebiyat tarihine yöneldi. Dilin yenileşmesi karşısında tavır aldı. Kaplan’ın yabancı dilleri: Fransızca, İngilizce, Almanca’dır. 23-02-1986 tarihinde aramızdan ayrılmıştır.

Mehmet Kaplan Kitapları - Eserleri

  • Kültür ve Dil
  • Şiir Tahlilleri 1 Tanzimat’tan Cumhuriyete
  • Tevfik Fikret
  • Nesillerin Ruhu
  • Şiir Tahlilleri 2
  • Hikaye Tahlilleri
  • Sevgi ve İlim
  • Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1
  • Büyük Türkiye Rüyası
  • Tanpınar'ın Şiir Dünyası
  • Kültür ve Dil
  • Edebiyatımızın İçinden
  • Dönmeyi Düşünmediler
  • Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken
  • Yunus Bir Haber Verir...
  • Diksiyon
  • Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 3
  • Türk Milletinin Kültürel Değerleri
  • Oğuz Kağan Destanı
  • Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 2
  • Âli'ye Mektuplar
  • Yavaş Yavaş Aydınlanan Tanpınar
  • Köroğlu Destanı
  • Dön Gel Geri
  • Kalburdan Dökülen Masallar
  • Doğumunun 100. Yılında Atatürk'e Armağan
  • Atatürk Devri Fikir Hayatı 1,2
  • Tevfik Fikret

Mehmet Kaplan Alıntıları - Sözleri

  • Siyah açar güller ve siyah öter Ömrun gecesinde öten bülbüller (Tanpınar'ın Şiir Dünyası)
  • milliyetçiliği dışa kapalılık diye anlamak yanlış bir görüştür. (Kültür ve Dil)
  • Abdülhak Hamid, bir mektubunda "fazla güzellik" in bir kusur olduğunu söyler. (Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken)
  • Gerçeği bütün ayrıntıları ile düşünmeyen hayalperestten korkunuz. O, sizi yarı yolda bırakır. (Sevgi ve İlim)
  • Antik çağda, aktörler, geniş halk kitlesine uzaktan oynadıkları rolü belirtmek için yüzlerine maske takarlardı ve buna "persona" denirdi. (Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken)
  • "Biz insanlar, şu etrafımızdaki cansız şeyler için ne biliyoruz? Yatak odalarımı­zın bir tarafında yahut baş ucumuzda duran şu komedin, içinde yattığımız şu karyola, üzerinde yemek yediğimiz masalar, duvardaki bir çerçeve, hülasa evimizi teşkil eden bu şeyler hakkında bilgilerimizin derecesi nedir? Galiba koca bir sıfır!.." (Hikaye Tahlilleri)
  • Bütün medeni milletler, çocuklarının dillerini kendi kültür eserlerini bizzat okuyarak anlayacak bir seviyeye getirmek için çalıştıkları, lügat hazinelerini zenginleştirdikleri halde, bizde tam tersi yapılıyor. (Kültür ve Dil)
  • En iptidai cemiyetlerden en ileri toplumlara kadar güzel söz söylemesini bilenler, kalabalıklara dünyayı şöyle veya böyle göstermişlerdir. Para babaları ve koltuk sahipleri kendilerini güçlü sanırlar ama tarihte pek çok örnek gösteriyor ki, bir memlekette kuvvetli bir fikir veya edebiyat akımı esmeye başladı mı, sarayları ve kaleleri temelinden sarsar. Sadece "hürriyet" fikrinin Fransız ihtilalinden sonra dünyada vukua getirdiği değişiklikleri hatırlamak kâfidir. (Kültür ve Dil)
  • Anadolu Türk medeniyeti "Alp" tipi ile "Veli" tipinin ortak çalışması ile kurulmuştur. (Yunus Bir Haber Verir...)
  • Türk gençlerine heyecan verici bir dava uğruna: "Gel öl!" deseniz ölürler. Fakat ciddi, sürekli ve metotlu çalışmaya gelemezler. (Büyük Türkiye Rüyası)
  • Unutmayalım!: Motivasyon bulaşıcıdır. (Diksiyon)
  • Tekerlemelerde mantık aramayınız. Tekerlemeler dilimizi ve beynimizi motorize ve sağlıklı düşünmeye zorlayan ses oyunlarıdır bunu unutmayınız. (Diksiyon)
  • Büyük aksiyonlar ince duyguları yok eder. Ne Ahmed Cemil, ne Adnan bey hareket adamları değillerdir. (Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1)
  • Artık şairin dört duvarı bizi alakadar etmiyor. Artık biz şairi odasına çekilmiş, saçlarını parmaklarına dolamış ve her akşam gölgeleri ve lambasıyla ağlaşan bir münzevi, çile dolduran bir derviş görmek istemiyoruz. Artık şair 'dört duvarın içinde kendisi için bir mahluk değil ' cemiyet içinde cemiyet için bir halık olmayı öğrenmelidir. (Tanpınar'ın Şiir Dünyası)
  • Milletler de fertler gibi, ancak kendi kabiliyetlerine, inançlarına göre yaşamak ve gelişmek suretiyle şahsiyet haline gelirler. Biz ne kadar kendimize zorlarsak zorlayalım, coğrafyamızın, tarihimizin, kültürümüzün, dilimizin dışına tamamıyla çıkamayız. Eski bir fıkra, öküz olmaya özenen kurbağanın kendini şişirirken çat diye çatladığını anlatır. İlminde, hikmetinde ilk şartı, ❝kendini bilmek❞tir. Kendi varlığını unutarak başkası olduğunu zannetmek bir ruh hastalığıdır. (Büyük Türkiye Rüyası)
  • Türkler yeniden doğma sırrına sahip olan nâdir milletlerdendir. (Yunus Bir Haber Verir...)
  • mecnun çöl gecelerinde yıldızlara baka baka dünyayı, kendisini ve hatta leylâ'yı unutur da karanlığın içinde kaybolup gitmeyi arzular. (Edebiyatımızın İçinden)
  • Bir milletin dilini bozdunuz mu, onun bütün kültür faaliyetlerini aksatmış, mazi ile olan alakalarını kesmiş, halihazırda cereyan eden fikir hareketlerini tam bir karışıklık içine düşürmüş olursunuz. Dili alt üst edilmiş bir millet, kendisini yaşatan an’anevî kıymetlerden mahrum kaldığı gibi, istikbâlini yaratacak olan içtimai bir fikir nizamı da kuramaz. Böyle bir cemiyette vâzıh, derin ve ince bir ilim ve tefekkür hayatı doğamaz. (Nesillerin Ruhu)
  • Bugünkü Türk hikâyecilerinin birçoğu hayat görüşlerini idare eden fikirler yüzünden sanatı unutmuşlardır. Onların eserleriyle, okuyucuda, ihtilale götüreceğini umdukları bir nefret ve isyan hissi uyandırmak gayesini güttükleri çok bellidir. Dünyaya geldiğinden beri masal, destan, mabet, saray, heykel, resim ve musiki yaratan mahluku, onlara göre idare eden bir tek şey vardır: Mide! O bir tek gaye güder: Karnınını doyurmak! İnsan hakkındaki bu dar görüş, onları kötü şeyler yazmaya mahkûm etmiştir. Sait Faik, insanın her şeyden önce şair mizaçlı olduğuna inanır, ilk hikâye kitabının ilk hikayesinde bu görüş açıkça ortaya konulmuştur: (Edebiyatımızın İçinden)
  • yıllardan sonra birdenbire eski sefalet ve cehaleti ile karşımıza çıkınca ondan nefret ettik. ona gerici, yobaz, mürteci dedik. (...) bu merhametsizce tepeden bakışın bir ahlaksızlık olduğunu hissetmedik. (Nesillerin Ruhu)

Yorum Yaz