tatlidede

CAHİL VE CAHİLİYYE

Bu yazımızda peygamberlerin dahi sakındığı Cahil ve dolayısıyla Cahiliyye kavramlarını az da olsa irdelemeye çalışacağız…
CAHİL VE CAHİLİYYE

Bu yazımızda peygamberlerin dahi sakındığı Cahil ve dolayısıyla Cahiliyye kavramlarını az da olsa irdelemeye çalışacağız…

Mûsâ kavmine:

“Bilgiden ve muhakemeden yoksun cahiller gibi davranmaktan Allah'a sığınırım" dedi. Bakara-67

Cahil kimdir sorusunu bazı Hikmet Ehl-i Zatların ittifak ettiği bir durum-hal ile cevaplamak isterim: Cahiller cennetten yer beğenirken, Arifler imanını kaybetmekten korktu…"

 

CAHİL!

Özrü kabul edip suçları bağışla (yani af veya kolaylık yolunu tut-benimse), iyiliği emret ve cahillerden-bilgisizlerden yüz çevir.” A’raf-199 Başka bir ifade ile; Sen benimsenmesi ve yapılması kolay olanı tercih et. İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü'minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü planları, programları, adâleti uygulayarak toplumsal düzenini sağla, iyiliği emret. Bilgiden, muhakemeden uzak, tutarsız davranışlarda bulunan cahillerin faaliyetlerine karşı tedbir al. Şimdi bu pencereden bakıp hangi eylem ve söylemimizin Müslümanlara ne fayda-hayır sağladığını değerlendirelim… Mesele salt-kuru eylem ve söylem değil yani.

 

Ne demiş Veysel:

Aldanma cahilin kuru lafına

Kültürsüz insanın külü yalandır...

Hükmetse dünyanın her tarafına

Arzusu hedefi yolu yalandır...

Ve siz değerli okuyucuları sıkmamak adına cahil konusunu bu müthiş davetle noktalayıp cahiliyye kavramına geçmek istiyorum: “Artık cahillerden olma!” En'am-35 Başka bir ifadeyle; öyleyse, artık sakın Allah'ın yasasını bilmezden-görmezden gelme! Zira mesele çok basit ve net: Kimin yasalarına uyuyorsan ona tabisin...

“Onlar, Allah'ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rabler (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i de (haramlar ortaya koyan itaati zaruri beşeri sistemler-otoriteler kabul ederek ilâh haline getirdiler. İlahlaştırıp küfre düştüler) . Oysa onlar, tek olan bir İlah'a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O'ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden Yücedir.” Tevbe-31

 

CAHİLİYYE!

(Ey Resulüm!) Sana da, kendinden önceki kitabı doğrulayan (ve onun amaçlarını) koruyan bu Kitabı (Kur'an'ı) Hakk olarak indirdik. Artık onların aralarında (ve her konuda sadece) Allah'ın indirdiği ile hükmet ve Sana gelen bu Hakk (ve adalet kuralların) dan ayrılıp sakın onların keyiflerine uyma! Maide-48

O zaman Allah’ın hükmü dışında veya onunla çelişen her hüküm cahiliyye hükmüdür denilebilir. Gelin hep beraber “öteki” hakkında verdiğimiz hükümleri kime göre verdiğimizi gözden geçirelim. Nefsimizi işin içine katmayalım…

Onlar hâlâ cahiliye hükümlerini (Kur’an’ın tabii ve temel hukuk kurallarına aykırı düzenleri) mi arıyorlar? Kesin bilgiye (yakine) dayanan sağlam inanca sahip bir topluluk için, hüküm ve hikmeti (kural ve prensipleri) Allah'tan daha güzel olan kimdir? Maide-50 Başka bir ifade ile: Allah'tan daha güzel kanun koyucu olabilir mi?

Evet, Ali Imran 154. ayetinde de ifade edildiği gibi: “Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir grup da, Allah'a karşı haksız yere İslâm dışı, cahiliyet devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar.” Allah hakkında yalan-yanlış haksız bilgiler ile konuşanlar cahiliyye zihniyetini üzerinden atamamış olanlardır.

Yunus’un da dediği gibi:

Ben dervişim diyene

Bir ün edesim gelir

Tanıyuban şimdiden

Varup yetesim gelir


Ta'n eylemen hocalar

Hatırınız hoş olsun

Varuban ol tamu'da

Biraz yanasım gelir


Derviş Yunus bu sözü

Eğri büğrü söyleme

Seni sıygaya çeker

Bir Molla Kasım gelir

Şimdi bizi-sizi siğaya çekecek bir “Molla Kasım” çıkmadan gelin hep beraber kendimizi siğaya çekelim…

Cahillerle tartışmak yerine yol göstermek gerek. Son söz Furkan suresinin 63. ayetinde denildiği gibi: Rahman'ın has kulları ki, onlar yeryüzünde tevazu ve vekar içinde yürürler ve ne zaman kötü niyetli, dar kafalı kimseler kendilerine laf atacak olsa, (sadece) selam! Der(geçer)ler.” Başka bir ifade ile: Cahiller kendilerine laf atınca da tartışmak ve aynı üslupla mukabele etmek yerine onlara barış önerirler.

Selam ve dua ile…

Editör: M.Burhan Hedbi

Yorum Yaz