tatlidede

Charles Taylor kimdir? Charles Taylor kitapları ve sözleri

Siyaset kuramcısı Charles Taylor hayatı araştırılıyor. Peki Charles Taylor kimdir? Charles Taylor aslen nerelidir? Charles Taylor ne zaman, nerede doğdu? Charles Taylor hayatta mı? İşte Charles Taylor hayatı...
  • 03.12.2022 16:00
Charles Taylor kimdir? Charles Taylor kitapları ve sözleri
Siyaset kuramcısı Charles Taylor edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Charles Taylor hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Charles Taylor hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Charles Taylor hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Charles Malgrave Taylor

Doğum Tarihi: 5 Kasım 1931

Doğum Yeri: Montreal, Kanada

Charles Taylor kimdir?

Yirminci yüzyılın en önemli düşünürleri arasında yer alan Charles Malgrave Taylor, özellikle modernlik, kimlik oluşumu, çokkültürcülük ve sekülarizm tartışmalarına katkıda bulunmuş bir siyaset kuramcısıdır. Taylor, McGill Üniversitesi’nde gördüğü tarih eğitiminin ardından Oxford Üniversitesi’nde felsefe, siyaset ve ekonomi alanlarında yüksek lisans ve doktora yaptı. Oxford Üniversitesi’nde ve Montreal’deki McGill Üniversitesi’nde toplumsal ve siyasal kuram alanında yıllarca ders veren Taylor, halen Nortwestern Üniversitesi’nde ve McGill Üniversitesi’nde profesördür

Charles Taylor Kitapları - Eserleri

  • Modernliğin Sıkıntıları
  • Seküler Çağ
  • Modern Toplumsal Tahayyüller
  • Çokkültürcülük
  • Laiklik ve İnanç Özgürlüğü
  • Hegel Üzerine Yorumlar - 1
  • Benliğin Kaynakları
  • Hegel ve Modern Toplum

Charles Taylor Alıntıları - Sözleri

  • En çok değer verdiğim bazı şeyler,benim için ancak sevdiğim kişi aracılığıyla ulaşılabilecek şeylerse,o zaman o kişi kimliğimin bir parçası haline gelir. (Çokkültürcülük)
  • "Bu benlik-merkezli biçimlerin insanları kışkırtmadığı ve tahrik etmediği çağa dönemeyiz. Bireyciliğin ve özgürlüğün tüm biçimleri gibi sahicilik, deyim yerindeyse bir "sorumlu-kılma” çağı açıyor. Bu kültür gelişmekte olduğu için insanlar kendilerinden daha fazla sorumlu olmak durumundalar. İnsanlar batabilir de yükselebilir de, bu tür bir özgürlük artışının doğasında bu var. Hiçbir şey düzenli ve inişi olmayan bir yükselmenin garantisini veremez." (Modernliğin Sıkıntıları)
  • Eğer kendime sadık kalamazsam, yaşamın özünü kaçırmış olurum; benim için insan olmanın ne anlama geldiğini yakalayamam... Kendine sadık olmak, kendi özgürlüğüne sadık olmak demektir. (Çokkültürcülük)
  • Bireycilik aynı zamanda birçok insana göre modern uygarlığın en büyük kazanımı. İnsanların, kendi yaşam tarzlarını saptama, benimseyecekleri inançları bilinçli olarak seçme, atalarının kullanamadığı çok çeşitli yollarla yaşam biçimlerini belirleme hakkının bulunduğu bir dünyada yaşıyoruz. Ve bu haklar çoğunlukla yargı sistemlerinin koruması altında. İlke olarak insanlar onları aşan, güya kutsal buyrukların gereklerine kurban edilmiyor artık. (Modernliğin Sıkıntıları)
  • İlişkilere, kendimizi tanımlamak için değil, kendimizi gerçekleştirmek için gereksinim duyarız. (Çokkültürcülük)
  • Kendi varoluşumuzun koşullarını yeniden oluşturabildiğimiz, bize hükmeden şeylere hükmedebildiğimiz zaman özgürüz. (Modernliğin Sıkıntıları)
  • Ortaçağda iki ebediyet modeli vardır: Birine Platon ebediyeti, yani yükselip zamandan çıkarak ulaşmayı istediğimiz ku­sursuz hareketsizliğin, dinginliğin ebediyeti diyebiliriz; diğeriyse za­manı iptal etmeyen, ama onu bir anın içinde toplayan Tanrı'nın ebe­diyetidir. Buna ancak Tanrı'nın yaşamına iştirak etmekle ulaşabiliriz. (Seküler Çağ)
  • Rousseau başkasına bağımlılığı,başkalarının olumlu kanılarına duyulan gereksinme ile bağıntılı görür. (Çokkültürcülük)
  • Öğretmenin başörtüsünü yasaklamak, eğitim kurumunun tarafsızlığını vurgulamakta fakat bu şekilde onun din ve inanç özgürlüğü sınırlandırılmakta ya da sayesinde topluma katkıda bulunabileceği bir kariyerin kapıları ona kapatılarak fırsat eşitliği ilkesi onun aleyhine kullanılmaktadır. (Laiklik ve İnanç Özgürlüğü)
  • Yönetim yönetilenin rızasını almak zorundadır - sadece başta değil, meşruluğun sürekli bir koşulu olarak. (Modern Toplumsal Tahayyüller)
  • Erasmus halk dindarlığının, ona göre tümüyle çıkarcı olan yapısından tiksiniyordu. (Seküler Çağ)
  • 500 yıl öncesinin sihirli dünyasında, fiziksel ile manevi arasına net bir çizgi çekilmemişti. (Seküler Çağ)
  • Bir ahlak fikri olarak modern bireycilik, aidiyetin hepten sona erdirilmesini değil, kişinin daha geniş ve daha gayrı şahsi varlıklara, devlete, harekete, insanlık cemaatine ait olduğunu tahayyül etmesi anlamına gelir.Bu değişim başka bir açıdan, “ağsal” veya “ ilişkisel” kimliklerden “ kategorik” kimliklere kayış olarak tanımlanmıştır. (Modern Toplumsal Tahayyüller)
  • Adam Smith Ulusların Zenginliği'nde, kendi bireysel zenginlik arayışımızın genel refaha vesile olduğunu anlatarak, bu mekanizmanın en bilinenini sunmuştur. (Modern Toplumsal Tahayyüller)
  • "O halde laiklik sorunu , modern toplumlardaki vatandaşların çoklu değerleri , inançları ve yaşam biçimleri karşısında devletin , olması gereken en geniş tarafsızlığı çerçevesinde ele alınmalıdır. " (Laiklik ve İnanç Özgürlüğü)
  • Emerson, " Her çağ, kendi kitaplarını yazmalıdır," sonucuna varır. Neden? Çünkü iyi eğitilmiş, açık fikirli insanlar ve liberal demokratik vatandaşlar, kendileri için düşünmelidirler. Liberal demokrasilerde, güzel sanatlar eğitimi veren liberal üniversitelerin öncelikli amacı, kitap kurtları yaratmak değil, gerek siyasal gerekse kişisel yaşamlarında iradeli ve kendi kendilerini yönetebilen insanlar yetiştirmektir. Emerson, " Kitaplar en iyisidir, iyi kullanıldıklarında," diyor, "ama kötüye kullanıldıklarında, en kötüsüdür. Doğru kullanım nedir?... Kitapların esin vermekten öte hiçbir işlevleri yoktur." (Çokkültürcülük)
  • Siyasi toplumlar artık yıllanmış terimlerle anlaşılamazlardı; olayların hangi çağda meydana geldiği de hesaba katılmalıydı. Modernlik, emsalsiz bir çağdı. (Modern Toplumsal Tahayyüller)
  • Laiklik din ile devlet arasında organik bir bağın olmamasını zorunlu kılmaktadır; devlet halkın düzenini dini topluluklarla değil, seçilmiş temsilcileri aracılığıyla sağlamalıdır. (Laiklik ve İnanç Özgürlüğü)
  • "Her çağ, kendi kitaplarını yazmalıdır." (Çokkültürcülük)
  • Karşıtlıklar kendilerinden önceki özdeşliklerden doğarlar zorunlu olarak; özdeşliklerse kendi başlarına varlıklarını sürdüremez, zorunlu olarak karşıtlık doğururlar. (Hegel ve Modern Toplum)

Yorum Yaz