tatlidede
tatlidede

Çözünme süreci başlıyor!!!

Çözünme süreci başlıyor!!!

                                                   

Yeni atanan başbakan belli oldu. Ülkeyi Binali Yıldırım ‘’yönetecek’’.

 Davutoğlu’nun  neden birden bire istenmeyen adam konumuna geldi sorusu hakkında ortalıkta efsaneler dolaşıyor. Ekonomi, iç politika, dış politika terörle mücadele,  akademisyenler bildirgesi, dokunulmazlık, özgürlükler, basın özgürlüğü, konularında Davutoğlu ve Erdoğan’ın  farklı görüşlere sahip olduğu biliyoruz. Son olarak  Davutoğlu, Can Dündar’ın, Erdem Gül’ün, akademisyenlerin, ve dokunulmazlığı kaldırılacak vekillerin  tutuksuz yargılanması gerektiğine dair açıklamalar yapmıştı. Erdoğan bu konularda bu ‘’ vatan hainlerinin’’ tutuklu yargılanması gerektiğini söylemişti.

                                                                             ***

Kulislere göre  istifanın en çok ekonomideki  görüş ayrılıklarından dolayı olduğu söylense de  Miroğlu’nun  Habertürk’ten Bülent Aydemir’e verdiği röpartaj gösteriyor ki istifa çözüm sürecinden kaynaklı.

                                                                              ***

Davutoğlu’nun çözüm süreci için düşündükleri bilinmez, tartışılır bir konudur ancak röportaja bakarsak   Erdoğan’ın bu konu hakkındaki görüşlerine, ve yeni sürecin nasıl işleyeceğine dair  birkaç şey söyleyebiliriz.

                                                                             ***

Evvela söyleyeyim daha önce söylediğim gibi Kürt sorunu bu sistem içinde asla çözülemez. Ancak çatışmasızlık  ve sorun içindeki birkaç madde çözülecek hem de çok yakında.

                                                                             ***

 Yeni süreci şöyle tanımlasak yeridir: Erdoğan yaptığı açıklamalarda çözüm sürecinin buz dolabına alındığını belirmişti.  Yaklaşık bir yıldır kendileri dolapta şu anda donuk vaziyette. İşte donuk vaziyette olan süreç dolapta çıkarılacak belli bir kısmı çözündürülecek ve tekrar dolaba yerleştirilecek.

                                                                             ***

·         Çatışmasızlık ortamına mı giriliyor?

bu konuda iki cihet var. 1 gerçekler, 2 metin içindeki mesajlar…Miroğlu hep aynı şeyleri demiş röportajda… ‘’PKK ile herhangi bir görüşme olmayacak’’ bunu farklı biçimde dile getirmiş. Ancak gerçek şu ki bu çatışma ortamı özgürlükleri kamu düzenini ekonomiyi sekteye uğratıyor. Zaten Miroğlu röportajın bir kısmında bunu belirtmiş. Tabi burada önemli olan ekonomidir. Diğerleri ile zaten yüz yıldır yaşıyoruz ancak ekonomi konusu bir hayli can sıkıyor. 

                                                                               ***

Son 3 yıldır ekonomi  ‘’patinaj’’ yapıyor. Özellikle Seçim hükümetinden bu yana Euro ve Dolar yükseliyor bir türlü düşürtülemiyor. İşsizlik hızla artıyor. Bunlara PKK ile mücadele eklenince ekonomi için çanlar çalıyor. Böyle bir ortamda çatışma ortamı bir şekilde sonlandırılmak isteniyor ancak…

                                                                               ***

Yaklaşık 11 aydır kamuoyu nezdinde oluşan bir atmosfer var bunun dışına çıkmak kolay değil. Zaten AKP de bu işin için ‘’nasıl çıkarızı’’ düşünüyor. Tabi silahları susturmak indirmek kolay ama olası bir halk tepkisiyle 7 Hazirandan daha büyük bir halk tepkisiyle karşılaşmak muhtemeldir.  AKP bunu göze alamıyor.

                                                                              ***

Röportajın birçok yerinde, silahlı mücadelenin devam edeciği dile getirmiş. Erdoğan’ın ‘’Ortada müzakere edilecek bir konu yoktur’’ sözlerine bakılırsa çatışma ortamı aynen devam edecek. Gerekçe olarak  ‘’yüzlerce şehit verdik nasıl döneriz’’  denilse de; Ne yani çözüm sürecinden önce hiç asker ölmemiş miydi? Sorusu yeterince cevap veriyor.

                                                                              ***

Çözüm sürecinde Öcalan’ı ön plan çıkarıp öven, kandil ve HDP’yi suçlayan cümleleri çok duyduk bu durum halen devam ediyor. Beklide burada Öcalan üzerinden bir mesaj yollanıyor. ‘’Çatışmasızlık’’ mesajı…

                                                                               ***

Ancak bu noktada daha önemlisi.‘’terörle mücadelenin farklı yolları var’’ cümlesidir. Bu gösteriyor ki mücadele biçimi değişebilir.  Yani çatışmasızlık ortamına yeniden geçebilir.  

                                                                              ***

·          Yeni anayasada Kürt ismimi?

7 Hazirandan öncede gündeme gelmişti ancak üstünde pek durulmamıştı. Etnik unsurların adı tam olarak anayasaya girmese bile anayasadaki Türk adını kaldırarak yerine ‘’Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı’’ ibaresi getirilmesi düşünüyordu. Bununla ilgili bir çalışma henüz gündemde yok. Şu an hazırlanan anayasa taslağı haziranda mecliste olacak diye biliyoruz. Taslak hazirana kadar yetişirse  66. madde ili ilgili   fikir sahibi olabileceğiz.

                                                                               ***

Miroğlu cümlelerinde  ‘’Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı’’ mesajını vermiş birçok yerde buna işaret ediyor. Görünen o ki 66. Madde tarih oluyor. ‘’Türkiye cumhuriyet yurttaşı herkesin devletin muhatabı olacağını’’. Yeni anayasada makbul vatandaş anlayışından uzak durulması gerektiğini,  etnisite ve kimliğe dayalı vurguların olmaması gerektiğini net bir şekilde ifade etmiş. Miroğlun’un  gösteriyor ki ‘’Kürt ismi, Arap ismi, Laz ismi olmayacak  ancak farklı etnik kökenlere de ‘’Türk’’ denilmeyecek. Anayasadan Türk ismi kalkacak.

                                                                             ***

·         Yeni  süreçte aktör halk mı olacak?

Çözüm sürecindeki hataları daha önce beyan etmiştim. Süreç HDP/BDP- AKP arasında ezildi. 60 küsur entel-sanatçı 78 milyona bir süreci anlatmaya çalıştı. Neticede halkın içinde aktif rol oynadığı bir süreçten bahsedemedik. Halkın içinde olmadığı bir hareket elbet bitecekti ki öylede oldu 1 yıl önce ‘’kardeşim’’ diyenler ‘’savaş savaş’’ diyor. 

                                                             ***

 Bu çözünme sürecinde halk doğrudan muhatap olacak gibi duruyor. Eğer 66 madde gerçekten kalkarsa bunu herkese kabul ettirmek kolay olmayacak.  Tam anlamıyla bir çözüm süreci olmasa dahi sırf bu madde için halk işin içinde olacaktır.

                                                                          ***

Miroğlu’na gelince… 5-1 lik hezimete rağmen 1 Kasımda listedeydi…  bu açıklamalar Miroğlu’na yaptırılması, Tayyip Erdoğan ve Binali Yıldırım’a yakın bir isim  olması, hele hele kongreye 2 gün kala bu röportajın verdirilmesi gösteriyor ki  kendisi süreçte aktif rol oynayacak…

                                                                          ***

Başta da söylediğim gibi birkaç sorun tek çözülecek. Pek fazla umutlu olmaya gerek yok! 66. Madde kalkarsa başka sorunların çözülmesine zemin hazırlar mı? Anadilde eğitim olabilir mi? Kürt siyasi hareketi üzerindeki boyunduruk kırılacak mı? Düşünce yasağı kakacak mı? Bilinmez bu soruların cevabı bilinmez olacakları zaman gösterecek. Yeni süreci Türkiye halklarına hayırlı olur inşallah…

                                                                                                                                                 vesselam

 

Yorum Yaz