Deniz Gezmiş kimdir? Deniz Gezmiş kitapları ve sözleri
Türk sosyalist devrimci, öğrenci lideri ve siyasi aktivist. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO)'nun kurucu üyesi. Deniz Gezmiş hayatı araştırılıyor. Peki Deniz Gezmiş kimdir? Deniz Gezmiş aslen nerelidir? Deniz Gezmiş ne zaman, nerede doğdu? Deniz Gezmiş hayatta mı? İşte Deniz Gezmiş hayatı... Deniz Gezmiş yaşıyor mu? Deniz Gezmiş ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 28 Şubat 1947
Doğum Yeri: Ankara
Ölüm Tarihi: 6 Mayıs 1972
Ölüm Yeri: Ankara
Deniz Gezmiş kimdir?
Deniz Gezmiş, 28 Şubat 1947'de Ankara'nın Ayaş ilçesinde doğdu.[2] Dedeleri Rize'nin İkizdere ilçesine bağlı Cimil köyündendir. Babası Ilıca (Aziziye), Erzurum nüfusuna kayıtlı ilköğretim müfettişi Cemil Gezmiş, annesi ise Erzurum'un Tortum ilçesinden ilkokul öğretmeni Mukaddes Gezmiş'tir. Ailenin üç erkek çocuğundan ikincisidir. Ağabeyi Bora Gezmiş (d. 1944), Hukuk Fakültesinden ayrılıp bankacılık yapmıştır. Kardeşi Hamdi Gezmiş (d. 1952) ise mali müşavirdir.
Deniz Gezmiş, ilk ve orta öğrenimini Sivas'ta, liseyi İstanbul'da Haydarpaşa Lisesinde okudu. Henüz lise öğrencisiyken sol düşünceyle tanıştı ve kendini dönemin eylemleri içinde buldu.
11 Ekim 1965'te Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) Üsküdar ilçe başkanlığına üye oldu. İlk göz altısını 15 Ağustos - 31 Ağustos 1966 tarihleri arasında Ankara'dan İstanbul'a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin Taksim Anıtı'na çelenk koymaları sırasında işçileri destekleyen ve Türk-İş yöneticilerini protesto eden gösteri sırasında yaşadı.
6 Temmuz 1966 tarihinde girdiği üniversite sınavında hem Fen Fakültesini hem de Hukuk Fakültesini kazandı. Babası, Deniz'in Fen Fakültesine gitmesini istedi. Deniz, babasının isteğini geri çevirmeyerek Fen Fakültesine gitmeyi kabul etti. Fakat daha sonra fikir değiştirerek Hukuk Fakültesine kaydını yaptırdı. 7 Kasım 1966'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdi. Ardından 19 Ocak 1967'de Türkiye Millî Talebe Federasyonu (TMTF) binasının yedd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda yakalandı ve bir gün sonra iki arkadaşıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. 22 Kasım 1967'de öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında Aşık İhsani ile birlikte ABD bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Deniz Gezmiş, Hukuk Fakültesi'nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968'de "Devrimci Hukukçular Örgütü"'nü kurdu. 7 Mart 1968'de İÜ Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen toplantıda konuşma yapan Devlet Bakanı Seyfi Öztürk'ü protesto ettiği için tutuklandı. 2 Mayıs'a kadar tutuklu kalan Gezmiş, 30 Mayıs'ta 6. Filo'yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti. Öğrenci eylemleri içinde etkinliği giderek artan Deniz Gezmiş, 12 Haziran 1968'de İstanbul Üniversitesi'nin işgal edilmesinde önderlik etti. İşgal Konseyi adına İÜ Senatosu ile Baltalimanı'nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı; öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. İşgalden kısa bir süre sonra İstanbul'a gelen 6. Filo'yu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş, 30 Temmuz 1968'de bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül 1968'de serbest bırakıldı. Bütün bu olaylardan sonra öğrenci hareketinin efsanevi lideri haline geldi.
TİP içinde yoğunlaşarak, ayrılıklara ve tartışmalara yol açan ideolojik sorunlarda Millî Demokratik Devrim (MDD) görüşünü benimseyen Deniz Gezmiş, bu görüşün özellikle devrimci öğrenciler arasında yayılmasında etkili oldu.
Ekim 1968'de eylemlerde birlikte olduğu Cihan Alptekin, Mustafa İlker Gürkan, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Devran Seymen, Cevat Ercişli, M. Mehdi Beşpınar, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Ömer Erim Süerkan'la birlikte Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB)'ni kurdu. 1 Kasım 1968'de TMGT (Türkiye Millî Gençlik Teşkilatı), AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB'ün başlattığı Samsun'dan Ankara'ya Mustafa Kemal Yürüyüşü'nü düzenledi. Ardından 28 Kasım 1968'de ABD büyükelçisi Kommer'in gelişi sırasında Yeşilköy Havaalanı'nda düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve 17 Aralık 1968'de serbest bırakıldı.
Oya Sencer'in "Türkiye’de İşçi Sınıfı’nın Doğuşu ve Yapısı" konulu doktora tezinin Üniversite Profesörler Kurulu tarafından iki kez reddedilmesi üzerine, öğrenciler olayı protesto için üniversiteyi işgal ettiler. Bu işgalin başında Deniz Gezmiş vardı. 27 Aralık 1968 tarihinde polisler tarafından tutuklanacakken ellerinden kurtuldu ve İzmir'e gitti. Bir hafta sonra tutuklu olan arkadaşı Celal Doğan'ın evindeyken baskın sonucu yakalandı. 22 Şubat 1969'da serbest bırakıldı.
İstanbul Üniversitesi'nde sağcı güçlerin 16 Mart 1969'da girişmiş olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan Gezmiş, bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 Mart'ta yeniden tutuklanarak 3 Nisan'a kadar hapis yattı. Ardından 31 Mayıs 1969'da İÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp, polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, Haziran'ın sonunda Filistin'e gitti. Filistin'e gitmeden önce 23 Haziran 1969'da TMGT'nin topladığı 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı'na kendisi gibi haklarında tutuklama kararı olan FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir mücadele programı gönderdi.
Eylül'e kadar Filistin'de gerilla kamplarında kalan Deniz Gezmiş, 28 Ağustos 1969'da, "26 Aralık 1968'de üniversiteyi işgal" ettiği gerekçesiyle Hukuk Fakültesi'nden ihraç edildi. Hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi. 23 Eylül 1969'da Hukuk Fakültesi'nde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan Gezmiş, 25 Kasım'da serbest bırakıldı. Ancak Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi'nde Battal Mehetoğlu'nun sağcılar tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin Gezmiş'e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 Aralık 1969'da yakalanan Gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan Cihan Alptekin'le birlikte 18 Eylül 1970'e kadar tutuklu kaldı. Hapisten çıktığı sıra askere çağrıldı. Kafasındaki gerilla planlarını gerçekleştirmek için askere gitmedi. Bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaşarak, mücadelesini değişik alanlarda sürdürdü. Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan'la birlikte Ankara'da THKO'yu kurdu. 11 Ocak 1971'de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi'nin soygununu gerçekleştirenler arasında yer aldı. Bu olaydan sonra Yusuf Aslan'la beraber "vur emri" ile aranmaya başlandı. Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan'ın yakalanmasına yardım eden kişilere 15 bin lira ödül verileceği açıklandı.
THKO'nun silah sıkıntısını gidermek için THKO mensuplarıyla birlikte 15 Şubat 1971'de Balgat'taki Tuslog Tesisleri'ne sızdı fakat silah deposu boştu. Onun yerine dört ABD'li askerin kaçırılması eyleminde bulundu. Kaçırılan erler 9 Mart 1971 tarihinde serbest bırakıldılar.
12 Mart Muhtırası olduktan üç gün sonra yani 15 Mart 1971'de bir motosiklette Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan, diğer motosiklette ise Sinan Cemgil yola çıktılar. Sinan Cemgil daha sonra yol ayrımından Nurhak'a doğru yol aldı. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ile birlikte Sivas'a gitmekteyken motosikletleri bozuldu. Bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada Aslan ile birbirlerini kaybettiler. Aslan o esnada Elmalı'da iken, Gezmiş ise 16 Mart 1971 Salı günü Sivas'ın Gemerek ilçesinde etrafı sarılarak yakalandı ve Kayseri'ye getirildi.[kaynak belirtilmeli] Buradan Ankara'ya zamanın İçişleri Bakanı Haldun Menteşeoğlu'nun makamına götürüldü.
Mahkemesi 16 Temmuz 1971 günü Altındağ Veteriner Okulu binası'nda Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 no'lu Mahkemesi'nde başladı ve 9 Ekim 1971 günü bitti. Deniz ve arkadaşları 16 Temmuz 1971'de başlayan THKO-1 Davası'nda TCK'nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 Ekim 1971'de 146/1 maddesi uyarınca idam cezasına çarptırıldı. Mahkeme kararı;
“ Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Mahkememiz Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın tamamını; bir kısmını tağyir, tebdil veya ilgaya cebren teşebbüs suçunu işlediğinizi sabit gördü. Türk Ceza Kununun 146/1 maddesi uyarınca ölüm cezası ile tecziyenize karar verdi. Hüküm bir hafta içinde kabulu temizdir, tutukluluğunuz devam edecektir.[3][4] ”
İdam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı. İsmet İnönü "siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır" diyerek Bülent Ecevit ile birlikte ret oyu kullanır. AP genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullanır.[5]
Ankara Karşıyaka mezarlığında bulunan mezarı
Olaydan 15 yıl sonra, Süleyman Demirel bir gazeteciye verdiği demeçte idamlar için: " soğuk savaşın talihsiz olaylarından biri " yorumunu yapar. Mahkûmların özür dilemesi istenir. Hiçbiri yaptıklarından özür dilemez. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ise idamları onaylar.
Alman Der Spiegel dergisinde konuyla ilgili çıkan yazıda idam edilmeden önce şunları söylediği yazmaktadır.
“ Yaşasın tam bağımsız Türkiye! Yaşasın Marksizm-Leninizm. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği! Yaşasın işçiler, köylüler! Kahrolsun emperyalizm! ”
İdama tanık olan avukatı Halit Çelenk'e göre ise son sözleri şöyledir:
“ Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Marksizm-Leninizm'in yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm. Yaşasın işçiler, köylüler ”
Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde, gece 1:00-3:00 arası, Ulucanlar Cezaevi'nde asılarak idam edildi.[9] İdam yaftaları sonradan müze olan Ulucanlar Cezaevi Müzesi'ne Anadolu Ajansı muhabiri Burhan Dodanlı tarafından bağışlandı.[10] İdam yaftaları;
“ Ankara 1 nolu Askeri Mahkemesinin 8.10.1971 tarih ve 971-13 esas 971-23 karar sayılı hükmü ile TCK 146-1 maddesi uyarınca ölüm cezasına mahkum edilmiştir. ”
Deniz Gezmiş Kitapları - Eserleri
- İdam Görüşmeleri
- Savunma
Deniz Gezmiş Alıntıları - Sözleri
- Çinliler, "2030 sene sonra hep öleceğimize göre insanların birbirini öldürmesine hayret edip şaşmaktayız" demektedirler. (İdam Görüşmeleri)
- Ölüme ceza denilemez. Bütün insanlığın ortak kaderine ceza denilemez. (İdam Görüşmeleri)
- Zaaf; milletleri, devletleri ayakta tutmaz. (İdam Görüşmeleri)
- Fakat bugün takke düşmüş kel meydana çıkmıştır. (İdam Görüşmeleri)
- “Memleketi, Cumhuriyeti koruyacak olan kaleler, ordular, muktedirler değil..Asil kanlı gençlerdi, Atatürk’e göre..Bu yüzden de emparyelizme göre önce Deniz’ler yok edilmeliydi..Sonra Cumhuriyet’in tüm kurumlarına sıra gelecekti..” (Savunma)
- Ezenlere karşı verdikleri mücadelelerde, ölen tüm ezilenlere selam olsun... (Savunma)
- "Yoğurduna kara" diyen satıcı ender çıkar. (İdam Görüşmeleri)
- “Sayın savcı.. 1.Amerikan emperyalizmi gayri millidir.. 2.Ona ortaklık edenler ulusumuza ihanet etmişlerdir.. 3.Emperyalizme karşı mücadele suç değildir,silahlı mücadele ise anayasayı ihlal değildir.. 4.Gayri milli olan emperyalizm ve ortaklarının sömürüsü, Anayasaya aykırıdır..Bugüne göre iki şey var.. Eğer belli bir hata sonucu, iddianame ve mütalaayı hazırladınızsa, dikkatli olunuz, idamını istediğiniz kişiler kasaplık koyun değildir, ve siz savcısınız..Yok eğer yaptığınızın bilincinde iseniz, yolunuz açık olsun..” (Savunma)
- “Bizler ölsek de, kalsa da, bu kavga devam edecektir..İki kere ikinin dört olduğuna nasıl inanıyorsak, Amerikan emperyalizmi ve uşaklarının alt edileceğine de öyle inanıyoruz..Türkiye halkı bu kavgadan alnı açık ve muzaffer çıkacaktır...” (Savunma)
- Evvela milletini sev de, milletinin bütünlüğünü korumaya çalış da üst tarafını ondan sonra... Ama, milletten kopmuş olduktan sonra bunu değişik kılıklarda söylemek bizim için inandırıcı bir güç getirmez. (İdam Görüşmeleri)
- , "Ezenlere karşı verdikleri mücadelelerde, ölen tüm ezilenlere selam olsun." ~Deniz Gezmiş (Savunma)
- 77'nci Birleşim | 24.4.1972 Pazar "Arkadaşlarım; biz suçluların infazında, infaz kanunundaki eksiklikleri tamir ettirmeye çalışırken; suçluları ceza görmemeleri, affedilmeleri fikrinde değildik ve yine öyle bir fikir taşımıyoruz. (CHP sıralarından "bravo" sesleri) Bunlar, suçlarının karşılığı olan cezaları görmelidirler; bu cezaları göreceklerdir. (CHP, AP, DP sıralarından "bravo" sesleri.) Bu cezalar hususunda özel bir kanaatimiz var. O da, "Siyasi suçlardan dolayı idam cezası yapılmasın" davasındayız." CHP Grubu Adına: İsmet İnönü (Malatya) (İdam Görüşmeleri)
- “Ezenlere karşı verdikleri mücadelelerde, ölen tüm ezilenlere selam olsun..” ~Deniz Gezmiş... (Savunma)
- Türk milleti bayrağının, asker sancağının gölgesinde insanca ve hür yaşamak arzusundadır. (İdam Görüşmeleri)
- “Türkiye’nin bağımsızlığından başka bir şey istemedim..Ve bu sebeple Amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik..Bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz..Onu ancak işbirlikçiler düşünsün..Ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün..Ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye’nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum..Bu bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz..” ~Deniz Gezmiş.. (Savunma)