diorex
sampiyon

Derman Bayladı kimdir? Derman Bayladı kitapları ve sözleri

Prodüktör, Gazeteci, Yazar Derman Bayladı hayatı araştırılıyor. Peki Derman Bayladı kimdir? Derman Bayladı aslen nerelidir? Derman Bayladı ne zaman, nerede doğdu? Derman Bayladı hayatta mı? İşte Derman Bayladı hayatı...

  • 14.05.2022 00:00
Derman Bayladı kimdir? Derman Bayladı kitapları ve sözleri
Prodüktör, Gazeteci, Yazar Derman Bayladı edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Derman Bayladı hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Derman Bayladı hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Derman Bayladı hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Ahmet Derman Bayladı

Doğum Tarihi: 2 Ağustos 1936

Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye

Derman Bayladı kimdir?

Pertevniyal Lisesi ve İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji ve Klasik Filoloji bölümlerinde okudu. TRT İstanbul Radyosu'nda on beş yıl prodüktör olarak görev yaptı ve yüzlerce radyo programına imzasını attı. 1983 yılında gerçekleştirmiş olduğu Bu Şehr-i Stanbul adlı dizi programla Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce Radyo-TV yayınları dalında 'Yılın Gazetecisi' seçildi. 1985 yılında TRT'deki görevinden kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Halen araştırma ve çevirilerinin yanı sıra 'Profesyonel Turist Rehberi' olarak çalışmaktadır.

Henüz Pertevniyal Lisesi'nde öğrenciyken tarih öğretmeni merhum Reşad Ekrem Koçu'nun anlatmış olduğu "Troilalı Hektor'un öyküsü" ve birlikte gezdikleri İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde gördüğü eserler orda mitolojiye karşı merak uyandırdı. Bu merak onu mitolojinin köklerini aramaya, Eski Yunan ve Latin dillerini öğrenmeye yönlendirdi. Anadolu kültür ve uygarlığı üzerinde yaptığı çalışma ve araştırmalardan edindiği birikimi bir yurt tanıtım hizmeti olarak yabancı konuklara da sunmak amacıyla "Turist Rehberliği" mesleğini seçmiş bulunuyor.

Çin Dağı, Çinçin Dağı adlı masal kitabı, Nesini Söyleyim (Mahmut Alptekin ile) adlı halk edebiyatı araştırması (Varlık Yay.) Tanrıların Öyküsü, Uygarlıklar Kavşağı Anadolu, İstanbul'un Yüreğinde Tarihe Yolculuk, Dinler Kavşağı Anadolu adlı inceleme kitapları, Nağmeler Tahtım Olsa adlı romanı (Say Yayınları) çeşitli edebiyat dergilerindeki ve Cumhuriyet gazetesindeki yazıları, İngilizce ve Fransızcadan yaptığı yirmi kadar çocuk klasiği çevirisi, TRT'de yayımlanan radyofonik oyunları kültürel etkinlikleri arasında yer almaktadır.

Derman Bayladı Kitapları - Eserleri

  • Tanrıların Öyküsü
  • Pythagoras
  • Efsaneler Dünyasında Anadolu
  • Uygarlıklar Kavşağı Anadolu
  • Cumhuriyete Kan Verenler
  • Felsefenin Beşiği Anadolu
  • Dinler Kavşağı Anadolu
  • Göbeklitepe'nin Keşfi
  • Sorularla Mitoloji
  • İstanbul'un Yüreğinde Tarihe Yolculuk
  • Ece ile Arda Efsaneler Dizisi
  • Açıklamalı ve Yorumlarıyla Klasik Mitolojide En Güzel Aşk Masalları
  • Mavi Kapaklı Defter
  • Yüzyılın Dahisi
  • Nağmeler Tahtım Olsaydı
  • Gençler İçin Bir Demet Mitoloji
  • Akhilleus
  • Odysseus; Mitolojik Kahramanlar
  • Çin Dağı Çin Çin Dağı
  • Gece Yarısı Çalınan Kapı
  • Efsaneler Dünyasında Anadolu: Anadolu Mitolojisi
  • Aşksız ve Yalnız
  • Tarih ve Efsaneler Diyarı Bursa
  • Ben İstanbul
  • Efsaneden Gerçeğe Çanakkale Destanı
  • Anılarda Kalan Bir Semt Kocamustafapaşa

Derman Bayladı Alıntıları - Sözleri

  • Ares ile Aphrodite'nin sevişmesinde, iki aşığın tedbirsizliklerinin cezasını asıl Ares'in, güneşin doğuşunu haber vermesi için kapıya gözcü diye koyduğu adamı Alektryon çekmiş. Olacak bu ya, adamcağızın tam güneş doğarken uykusu gelmesin mi! Güneş, ışınları sayesinde olan biteni görüp Hephaistos'a haber vermiş. Ares de bunun üzerine, görevini yerine getirmediği gerekçesiyle Alektryon'u bir horoza dönüştürmüş. İşte bu yüzdendir ki horoz her sabah güneş doğarken uzun uzun öterek kendisini affettirmeye çalışırmış. (Alektryon sözcüğü horoz anlamına geliyor Yunancada.) (Sorularla Mitoloji)
  • Büyük Konstantinus İstanbul'dan önce ata toprağı olduğuna inandığı Troya'yı başkent yapmak istemiş. Diokletianus ise imparatorluğu yönetmek için oturma yeri olarak Nicomedia'yı (İzmit) seçiyor kendisine. (Uygarlıklar Kavşağı Anadolu)
  • İmparator Tiberius döneminde bir gemi Ege denizinde yol almaktaymış. Geminin Thamus adında bir dümencisi varmış. Bir akşam rüzgar kesilivermiş birden. Gemideki yol­cular içki içip eğlenirlerken adalardan "Thamus Thamus!" diye dümencinin adını çağıran bir ses yükselmiş. Ses üçüncü kez gelince Thamus da yanıt vermiş. Ses o zaman gemi belir­li bir noktaya varınca dümencinin "Yüce Pan öldü!" diye bağırmasını buyurmuş. Gemideki herkes korku ve dehşetten donakalmış. Thamus'un bu buyruğa uyup uymaması gerek­tiğini tartışmışlar. Thamus o söylenen yere gelindiğinde rüz­gar esiyorsa geçip gitmeyi ama kesilirse buyruğa uymayı ka­rarlaştırmış. Oraya varınca kesilivermiş rüzgar; Thamus da, "Yüce Pan öldü!" diye gırtlağının var gücüyle bağırmış. Su­sar susmaz da sanki bir alay kişi bu haberi almış da çok ke­derlenmiş gibi her yandan iniltiler ve ağlamalar yükselmiş. Gemideki herkes de tanık olmuş bu olaya. Haber çok geçmeden Roma'da da yayılmış, İmparator Ti­berius, Thamus'u bizzat görmek istemiş ve ona sorguya çekmiş. Bilginleri toplayarak bu Yüce Pan'ın kim olduğunu sor­muş. Bilginler de onun Hermes'le Penelope'nin oğlu olduğunu söylemişler. Bu olay sonraları, Hıristiyanlığın doğmasıyla eski inanç­ların öldüğü biçiminde yorumlanmış (Tanrıların Öyküsü)
  • Derler ki kavalı bulan kişi Athena tanrıça imiş. Ama bir gün kavalını çalarken bir dereye yansıyan yüzünü görmüş. Kavalı öttürürken şişen yanakları yüzünden tanrıçanın güzel yüzü çirkin bir görünüm almaktaymiş. Athena öfkeyle atmış kavalı elinden. (Efsaneler Dünyasında Anadolu)
  • Titan Iape­tos'un oğlu Prometheus yağmur suyuyla toprağı karıştırarak tanrı suretinde insanı yaratır. Başka anlatımlara göre, Minerva (Athena), Promethe­us'un bu yapıtının güzelliğine hayran olarak bu ruhsuz göv­deye yaşam soluğu üflemiş (...) Zeus öfkesini Prometheus'un kolladığı insana yöneltir bu kez. Demirci tanrı Hephaistos'a, bir parça toprağı suyla karıştırarak bir kadın yapmasını söyler. Athena bu kadına el iş­lerini öğretir, Aphrodite arzularla doldurur onun yüreğini, Hermes de yalan dolanlarla donatır içini. Bu da insanın ikin­ci yaratılışıdır. (Tanrıların Öyküsü)
  • Her şeyi önceden bilmesine karşın, kimseyi inandıramadığı için olacakların önünü alamayan, bu yüzden de bilgisi hiçbir işe yaramayan Kassandra'ya bu yeteneği hiçbir zaman mutluluk getirmemiştir. Bu nedenledir ki ölürken lanetler yağdirmistir bu yeteneği veren Tanrı Apollon'a. (Efsaneler Dünyasında Anadolu)
  • Fatih Sultan Mehmet büyük bir diplomasi ustasıymış da. Bir Anadolulu olarak soyunu Troya'ya bağlar ve Yunanlılar'ı destekleyen Papa Pius'a şu satırları yazar: "Nasıl oluyor da İtalyanlar bana karşı çıkıyorlar şaşıyorum. Biz de onlar gibi Troyalılar'ın soyundan geliyoruz. Yunanlılar'dan Hektor'un öcünü almak bana olduğu kadar onlara da düşer. Oysa İtalyanlar bana karşı Yunanlılar'ı tutuyorlar." (Uygarlıklar Kavşağı Anadolu)
  • ",Ey Türk, Oğuz Beyleri! İşitin! Yukarıda mavi gök çökmezse, Aşağıda yağız yer delinmezse Senin ilini, Senin töreni Kim bozabilir?" (M.S. 732'de Bilge Kağan'ın diktirdiği Göktürk Anıtı'ndan) (Cumhuriyete Kan Verenler)
  • Makedonya kralı Büyük İskender'in annesi. Efsaneye göre Zeus bir yılan biçimine girip Olympias'lq birleşmiş ve Büyük İskender doğmuş. Be nedenle Büyük İskender'i tanrı sayiyorlarmiş. (Efsaneler Dünyasında Anadolu)
  • Ana Tanrıça, Anadolu'da çağ ve toplumlara göre Vuruşemu, Hepat, Arinna, Nana, Ma, Kybele, Leto, Latona, Kupaha olur. Sonra Yunanistan'a geçerek Rhea; Suriye ve Filistin'de Mariamme, Marianna olur. Adlar değişir ama öz hep aynı kalır. Toprağın, doğanın yaratılışının simgesi Toprak Ana'dır o. (Uygarlıklar Kavşağı Anadolu)
  • "Doğa ile eğitim ve öğretim benzer şeylerdir. Eğitim ve öğretim insanı değiştirir. Ancak bunu yaparken de ikinci bir doğa yaratır." (Felsefenin Beşiği Anadolu)
  • İlkel insanın, bu sürekli oluşumda erkeğin rolünü fark edememiş olması pek olası. Gözünün önünde belirli bir süre içinde durmadan büyüyen bir karın, derken günün birinde bu karından çıkan bir yeni canlı varken ve de bu oluşum hep kadın tarafından gerçekleştirilirken, hiçbir değişime uğramadan gezinip duran erkeğe bu olayda niye bir etkinlik yükleyecekti ki ilkel insan? (Uygarlıklar Kavşağı Anadolu)
  • “İnsan ruhu akıl, mantık ve tutku olmak üzere üç bölümlüdür. Akıl ve tutku öteki canlılardada vardır ama mantık yalnızca insanda vardır.” (Pythagoras)
  • Çok tanrılı dönem Anadolusu ise kadının doğurganlık gücünü toprağın verim gücüyle özleştirerek toprağı kadında simgeleştirmiş ve onu bütün varlıkların yaratıcı gücü olarak görmüş. Yani kutsal kitapların "insanin topraktan yaratıldığı" yargısına daha on bin yıl önce katılmış Anadolu insanı dolaylı bir biçimde de olsa. (Uygarlıklar Kavşağı Anadolu)
  • Bu yaşamda üç tür insan vardır, tıpkı Olympiyat oyunlarına gelen üç tür halk gibi. En aşağıdaki sınıf alım satım için gelenlerden oluşur. Bunların bir üzerindeki, yarışmak için gelenlerdir. Hepsinin en iyileri ise seyretmek için gelenlerdir. (Pythagoras)
  • "Ate" insanlara kötü eylemlerde bulunmayı esinleyen ve her türlü yıkıma yol açan bir tanrıçadır. (Tanrıların Öyküsü)
  • " Samsun limanına bu gemiden atılan Demir değil ! Sarılan anayurda Kemal Paşa'nın kollarıydı." Cahit KÜLEBİ (Cumhuriyete Kan Verenler)
  • Her şeyden önce bir doğa tanrısıdır Dionysos. Taşkınlı­ğın, coşkunun, yaşama sevincinin tanrısı. Üzümle simgele­nen şarabın, sarhoşluğun; bu sarhoşluğun getirdiği sınır ta­nımazlığın tanrısı da odur. Bu sınır tanımazlık çılgınlığa ka­dar gider kimi zaman. (Tanrıların Öyküsü)
  • Koca bir kayayı yüksek bir tepenin doruğuna çıkarmaktı çarpıldığı ceza. Uflaya puflaya, kan ter içinde ite kaka çıkarı­yordu da onu nitekim. Ama tam doruğa oturtacağı sırada ka­ya paldır küldür yuvarlanıyordu aşağı ve Sisyphos bir kez daha başlıyordu yeniden, bu hiç bitmeyecek görevine. (Tanrıların Öyküsü)
  • Şu halde evren ezelidir, ebedidir, tektir ve de tek biçimdir. Ne eksilebilir ne de artabilir, ne değişir ne de ağrı ya da acı duyar. Eğer on bin yılda bir saç teli kalınlığında değişseydi, tüm zaman boyu yok olur giderdi. (Felsefenin Beşiği Anadolu)

Yorum Yaz