tatlidede

Dokuz Gün - Gilly Macmillan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dokuz Gün kimin eseri? Dokuz Gün kitabının yazarı kimdir? Dokuz Gün konusu ve anafikri nedir? Dokuz Gün kitabı ne anlatıyor? Dokuz Gün PDF indirme linki var mı? Dokuz Gün kitabının yazarı Gilly Macmillan kimdir? İşte Dokuz Gün kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 03.02.2023 17:02
Dokuz Gün - Gilly Macmillan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Gilly Macmillan

Çevirmen: Murat Karlıdağ

Orijinal Adı: Burnt Paper Sky

Yayın Evi: Yabancı

İSBN: 9786055016531

Sayfa Sayısı: 496

Dokuz Gün Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

-Amazon, Ağustos 2015 Ayın En İyi Çıkış Romanı

-Bookseller, Ağustos 2015 Ayın En İyi Romanı

-Stylist, Ağustos 2015 Ayın En İyi Romanı

-Closer, "Mutlaka Okunmalı" Seçkisi

-Elle, En İyi Ağustos Kitapları Seçkisi

-The Observer, 2015 Yazının En İyi Romanları seçkisi

-National Reading Group Day Newcomer Award 2015 Finalisti

-The Media Eye ve Amazon, 2015'in Rising Star Romanı

İlk baskısının tamamı ön satışta tükenen ve hakları şimdiden 20'den fazla ülkeye satılan Dokuz Gün her ailenin kabusu olabilecek bir durumu gerçekçi bir anlatımla ele alıyor.

Rachel Jenner bir an için arkasına dönmüştü. Şimdi sekiz yaşındaki oğlu Ben kayıp. Peki ama o talihsiz öğleden sonra gerçekten ne olmuştu?

Kişisel sorunları ve kendisine sırtını dönen insanlar arasında kalan Rachel bir hata yapmıştı ve artık güvenebileceği kimse kalmamıştı. Ya insanlar Rachel'ın anlattıklarına güvenebilir miydi? Saat ilerliyor, Ben'in şansı azalıyordu. Peki, siz kimin tarafındasınız?

"Eğer Kayıp Kız ve Uyuyana Kadar'ı sevdiyseniz, bunu okumalısınız."

- Closer

"Bu yıl okuduğum en iyi çıkış romanlarından biri; gerçekçi ve duygu yüklü bir hikaye."

- Daily Mail

". . . en başından itibaren yüreğiniz ağzınızda okuyacağınız bir çıkış romanı… sizi daha ilk sayfadan etkisi altına alacak ve ikna edecek, kelimenin tam anlamıyla heyecan verici bir gerilim romanı. Mutlaka okunmalı."

- Sunday Mirror

"Ne büyüleyici, etkileyici ve harika yazılmış bir roman! Dokuz Gün beni bütün gece uyutmadı ve korkudan ödümü patlattı."

- Liane Moriarty, Sırrını Derine Göm romanının yazarı

"Dokuz Gün ender rastlayacağınız türden bir kitap, sizi etkisi altına alıyor ve son sayfaya kadar bırakmıyor."

- Shotsmag

"Bu başarılı ve zekice kaleme alınmış çıkış romanı bir uyarı yazısıyla birlikte satılmalı: Kesinlikle bağımlılık yaratıcı! Tırnaklarınızı kemireceğiniz, uykusuz kalacağınız, harika bir kitap."

- Saskia Sarginson, The Twins romanının çoksatan yazarı

"Her ailenin kabusu olan bir durum zekice ve hassasiyetle işlenmiş… Bu roman aldatıcı derecede zekice yazılmış. Kendimi, neler olduğunu öğrenebilmek için sayfaları birbiri ardına çevirirken buldum."

- Rosamund Lupton, Kardeşim ve Ardından romanlarının yazarı

"Gerçekten neler olduğunu öğrenene kadar rahat edemeyeceksiniz."

- Lisa Ballantyne, Redemption Road romanının ödüllü yazarı

"Ne heyecan verici bir çıkış romanı! Dokuz Gün, tutku ve öngörüyle yazılmış, gerçekçi ve sürükleyici bir roman. Beni sabahın ilk ışıklarına kadar uyutmadı. Bravo, Gilly Macmillan"

- Charity Norman, After The Fall romanının yazarı

"Ustaca yazılmış, gerilimli ve fazlasıyla etkileyici… Dokuz Gün okuyup bitirdikten sonra uzun süre unutamayacağınız türden bir roman."

- Tim Weaver, Paravan, Ölüm Patikası ve Tünel romanlarının yazarı

"Bu hızlı, duygusal ve karakterleri ustaca kaleme alınmış romanın, gerilim türünün başarılı örneklerinden olan Trendeki Kız ve Kayıp Kız gibi, çoksatanlar listelerinin üst sıralarında yer alacağı kesin."

- The Media Eye

"Güçlü, sürükleyici ve herkesin fikrini dile getirebildiği bir forumun bulunduğu bu internet çağında neler yaşayabileceğimizi son derece etkileyici biçimde anlatan bir roman."

- Woman's Weekly

(Tanıtım Bülteninden)

Dokuz Gün Alıntıları - Sözleri

  • Güvensizlik hissi bütün ilişkilerime cam kırıkları gibi yayılmış durumda ; görünmüyor ama tamamını temizlediğimi sandığım zamanlarda bile batıyor, acıtıyor, can yakıyor…
  • Güven böyle bir şeydir. Onu bir kere kaybederseniz insanlara karşı tavırlarınızı ayarlamaya başlar, araya siperler kazar, bilgilere süzgeç koyar, sadece bilmelerini istediğiniz kadarını iletirsiniz.
  • Değiştirmek istediğim çok şey var ama artık bunların bir anlamı yok.
  • ... 'unutmak' hiç mümkün olmayacaktı. Hayat keşke bu kadar basit olsaydı. Hayatta, mezara kadar götüreceğiniz olaylar ve belirsizlikler vardır ve attığınız her adımda ayaklarınıza takılır.
  • FM: Saygıyı nasıl hak etti? JC: Bir sözü vardı: "Boku çıktığı yere geri sokamazsın." FM: Ne demek bu? JC: İşleri bok etme, işlerin kontrolünden çıkmasına izin verme, demek.
  • Eğer biri size alışkanlık gereği yalan söylüyorsa, ona bir daha güvenemezsiniz.
  • ...Hayal kuruduğum sürece her şey çok güzel hatta mükemmel gidiyor...
  • Yalnızlığa on ayda ayak uydurabiliyorsunuz ama yaralarınızı sarmak çok daha uzun sürüyor.
  • Hayatta kalmanız için en önemli unsur, umuttur.
  • Dünya denen bu kokuşmuş çöplükte her şeyden şüphe edebiliriz; bir annenin sevgisi hariç. James Joyce

Dokuz Gün İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Annesiyle birlikte pazar günlerinin rutinlerinden biri olan orman gezileri sırasında kaybolan, sekiz yaşındaki Benedict Finch... Onu en son gören ve gezileri sırasında önden gitmesine izin verdiği için kendisini suçlayan, aynı zamanda da eşinden boşanmasını henüz atlatamamış Ben'in annesi Rachel... Rachel oğlunun önden gitmesine izin vermesinin sebebini kendi ayakları üzerinde durması için onu cesaretlendirmek olduğunu savunur. Ancak medya ve Rachel'ı tanımayan halk anneyi suçlamaktadır. Neden bir çocuğu yalnız bıraktı? Neden tek başına önden girmesine izin verdi? Aramalar sırasında Ben'in en son görüldüğü yere yakın küçük bir gölün yanında, o gün üzerinde olan kıyafetleri bulunur. Çocuğu en son gören kişi annesi olduğu için, Rachel'dan şüphelenilir. Kendi vicdanı, en yakınındaki kişiler de dahil tanımadığı milyonlarca insanın suçlamaları ve çocuğunun kaybolmasının verdiği acı arasında bocalayan Rachel için, endişeyle dolu bir bekleyişin geçtiği dokuz gün onu beklemektedir. Bu noktada kendinizi sorgulamanızı istiyorum. Bir anne olarak çocuğunuzun güvenliğini sizden iyi düşünen başka kim olabilir? Masum küçük bir gezi sırasında çocuğunuzun önden gitmesine izin verdiğiniz o kısacık anda, başınıza böyle bir şey gelse ne hissedersiniz? İşte kitap tam da bu sorgulamaları size yaptırıyor. Ne yazık ki çocuk kaçırma olayları dünya üzerinde çok fazla yaygın ve bu durumu yaşayan binlerce anne var. Biz dışarıdan bakarak bazen anlamaya çalışıyor bazense ilk suçlayacağımız kişi anne oluyor. Bir polisiye kitap olmasına rağmen sizin duygularınıza o kadar güzel oynuyor ki kitap, kendinizi gerilmek yerine üzülürken buluyorsunuz. Ben okurken ağladım hatta. İki farklı bakış açısıyla okuyorsunuz kitabı. Hem annenin yaşadıklarını görüyor ve üzülüyorsunuz hem de dışarıdan seyreden o insanların verdiği tepkileri görüyorsunuz. Verilen bir çok tepkide kendinizi görebilirsiniz. Kitapta Rachel'ın sorduğu birtakım sorular var. "Şu anda esas merakımı çeken şey, bütün bu başıma gelenleri okumanın sizi rahatsız edip etmediği ve bugün için üzerinde güvenle oturduğunuz güzel koltuğunuzun bir anda, bir daha yerine gelmemek üzere altınızdan çekilip alınabileceğini bilip bilmediğinizdir. Yoksa siz kendinizi çok mu güvende hissediyorsunuz? Sizin temellerinizin benimkinden daha sağlam kazıklara oturduğunu mu düşünüyorsunuz? Benim düştüğüm durumu, sizin başınıza gelmesini hiç olmayacak bir olasılık olarak mı değerlendiriyorsunuz? Okurken benim yerimde olsaydınız yapmaktan kaçınacağınız hatalı davranışlarımı aklınızın bir yerine yerleştirdiniz mi? Benim durumumda olsaydınız bir anneye yakışacak, daha kusursuz bir ağırbaşlılık sergileyebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Belki de her şeyden önce kendinize, eşinizi elinizden kaçıracak kadar aptal olmayacağınızı söylüyorsunuz. Buna cevabım, çantada keklik zannettiğiniz şeylere karşı dikkatli olmanız gerektiğidir." Çantada keklik zannettiğimiz şeylere karşı dikkatli miyiz? Keyifli okumalar... (Zeynep Aksümer)

Bazı bölümleri sıkıcı, bazı bölümleri aşırı duygusal ve bazı bölümleri gereksiz tekrar olsa da etkileyici bir kitap. Özellikle çocuk sahibi olanlar için... Çünkü ortadan kaybolan sekiz yaşında bir çocuk sözkonusu. Ne olur mutlu bitsin diye yalvararak okudum diyebilirim. Ki mutlu sonlardan pek hazzeden bir okur değilimdir. Peki mutlu mu bitti? Bilmem ki. (E.)

Dokuz Gün PDF indirme linki var mı?

Gilly Macmillan - Dokuz Gün kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dokuz Gün PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Gilly Macmillan Kimdir?

Gilly Macmillan Kitapları - Eserleri

  • Dokuz Gün
  • Karanlıktaki Kelebek

Gilly Macmillan Alıntıları - Sözleri

  • İnsanların beklentilerini yukseltmekten hoşlanmam, zaman her şeyi iyileştirir. (Karanlıktaki Kelebek)
  • “Dünyanız başınıza yıkıldığında her şey parçalara ayrılır, dört bir yana savrulur. Bazı parçaları bir daha hiç göremezsiniz, hiçbir şey eskisi gibi olmaz.” (Karanlıktaki Kelebek)
  • Yetişkinler hissettikleri her şeye ad takmaya bayılırlar; sanki ad takmakla hislerini etkisiz hale getirebilirlermiş gibi. Ama getiremezler. Bir şeyler gelip içine yerleşir ve hangi adla anarsanız anın sizi asla terk etmezler. (Karanlıktaki Kelebek)
  • O kalp ağrısı,o duygusal acı aklımın alabileceği bir şey değil (Karanlıktaki Kelebek)
  • Kaybetmeyi bilmeyen insanlar ağlar yalnızca. (Karanlıktaki Kelebek)
  • Güven böyle bir şeydir. Onu bir kere kaybederseniz insanlara karşı tavırlarınızı ayarlamaya başlar, araya siperler kazar, bilgilere süzgeç koyar, sadece bilmelerini istediğiniz kadarını iletirsiniz. (Dokuz Gün)
  • Duygularını söylemek göstermekten iyidir. O zaman insanlar sana dokunup elleri yanmış gibi hissedeceklerine, duygularınla baş etmende sana yardım edebilirler. (Karanlıktaki Kelebek)
  • Hayatta kalmanız için en önemli unsur, umuttur. (Dokuz Gün)
  • Yalnızlığa on ayda ayak uydurabiliyorsunuz ama yaralarınızı sarmak çok daha uzun sürüyor. (Dokuz Gün)
  • Değiştirmek istediğim çok şey var ama artık bunların bir anlamı yok. (Dokuz Gün)
  • Ne istediğinize dikkat edin çünkü her şeyin bir bedeli vardır. (Karanlıktaki Kelebek)
  • Çünkü insanların sevgi ve nefret duygularını nasıl kolayca karıştırabildiğini bir bilsen şaşarsın. Sen olanaksız sanırsın ama olur çünkü ikisi de güçlü ve zaman zaman korkutucu duygulardır. (Karanlıktaki Kelebek)
  • Dünya denen bu kokuşmuş çöplükte her şeyden şüphe edebiliriz; bir annenin sevgisi hariç. James Joyce (Dokuz Gün)
  • FM: Saygıyı nasıl hak etti? JC: Bir sözü vardı: "Boku çıktığı yere geri sokamazsın." FM: Ne demek bu? JC: İşleri bok etme, işlerin kontrolünden çıkmasına izin verme, demek. (Dokuz Gün)
  • Eğer biri size alışkanlık gereği yalan söylüyorsa, ona bir daha güvenemezsiniz. (Dokuz Gün)
  • Son birkaç yıldır yapamadığımız tek şey buydu; iyi olamamıştık... (Karanlıktaki Kelebek)
  • ... 'unutmak' hiç mümkün olmayacaktı. Hayat keşke bu kadar basit olsaydı. Hayatta, mezara kadar götüreceğiniz olaylar ve belirsizlikler vardır ve attığınız her adımda ayaklarınıza takılır. (Dokuz Gün)
  • İnsanlara acı çektirmek için kötü şeyler anlatırsan yalnızca kendine zarar verirsin çünkü insanlar senden uzaklaşır. (Karanlıktaki Kelebek)
  • Güvensizlik hissi bütün ilişkilerime cam kırıkları gibi yayılmış durumda ; görünmüyor ama tamamını temizlediğimi sandığım zamanlarda bile batıyor, acıtıyor, can yakıyor… (Dokuz Gün)
  • ...Hayal kuruduğum sürece her şey çok güzel hatta mükemmel gidiyor... (Dokuz Gün)

Yorum Yaz