tatlidede
tatlidede

Dolar son olarak ne kadar oldu? Dolar Niçin bu kadar yükseldi? Dolardaki artış devam eder mi?

Dolardaki son fiyat artışı ile birlikte dolar 8,25'i gördü. Türkiye'de piyasaların açılmasıyla 8 liraya gerileyen kur, yeni güne 8,20'den başladı.
  • 30.03.2021 09:00
Dolar son olarak ne kadar oldu? Dolar Niçin bu kadar yükseldi? Dolardaki artış devam eder mi?

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla cumartesi gece yarısı Naci Ağbal Merkez Bankası Başkanlığı görevinden alınmasindan sonra genel başkan yardımcısınin da görevden alınması ile  TL'yi olumsuz etkilerken sosyal medyada Türkiye'ye operasyon olarak gündeme geldi.

DOLAR 8,25İ GÖRDÜ

Dolar, gece yarısı Asya piyasalarında 8,25'i görürken, TL yüzde 15 değer kaybetti.

 

GÖREV DEĞİŞİKLİĞİ PİYASLARI HAREKETLENDİRDİ

Analistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanlığında yapılan değişiklik sonrası sığ olan piyasalarda oynaklığın arttığını, yatırımcıların sakin olması gerektiğini ve fiyatların kısa sürede yeni denge seviyesini bulacağını bildirdi.

DOLARIN YÜKSELİŞİNDEKİ OLASI SENARYOLAR

ABD’li yazar ve ekonomist John Perkins, “ABD verdiği her doların 80 centinin ülkesine döndüğünden emin olur” demişti kitaplarından birinde.

ABD Hazine eski Bakanı John Connelly ise 1971’de şu sözü söylemiştir:

“Dolar bizim paramız, sizin probleminizdir”.

Gerçekten de neoliberal sistemde, gelişmekte olan ülkelerde dolar bir sorundur.

Türk Lirası, dolara karşı yılın başından beri yüzde 14 değer kaybetti. Özellikle Türk şirketlerinin risk yönetimi faaliyetleri açısından önemli bir gelişme ve dikkatle ele alınması gerekiyor.

Dolar Neden Yükseliyor?

Yılbaşından bu yana neredeyse tüm para birimleri dolara karşı değer kaybediyor. Euro dahi değer kaybetti.

Ana sebep, Koronavirüs salgınından ürken yatırımcıların riskli varlıklardan çıkarak, güvenli liman olarak görülen enstrümanlara yönelişidir. Koronavirüs kaynaklı ekonomik endişeler, son dönem bilançolarındaki karların düşük olması, ülkelerin kötüleşen makroekonomik göstergeleri, rezerv para ve güvenli liman olan dolara ilgiyi artırıyor. Siyasi olarak kötü yönetilen, baskıcı ve otoriter rejimlerin olduğu ülkelerde, örneğin Brezilya, bu çöküş daha hızlı oluyor.

ABD en büyük güç. Paranın arkasında bu güç var. Yatırımcı altın, gümüş gibi geleneksel yatırım araçları ile dolara, güven arayışı yüzünden yöneliyor. ABD ekonomisi salgın öncesi çok iyi durumdaydı.

NY Borsası 2019’u çok güçlü kapadı. Teknoloji şirketleri çok hızlı büyüyor.

Almanya- Fransa ikilisi ekonomik olarak düşüşteydi. 2019’u yüksek bir büyüme ile iyi kapatmadılar.

Pek çok ülke Türkiye dahil eksi faizdeyken, ABD’nin görece daha yüksek faiz veriyor olması. Son toplantıda faiz indirimi de yapılmadı. İnce bir strateji oldu.

TCMB yılın ilk çeyreğinde, ekonomiyi finanse edebilmek için para arzını artırdı. Mart itibariyle bu oran yıllık yüzde 50. Hazine borçlanmak için bankalara DİBS satıyor, MB ise para arzını artırarak, bankalardan bu DİBS’leri alıyor. TCMB, Nisan başı 10 milyar liralık menkul kıymet alımı gerçekleştirdi. Daha önce, bu miktar 300-400 TL milyon civarındaydı. Mart ortasından bu yana ise, 5 milyar dolar tutarında rekor bir devlet tahvili alımı yapıldı. TCMB para basıp dolaylı yoldan Hazine’ye vermiş oluyor.

Piyasada TL bollaşınca, değer kaybeder. Bu kaygıyla TL varlıkları satan piyasa dövize yöneliyor.

Para basmak mecburi, para yok, döviz mecburi artacak. Rezerv de az, kontrollü bir dalgalanma sağlanamıyor.

Kamu bankaları, yılın ilk dört ayında 32 milyar dolar döviz sattı ancak bu rekor satışa rağmen dolar 8 TL altında tutulamadı.

TCMB brüt rezervleri 53 milyar dolar. Net rezerv 16.2 milyar dolar. Swap, yani emanet dövizler çıktığında, net rezerv – 13.4 milyar dolar. Bu çok kırılgan bir duruma işaret ediyor. Belirsizlik içinde rezervler satılıyor ve bu sefer de rezervler düşük olduğu için kur değer kaybediyor. Bir nevi negatif beslemeli döngü oluyor.

Siyasi etkiler ile son 8 PPK toplantısında faiz indirimine gidildi. Yüzde 24’ten, son PPK ile birlikte yüzde 8,75’e kadar inildi. Faizdeki bu düşüş, mevduatlarda dövize kaçışı hızlandırdı, dışarıdan sıcak para girişi daraldı.

CDS primleri (kredi temerrüt takası) çok yüksek. CDS bir devletin ya da ülkedeki şirketlerin piyasaya sunduğu borçlanma araçlarının vadeleri geldiğinde ödenmemesi riskine karşı, yatırımcıdan talep edilen bir bedeldir. Bir tür sigortadır. Ödenmeme riskine karşı ödenen bu sigorta bedeline CDS deniyor. CDS önemli çünkü ülkelerin aldıkları borçları geri ödememe risklerini ölçer. Türkiye CDS primleri 1 yıllık Ocak ayında 57’lere kadar düşmüştü, şimdi 423’te. 5 yıllık primler Ocak ayında 240’lara inmişti, şu an 580’de.

Türkiye’nin toplam döviz borcu kısa ve uzun vadeli olarak 437 milyar dolar. Stokun milli gelire oranı yüzde 58. Kısa vadeli dış borç stoku Şubat ayı sonu itibariyle 122.5 milyar dolar. Kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonunun yüzde 48,8′ini dolar, yüzde 29,6′sını avro, yüzde 14,1′ini TL ve 7,5′ini diğer döviz cinsleri oluşturdu.

Sektörel bazda bakarsak bankaların borcu dış borcu 57 milyar dolar, diğer sektörlerin ise 57 milyar dolar. Borçlu bazında bakarsak, burada kamu sektörünün kısa vadeli dış borcu 26,4 milyar dolar, özel sektörün kısa vadeli dış borcu 87,7 milyar dolar oldu. Kısa vadeli borç, 1 sene içinde vadesi gelen borç anlamına geliyor. Kur arttıkça, borç TL cinsinden katlanıyor.

Orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine bir yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 168,5 milyar dolar.

Nisan, Mayıs, Haziran aylarına sıkışan 18 milyar dolarlık dış borç geri ödemesi. Böyle bir dönemde, döviz talebini çok artırıyor.

Firmalar, özellikle de döviz borcu olanlar, borçlarını daha da büyümeden kapatmak için döviz kredilerine yöneleceklerdir. Aslında 2019’da yapmaları gerekirdi, ekonomiye fazla güvendiler. Hata olduğu görülüyor, ancak kuru tahmin etmek çok zor.
8.20 test edilecektir.

2021 yılı sonu için enflasyon tahmini yüzde 9,4, 2022 yıl sonu tahmini yüzde 5,4 orta vadede enflasyon tahmini yüzde 5. Türkiye’de talep olmamasına rağmen enflasyon artıyor, bu arz yönlü maliyet enflasyonudur. Kur arttıkça bu enflasyonu besler. Enflasyon arttıkça TL değer kaybeder, TL güven kaybeder, TL’den kaçış hızlanır.

İhracat düştü. Turizm gelirleri azaldı. Trend devam edecek gibi gözüküyor. Kur ihracata pozitif etki yapar, AB ve ABD’nin de toparlanması gerek. Turizm’de alternatif modeller lazım, turist gelmez ise rezervlerde aşağı yönlü baskı devam eder.

Olası Senaryolar

  • Yükseliş devam eder
  • Koronavirüs’ün uzayacağına dair kaygılar,
  • Rezervlerin güçsüzlüğünü gören fonların spekülatif atakları,
  • İç siyasi gerilimin artması (artıyor çünkü seçimler yaklaşıyor),
  • CDS’lerde yükseliş,
  • Para basmaya devam edilmesi ve para arzının artışının devam etmesi,
  • Turizmin çökmesi,
  • İhracatta gerileme olması, en iyi ihtimalle hız kesmesi,
  • Büyük bütçeli kamu projelerine kararlılıkla devam edilmek istenmesi,
  • Petrol ve doğalgaz fiyatlarında artış,
  • TCMB ve kamu bankaları döviz rezervlerinin tükenmesi, SWAP işlemlerinin sınırlanması
  • Yeni faiz indirimleri,
  • Önce 7,15 sonra 7,22 destek seviyesi üstüne çıkılması,
  • Yükseliş sınırlanır, kur makul seviyede istikrar kazanır veya düşüş başlar
  • IMF ile anlaşma,
  • Faiz artışı,
  • Merkez Bankaları ile SWAP görüşmelerinin olumlu sonuçlanması, SWAP ile rezervlerin güçlendirilmesi,
  • CDS’lerde düşüş,
  • Kur ile birlikte ihracatta rekabet avantajı sağlanması ve olası bir iyileşme sürecinde ihracatın ivme kazanması,
  • Siyasi gerilimin azalması, seçimlerin zamanında yapılacağı garantisi,
  • Koronavirüs kaygılarının azalması, aşı bulunması, ilaç geliştirilmesi,
  • Yapısal reform ajandasının açıklanması,
  • Dış kaynaklı turizm gelirlerinde kaybın sınırlı veya beklenenden düşük olması,
  • Petrol ve doğalgaz fiyatlarında düşüş veya mevcut seviyeden artışın sınırlı olması,
  • Kaynağı belirsiz ciddi girişler, Net Hata Noksan’da artışlar,

Önce 7,95 sonra 8.20 destek seviyesine ulaşılması, birkaç gün bu seviyede sabitlenme
Hangi Parametreleri Yakından Takip Edelim

TCMB brüt ve net döviz rezervleri
Ülkelerin faiz kararları
CDS Primleri
Bloomberg Dolar Spor Endeksi
SWAP görüşmeleri
IMF görüşmeleri
Euro/USD Parite
TCMB para arzı (para basıyor mu?)
Koronavirüs ile ilgili son bilimsel açıklamalar
AB ve Uzak Doğu ekonomilerinden gelen makro veriler
ABD hazine tahvilleri talebi

Ne Yapabiliriz?

  • Piyasayı çok sıkı takip edin. Yukarıda verdiğimiz parametreleri yakından izleyelim.
  • Mevcut döviz pozisyonumuzu iyi analiz edelim. Rezervlerimiz, en azından kısa vadeli borçlarımızı karşılıyor mu? Açık ne kadar?
  • İhracat artışı için ticari boyutta çabalamaya devam. Koronavirüs etkilerini nasıl kırarız? Kuru nasıl lehimize kullanırız? Kur artışından istifade etmek şart.
  • Hedge edelim? Forward lar. Vadeli işlemler esasen son derece makul korunma sağlar.
  • Yükseliş bekliyorsak elimizdeki özkaynak veya TL kredi kaynağı ile dengeli döviz portföyü oluşturma.
  • Özkaynak yok ise, TL faizler iyi durumda. Kredi zor çıkıyor ama kredibilite iyi ise fırsat var. Uzun vadeli TL kredileri alıp, TL-döviz olarak bir portföyde tutulabilir. Yüzde 40 TL-30 USD-30 Euro şeklinde olabilir. Ancak bu alternatifte borç/ciro oranı ve nakit durumu belirleyici olur. Şu dönem ağırlıklı kısa vadeli kredi (1 sene) veriliyor, kısa vadeli kredinin maliyeti ile, dövizden sağlanacak getiri karşılaştırılmalı. Anlamı bir fark olur ise değerlendirilebilir.

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz