tatlidede

Donmuş Derinler

Yaşamın yüzeyi yaşamın tümünü gösterme noktasında yanıltıcı olabilir ama derinlerdeki görüntü yaşamın gerçek yüzü ve gerçekliğidir, bunu hiçbir etken değiştiremez.
Donmuş Derinler

Siz kendinizi yüzeysel ne kadar saklamak isterseniz isteyin ama saklanamadığınız bir yer var ki kişiliğinizin veya yaşamın derinliklerdeki otantik hal değişmez ve perde kabul etmez.
Siz bir şey yaşamak istersiniz ve dış görüntüye bakarak evet ortam müsait ve yaşanmaya geçebiliriz dediğiniz anda birde bakmışsınız ki yaşamın gerçekliği farklı.
Sizin ani veya gafil yakalanma anınız! Denilebilir ki, insanın hazırlık yaptığı, hazırlık olduğu an, en zorlu konuların bile basitleştiği, hafiflediğini yaşam insanoğluna öğretmiştir.
Yaşamın yüzeyi gibi, yaşamın derinliklerdeki nüveler yaşamın geri kalanı için sembol kabul etmek bilimsel bir yaklaşım olmadığı gibi yanıltıcı dahi olabilir.
İnsanların veya derinliklerin her hücresini inceleme ve ya gözlemleme şansın olmadığından; yapılacak gözlem veya inceleme, bilimdeki gelişme gibi bir sonraki gelişmiş düzeye kadar gerçek kabul edilebilir ama nihai son değildir.
Görüntü ve dış yüzey gerçekliklerden uzak bir hal aldığında, yani öz dışarı çıktığında, gerçek bir harmanlama ve örülme gerçekleştirilmediği sürece görüntü ve anlatım farklı olmaya devam eder.
İnsanların benlikleri ile sosyal yapıları birbirinden uzak olduğu sürece yani mesafelerin ne kadar açık ve aralıklı ise! O kadar farklılıklar göze çarpabilir veya ikilik yaşanabilir.
İnsanların kendilerinden saklayamadığı anlar, kendi kendilerine yaptığı itiraflardan, kendi kişiliğinin tenha sakin dönemlerdeki gün yüzüne veya derinlerin su yüzeyine çıktığı anlardır ki! Bu gerçeklikten veya gerçek yüzünüzden kaçamazsınız.
Bazı şeyleri ne kadar saklarsanız saklayın, dondurursanız dondurun bir gün mutlaka don çözülecek ve gerçeklik, hakikat gün yüzüne çıkacaktır ve görülecektir ki saklamak istediğin şey için harcanan emeğin boşa harcandığına şahit olacaksınız.
Bu kadar zamanın boşa harcanması gelişmeye veya ilerlemeye harcansaydı deyip hayıflanmaya başlarsınız, bu soru bile sizi geciktireceğinden, derinlerdekini gizlemeye veya var ise har bir yön; baştan elimine edip yola devam etmek en doğru yaklaşımdır.
Yaşamı kendi mecrasından başka mecralara taşımak ve yeni yorumlarla yaşamı yaşamak, modern gibi, teknoloji gibi eklentiler; insani paylaşım ve eşitlik gibi değerlerden uzak bırakmanız sizi yanıltır, hata payını artırır, geri kalmaya ve acılara sebep olur.
Halledilmesi gereken bir sorun veya bir istek var ise onu ötelemek veya tali plana itmek sadece yük arttırır veya ileride karşınıza yine büyüyerek çıkacak sorunu ötelemiş olursunuz.
Oysa önyargıdan kaçındığınız zaman, herhangi bir aksilik yaşandığında, yerinde ve zamanında müdahale gördüğünde, kolay bir emek ve asgari bir güç harcanmasıyla istenilen sonuç elde edilebilir. Ama kendinize laf getirmezseniz vay ben ve bu yakıştırmalar deyip kendinizi başka mecralara çekerseniz; gidilmemesi gereken yola girmiş ve döneceğiniz kesin bir yere varmak için boşa emek sarf ederseniz.
Sizin karşılaştığınız herhangi bir insan veya herhangi bir sorun kolay işte ne olacak dediğiniz bir sürü olay karşısında mahcup olur, işin aslı böyle olmadığını, önyargıyla dışladığınız insanın çok sıcak yüreği olduğunu veya çalışkan olduğu, üretken olduğunu gördüğümüz de ise! Ömür boyu sürecek mahcubiyet elde edeceğinizi de unutmayın.
Doğal seyir ve doğal seleksiyon kabul edilen paylaşımlarda veya yaşarken uymayan parçaların uyumu için verilen mücadele; karşı çıkış kabul edilebilir. Ekstradan harcanan emek kabul edilebilir ve o zaman eksi veya artılardan söz edilerek tedbir alınabilir. Önyargı eksik yorum bile olsa aslında bir tedbirdir yani dereyi görmeden paçayı sıvamaktır veya ağrımayan başa çaput sarmaktır.
Derinliklerdeki cevher bir günde oluşmadı ki senin bir günde veya bir anda sonucu bilecek kadar mahir oluşun mümkün değil, hangi variyet ve yeti ile tanrıvari bir yargıya varıp sonuç için nitelendirmelerde bulunuyorsun.
Bu tarz yanlış önyargılar insanı uyumlu, insancıl yapmaz. İnsana artı puan kazandırmadığı gibi insana kaybettirir ve süreç içinde toplanılan tepkilerin kaynaklık ettiği antipatiden ötürü siz yalnızlık çekersiniz veya yardım edeniniz olmaz.
Şekil özü göstermez dendiğin de ne kadar da doğru bir şey söylemiş oluruz ama özün dışa yansıması içinde uygun dil kullanmak gerekir ve emek sarf etmek gerekir. Aksi takdirde kendi ekseninde, kendi etrafında dönen dönenceye dönüşür ve gelişmelerden uzak kalmış oluruz.

Yorum Yaz