diorex
sampiyon

Dünyanın kanayan yarası: Kadın sünneti! Nedir Kadın sünneti?, dünyada hangi ülkelerde yaygın?

Birleşmiş Milletler'in verilerine göre dünyada bugün hayatta olan 250 milyon kız çocuğu ve kadın farklı yöntemlerle sünnet edilmesi sonucu genital sakatlamaya maruz kalmış bulunuyor. Bu rakamlar da her 20 kadın ve kız çocuğundan biri bu acıyı yaşamış demek. Özellikle Afrika ve Orta Doğu'daki 30 ülkede yoğunlaşmış olmakla birlikte, Asya ve Latin Amerika'daki bazı ülkelerde de kadın sünneti yapılıyor. BM, Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda'da yaşayan göçmen nüfus arasında da bu uygulamaya rastlandığını belirtiyor.

  • 18.07.2024 13:33
Dünyanın kanayan yarası: Kadın sünneti! Nedir Kadın sünneti?, dünyada hangi ülkelerde yaygın?

Kadın Sünnetinin Nesiller Boyu Süren Travmasının İyileşmesi

 “Annem buna neden engel olmadı?

Kadınları  yaşamın çeşitli evrelerinde tasvir eden Sara Sori’nin ilk portreleri genç ve mutlu bir kızı anlatıyor. Eğer bu evredeki bir kıza zarar verirseniz, o sonsuza dek mahvolur.  Çocukken zorla kadın sünneti ettirilen Kenya, Isiololu Sori, bu evrenin  tecavüze uğradığı evre olduğunu söyledi.  

Bir başka portre, hayatın ona zorla kabul ettirdiği şeye boyun eğip  öfkesini ifade etmeyi engellemiş  ağzı kapalı bir kızı anlatıyor. Bir diğeri yaşlı bir kadının pişmanlık yaşını, kaçırdığı fırsatları anlatıyor.

“Büyükannem şuan burada. Onu çok seviyordum. Beni iyi bir adamla evlendirmek istiyordu ve bunu yapmanın tek yolu da kesimi yaptırmaktı. O da buna benzer ritüellerden geçti ve geçmişi geri alamaz.”

24 yaşındaki Sori kadın sünneti travması sürecini atlatmak için resim sanatını kullanıyor.

Birleşmiş Millletler’e göre , BM 2012’de bu uygulamayı yasaklamasına rağmen 230 milyondan da fazla kadın ve genç kız, cinsel organlarının bir kısmını veya tamamının kesilmesine maruz kaldı.

Uygulamayı ortadan kaldırmak için çalışan kurumlar savunuculuğa ve kesicilerin işlerini bırakmalarına yönelik odaklanmış durumdalar. Kadın sünnetinin psikososyal etkisine yönelik yayınlanan birkaç çalışma, kurtulanlar arasında depresyon, anksiyete, travma sonrası stres ve uyku bozukluğu olduğunu buldu. 

Geçen yıl Lancet’te yayınlanan bir araştırma, kadın sünnetinin sosyo psikolojik, mental ve fiziksel sağlığının sonuçları arasındaki bağlantıya çok az dikkat edildiğini buldu ve mağdurların destek almalarına, mental sağlıklarına daha fazla  odaklanılmasını önerdi. Ancak kadın sünnetinin psikolojik etkisini ele almak, büyük anneler ve anneler de dahil kurbanların aile üyelerinin dahil olmasıyla karmaşıklaşıyor. 2016’da İngiltere’de yürütülen bir araştırma,  kadınların buna izin verdiği için annelerine karşı öfkeli olduklarının altını çizdi. Bazıları annelerini ancak öldükten sonra affetiklerini söyledi.

“O beni iyi bir adamla evlendirmek istedi ancak bunun tek yolu da sünnet olmaktı.” Sara Sori

2022’den beri kadın sünnetinin sonlanması için mücadele eden  Afrika örgütlerinden oluşan “Kız Nesli” Kenya’da 500’den fazla mağdurun  travmayla başa çıkmasına yardım etti. Bu örgüt, Senegal, Etiyopya, Somaliland gibi kadın sünnetinin en yüksek orana sahip bazı ülkelerde  programlar düzenliyor.

Danışmanlığın yanı sıra anneler ve kızlara yönelik seanslar, konuşmaları için bir yer sağlıyor. Bu bazıları için ilk kez olacak. Programa katılan kadınlar, kendi topluluklarında destek gruplara kurmaya cesaretlendi.

Kız Nesli’ni” başlatan Alice Ngari, pek çok mağdur kadının, kadın sünneti sonucu uzun süreli sağlık sorunlarına katlandığını ve tüm bunların duygusal bozukluk ve strese sebep olduğunu söyledi. Kadın sünnetinin yaygın olduğu topluluklarda bunun sonucu mental sağlık sorunu yaşamış olup hayatta kalan kadınlar, kadın sünnetinin normal bir şey olarak algılanması ve bu nedenle herhangi birinin normal olan şeyden neden acı çekmesi gerektiği anlaşılmadığı için ayrımcılık ve lekeyle karşı karşıya kalabilir. Eğer bu çok yönlü travma ele alınmazsa pek çok kadın hayatları boyunca bu travmaları yaşayacak. Kendilerine olan özgüvenleri ve başkalarına olan güvenleri kırılacak çünkü sünnet aile üyeleri veya akrabaları tarafından yapılıyor.

İngiliz psikoterapist Dr. Leyla Hüseyin şöyle ekledi: “Bu bir cinsel saldırı travması. Mağdurlar yeterince iyi olmadıklarını hissederler ve hayattan keyif almazlar. Ben her zaman yaşadıkları zor acılara rağmen kadınlara neşe bulmalarını hatırlatmaya çalışıyorum.”

Geçen yıl “Kız Nesli” seanslarına  katılmaya başlayan Sori, ergen iken sünnet olma deneyimini düşünmeye başladığında şiddetli bir depresyon geçirdi. Herkese güvenmemeye başladı, onların ona zarar vereceğini sanıyordu ve annesine çok kızgındı. Onun ilk sanat eseleri karanlıktı. “Anneme gücendim ve buna neden engel olmadığını merak ettim.” dedi. “Fakat seanslardan sonra bu değişiyor. Annemin de kadın sünnetinden dolayı travmalar yaşadığını farkettim.  Anneler ve kızlarla birlikte oturmak ve profesyonel danışmanlık almak, sakinleşmeme yardımcı oldu."

Kenya'nın güneybatısındaki Narok İlçesi'ndeki Maasailand'daki bir kilise salonunda, 22 yaşındaki Emily Saanyonyo, 11 yaşındayken ne yaşadığını yirmi kişilik kadının oturduğu çemberde şöyle anlatıyor: “Kemiğe vardıklarında kesmeyi durdurdular. Bu aşağılayıcıydı ama artık kadın olduğum söylendi.” Saanyonyo onu bu duruma getiren kadınla karşılaşırsa ona ne söyleyeceğini bilmiyor. “ Belki de Tanrı onu affedecek.”

Seans Catherine Mootian tarafından düzenleniyor.  Kendisi geçen yıl sünnet edilen diğer kadınlar için Binti ya Nguvu  girişimini kuran kişi.

Psikolojik destekle birlikte okuldan çıkarılan kızlara eğitimlerine devam etmeleri ve bazılarına  iş kurmaları için hibe desteği sağlanıyor.

Mootian şöyle söylüyor: “Onlar ilk buraya geldiklerinde yaşadıkları duygusal  travmalarını anlatırken savunmasız ve huzursuz görünüyorlardı. Ama ikinci günde biraz olsun açıldılar.”

“Hala kadınların çoğu annesiyle ya da büyükannesiyle yaşıyor. Aile üyelerinin kültürlerinin zorla kabul ettirildiğini öğrendikten sonra yavaşça kızgınlıklarının geçmesine izin veriyorlar. Ama bağışlama zaman alacak.” ifadelerini kullandı. 

“Onlar yavaş yavaş kızgınlıklarının bitmesine izin veriyorlar. Bu bir süreç. Açıkça görülen şey, diğer kadınlarla konuşarak bu kötü alışkanlığı durdurma kararlılıkları. Bazıları artık eşlerinin desteğini kazandı.”

29 yaşındaki Ruth Sencho, 13 yaşındayken üvey annesi tarafından sünnet olunduğunu hatırladığında üzülüyor. “Onlar bana ağlamamamı, korkmamamı ve kesilmezse iyi olmayacağını söylediler.” dedi.

Okuldan keyif alıyordu ve öğretmeninin ondan beklentisi yüksekti. Ama evlenmek zorunda kaldı.”Hayalim öğretmen olmaktı ve öğretmenimin dileğini yerine getirmekti.” dedi.

“Şimdi sebze satıyorum. Hiçbir şey olduğumu hissediyorum. Bana umustuz bir yaşam verdiği için  sünneti kınıyorum. Yara iyileşir ama acı kalır.”

 

Editör: Neslihan Özkan

Yorum Yaz