Ensarullah lideri Husi: Lübnan ve Suriye'ye yönelik işgal saldırıları direnişin şart olduğunu gösterdi
Yemen'deki Ensarullah lideri Abdülmelik Bedreddin el-Husi, işgalci düşmanın Lübnan ve Suriye’ye yönelik saldırılarını artırdığını belirterek, tüm uluslararası anlaşmaları ve BM güvencelerini ihlal ettiğini, bu durumun da "direniş seçeneğinin kaçınılmaz olduğunu" gösterdiğini vurguladı.

Ensarullah lideri Husi, TV üzerinde yaptığı konuşmada Kurban Bayramı gecesi Beyrut’un güney banliyösüne yönelik siyonist saldırının büyük bir saldırı olduğunu" ve bunun yeni bir durum olmadığını ifade ederek, düşmanın "Lübnan’a karşı her türlü saldırıyı sürdürdüğünü" söyledi.
Husi, işgalin Lübnan’da işlediği çeşitli ve sürekli suçların, ona ve onu teminat altına alanlara güvenilemeyeceğini açıkça gösterdiğini, bu yüzden direnişin kaçınılmaz bir tercih olduğunu vurguladı.
Tüm Lübnan halkını "Lübnan’daki direnişe ve Hizbullah’a daha fazla kenetlenmeye" çağıran Husi, Hizbullah’ın "işgal tehdidini püskürtmede gerçek bir güvence olduğunu" ifade etti.
Suriye cephesine dair de konuşan Husi, işgalin "Suriye’de hava saldırıları gerçekleştirdiğini, bazı bölgeleri top atışlarıyla hedef aldığını, bariyerler kurmak için sızma saldırıları yaptığını ve bazı tarım alanlarını buldozerlerle tahrip ettiğini" belirtti.
Gazze, Mescid-i Aksa, Lübnan ve Suriye’ye yönelik saldırgan suçlarıyla işgalci rejimin "barışçıl çözüm seçeneklerinden tamamen vazgeçtiğini" ortaya koyduğunu ifade eden Husi, "Amerikan ortaklığının, işgalci rejimi saldırılarında cesaretlendirdiğini ve yasaları, teamülleri hiçe saymaya teşvik ettiğini" söyledi.
Yemen'in Gazze direnişine verdiği desteğe değinen Husi, bu hafta "Hayfa, Yafa ve Aşdod'daki düşman hedeflerine karşı 11 balistik ve hipersonik füze ve bir insansız hava aracıyla operasyonlar gerçekleştirildiğini" söyledi.
Husi, Arap ve İslam rejimlerinin iş birliği ve zaafını, "siyonist düşmanı Gazze Şeridi’ndeki suçlarını ve saldırılarını sürdürmeye en çok teşvik eden unsurlardan biri" olarak değerlendirdi.
"Ümmeti tehdit eden tehlikeleri görmezden gelmek kesinlikle mazur görülemez; çünkü ümmetin yapabileceği çok şey vardır." diyen Husi, "Zaaf ve ihmalkârlık durumu son derece tehlikelidir; çünkü bu ihmal, düşmanı daha da cesaretlendiren önemli bir etkendir." ifadelerini ekledi.
Ensarullah lideri, "Arap ve İslam ülkelerinin büyük çoğunluğunun, Filistin halkına en basit yardımı bile sağlamadığını ve soykırımın devamına karşı somut hiçbir tavır almadığını" vurguladı.
Husi, "Filistin halkına karşı sergilenen bu zaaf, ümmetin hem insani hem dini hem de ahlaki sorumluluklarını ihmal ettiğini gösteriyor. Bu aynı zamanda ümmetin güvenliğini, dinini, dünyasını ve çıkarlarını tehdit eden meselelerde duyarsız kalması anlamına geliyor ve bu da ciddi bir tehlike oluşturuyor. Bu tehlike, zaaf durumuyla daha da büyüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Arap rejimlerinin ve birçok İslam ülkesinin tavrının, Filistin konusunda pratik adımlar atan bazı gayrimüslim ülkelerin tavrına bile ulaşamadığını belirten El-Husi, "Ümmetin bu düzeydeki ihmali, Allah'ın kesin uyarılarıyla karşı karşıya kalmasına yol açacaktır." dedi.
Husi, bazı Arap ve İslam ülkelerinin İsrail düşmanıyla iş birliği yaptığını ve Filistin’deki direniş hareketlerini terör örgütü olarak sınıflandırdıklarını da hatırlattı.
"Arap ve İslam ümmetinin durumu son derece tehlikelidir ve ilgisi, yanlış bir çıkar anlayışıyla şekillenen hesaplara yönelmiştir." diyen El-Husi, "Eğer ümmetin evlatları bilinçlenmez ve Filistin halkına yönelik olaylar karşısında ciddi şekilde sorumluluklarını üstlenmezse, durum çok tehlikeli hale gelir." ifadelerini kullandı.
El-Husi, "Ümmet, devletleri ve ülkeleri düzeyinde Filistin halkına çok şey sunabilir; Amerikalıya trilyonlarca dolar sunmak yerine bu destek Filistin'e verilebilir." dedi.
İLKHA