Ebubekir Eroğlu kimdir? Ebubekir Eroğlu kitapları ve sözleri
Türk şair - yazar Ebubekir Eroğlu hayatı araştırılıyor. Peki Ebubekir Eroğlu kimdir? Ebubekir Eroğlu aslen nerelidir? Ebubekir Eroğlu ne zaman, nerede doğdu? Ebubekir Eroğlu hayatta mı? İşte Ebubekir Eroğlu hayatı...

Doğum Tarihi: 1950
Doğum Yeri: Malatya
Ebubekir Eroğlu kimdir?
Malatya, 1950 doğumludur. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi (1975). Kamu görevlisi olarak çalıştı. İlk denemelerinden sonra, Diriliş dergisinde yayınladığı 1969 şiirlerle edebiyat dünyasına girdi. Daha sonra şiirlerinden başka, çağdaş ve kültürel geçmişten gelen konulardaki yazıları, geniş bir yelpazeyi teşkil eden dergilerde yayınlandı. Yönelişler dergisinin kurucularından biri olarak bu derginin yayın yönetmenliğini yaptı. (1981-85; 43 sayı, 1990; 10 sayı) Haftalık denemelerini Zaman gazetesindeki "Açık Sayfalar" başlıklı sütununda yayınlamaktadır. (1986-87, 1992-....) Bir dönem, Yeni Şafak gazetesinde de haftalık denemeler yazmıştır (1996). Çalışmalarını topluca değerlendirmek amacıyla bugüne kadar, Sonbahar dergisi (Ağustos 1992, sayı: 12) ile Yedi İklim dergisi (Haziran 1993, sayı: 39), hakkında "Özel Bölüm" düzenledi.
ESERLERİ: Kuşluk Saatleri (1974), Kayıpların Şarkısı (1984), Yirmidört Şiir (1991), Şahitsiz Vakitler (1998) Deneme-İnceleme: Sezai Karakoç'un Şiiri (1981), Yenileme Bilinci (1988), Sevap Defteri (1992), Modern Türk Şiiri'nin doğası (1993), Şahit ve Değişken (1994), Muğlak Ölçekli Harita (1997), Kelimeler Çınladıkça (1997).
Ebubekir Eroğlu Kitapları - Eserleri
- Şahitsiz Vakitler
- Modern Türk Şiirinin Doğası
- Sezai Karakoç'un Şiiri
- Berzah
- Yenileme Bilinci
- Sınır Taşı
- Sevap Defteri
- İçkale
- Hayat Mükemmel Değil
- Sabit ve Değişken
- Salınımlar
- Açık Kaldıkça Defterim
- Bentler
- Sabit ve Değişken
- Kelimeler Çınladıkça
- Sesli Harfler
- Geçmişin İçindeki Geçmiş
- Muğlak Ölçekli Harita
- Çalkantı ve Dalga
Ebubekir Eroğlu Alıntıları - Sözleri
- " sanki kendim tüm mümkünleri tersyüz ediyorum az şekerli kahvenin boğazı yakışı gibi bir süre daha seslerin saltanatı aldırmıyor ve dinliyor köprüler kuruyor ve yıkıyorum " (Berzah)
- “Seni yok sayacaklar, sen daha çok var olacaksın.” Mona Roza, #SezaiKarakoç (Sezai Karakoç'un Şiiri)
- “Ol hümâyım ki; felekler cây-ı cevlâdır bana” Bende sığar iki cihân, ben bu cihâne sığmazam Nesimi (Modern Türk Şiirinin Doğası)
- ayrılığı kavuşmayla bağdaştıran türküdeki yalnızlık (Şahitsiz Vakitler)
- bazen söylemeye ihtiyaç yok delil ortada sözü doğuran. can kulağı yakınımızda. kalan yarı, uçan yarıyı çağırır ihtiyaç yok kalbi ve kulağı sınamaya. (Sınır Taşı)
- “Sen geldin benim deli köşemde durdun..” (Sezai Karakoç'un Şiiri)
- Mehmet Akif, Yahya Kemal ve Ahmet Haşim’i içine alan tablonun yüzyılımızın ilk çeyreğinde şiirimizi biçimlediğini söyleyebiliriz. (Modern Türk Şiirinin Doğası)
- ...bir ses diyor ki : ya hu çek git. (Şahitsiz Vakitler)
- Vefa, sözünün eri olmaktır. (Sevap Defteri)
- Vefa, sözünün eri olmaktır. (Sevap Defteri)
- birinden biri anlar diye bekleriz kalabalık el etek çektiğinde benzetir de birini ötekine böyle böyle anlam veririz yıpranışına sahipsiz bir duvarın (Şahitsiz Vakitler)
- İmkânsız oluşu değil mi? Bağlayıp bırakmayan bizi (Sınır Taşı)
- bir yürek hangi istek hangi cesaretle ermediği şeyi arar (Şahitsiz Vakitler)
- imkânsızın çekiciliği (Şahitsiz Vakitler)
- " bir serçenin onu içinden dürten iki ötüşü arasındaki sessizliği ve omuzumdan bir dal gibi önüme sarkan uğultuları beklemeliyim henüz keşfedilmemiş haberi " (Berzah)
- Zambaklar en ıssız yerlerde açar, Ve vardır her vahşi çiçekte gurur. Bir mumun ardında bekleyen rüzgar, Işıksız ruhumu sallar da durur. Zambaklar en ıssız yerlerde açar. #SezaiKarakoç (Sezai Karakoç'un Şiiri)
- “boşuna dikmiş olmayasın elindeki körpe fidanı” (Şahitsiz Vakitler)
- Bir o kadar da hüzünlü romanlar gibi, Galiba ben baştan kaybetmişim, Belki de ben baştan kazanmışım, insanlık kaybetmiş... (Sezai Karakoç'un Şiiri)
- "Söylenmesi gerekeni Söylemeye değmiyor, Kulaklar kalbe uzaksa..." (Berzah)
- Dokularında İslama ve onun toplumuna bağlılık bulan Akif’in “endişe”si sosyal yapıdaki çözülme karşısında acıya bulanır ve somutlaşmış plandaki konularla birleşir. Konuşma dilindeki doğallığın şiir dilinde ifade edilmesini, yani modern şiirin amaçlarından birini Akif’in başardığını söyleyebiliriz. Akif’e “modern şair” demek mi? Hayır. Zaten onun bulunduğu noktada böyle bir ayırımın ve o ayırıma göre Akif’i nitelemenin önemi yoktur. (Modern Türk Şiirinin Doğası)