diorex
Dedas

Ebu'l-Leys Semerkandî kimdir? Ebu'l-Leys Semerkandî kitapları ve sözleri

Hanefi fıkıh, hadis ve tefsir âlimi Ebu'l-Leys Semerkandî hayatı araştırılıyor. Peki Ebu'l-Leys Semerkandî kimdir? Ebu'l-Leys Semerkandî aslen nerelidir? Ebu'l-Leys Semerkandî ne zaman, nerede doğdu? Ebu'l-Leys Semerkandî hayatta mı? İşte Ebu'l-Leys Semerkandî hayatı... Ebu'l-Leys Semerkandî yaşıyor mu? Ebu'l-Leys Semerkandî ne zaman, nerede öldü?

  • 21.05.2022 13:00
Ebu'l-Leys Semerkandî kimdir? Ebu'l-Leys Semerkandî kitapları ve sözleri
Hanefi fıkıh, hadis ve tefsir âlimi Ebu'l-Leys Semerkandî edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ebu'l-Leys Semerkandî hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ebu'l-Leys Semerkandî hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ebu'l-Leys Semerkandî hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Ebü'l-Leys Es-Semerkandî

Doğum Tarihi: MS 944

Doğum Yeri:

Ölüm Tarihi: MS 983

Ölüm Yeri:

Ebu'l-Leys Semerkandî kimdir?

Ebu´l-Leys Nasr bin Muhammed bin Ahmed bin Ibrahim es-Semerkandi, hanefi mezhebinin büyük bir fikih alimi, tefsir, kelam, fikh, tasavvuf ve ahlak sahasinda eserler vermis, meshur bir zattir. Ebu´l-Leys künyesi ile taninan, bu büyük alime Imamu´l Huda lakabi verilmistir. Ebu´l-Leys es-Semerkandi, fakih ünvani ile de anilir. Ebu´l-Leys es-Semerkandi (R.A.) hazretleri, hicri dördüncü (miladi onuncu) asirda Semerkand´da yetismis büyük bir alimdir. Dogum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Vefat tarihinde de ihtilaf edilmistir.

Bazilarina göre hicri 373 (miladi 984); bazilarina göre 375 (986); bazilarina göre de 393 (miladi 1003) tarihinde vefat etmistir. Ebu´l-Leys (R.A.), faziletli ve ilmi ile amil olan bir alimdir. Hanefi mezhebinin imamlarindan güzel ahlakli, tasavvuf ehli, fakih ve müfessir bir zattir. Fakih Ebu´l-Leys es-Semerkandi (R.A.), Ebu Cafer el-Hinduvani´den ve diger bazi alimlerden ilim tahsil etmistir.

Ebu'l-Leys Semerkandî Kitapları - Eserleri

  • Tenbihü'l Gâfilîn Bostanü'l Arifin
  • Tenbihü'l Gâfilîn
  • Kitabu'l Edeb
  • Sohbetler
  • Bostanü'l-Arifin
  • Dualar ve Nasihatlar
  • Sabır ve İlim
  • Kıyamet ve Kabir Azabı
  • Zühd ve Amelde Huşu
  • Yolcunun 5 Azığı ve İbretli Kıssalar
  • Niyet-Cennet ve İbretli Kıssalar
  • Ümmet-i Muhammed ve Güzel Ahlak ve İbretli Kıssalar
  • 3 Gerçek ve İbretli Kıssalar
  • İnsan-ı Kamil
  • Riyazet Yolu
  • 4 Kötü Haslet ve İbretli Kıssalar
  • Üstümde Hakları Var!
  • Miracım Namaz ve İbretli Hikayeler
  • 3 Ziynet ve İbretli Kıssalar
  • İhlas, Riya ve Günlük Dualar
  • Besmele ve Fatiha tefsiri
  • Risalet ve Nübüvvet
  • İyiliği Emretmek
  • Gafletten Kurtuluş - Cilt: 1
  • Tefsîrul Kur'an

Ebu'l-Leys Semerkandî Alıntıları - Sözleri

  • "Şüphesiz ayetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe,derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! ALLAH daima üstün ve hakimdir." (Sohbetler)
  • Allah u Teala Firavun'u denizde boğup Musa(a.s)yı kurtardıktan sonra,Musa(a.s)sordu. Ya Rabbi,sana bu nimetin için nasıl şükür edeyim?bana bir yol göster. Allah u Teala buyurdu, LA İLAHE İLLALLAH dersin. Musa(a.s)daha fazlasını isteyince,Allah u Teala şöyle buyurdu, Ya Musa yedi semayı ve arzı terazinin kefesine koysan,bir kefesine de LA İLAHE İLLALLAH kelime-i tevhidini koysan LA İLAHE İLALLLAH ondan ağır gelir. (Tenbihü'l Gâfilîn)
  • "Oğlum üç kimse üç şeyle bilinir: Yumuşak huylu olan öfke anında,kahraman harpte, kardeşlik ihtiyaç zamanı anlaşılır." (Kitabu'l Edeb)
  • "Oğlum! Nefsin seni bir günah işlemeye çağırdığı zaman gözünü gökyüzüne çevir ve oradakilerden utan. Eğer oradakilerden utanmazsan yere bak ve oradakilerden utan. Yine ne göktekilerden ne yerdekilerden utanmazsan, o halde kendini hayvanların yerine koy!" (Ümmet-i Muhammed ve Güzel Ahlak ve İbretli Kıssalar)
  • Üç şey üzerinde düşünmeyiniz. 1) Fakirlik üzerinde düşünmeyiniz. Zira böyle bir düşünce kederinizi ve tasanızı çoğaltır, hırsınızı artırır. 2) Size yapılan haksızlık ve zulüm üzerinde düşünmeyiniz. Zira böyle bir düşünce öfkenizi ve kininizi artırır, gayzınızın (hıncınızın) devam etmesine sebep olur. 3) Uzun ömürlü olmayı ve dünyada fazla yaşamayı düşünmeyiniz. Zira böyle bir düşünce mal-mülk-servet toplamayı sevmenize, ömrünüzü boşa geçirmenize ve güzel amelleri ihmal etmenize sebep olur. c.2, s. 815 (Tenbihü'l Gâfilîn)
  • Ne yerdekilerden ne de göktekilerden utanmazsan,o halde kendini hayvanların yerine koy! (Ümmet-i Muhammed ve Güzel Ahlak ve İbretli Kıssalar)
  • Utanma duygusu,güzel koku sürünmek,misvak kullanmak,evlenmek (Ümmet-i Muhammed ve Güzel Ahlak ve İbretli Kıssalar)
  • «Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutan hâkimler, adalet örneği şahitler olun. Bir millete olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin, âdil olun. Bu, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkun, Şüphesiz ki Allah işlediklerinizden haberdardır.» Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutan hâkimler ve adalet timsali şahitler olunuz. İnsanlar arasında hükmettiğiniz zaman Allah için hükmedin. Aralarında hükmettiğiniz insanlar düşmanınız da olsa, yakınınız da olsa asla adaletten ayrılmayınız. Şahitlik yaptığınız zaman da Allah için şahitlik yapın. Hiçbir zaman hakkı söylemekten çekinmeyin. Bir kavme, bir millete ve bir şahsa olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Adalet üzere hükmetmeniz ve şahitlik yapmanız takvaya daha yakındır. Allahü teâlâ, kullarının âdil olmasını ve insanlar arasında hükmettikleri zaman adalet üzere hükmetmelerini emrediyor. Bir milletin selâmeti ancak fertleri arasında adaletin hükümran olmasıyla mümkündür. Adaletin olmadığı yerde hak, hakkın olmadığı yerde huzur, huzurun olmadığı yerde birlik olmaz. Bir toplumda birlik ve adalet olmazsa o toplum yıkılmaya ve yok olmaya mahkûmdur. Tarih bunun misalleriyle doludur. Bu bakımdan İslâm dini adalete son derece önem vermiştir. Adalet timsali olan Hazret-i Ömer «Adalet mülkün temelidir» demiştir. Yüce Allah iman edenlere şöyle hitap ediyor: «Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutan hâkimler ve adalet örneği şahitler olunuz.» Bu ilâhî emir iman edenler için söz konusudur, iman etmeyenlere böyle bir emir yoktur. Dolayısıyla iman edenlerin adaletten ayrılması mümkün değildir. Yapılan bir haksızlık imanı tehlikeye sokar. Allah'ın gadabına vesiyle olur. Bu âyet-i celîlenin nüzul sebebi şudur: Allahü teâlâ Mekke'nin fethini Müslümanlara müyesser kılmıştı. Mekke artık Müslümanların olmuştu, mü’minlere yapılan işkence, zulüm bitmişti. İntikam sırası Müslümanlara gelmişti. Yüce Allah Müslümanlara adaletle hükmetmelerini" ve affedici olmalarını emretmiş ve şöyle buyurmuştur: «Bir millete olan öfkeniz sizi adaletsizliğe sürüklemesin, âdil olun.» İslâm adaleti karşısında dost, düşman herkes eşittir. Dinleri, dilleri, ırkları ve renkleri ne olursa olsun bütün insanlar İslâm adaleti karşısında eşittirler. Ey iman sahipleri, Allah'tan korkun, adaletsizliğe sapmayın, şahitliğinizi dosdoğru yapın. Şüphesiz ki Allah işlediklerinizden, yaptıklarınızdan haberdardır. (Tefsîrul Kur'an)
  • Kalbin katılaşması,Gözlerden Allah için yaş boşalmaması,Hayâ ve edebin azalması,dünyaya fazlaca ilgi göstermek,Uzun emeller ve hayaller peşinde olmak. (Ümmet-i Muhammed ve Güzel Ahlak ve İbretli Kıssalar)
  • Hanımından ve cariyenden başka herkese karşı örtülmesi gereken yerlerini ört (Ümmet-i Muhammed ve Güzel Ahlak ve İbretli Kıssalar)
  • Hani bir söz vardır: "YAPILAN İBADETİ KORUMAK ONU YAPMAKTAN DAHA ZORDUR" (Sohbetler)
  • "Şu üç şeyi yapamazsan onun yerine bari şu üç şeyi yap: Hayır işleyemezsen, kendini şerden koru. İnsanlara faydalı olmazsan, onlara zararlı olma. Oruç tutamıyorsan, bari gıybet edip insan eti yeme." (Kitabu'l Edeb)
  • Hâkim Hâtim Leffâf [rahmetullahi aleyh] demiştir ki: ;Dört şeyi istedik ancak onları yanlış yollarda aramışız: 1. Zenginliği mal-mülkte aradık, fakat o kanaatte imiş. 2. Rahatı bollukta aradık, ancak o yoklukta imiş. 3. Üstünlüğü güzellikte aradık, ancak o takvada imiş. 4. Nimetin yeme içme olduğunu zannettik ve onlarda aradık, fakat o İslâm'da ve Allah'ın ayıplarımızı örtmesinde imiş (Tenbihü'l Gâfilîn Bostanü'l Arifin)
  • "...Sizler ahiret evlatları olunuz; dünya evlatları olmayınız! Zira bugün amel etme imkânı vardır ve hesap da yoktur. Ancak, yarın hesap vardır ve amel edebilme imkânı olmayacaktır..." (Tenbihü'l Gâfilîn Bostanü'l Arifin)
  • ...''Akıllı kimse, her ne kadar dünyada hasis, insanların gözünde düşük bir yerde olsa da, Allah'tan korkan takva sahibi kimsedir. Yani hem Allah'tan korkan hem de ona isyan etmekten, günah işlemekten sakınan kimsedir.'' (Tenbihü'l Gâfilîn)
  • 1. Erkek veya kadının sadece kendisi için dua edip anne babası veya müminler için dua etmemesi. (Tenbihü'l Gâfilîn Bostanü'l Arifin)
  • "Birtakım insanlar, az bir dünya menfaati karşılığında dinlerini satarlar." (Kıyamet ve Kabir Azabı)
  • "Bir kimsenin niyeti ahiret olursa, Allah [celle celâlehû] onun parçalanmış işlerini bir araya getirir, yoluna koyar. Zenginliği kalbine yerleştirir (kanaat ettirir). O istemediği halde dünya onun ayağına gelir. Bir kimsenin niyeti dünyalık elde etme olursa, Allah [celle celâlehû] onun işlerini bölük pörçük eder. Fakirliği omun iki kaşının arasına koyar (fakirlik onun gözünün önünden gitmez). Dünyalık nimetler ise ona, sadece Allah'ın ona takdir ettiği kadar verilir." (Tenbihü'l Gâfilîn Bostanü'l Arifin)
  • ..."İnsan namaz kıldığı müddetçe sultanın(yüceler yücesi Rabbinin) kapısını çalmaktadır. Sultanın kapısını çalmaya devam eden kişiye kapının açılması pek yakındır." (Tenbihü'l Gâfilîn)
  • "Ey Allah'ın kulları! Ölüm gelecektir! Ölüm..! Ondan kaçış yoktur. Ona hazırlansanız da kaçsanız da sizi bulacaktır. Ölüm herkesin alın yazısıdır. Kurtuluş isteyin! Kurtuluş..! Acele edin! Acele..! Zira peşinizde iştiyakla sizi isteyen biri var; KABİR! (Sohbetler)

Yorum Yaz