tatlidede

Edep Yâ Hû - Ahmet Şimşirgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Edep Yâ Hû kimin eseri? Edep Yâ Hû kitabının yazarı kimdir? Edep Yâ Hû konusu ve anafikri nedir? Edep Yâ Hû kitabı ne anlatıyor? Edep Yâ Hû PDF indirme linki var mı? Edep Yâ Hû kitabının yazarı Ahmet Şimşirgil kimdir? İşte Edep Yâ Hû kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 27.06.2022 06:00
Edep Yâ Hû - Ahmet Şimşirgil Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Şimşirgil

Yayın Evi: KTB

İSBN: 16068449964329

Sayfa Sayısı:

Edep Yâ Hû Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Güzelliklerin her bakımdan yaşandığı çağlardı.

Kılıçlar insanlık için iner kalkardı.

Toplar zulüm surlarını yıkardı

Divanlarda adalet üç kıtaya akardı.

Estetik ve zarafet şehirleri sarardı.

Bedenler kadar ruhlara da şifa sunardı.

"Tarih Sohbetleri-1 / Edep Yâ Hû"

o çağlardan bugünlere bir tat,

bin lezzet sunuyor...

Bahrin ahvâlin anla cûşundan

Kutlu gün belli olur dğuşundan

Edep Yâ Hû Alıntıları - Sözleri

  • Sözünü altın bil. Önce gönül tahtasına yaz, toparla. Terazide tart ve sonra kullan. Rastgele harcama
  • Edep Yâ Hû
  • Nadirdir, nadir Kıymetliler nadirdir, Kıymetlinin kıymetin, Bilenler de nadirdir.
  • Gitti Mecnun hâne-i dehri bana ısmarladı Bir harâb evdir, kalır divâneden divâneye
  • Seven sevdiğine benzemek ister.
  • Aklı olan anlar bunu dünya misafirhânedir Baki safa tahsiline sa'y etmeyen divânedir
  • Osmanlı adı her duyana lerze-resândır Ecdadımızın heybeti ma'rûf-ı cihandır Fıtrat değişir sanma bu kan yine o kandır Gavgada şehâdetle bütün kâm alırız biz Osmanlılarız can veririz nam alırız biz

Edep Yâ Hû İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İlim meclislerinde aradım kıldım talep İlim geride kaldı illâ edep illâ edep Sevgili Ahmet hocamı buradan tekrar bu güzel eseri kaleme aldığı için canı gönülden tebrik etmek istiyorum. Bildiğimiz gibi maalesef bu zamanlarda insanlar kendi kültürünü, inancını, değerlerini, dilini ve de tarihini unutmuş durumda. Bu elbette çok acı bir şeydir. Atalarımız bu toprakları nice zorluklarla kazanmışlardır fakat en önemlisi kalbinde Allah sevgisi, dillerde tekbir ve İslam anlayışıyla her zaman galip gelmişlerdir. Gerek Tv'de çekilen diziler gerekse yazılan kitapların çoğu olsun hep asıl tarihimiz, gururumuz Osmanlı'yı kötülemektedirler. Bu elbette tarihe ve Türkiye'ye ve de türk milletine yapılmış en büyük kötülüktür. Sevgili Ahmet hocam bu kitabında osmanlıyı kötüleyenlere inat sonuna kadar doğruları yazmıştır. Osmanlı'nın nice şerefli bir devlet olduğuna bu kitabımızda tekrar şahit oluyoruz. Nasıl muhteşem bir kültürümüz varken, nasıl değişik bir kültüre geldiğimize de ayriyeten görmüş oluyoruz. Bu kitabı üstü karalanmaya çalışılan osmanlı tarihini tekrar aydınlığa çıkarıyor, bu yüzden herkesin okumasını ve okutmasını tavsiye ediyorum. Umarım örnek alıp unutulmuş değerlerimizi ve edeplerimizi tekrar hayatlarımıza geri kazandırabiliriz. İncelememi son bir beyitle bitirmek istiyorum, Hak şerleri hayreyler Zannetme ki gayreyler Görelim Mevla neyler Neylerse güzel eyler Sevgilerimle.. (Hicran Sultan Yurtseven)

Edep Yâ Hû PDF indirme linki var mı?

Ahmet Şimşirgil - Edep Yâ Hû kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Edep Yâ Hû PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Şimşirgil Kimdir?

1959'da Boyabat'ta doğdu. İlk, orta ve lise tahsilini aynı yerde tamamladı. 1978'de girdiği Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü'nden 1982'de mezun oldu. 1983'te aynı bölümdeki Yeniçağ Anabilim Dalı'nda Araştırma Görevlisi olarak vazifeye başladı. 1985'te Yüksek Lisansı'nı tamamladı. 1989'da Marmara Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü'ne naklen geçiş yaptı.

 

1990'da "Osmanlı Taşra Teşkilatı'nda Tokat (1455-1574)" isimli çalışmasıyla Tarih Doktoru ünvanını aldı. 1997'de "Uyvar'ın Osmanlılar Tarafından Fethi ve İdaresi" isimli takdim teziyle Doçent oldu. Seyyid Muradi'nin kaleme aldığı Barbaros Hayreddin Paşa'nın gazalarını "Kaptan Paşa'nın Seyir Defteri" ismiyle sadeleştirerek, ayrıca Osmanlı tarihi ile ilgili "Kayı I", "Kayı II", "Kayı III", Kayı IV,  “Taşa Yazılan Tarih Topkapı Sarayı” ve “Ahmed Cevdet Paşa ve Mecelle” ile “Slovakya’da Osmanlılar” adlı eserlerini yayınladı. 2003'te Profesör kadrosuna atanan Şimşirgil'in Osmanlı şehir tarihi, siyasi hayatı ve teşkilatı ile ilgili çeşitli dergilerde yayınlanmış çok sayıda ilmi makalesi bulunmaktadır.

 

Halen Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde Öğretim Üyesi görevine devam etmektedir.

Evli ve üç çocuk babasıdır.

Ahmet Şimşirgil Kitapları - Eserleri

  • Kayı 1: Ertuğrul'un Ocağı
  • Kayı 2: Cihan Devleti
  • Kayı 3: Haremeyn Hizmetinde
  • Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni
  • Kayı 5: Kudret ve Azamet Yılları
  • Kayı 6: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş
  • Otağ 1 / Büyük Doğuş
  • Kayı 10: II. Abdülhamid Han
  • Osmanlı Gerçekleri
  • Kayı 7: Kutsal İttifaka Karşı
  • Otağ 2 / Emir Timur
  • Kayı 8: Islahat, Darbe ve Devlet
  • Valide Sultanlar ve Harem
  • Kayı 9: Sonun Başlangıcı
  • Kayı 11
  • En Sevgili Efendimiz ve Sevdalıları
  • Otağ - 3 Sultan Alparslan
  • Devr-i Gül Sohbetleri
  • Mızraklı Hakikat
  • Osmanlı Gerçekleri 2
  • Eşrefoğlu Rumi
  • Barbaros Hayreddin Paşa
  • Sultan 2. Kılıçarslan ve Aksaray
  • İstanbul: Fetih ve Fatih
  • Edep Yâ Hû
  • Denizler Fatihi Piyale Paşa
  • Yavuz Sultan Selim
  • Slovakya'da Osmanlılar 1663 - 1685
  • Topkapı Sarayı
  • Fatih Sultan Mehmet
  • Fethin Kahramanları
  • Bir Müstakil Dünya: Topkapı Sarayı
  • Birincil Kaynaklardan Osmanlı Tarihi Kayı 1
  • İstanbul Fetih ve Fatih
  • Hakimiyet Sembolü Ayasofya Camii
  • Asırlara Hitabeden Alim Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi
  • Osmanlı Gerçekleri 3

Ahmet Şimşirgil Alıntıları - Sözleri

  • "Ey Muhibbî bağlamak dünyaya dil layık degül Çünki senden olısardur akıbet âlem cüda" Bu dünyanın gönül bağlanacak yanı yoktur; zira nasılsa insan bir gün onu bırakacaktır.. [Kanunî Sultan Süleyman Han] (Kayı 4: Ufukların Padişahı Kanuni)
  • Hayali mihmandır daima bu çeşm-i pür-nemde Onunçündür kesilmez eşk-i hasret hiç bir demde Firakıyla nola hep böyle ebyat olsa hamemde “Görenler seyl-i eşki diyeler sahra-yı sinemde Bahar eyyamıdır güya ki ırmaklar bulanmıştır” (Bu sürekli ağlayan gözde sevgilinin hayali misafirdir. Bu yüzden de hiç bir zaman hasret gözyaşları durmaz. Onun ayrılığı yüzünden kalemim hep böyle beyitler yazsa buna şaşılmamalı. “Göğüs düzlüğünde gözyaşı selini görenler sanırlar ki güya bahar zamanıdır ve nehirler bol yağış yüzünden bulanmıştır.”) (III.SELİM HAN) (Kayı 8: Islahat, Darbe ve Devlet)
  • "Osmanlı padişahları içinde Halvetiliğe ilk intisap eden II.Bayezid Han'dır. Onun intisabı Çelebi Halife namıyla meşhur Cemal-i Halveti vasıtasıyla olmuştur." (Osmanlı Gerçekleri 3)
  • Okuma bilmeyip yazan Odur dünyayı bozan (Osmanlı Gerçekleri)
  • "İttihatçılar, Sultan II. Abdülhamid Han'dan o kadar nefret ediyorlardı ki, Sultanın cenaze namazını kendilerinin Şeyhülislam yaptıkları Mason Musa Kâzım Efendiye kıldırttılar.." Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil (Kayı 10: II. Abdülhamid Han)
  • "Edirne'yi vermemek üzere iktidara gelenler bırakın Edirne'yi kurtarmayı devletin bütün bekasını Avrupalı büyük devletlerin inisiyatifine bırakmaktan rahatsız olmamışlardı. " (Kayı 11)
  • "Evet, ben bir askerim ama her şeyden önce Türk'üm ve Müslümanım! Burası benim mukaddes mâbedimdir. en büyük âmir olan vicdânımdan aldığım emirle buraya sizi sokmayacağım! Eğer cebren girmeye çalışırsanız buradaki askerlerim ve ben hepimiz ölünceye kadar çarpışacağız ve bu ihtimâli de düşünerek camiin sütunlarına yerleştirdiğim tahrip kalıplarıyla koca mâbed, taburumuzun üzerine çökecek ve yine buraya giremeyeceksiniz!” (Hakimiyet Sembolü Ayasofya Camii)
  • Emir Timur’un bir diğer önemli lakabı da dünyaya Hükmeden manasına gelen sahipkırandır. Gökyüzündeki gezegen satürün ve Jüpiter’in birbirlerine en yaklaştığı zamanda dünyaya gelen erkek çocuklar bu ünvanı almaya aday olurlardı. Bu iki gezegenin birbirlerine yaklaşması sekiz yüzyılda bir tekrarlanmaktadır. Bu gün doğan çocuklar bahtlı olurlar. Bu şekilde dünyaya üç kişi gelmiştir. İskender-i Zülkarneyn -ki ona Oğuz Han da denilmektedir-, Peygamber efendimiz ve Emir Timur. (Otağ 2 / Emir Timur)
  • Ana başa tâc imiş Her derde ilaç imiş Bir evlat pîr olsa da Anaya muhtaç imiş (Valide Sultanlar ve Harem)
  • İnsan ilimle yaşar. Cahil ise ölü gibidir. (Osmanlı Gerçekleri)
  • Osmanlı devleti Fazıl Ahmet Paşa ile Avrupa’da en haşmetli son 15 yılını geçirmiş ve bir kez daha dünyanın tek kutuplu devlet olduğunu göstermişti. O 15 seneye Yaklaşan sadrazamlığının neredeyse dokuz yılını cephelerde geçirmişti. Fatih, yavuz ve kanuni sultan Süleyman zamanlarında olduğu gibi seferlerinde kısa sürede netice alıyordu. Devletin demir yumruğu Avusturya. Venedik ve Lehistan‘a bir kez daha iniyor dünya bu muazzam gücü gücün karşısında eriyordu. Osmanlı tuğlarını 15 sene Avrupa’da Haşmet ve kudretle gezdirmişti. (Kayı 6: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş)
  • Ya Rabbi! Dinine yardım edenlere yardım eyle. Müslümanlar arasında fitne çıkaranları kahreyle. (Kayı 3: Haremeyn Hizmetinde)
  • "gayret bizden, tevfik Allah'tan" (Otağ 1 / Büyük Doğuş)
  • 1949'dan itibaren açılmaya başlanan İlâhiyat Fakülteleri'nde tamamen pozitivist bir din yerine koyan bir zihniyet ortaya çıkmaya başlamıştır ve bilim dinin yerini almıştır. Neticede ilahiyatlarımızda önce müctehid alimler, mezhep imamları ve tasavvuf erbabı hafife alındı hatta aşağılandı. Sonra hadisler tartışılmaya ve ayıklanmaya başlandı. İşlerine gelmeyen yaşantılarına uymayan her hadis "mevzu" uydurma denerek atıldı. (Mızraklı Hakikat)
  • Osmanlı-Rus savaşında Hristiyan ordularıyla işbirliği yapılmasını mahzurlu görenler de az değildi.Bu dedikodular üzerine fetva alınmak zarureti doğdu. “Avrupalı askerleri kendi ordumuzda kullanmak caiz midir? “ sorusuna “El Cevab; Madem ki avcılar av tutmak için köpekleri kullanıyorlar biz de onları kullanabiliriz, “ diye teşbihli bir cevaz verilmişti. (Kayı 9: Sonun Başlangıcı)
  • "Allah, peygamber korkusu bilmez alçaklar! Unutmayın ki, intikam gecikir ama asla yaşlanmaz!" (4.MURAD HAN) (Kayı 6: İmparatorluğun Zirvesi ve Dönüş)
  • Çünkü denildi ona “Ve’ş-Şems” dahi “Ve’d-Duhâ” Rûyuna alnına mihr ü mâhı benzetsem nola Kur’ân-ı Kerîmdeki sûrelerden biri Şems suresidir. Onun ilk ayetinde geçen “Veşşemsi veduhâ” ifadesi Türkçe anlam olarak “Güneş’e ve onun parıltısı” anlamına gelir. Kanuni sonraki beytinde Resulullah Efendimizi “Güneş’e” benzeterek anlatır. Güneş, nasıl dünyayı aydınlatmışsa Hazreti Peygamber de insanlığı aydınlatan bir güneş hükmündedir. Ay da aynı şekilde aydınlatıcı bir gezegendir. (En Sevgili Efendimiz ve Sevdalıları)
  • Sakarya Meydan Savaşı, Türkler için bir ölüm - kalım mücadelesi oldu. Nitekim Sakarya 'da Türk milleti kadınlı erkekli, vatanlarına saldıran düşman kuvvetlerine kahramanca karşı koyma kudretini gösterdi. Türk ve Yunan kuvvetleri, Sakarya kıyılarında 100 kilometrelik bir sahada 22 gün ve gece süren bir meydan savaşı yaptılar. Meydana gelen kanlı muharebelerde bazen Yunan kuvvetleri, bazen Türk kuvvetleri başarılı oldu. Nihayet Türk hatlarını yaramayan yunan birliklerinde moral çöküntüsü oluştu. Türk ordusu 10 Eylül'de genel taarruza geçti. Beylikköprü, Duatepe ve Kartaltepe muhrebelerinde ağır kayıplar veren yunan ordusu Sakarya'nın batısına çekildi. (Kayı 11)
  • Tarih nostalji demek değildir.Dünü anlatırken bugüne neler miras kaldı,neleri yitirdik görmek gerekir. (Devr-i Gül Sohbetleri)
  • " Öyle bir nesil, öyle bir zaman ki, her şeyin fiyatını biliyor, fakat değerini bilmiyor." (Barbaros Hayreddin Paşa)

Yorum Yaz