Edita Morris kimdir? Edita Morris kitapları ve sözleri
İsveç asıllı ABD'li yazar Edita Morris hayatı araştırılıyor. Peki Edita Morris kimdir? Edita Morris aslen nerelidir? Edita Morris ne zaman, nerede doğdu? Edita Morris hayatta mı? İşte Edita Morris hayatı... Edita Morris yaşıyor mu? Edita Morris ne zaman, nerede öldü?

Tam / Gerçek Adı: Edit (Edita) Dagmar Emilia Morris
Doğum Tarihi: 5 Mart 1902
Doğum Yeri: Örebro, İsveç
Ölüm Tarihi: 1988
Ölüm Yeri:
Edita Morris kimdir?
Edit (Edita) Dagmar Emilia Morris,(kızlık soyadı Toll) (d. 5 Mart 1902, Örebro, İsveç - ö. 1988) İsveç asıllı ABD'li yazar.
Hayatı ve çalışmaları
Edita Morris Stokholm'de büyüdü ve gazeteci-yazar Ira Victor Morris (d. 1903 - ö. 1972) ile evlendi. Eşinin babası Ira Nelson Morris, Stokholm'de bir ABD diplomatı olarak görevde bulundu.
Daha çok Hiroşima'nın Çiçekleri (1959) romanıyla tanınır. Romanı yazarken japonolog oğlu Ivan Morris'in ABD Deniz Kuvvetleri'nde çalışırken Hiroşima'ya atom bombası düştükten hemen sonraki ziyaretten kalan deneyimlerinden yararlanır. Kitap 39 dile çevrilmiştir.
Varlıklı ailelerden gelen karı-koca Hiroşima'da bir hastane yaptırdılar. Ölümünden sonra Edita ve Ira Morris Hiroşima Kurumu Barış ve Kültür için Ödül, daha çok Hiroşima Ödülü olarak bilinen ödül tanınmaya başlanmıştır.
Edita Morris Kitapları - Eserleri
- Hiroşima'nın Çicekleri ile Tohumları
- Hiroşima'nın Çiçekleri
- Hiroşima'nın Tohumları
- Nasıl mısın İyi misin?
- Vietnam'a Sevgiler
- Vietnam'a Sevgiler
Edita Morris Alıntıları - Sözleri
- “Mlle, gelecekteki kuşaklar, benim «mağara resimlerim» için ne düşünecekler dersiniz? Avrupadaki ünlü mağaralarda, ilkel insanların yaptıkları resimler hala duruyor; resimler, insanın o zamanki en büyük düşmanını, yırtıcı hayvanları gösteriyor. Bundan yüz yıl, bin yıl sonra benim insan kanıyla çizilmiş resimlerimi görenler ise günümüzde insanın en büyük düşmanının İNSAN olduğunu öyrenerek şaşıracaklar. Evet, insan! Ah, tatlı bir kaplanı nasıl özlüyorum!” (Vietnam'a Sevgiler)
- Bel kemiğime dokundu , bu nedir , diye sordu , belkemiğimdir, dedim güldüm. Garson, sırtındaki bel kemik, diye bağırdı . Gövdeni dik tutuyor, bir de yüreğinde belkemik olmalı. (Nasıl mısın İyi misin?)
- Dedim ki: gelecek Cumartesi biz evleneceğiz, gelecek Cumartesi cabuk gelir, gelecek Cumartesine kadar çok şey olur, bu cevabı Daryl verdi. Ben sordum: ne, Daryl cevap verdi: çok şey. (Nasıl mısın İyi misin?)
- Sadece sevgi duyuyordum şimdi! Garip! Onu sevmeye yeni yeni başlıyordum - sargılar altında çirkinleştiği zaman... Öylesine büyük bir sevgiydi ki bu, baharda buzlar nasıl çatlarsa, yüreğim de öyle çatlayacak sandım. (Nasıl mısın İyi misin?)
- Üçümüz de küçük, basit insanlarız. Günümüz dünyasındaki büyük olaylar yüzünden, büyük insanlar gibi davranmak zorunda kalıyoruz. (Hiroşima'nın Çicekleri ile Tohumları)
- Gözleri sincabın kırmızı kuyruğunda, daha büyük bir soruya cevap arıyorlar. O sincabın kuyruğundaki tüylerden bir tekini bile yaratamaz insanoğlu, ama canlıları yok etmekte uzmanlaşmıştır. Niye? (Hiroşima'nın Çiçekleri)
- Acı çekmeyenler acı kelimesini ne rahat kullanıyorlar... (Vietnam'a Sevgiler)
- Ama ölmüş gibi değildim artık. Ah Dan, ikimiz de yaşamalıyız! Sen on yedisindesin daha, öğrencisin. Ben de yaşlı değilim. Biz Asyalıların ölme hakkından başka hakkımız yok mu? (Vietnam'a Sevgiler)
- Ha! Ağaç orada duruyordu! Pembe sabah ışığında, meltem uzun dallarını kımıldatmaktaydı. Dalları neye benzemektedir? Kendi kendime bu soruyu sordum. Evet, saman şiltenin üstündeki dağınık saçlarına! Sevinçle bağırdım o anda. Demek ağacımla sen, bir bakıma aynı şeydiniz. Kiraz ağacını severken bu arada hep seni sevmişim, Dan! Fısıldadım Seni seviyorum. Seni seviyorum. Evet, şimdi şuna karar verdim Sana gideceğim, Vietnam'a kadar yüzmek zorunda kalsam bile. (Vietnam'a Sevgiler)
- Bayan, insanın zayıf yanlarına bakmadan edemiyorlar. Bunu farkında olmadan yaptıklarını sanıyorlar. Bana kalırsa, isteyerek, sadistçe yapıyorlar.. (Nasıl mısın İyi misin?)
- Zenciler gülümsemelidir, yoksa beyazlar onları işe almaz, Smith öyle diyor. (Nasıl mısın İyi misin?)
- Sincabın kuyruğundaki tüylerden bir tekini bile yaratamaz insanoğlu,ama canlıları yok etmekte uzmanlaşmıştır. (Hiroşima'nın Çiçekleri)
- Lütfen sizi rahatlatacak bir hayvan bulunuz. Bir köpek bile yalnızlık çeken bir insanın içini rahatlatır. (Vietnam'a Sevgiler)
- ‘’Hayata verilebilecek tek bir şeyim var. Ölümüm’’ (Hiroşima'nın Tohumları)
- Ufacık bir yalan, gerçeğin keskin bıçağından iyidir (Hiroşima'nın Tohumları)
- Biz Asyalıların ölme hakkından başka hakkımız yok mu? (Vietnam'a Sevgiler)
- Hadi uyku gel artık! Faydasız Yalnız insanlara gelmez uyku. (Hiroşima'nın Çicekleri ile Tohumları)
- Bir ölünün umutlanması olmayacak şey ama ben de bunu umut etmekteyim. (Vietnam'a Sevgiler)
- Coca'ya yeni diş verin , yoksa işsiz kalacak. Zenciler gülümsemelidir, yoksa beyazlar onları işe almaz. (Nasıl mısın İyi misin?)
- Güzellik nedir? Anne'nin güzelliği, uçuşan yapraklara benzeyen ayaklarından başlıyor, biçimli, uzun bacaklarına tırmanıyordu. Kalçalarıyla göğüsleri, pamuklu elbisesinin altında dört elmayı andırıyordu. Boynunun üstüne beşinci bir elma kondurulmuştu: yuvarlak, ufacık başı. Saçları omuzlarına dökülüyordu. Gülümsedi. (Nasıl mısın İyi misin?)