Mardin TÜKODER Başkanı Öztürk: Çalışanlar enflasyona ezdiriliyor, ücretler yeniden belirlenmeli
Mardin Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Başkanı Musa Öztürk, ara zammın yaşanmaması ve güncel ekonomik durumu değerlendirerek "Çalışanlar enflasyona ezdiriliyor, ücretler yeniden belirlenmeli." dedi.

2025 yılının ikinci yarısına girilmesiyle birlikte asgari ücret, enflasyon oranları ve çalışanların geçim sıkıntıları yeniden gündemin üst sıralarına taşındı.
Mardin Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği Başkanı Musa Öztürk, ara zam hakkında'ya değerlendirmelerde bulunarak asgari ücretteki artışların yetersiz olduğunu bu minvalde dar gelirli vatandaşların büyük sıkıntılar yaşadığını ifade etti.
Öztürk, alım gücünün düşmesi sadece tüketiciyi değil, tüm toplumu etkilediğinden dolayı ücretlerin mutlaka güncellenmesi gerektiğini kaydetti.
Öztürk, 2022 yılından bu yana uygulanan ücret artışlarına ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi “Malum olduğu üzere 2025 yılının ikinci yarısından bir ayımız geçti. Ocak'tan Temmuz'a kadar olan süreci hem tüketiciler hem de sabit ve dar gelirli çalışanlar açısından değerlendirecek olursak, geçmiş yıllarla kıyaslandığında ciddi bir gerileme yaşıyoruz. 2022 yılına kadar asgari ücret yılda bir defa belirleniyordu. Her ne kadar memurlar için Ocak ve Temmuz aylarında zam yapılıyorsa da, özel ve kamu işçileri sadece Ocak ayında artış alabiliyordu. Ancak 2022 yılında o dönemin ağır ekonomik koşulları ve enflasyonun yüksekliği nedeniyle Ocak ayında yüzde 50, Temmuz ayında da yüzde 30 oranında artış yapılmıştı. Bu, asgari ücretle çalışanlar açısından olumlu bir gelişmeydi.”
Öztürk, 2022 Haziran ayı enflasyonunun yıllık bazda yüzde 78 olarak açıklandığını hatırlatarak “O yıl Ocak ayında verilen yüzde 50 zam gerçekten çok yetersizdi. Temmuz ayında yapılan yüzde 30’luk ek artış bu açığı bir nebze olsun kapatmaya çalıştı. Asgari ücretli için olumlu bir adımdı. 2023’te Ocak ayında yüzde 54, Temmuz’da ise yüzde 34 oranında artış yapıldı. O yılki yıllık enflasyon ise yüzde 64’tü. Bu da yine çalışanların bir nebze korunabildiği bir dönemdi. Yılda iki defa yapılan ücret artışı, çalışanları enflasyona ezdirmemek açısından gerçekten olumlu bir adımdı. En azından adaletli bir yaklaşım vardı. Ancak yıllardan beri süre gelen yılda bir zam uygulaması, 2022 ve 2023’teki istisnai uygulamayla bir nefes aldırmıştı; fakat ne yazık ki 2024’te bu uygulamadan geri dönüldü.” şeklinde ifade etti.
"2024’te çalışanların beklentilerinin boşa çıktı"
2024’te çalışanların beklentilerinin boşa çıktığını ifade eden Öztürk “2024 yılı Ocak ayında asgari ücrete yüzde 49 oranında bir artış yapıldı. Ancak Haziran ayı enflasyonu yüzde 64 olarak açıklandı. Bu da gösterdi ki yılın ikinci yarısında yeni bir artış yapılması zorunluydu. Fakat Maliye yönetimi yılın ikinci yarısında enflasyonun düşeceğini öngörerek bu artışı yapmadı. Büyük bir beklenti vardı, insanlar umut bağlamıştı. Ancak bu umutlar boşa çıktı. Bu karar sabit ve dar gelirli kesimi adeta ezdi.” ifadelerine yer verdi.
"Ocak 2025’te yapılan zammın etkisi, Temmuz sonunda tamamen eridi"
2025 yılında da benzer bir tablonun yaşandığını belirten Öztürk, Ocak ayında yapılan cüzi artışın etkisinin hızla eridiğini söyleyerek “Ocak 2025’te sadece yüzde 6’lık bir artış yapıldı. Ancak Haziran ayının sonuna gelindiğinde yıllık enflasyon hâlâ yüzde 35 seviyelerinde seyrediyordu. Üstelik halkın hissettiği gerçek enflasyon, özellikle marketlerdeki fiyatlar dikkate alındığında çok daha yüksekti. Temmuz ayında yeni bir zam beklentisi oluştu. Ama Merkez Bankası yıllık enflasyonun yüzde 24 olacağı öngörüsünü paylaştı. Maliye Bakanı ise bunu daha da ileriye götürerek yıl sonunda enflasyonun yüzde 20’nin de altına düşebileceğini söyledi. Bu durum, milyonlarca çalışanın beklentisini kursağında bıraktı. 2 Ocak 2025’te yapılan zammın etkisi, Temmuz sonunda tamamen eridi. Vatandaş temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geldi. Bu durum esnafı da vurdu; çünkü alım gücü olmayan halk alışveriş yapamıyor. Üretim ve ticaret de bu zincirin bir halkası. Dolayısıyla sadece tüketici değil, üretici ve satıcı da bu daralmadan etkileniyor.” şeklinde aktardı.
Mevcut ekonomik politikanın dar ve sabit gelirli kesimi giderek daha fazla borçlanmaya ittiğini belirten Öztürk “Satın alma gücünün düşmesi, vatandaşları ister istemez tüketici kredilerine, banka borçlarına yöneltiyor. 2024 ve 2025’in ilk 6 ayı itibariyle takibe giren kredi ve borç miktarlarında ciddi artışlar görülüyor. Bu borçlanma zinciri, sosyal hayatı da olumsuz etkiliyor. Ne yazık ki zaman zaman intiharlar, adli olaylar gibi toplumu sarsan hadiselerle karşılaşıyoruz. İcraya düşen dosyalar her gün katlanarak artıyor. Bu da toplumun sosyal dengelerini bozuyor.” şeklinde konuştu.
"Üç aylık enflasyon farkı, maaşlara doğrudan yansıtılsın"
Öztürk, çözüm önerisini şu sözlerle dile getirdi “Çalışan kesimin enflasyona ezdirilmeyecek şekilde ücretlerinin belirlenmesi şart. Biz bir adım daha ileri gidiyoruz: Ayda bir olmasa bile üç ayda bir, ücretlerin enflasyon oranında otomatik olarak güncellenmesini öneriyoruz. Hiçbir pazarlığa gerek kalmaksızın, üç aylık enflasyon farkı maaşlara doğrudan yansıtılsın. Ayrıca 2026 ve hatta 2027 için yapılacak olan sözleşmelerin, bugünden yapılan tahminlerle değil, gerçek piyasa koşullarına göre esnek bir yapıya sahip olması gerekiyor. Tüm çalışanların, emeklilerin, işçilerin, hatta çiftçilerin emeğinin ve ürününün hak ettiği şekilde değerlendirilmesi gerekir. Ücretlerin bugünkü hayat şartlarına göre yeniden düzenlenmesini istiyoruz. ‘Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyiz’ söyleminin lafta kalmaması için bu düzenleme bir an önce yapılmalıdır.”
İLKHA