diorex
life
Dedas

Memur-Sen: Uzlaşmazlığın sebebi kamu işvereninin çözümsüz tavrıdır

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin uzlaşmazlıkla sonuçlanmasının sorumlusunun kamu işvereni olduğunu belirterek, “Hakem sürecine güvenimiz yok ama mücadelemiz devam edecek.” dedi.

  • 20.08.2025 20:42
Memur-Sen: Uzlaşmazlığın sebebi kamu işvereninin çözümsüz tavrıdır

Memur-Sen Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin kamu işvereninin uzlaşıdan uzak tavrı nedeniyle sonuçsuz kaldığını söyledi.

Yalçın, kamu görevlilerinin beklentilerinin karşılanmadığını vurgulayarak, "Memurların ve emeklilerin yaşanabilir ekonomik düzeye kavuşmaları, sosyal refaha ulaşabilmeleri için, kayıplarını gidermek, gelirde adalet, ücrette dengeyi sağlamak için, yetkili konfederasyon olarak yürüttüğümüz. 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmeleri Kamu İşvereninin uzlaşıdan ve çözümden uzak tavrı nedeniyle ne yazık ki Uzlaşmazlıkla sonuçlanmıştır. Memur-Sen olarak, Tekliflerimizi sunduğumuz 24 Temmuz’dan bu yana kamu görevlilerinin birikmiş sorunlarını çözmenin, adaleti ve hakkaniyeti sağlamanın, çarpık ücret skalasını düzeltmenin, kısacası anlaşıp uzlaşmanın sağlanması gereken yerin Toplu Sözleşme Masası olduğunu ısrarla ifade ettik. Ancak Kamu İşveren Heyeti, memurun sesine kulağını, emeklinin mağduriyetine gözünü kapattı." ifadelerine yer verdi.

"Hiç kimse sebebi olmadığımız sorunların sahibi olmamızı bizden bekleyemez" diyen Yalçın, "Sendika Yasamızın olumsuzluklarını, süremizin darlığını ve çözüm bekleyen konuların çokluğunu sürekli tekrarlamamıza rağmen teklif diye açıklanan rakamlarda adalet de, denge de yoktu. Dertlerimize deva olmayan, sorunları çözmek bir tarafa memurların umudunu daha da kıran bütün teklifleri reddettik, yok saydık ve kabul etmedik. Hiç kimse sebebi olmadığımız sorunların sahibi olmamızı bizden bekleyemez. Onun için bu tekliflerin altına imzamızı atmadık." şeklinde belirtti.

"Yasanın bize tanıdığı tüm sınırları zorladık"

Yalçın, "Her yönüyle samimi, kararlı ve şeffaf bir mücadele yürüttük. Emeğin hakkını savunma noktasında önemli bir irade ortaya koyduk. Yasanın bize tanıdığı tüm sınırları zorladık. Örgütlü gücümüzü eylemliliğe dönüştürdük. Hakkımızı almak için meşru her yolu denedik. 81 ilde basın açıklamaları gerçekleştirdik. 11 sendikamızın her biri Ankara’da farklı noktalarda eylemler yaptılar. Sosyal medya gündeminin ilk sırası 6 gün boyunca memur sözleşmeleriydi. Yüzbinlerce kamu görevlisinin katılımıyla, başta ulaşım hizmetleri olmak üzere bütün sektörlerde Türkiye genelinde iş bıraktık, memur/emekli hayat bulsun diye hayatı durdurduk. Ankara’da, sıcağın alnında, 25 bin emekçinin coşkulu katılımıyla sendika tarihinin en büyük mitingini gerçekleştirdik. Ardından Maliye Bakanlığına yürüdük ve hak emek adalet diyerek bir kez haklarımızı haykırdık.

Bu zorlu süreçte, dirayetini yitirmeden ağustosun bunaltıcı sıcağında her gün meydanlara koşan, bazı işgüzar yöneticilerin tehditlerine aldırmadan iş bırakan, 'Emeğimiz, Ekmeğimiz, Geleceğimiz İçin' mücadele veren tüm üyelerimize, tüm teşkilatlarımıza yürekten teşekkür ediyorum. Bu dönem sendikal mücadeleyi bir adım daha ileri taşıdık. Bundan önceki toplu sözleşme süreçlerinde masada bulunan konfederasyonlar arasında sosyal diyalog arayışımız provake edilmişti. Bu dönem süreç başlamadan, masada bulunan üç konfederasyon başkanı olarak bir araya geldik. Süreç içerisinde iletişim halinde olduk. Bakanla ortak görüşme gerçekleştirdik. Yetersiz tekliflere ortak tepki verdik. Ayrı meydanlarda da olsa aynı itirazı yükselttik. Ben buradan Sayın Önder Kahveci ve Sayın Orhan Yıldırım’a teşekkür ediyorum. Keşke, uzlaşma olmuş olsaydı da, bugün buradan Maliye Bakanı ve Heyet Başkanı Sayın Bakan’a da teşekkür edebilseydik." ifadelerini kullandı.

"Uzlaşının sağlanması için elimizden geleni yaptık"

Konuşmasının devamında Yalçın, şunları aktardı: "Kamu görevlilerinin haklı taleplerini çözmeye yönelik bütün girişimlerimiz, ortaya koyduğumuz irade, milyonların itirazı, Kamu işvereni tarafından görmezden gelinmiş, ilk oturumu 28 Temmuz’da iyi niyetle başlayan süreç, tekliflerimizin sunulmasından bugüne 28. günde uzlaşmazlıkla sonuçlanmıştır. Biz pazarlığın sürmesi, uzlaşının sağlanması için elimizden geleni yaptık. Hizmet kollarında sendikaların mücadelesi sonuç verdi ve sendikaların tümü toplu sözleşme imzaladı. Genele ilişkin görüşmelerde her ne kadar oransal zam, taban aylığa zam, refah payı, kira yardımı, bayram ikramiyesi, eş ve çocuk yardımı gibi temel konularda uzlaşma sağlanamadıysa da; Mücadelemiz sonucu mühendislerden akademisyenlere, şube müdürlerinden şef ve amirlere, avukatlardan uzmanlara, ek ödemelerden tazminatlara kadar birçok konu yanında bir yenilik olarak Yardımcı hizmetler ve genel idari hizmetlere ilişkin uzlaşılan maddeleri Sayın Bakan ile imzaladığımız toplantı tutanağına kaydettik. Bu toplantı tutanağında geçenlerle birlikte adil bir teklifle gelinseydi, 8. Dönem Toplu Sözleşmesi Türkiye emek tarihine en kapsamlı toplu sözleşme olarak geçebilir, böylece gelirde adalet, ücrette denge ve kamuda iş barışı sağlanabilirdi. Genele ilişkin uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplantı tutanağını kamuoyu ile paylaştık."

"Emekli açlık, memur yoksulluk sınırının altına sıkışmış durumda"

"Kamu görevlileri merak ediyordur, neden uzlaşamadık?" diyen Yalçın, "Kamu ücret rejimi Eski Türkiye’ye geri döndü, amir mahiyetindekinden daha düşük alır hale geldi. Farklı statüde aynı işi yapan çalışanlar arasındaki makas memurun lehineyken memurun aleyhine döndü. Bunu kabul etmek, sineye çekmek, meşrulaştırmak kendimizi inkar, sendikacılığımıza, verdiğimiz emeğe saygısızlık, kamu görevlisine de ihanet olurdu. Bunu asla yapmadık, yapmayız. Oluşan çarpık tabloyu yalın haliyle herkese anlattık, herkese haykırdık. Herkes her şeyi biliyor, mızrak artık çuvala sığmıyor. Bu durum, kamuda çalışma huzurunu bozmuş, iş barışını baltalamıştır. Emekli açlık, memur yoksulluk sınırının altına sıkışmışken; Sendikacıya düşen maliyenin gerekçelerini değil memurun gerçeklerini haykırmaktır. Sendikacıya düşen hükümetin doğrularını söylemek değil hükümete doğruları söylemektir. Biz, gerçekleri ve doğruları her ortamda söyledik. Söylemeye de devam edeceğiz." diye belirtti.

"Hakeme ne bizim ne de kamu görevlilerinin zerre miktar güveni, inancı yoktur"

Son olarak Yalçın, "Bir kez daha ifade ediyorum; Artık 4688 sayılı yasayla buraya kadar. Bu yasa miadını doldurmuş, çözümün odağı olmaktan çıkmış, sorun üreten bir hale gelmiştir. 8 toplu sözleşmenin dördünde uzlaşabildik, dördünde uzlaşamadık. Bu sorunlu yasa bir an önce değişmek zorundadır. Önümüzde hakem süreci var. Hakeme ne bizim ne de kamu görevlilerinin zerre miktar güveni, inancı yoktur. Geçmişte hakemlik edenlerin hakkaniyetten uzak tutumları, adil olmayan kararları, olmayan iradeleri, hakemi Kamu Görevlileri Hakem Kurulu olmaktan çıkarıp, Kamu İşveren Hakemi haline getirmiştir. Bizim için atılacak yeni bir adım kalmadı, yedi milyona yakın memur ve emekli için yapılabilecek bir şey varsa, inisiyatif hükümettedir. Hala üç gün var. Memurun beklentileri karşılansın, umutsuzluk umuda dönüşsün. Ortaya çıkan duruma ne rızamız ne de tahammülümüz var. Mücadelemiz de itirazımız da devam edecek." dedi.

Program, soru cevap şeklinde devam etti.

İLKHA

Yorum Yaz