Şehitkamil Ziraat Odası Başkanı Yiğit: Bu yıl kuraklıkla birlikte zirai don çiftçiyi çok zor durumda bıraktı
Bu yıl kuraklıkla birlikte zirai donun çiftçiyi çok zor durumda bıraktığına değinen Gaziantep Şehitkamil Ziraat Odası Başkanı Cuma Yiğit, girdi maliyetlerinin yüksek olmasının da ekstra bir sıkıntı olduğunu belirtti.

Bu yıl genel itibariyle tarım ürünlerinde istenilen rekolte ve kalitenin elde edilmediğine değinen Yiğit, bölgesel üretimle çiftçinin korunacağına dikkat çekti.
"Bu sene ne yazık ki büyük bir kuraklık yaşanıyor"
Şehitkamil Ziraat Odası Başkanı Cuma Yiğit, "Bu sene ne yazık ki, büyük bir kuraklık yaşanıyor. Tamamen iklim koşullarından kaynaklanan bir durumdur. Şu anda fıstık hasadı dönemindeyiz. Çiftçilerimiz bu sıcak havalarda, güneşin altında çalışmak zorunda kalıyor. Ancak ne yazık ki bu yıl fıstık da yok denecek kadar az. Hem verim düşük, hem de kuraklığın ardından bir de don zararı yaşandı. Özellikle Şehitkamil ilçemize bağlı 39 köyümüzde fıstık neredeyse hiç olmadı. Bazı yerlerde ürün varsa da maliyetler çok yüksek. Fıstık ağacı verimli olduğunda işçilik masrafı daha az olurdu ama şimdi öyle değil. İşçi maliyetleri arttı, bunun dışında fıstığın kütü var, çürüğü var, kurutması var, budaması var yani oldukça maliyetli bir üretim." dedi.
"Kuraklık Gaziantep'i de çok etkiledi"
Cuma Yiğit
Yiğit, kuraklığın tüm bölgeleri etkilediğine değinerek, "Gaziantep'te sulanmayan arazilerde çiftçilerimiz üretim yapmaya çalıştı ama verim olmadı. Sulanan alanlarda ise az da olsa ürün alındı ama yine de rekolte düştü. Aslında Gaziantep ve genel olarak Güneydoğu Anadolu Bölgesi, fıstık üretiminde önemli bir yer tutar. Ancak bu kuraklık Gaziantep'i de çok etkiledi. Büyükşehir Belediye Başkanımız ve milletvekillerimiz konuyla ilgileniyor. Barajdan su getirilmesi için çalışmalar başladı, ihalesi yapıldı. İnşallah o su bir an önce bölgeye ulaşır. Bizim için yeter ki su olsun; üretim de olur. İlçemin ya da başka bir yerin olması önemli değil, önemli olan Türkiye'de üretimin devam etmesi. Bu yüzden sulamaya daha fazla önem vermeli, bu alana yatırım yapmalı ve imkanı olan her barajdan sulama kanalları yapılmasını sağlamalıyız." ifadelerini kullandı.
"Çiftçiyi doğru yönlendirmek zorundayız"
Çiftçinin bilinçli tarıma yönlendirilmesi hususunu hatırlatan Yiğit, "Bu yıl çiftçimizi doğru yönlendirmemiz her zamankinden daha önemli hale geldi. Tarımda bölgesel planlama konusu, ne yazık ki ülkemizde geç kalınmış bir adım oldu. Çiftçi, o yıl ne kazandırdıysa ona yöneliyor. Ancak bu durum plansızlık nedeniyle büyük zararlar doğuruyor. Bir yıl zarar eden çiftçi, bu zararı beş yılda bile telafi edemiyor. Hatta çoğu zaman çiftçiliği tamamen bırakmak zorunda kalıyor. Onun için bizim bölgesel tarım yapmamız lazımdır. Sen şu kadar soğan, patates ek dememiz lazım. Bu sene karpuz ekenlerin hepsi zarar etti. Çiftçiye zarar ettirmememiz lazımdır. Bunun tekrar etmemesi için bölgesel tarım planlaması şart. Hangi bölgede ne kadar buğday, ne kadar patates, ne kadar soğan ekileceği önceden belirlenmeli. Tarım Teşkilatımız, 'Şu üründen şu kadar ihtiyacımız var.' diyerek yönlendirme yapmalı. " şeklinde konuştu.
"Az maliyetle yüksek verim alabileceğimiz yollar sunmalıyız"
Üretimin artırılması için çalışma yapılması gerektiğine değinen Yiğit, "Ayrıca sadece ürün değil, girdi maliyetleri konusunda da çiftçiye destek olmalıyız. Az maliyetle yüksek verim alabileceği yollar sunmalıyız. Bu noktada ziraat mühendislerinin sahada aktif rol alması şarttır. Hala yanlış ilaçlama yapan, zamanında müdahale edemeyen üreticiler var. Bu da hem verimi düşürüyor, hem maliyeti artırıyor. Tarım birlikleri, Tarım Bakanlığı, ziraat mühendisleri hep birlikte çiftçinin yanında olmalı, sürekli rehberlik etmeli. Ancak bu şekilde üretimi artırabilir, çiftçimizi koruyabiliriz." dedi.
"Her tarafta kuraklık var"
Nusret Cıncık
Tarım işçiliği yaptığını dile getiren Çiftçi Nusret Cıncık, "Ben bir tarım işçisi ve bir elçi olarak Gaziantep'in dört bir yanında geziyorum. Her tarafta bir kuraklık var. Zirai ilcalar, gübre, tohum, mazot gibi temel girdilerin fiyatları aldı başını gitti. Mazot bugün 56 lira. İşçi maliyetleri arttıkça, ürünlerin maliyeti yükseliyor. Ama ne yazık ki ürün para etmiyor. Soğan, patates, domates tarlada 5 liraya bile zor alıcı buluyor. Üretici kazanamıyor. İşçi de kazanamıyor. Tarladaki ürün tarlada kalıyor. Soğancılar, domatesçiler mallarını toplayamadan bırakıyor." ifadelerini kullandı.
Girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle işçilerin de zor günler yaşadığına değinen Cıncık, "Buğday ve pamuk fiyatı 4 yıldır aynı 9lira ile 13 lira civarında. Ama girdiler misliyle artmış durumda. Çiftçi şaşkın, ne yapacağını bilmiyor. Fıstık bu yıl çok zayıf. Kuraklık, don, yağmur eksikliği derken bazı bölgelerde hiç ürün yok. Zaten varsa da verimi çok düşük. İşçi cephesi daha da sıkıntılı. Günlük ücret artsa da alım gücü düştü. Kazanılan para hiçbir şeye yetmiyor. İşçiler, ailelerini geçindirememekten korkuyor." şeklinde konuştu.
İLKHA