Zam krizi derinleşiyor Herkese var da neden işçiye yok?
Demiryolu işçilerinin maaşına yapılan kısmen iyileştirme çalışan işçileri memnun etmezken, Demiryol-İş Malatya Şube Başkanı Hikmet Kazgan, memura, emekliye, asgari ücretlilere verilen zammın kendilerine verilmemesi iş barışını bozduğunu ileri sürdü.

Sendika olarak işçileri motive edemediklerini belirten Kazgan, “Çalışanlar arasında ayırım yapılınca işçi kesimi ister istemez ‘Memur 6 milyon, emekli 16 milyon, biz 375 bin kişiyiz. Bizim meblağımız çok az tutar’ diyorlar. Ancak Maliye Bakanımız ‘Zam veremem’ dedi, işin içinden çıktı.
Çok maaş alıyorlar düşüncesinin aksine aldıkları düşük maaşla gündeme gelen demiryolu işçilerinin zam krizi devam ediyor. Maaşlarında bir nebze olun düzeltme yapılsa da bunun hiçbir faydası olmadığını dile getiren işçiler, gelecekleri konusunda endişe yaşarlarken, BUSABAH Medya’ya konuşan Demiryol-İş Malatya Şube Başkanı Hikmet Kazgan, maaş konusunda adaletsizliğin mutlaka giderilmesi gerektiğini ifade etti.
Birinci ayda sözleşmesi biten kamu kurumlarında çalışan kamu işçileriyle üçüncü ayda sözleşmesi biten işçiler arasında oluşan bir enflasyon farkının ödendiğini dile getiren Kazgan, onun da mart ayının enflasyonu 3 Mart’ta belli olacağını söyledi.
“VERGİDE ‘ADALET’ DEDİĞİMİZ BU”
Şu andaki bu yüksek enflasyonda bünyelerinde çalışan işçilerin ev geçindirmesinin mümkün olmadığını ifade eden Kazgan,
“Yani o aradaki farkın da 8 puan mı, 9 puan mı olduğu o zaman belli olacak. Bu değişiklik de çalışan kesimi ve bizleri hiç memnun etmemiştir. Çünkü 24-25 bin lira maaş alan bir arkadaşa mart ayında enflasyon farkını versen ne olacak, 31-32 lira olacak. Ondan sonra yüzde 20 dilimine gireceğiz, yüzde 5 öyle gidecek. 2 ay sonra yüzde 27 gireceğiz, 7 puan da öyle gidecek. Yani ‘vergide adalet’ dediğimiz bu. Biz çalışanlar ocak ayında aldığımız maaşı aralık ayında alamıyoruz. Yani şimdi mart ayında 31-32 lira olacak maaşımızın nisan ayında yüzde 5’i gidecek. Yine yüzde 28’lere düşeceğiz. Şu andaki bu yüksek enflasyonda gençlerimizin, bizlerin bu parayla ev geçindirmesi mümkün mü?”
diye konuştu.
“O DA İŞÇİ, BİZİM ÇALIŞANLARIMIZ DA İŞÇİ”
“Bugün Malatya'da 10 bin liradan aşağı ev kirası yok” diyen Kazgan,
“Marketlere girdiğimizde her şey ateş pahası. Bugün aldığımız bir ürünü yarın aynı fiyata alamıyoruz. Ve bu enflasyonun sebebi de çalışan kesim değildir. Enflasyonu biz yükseltmedik. Biz sözleşmemizi yaparken de enflasyonun bu derece yükseleceğini ön göremedik. Şimdi enflasyon böyle çıkmışsa hükümet yetkililerimizin memura, emekliye, asgari ücretliye verdiği yüzde 49.7 zam oranını mutlaka kamuda çalışan işçilere vermesi lazım. Bu maaş oranı kamu işçilerine vermezse iş barışı bozulur ki, bozuldu da. Bu durum şu anda üretimi büyük derece etkilemektedir. İnsanlar canı gönülden işe gitmek istemiyor. Bu kadar riskli iş yapıyoruz, aldığımız maaş ortada. İşçilerimiz ‘Ben bu maaşı tekstil fabrikasına giderim, bir şirkette giderim orada bu maaştan daha fazlasını alırım’ diyorlar. Şu anda bizde çalışan taşeron işçiler aldıkları maaşla kamu işçileri geçti. Bugün gişede teknik adı altında çalışan bir personel bizim çalışan işçimizden fazla maaş alıyor. O da işçi, bizim çalışanlarımız da işçi. O arkadaşlar oturduğu yerden benim çalışan işçimden fazla maaş alırsa burada adalet, burada huzur, burada üretim bekleyemezsiniz. İşçilerimiz çalışıyor görünüyor ama bu maaş adaletsizliği nedeniyle kimse canı gönülden üretmiyor”
ifadelerine yer verdi.
“YETKİLİLERİMİZ BU HAKLI SERZENİŞİMİZİ YERİNDE GÖRÜR”
Maaşlarında kısmen düzeltilme yapıldığını ancak bunun kimseyi memnun etmediğini kaydeden Kazgan, şunları dile getirdi:
“Kısmen düzeltilme sizi memnun etmedi, kimseyi memnun etmedi. Ne yapacağımız konusunda şu anda biz Türk-İş'i bekliyoruz. 1 Mart’a kadar fark almak için görüşmeler devam ediyor. İnşallah başarılı olunur. Hükümet, yetkililerimiz, bu haklı serzenişimizi yerinde görür. Ayrım yapmadan, ülkede çalışan her kesime ne verilmişse biz de aynısını istiyoruz. İşçilerimizin yasal olarak çalışmama gibi bir lüksü olmaz. Ancak isteksiz çalışıyorlar. İşler bizim istediğimiz gibi yürümüyor. Sendika olarak işçilerimizi motive etmeye çalışıyoruz ama şu anda bunu yapamıyoruz. ‘Çalışın’ desek, onlar da ‘Ne kadar köfte o kadar ekmek’ diyecekler. ‘Bana ne verdi ki benden onu istiyorlar’ diyecekler. Bir de çalışanlar arasında ayırım yapılınca işçi kesimi ister istemez ‘Memur 6 milyon, emekli 16 milyon, biz 375 bin kişiyiz. Bizim meblağımız çok az tutar’ diyorlar. Ancak Maliye Bakanımız
“İŞÇİLERİMİZ ARTIK HÜKÜMETİ ELEŞTİRMEYE BAŞLADILAR”
İşçilerin bu hayal kırıklığının 31 Mart’a sandıklara yansıyacağını belirten Kazgan,
“375 bin işçiden bahsediyoruz. Bu da 31 Mart’ta sandıklara yansır. İşçilerimizden kimsenin oy kullanacağına ihtimal vermiyorum. Bu adaletsizlik ne zaman düzelttirilirse işçilerimiz de o zaman oyunu kullanır. İşçilerimiz artık hükümeti eleştirmeye başladılar. Bakanımızın Türk-İş’le yapılan görüşmesindeki o tavrını herkes biliyor. ‘Ben zam veremem, bütçenin dengeleri şaşar’ diyor. İşçilerimiz de haklı olarak 16 milyon emekliye, 6 milyon memura zam verdiniz bütçenin dengesi şaşmadı da bize gelince mi bütçenin dengesi şaştı?’ diye soruyorlar. Biz de diğerlerine göre devede bir tüyüz. 6 milyon memur nere, 375 bin kamu işçisi nere?”
söyleminde bulundu.
“20 MİLYONLUK MAKİNELERİ ÜZERİMİZE ZİMMETLEDİK”
Bir belediye temizlik işçisinin kendilerinden fazla maaş aldığını söyleyen Kazgan,
“Malatya'daki belediyelerle yaptığımız çalışmalar sonucunda belediyedeki temizlik işçisi bile 37 bin lira maaş alıyor. Üniversitelerde çalışan temizlik işçileri keza böyle. Yani 37 bin liranın aşağısında maaş alan işçi yoktur. Yani biz 20 milyonluk makineleri üzerimize zimmetledik. Yol yapıyoruz, makina tamir ediyoruz. Bizim aldığımız 23-24-25 bin lira gibi rakamlar çok komik. Serzenişimizde son derece haklıyız. Yetkililerimizin bu sesimizi duymasını istiyoruz. Zaten bozulan birliğimizin ileride daha aşırı bir şekilde bozulmasından korkuyoruz. Bizim üniversitede, belediyede çalışan temizlik işçilerini küçümsemiyor, onların maaşlarında da gözümüzün olmadığını dile getirmek istiyorum”
diye konuştu.
“BİZ DE ONUN EVLADIYIZ”
Hükümete çağrıda bulunan ve ayrışmadan yana olmadıklarını kaydeden Kazgan,
“Hükümete çağrımız şu: Biz ülkemizi, kurumumuzu seviyoruz, ülkemizin birliğinden ve bütünlüğü için daima beraber hareket ettik. Hep bütünlükten yanayız. Ayrışmadan yana değiliz. Bu ülkede yaşayan, bu ülkenin bütün vatandaşları eşittir. Bir baba 4 evladını nasıl eşit derecede tutmaz, o evde huzursuzluk çıkıyorsa, ülkemizin başındaki reisimiz de işçi kesiminin bu haklı talebini de görmezden gelmemeli, bu haklı talebimizi görmeli. Biz de onun evladıyız, diğer evlatlarına ne kadar zam verdiyse, bu evlatları için de aynı oranda zam vermeli. Ama şu anda ipler bizim elimizden gitti. İşçiler bizi dinlemez duruma geldi. Çünkü bu maaşla çalışan işçiye ‘Çalış, şu lafı konuşma, bu hareketi yapma’ diyemiyorum ki amirlerimiz de diyemiyor. Kurumda birlik ve bütünlük bozuldu, üretimde bayağı bir düşüş var”
ifadelerini kullandı.
Editör: Gülten Akgül