Erdal Sarızeybek kimdir? Erdal Sarızeybek kitapları ve sözleri
Türk Emekli Albay, Araştırmacı Yazar Erdal Sarızeybek hayatı araştırılıyor. Peki Erdal Sarızeybek kimdir? Erdal Sarızeybek aslen nerelidir? Erdal Sarızeybek ne zaman, nerede doğdu? Erdal Sarızeybek hayatta mı? İşte Erdal Sarızeybek hayatı...

Doğum Tarihi: 1956
Doğum Yeri: Kaman, Kırşehir
Erdal Sarızeybek kimdir?
Erdal Sarızeybek; (d. 1956, Kaman, Kırşehir), Türk asker.
1976 yılında Kara Harp Okulu'dan jandarma teğmen rütbesiyle mezun oldu. 1978-1996 yılları arasında jandarma teşkilatının sınır, eğitim ve iç güvenlik birliklerinde komutanlık yaptı.
1990 yılında Fransız Jandarma Subay Okulundaki öğrenimini müteakip 1992-1994 yılları arası Şemdinli Hudut Tabur Komutanlığı görevinde bulundu.
1996-1998 yılları Paris Askeri Ataşe Yardımcılığı görevini yürüttü. 2002 yılında Türkiye'de Adli Kolluk konusunda master yaptı. 1999-2003 yılları arasında Van, Manisa ve Şanlıurfa'da İl Jandarma Komutanlığı görevlerinde bulundu. 2005 yılında atandığı Ankara Uzman Jandarma Öğrenci Alay Komutanlığı görevinde iken albay rütbesinde kendi isteğiyle emekliye ayrıldı.
Türk Silahlı Kuvvetleri Birinci Derece Gümüş Liyakat Madalyası sahibi emekli albay Sarızeybek, evli, iki çocuk babası olup çok iyi derecede Fransızca bilmektedir.
Erdal Sarızeybek Kitapları - Eserleri
- İhaneti Gördüm
- Şemdinli'de Sınırı Aşmak
- Son Harekat Kod Adı: Yahuda
- Kurt Kapanı
- Ya Gazi Paşa Duyarsa
- Çarçella
- Hesaplaşma
- Büyük Suikast
- Ergenekon Gölgesinde İhaneti Yaşamak
- İsrael
- Cemaat ve Barzani
- Saray'daki Gizli Tarikat
- Nil'den Fırat'a Devlet Oyunları
- Yüzleşme
- Menora
- Türk Ordusu Nereye
- Yanlış İttifak
- Usta'nın Göremediği Siyasi Tuzak
Erdal Sarızeybek Alıntıları - Sözleri
- Şimdi bile hatırlıyorum; pırıl pırıl öğretmenlerim, saygın ve asil, Atatürkçü, ülkesini seven, Yerli malı haftaları, akla ve fikre ilmin ve bilimin egemen olduğu yıllar. Önce yerli malı bitti ya da bitirildi, ithal et yedik deli dana, buğday yedik ithal, tarım ve hayvancılığın gözde olduğu ülkemizde ete, buğdaya muhtaç olduk. Ardından, önce PKK denen kan dökücü teröristler öğretmenlerimizi öldürdü ve biz koruyamadık yeni neslin eğiticilerini. Sonra derken kemer sıkma politikası aldı yürüdü. Maaş yetmez oldu öğretmenimize, kimi simit satmaya başladı, kimi şoförlük yaptı. Sonra paralı dershaneler açtık, aldılar gittiler en iyi öğretmenlerimi, düşünmediler parasız olan ne yapsın! Doğu, Güneydoğu bir çile yeri oldu öğretmenime terör belasından; odun yok, kömür yok, okul yok. Bir derslikte beş sınıfa birden nasıl ders verilir? Gelin de görün bizim öğretmenimizi Van'da, Hakkari'de, nasıl beş sınıf birden yetiştirilir bir sınıfta, görün. (Ya Gazi Paşa Duyarsa)
- Yıl 1992. Yer; Şemdinli İran sınırı. Cumhurbaşkanı Özal: -Başımız sağolsun evladım. Anlat bakayım, nasıl oldu bu saldırı? Şemdinli Jandarma Sınır Tabur Komutanı Binbaşı Sarızeybek: -Sayın Cumhurbaşkanım. Teröristler geceden İran sınırını geçerek karakolun etrafına mevzilendiler. Sabaha karşı yoğun roket ve makineli tüfek atışlarıyla şok etkisi sağlayıp mevzilerimize sızdılar. El bombası atarak 19 askerimizi şehit ettiler. Çatışma öğleye kadar sürdü ve İran’a kaçtılar. - Bu teröristlerin İran’dan geldiği doğru mu? - Evet Sayın Cumhurbaşkanım. İran’dan geldiler ve İran’a kaçtılar. - Emin misin? - Evet Sayın Cumhurbaşkanım. Çatışma sonrası teröristler kaçarken hemen karşıdaki İran karakolu destek verdi onlara ve araçlarla Urumiye’ye doğru gittiler. Uçaklara bu karakolun koordinatlarını verdim vurmaları için ama vurmadılar. Sağma baktı Özal, soluna baktı, etrafındakilere dönerek sakin bir sesle: - Ben olsaydım vururdum, dedi. Okuduklarınız gerçektir, yaşanmıştır. Ben olsaydım vururdum, dedi Sayın Cumhurbaşkanı, dedi ama vurmadı. Söylediğinin aksine, İran’ı bir nota ile dahi uyarmadı. Gerçeği bile bile göz yumdu onlara. Bundan cesaret alan teröristler bir hafta sonra tekrar geldi, Aktütün karakolumuza saldırdı. Saatler boyu çatıştık. Büyük darbe aldılar ama 22 şehit verdik ve giden geri dönmedi hiç. Özal İran’ı yine vurmadı. Tavır da almadı İran’a karşı. Çatışmadan on beş gün sonra, bu sefer çok kalabalık geldi teröristler, yüzlercesi belki bine yakın. Derecik karakolumuza saldırdılar, akşama kadar sürdü çatışma. Ferhat kod adlı Osman Öcalan Nahal Tepe’de bizi izliyordu. Tanesi yedi milyon dolar eden yüz bir terörist ölüsünü ben saydım, bize hain kurşun attıkları yerlerde. Büyük bir darbeydi bu, çok büyük, kitaplarına bile geçti teröristlerin ama terörist zayiatını ne yapayım, 33 şehit verdik biz de bu çatışmada. Ne yalan söyleyeyim, kırgınım Özal’a, söylediğini yapmadığı için. Bir cumhurbaşkanıydı o, istese yapardı ama yapmadı. (İhaneti Gördüm)
- Israiloğullarının kutsal toprakları ele geçirmek için yaptığı katliamlar tarih sayfalarına binlerce insanın kanı ile yazılıyordu.. (İsrael)
- Balkan Savaşları,Balkanlardaki Türk varlığının büyük bir kıyıma uğramasına sebep oldu ve yüz binlerce Türk,savaşlar sırasında ve sonrasında açlık ve yokluk içinde buradan göç etti. (İsrael)
- Bu öyle bir acı ki; örgütü biliyorsunuz, devletinizin gücünü biliyorsunuz, iyi bir strateji ile bu örgütün yok edileceğini de biliyorsunuz ama bu bir türlü olmuyor ve hep kaybeden siz oluyorsunuz. Acı işte bu, zorunuza gidiyor, siyasilerin iş bilmezliği yüzünden devletin böylesi bir örgüt karşısında çaresizliği zorunuza gidiyor (Kurt Kapanı)
- " Komutanlık;kendine güvenmek,üstlerine güvenmek ve astlarına güven vermek ! " (Son Harekat Kod Adı: Yahuda)
- "Uzun ömrüm yar yolunda kısaldı..." (Şemdinli'de Sınırı Aşmak)
- Atalarımız nasıl kanlarıyla sulayıp bu kutsal vatan topraklarını bize emanet ettiyse, biz de gerektiğinde bu kutsal toprağı kanımızla sulamaya hazırız. (Şemdinli'de Sınırı Aşmak)
- Unutmamalısınız bunu,şehitlerinin hesabını sormayan bir millet yaşayamaz.Bu vatan ise eğer uğrunda ölen var olduğu içindir.Unutmamalısınız bunu ,asla unutmamalısınız.. (Son Harekat Kod Adı: Yahuda)
- Süleyman Mabedini yapmak demek, Mescid-i Aksa'yı yıkmak demek anlamına gelir ve bu doğal olarak kutsallar arasında bütün coğrafyayı kaplayacak bir savaşın işareti olur. (Nil'den Fırat'a Devlet Oyunları)
- Ardından Havva’ya seslendi ve işlemiş olduğu günahtan ötürü onu da lanetledi: “Çocuk doğururken sana çok acı çektireceğim. Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, seni o yönetecek.” (İsrael)
- "Bu topraklar her kusuru örter ama ihaneti asla!" (Ergenekon Gölgesinde İhaneti Yaşamak)
- Siz bilmezseniz gücünüzü, güç ne yapsın sizin için! (Hesaplaşma)
- Huduttan ne geçer? Ne istiyorsanız o geçer. Şimdilerde koyun İran ve Irak'ta ucuzmuş, koyun geçer. Şeker geçer, öyle az uz değil, yüz binlerce ton. Biz Irak'a ihracat diye göndeririz ucuza. Kaçakçılarımız gider Irak'a ucuza alır ve ülkemize getirir. Yeni ambalaj yapar ve bize satar. (Hesaplaşma)
- “Bize Kurt Kapanı kuran siyaseti adı Özal’dır, kapana geçiş dönemi Çiller’dir, Kurt’la kapanı yemleyen siyaset ise Erdoğan’dır.” (Kurt Kapanı)
- Muhterem milletime tavsiyem odur ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki ve vicdanındaki cevher-i asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an vazgeçmesin. (İhaneti Gördüm)
- Bastığımız her karış toprakta bir şehidimiz var bizim, bu vatan uğruna canını veren. (Son Harekat Kod Adı: Yahuda)
- Günümüz Yahudileri, israiloğulları'nın Mısır'dan çıktıktan sonra Sina Dağı'nda geçen 1 yıl ve çölde geçen 39 yılın anısını "Sukot" adı verilen bir bayramla kutlamaktadır. "Çardaklar Bayramı" olarak da bilinen adıyla Sukot, Musevilerin 40 yıl boyunca göçebe olarak yaşadıkları çölde çardaklar altında barınmalarını amma ve bu dönem içinde gördükleri Tanrısal korumaya bir kez daha şükretme adına kutladıkları bir bayramdır. (Nil'den Fırat'a Devlet Oyunları)
- Kimine göre, 1987 - 2001 arasında PKK katillerinin eylemleri sonucu 5040 şehit, 3664'ü asker, 1177'si kurucu, 199'u ise polis. Bu eylemlerde 4.466 vatandaş hayatını kaybetmiş. Yine aynı dönemde, 11037 asker yaralanmış, 5474 vatandaş. Bu ne demek bilir misiniz? İstiklal savaşında bu kadar şehit vermedik! İnönü savaşlarında toplam şehidimiz, 1.588 , Sakarya'da 3280, Büyük Taruz'da 2542! Anlamıyorum gökyüzü niye ağlamıyor? Şimşekler niye çakmıyor? Niye kasırgalar, yıldırımlar yok? Bize ne oldu? (Hesaplaşma)
- "Sorarım size; nedir ihanet, aldatmak mı? Yoksa insanı sırtından bıçaklamak mı? Görüp de görmezden gelmek, bilip de söylememek, gerçeği haykırmak yerine yalanlarla oyalamak mıdır ihanet?" (İhaneti Gördüm)
Editör: Nasrettin Güneş