tatlidede

ERMENİ SOYKIRIM MESAJININ ŞİFRELERİ

ERMENİ SOYKIRIM MESAJININ ŞİFRELERİ
ERMENİ SOYKIRIM MESAJININ ŞİFRELERİ

                              ERMENİ SOYKIRIM MESAJININ ŞİFRELERİ    

        1913’lerden beri lakin, özellikle 1945 yılından sonra hemen hemen her yıl ısıtılarak Türkiye’nin önüne getirilerek sabrı sınanan sözde Ermeni soykırımının son halkasına ABD Başkanı,Türkiye düşmanı BİDON efendi eklendi.Önce bir kere SOYKIRIM nedir-ne demektir? Bilinmesinde  fayda vardır.Tanım olarak  Soykırım " Hukuki bir tanım olup, bir topluluğa etnik,siyasi veya dini inanç ve yaşamından dolayı,sistematik bir hazırlık yapıarak,planlı bir şekilde bu topluğu yok etme-imha etmek durumudur.” Peki Türkiye yani Osmanlı bu soykırımı gerçekte yapmış mıdır? Tarihi gerçekler ve bunu okuyanların açıklama ve ifade şekillerine bakıldığında gerçekle uzaktan-yakından bir alakası olmadığını göstermektedir.Örneğin iddia ettikleri şekil ile bu soykırımın yapılmış olması mümkün değildir.Şöyle ki, o tarihlerde Osmanlı ordusunun değişik cephelerde savaşmış ve savaşıyor olması,ordunun zayıflamış olduğu ve askerlerinin yaş ortalamasının çok düşük(çoğunun çocuk yaşta) olması ile (1,5 milyon) bir buçuk milyon Ermeni’yi planlı ve sistematik bir şekilde öldürmesi-yok etmesi-imha etmiş olması akla ve mantığa uymayacağı gibi tarihi gerçeklerden de uzaktır.Aksine bakıldığında Ermeniler  tarafından Erzurum'da, Erzincan'da, Van'da, Kars'ta, Adana'da katledilen Müslüman Türk ve Kürtleri, Ermeni ASALA Terör Örgütü'nce şehit edilen diplomatlar, Ermenistan tarafından Hocalı'da Azerbaycan Türklerine karşı yapılanlar tam da bilinen soykırım tarifidir.Gerçekte tarih ve arşivlere bakıldığında 1915’lerde Osmanlının yaptığı bir Ermeni Soykırımı yoktur, yalandır iftiradır. Ama Ermenilerin Müslüman TÜRK ve KÜRT katliamları vardır ve gerçektir. Osmanlı devletinin o dönemde meşru müdafaa hakkını-öz savunmasını veya isyanı bastırma şeklini,Uluslararası Hukuka göre yaptığı belgelerle sabittir.Yazının sonunda Ermeni Çetelerin değişik yerlerde yaptığı katliamlarla ilgili bazı rakamları paylaşacağım.

            Yapılan açıklamaya gelecek olursak, bunun Hukuki bir yönü olmadığı için kıymeti harbiyesi de olmadığını ifade etmek isterim.Siyasi amaçla ve Ermeni-Yahudi ve İsrail Lobilerine yaranma hesabıyla yapılan bu açıklama ile Türkiye’ye ve Ecdadımıza iftira atılmıştır.Kabul edilecek bir durum olmadığı gibi,klasik ve yumuşak ifadelerle kınamak acizlik olacağı gibi, buna misli ile cevap verilmelidir. Şer odakların üzerinde ittifak ettiği bu tarihi iftiranın dozunun her geçen yıl artmasını reddederken,  ABD Başkanı Bidon’ın kabul edilemez ifadelerine karşılık, TBMM’nin acilen olağanüstü gündemle toplanarak insanlık tarihinin en büyük soykırımlarından olan “Kızılderili Soykırımı’nı tanıma kararını almasını gerekir”. Kısa vadede Türkiye gerekirse değil,kesin gerekli olan ve geçmişte yapıldığı gibi Üslerin kullanımı gözden geçirilmeli ve özellikle İsrail’i korumaya yönelik Kürecik Üssü hemen tamamen kapatılmalıdır.Bu ABD yönetimine verilebilecek en anlamlı cevap olacaktır.Uzun vadede ise Belgelerle ve bilinçli bir dünya lobisi oluşturmaktır.Osmanlı ve Türkiye’nin tarihinde böyle bir kara lekenin olmadığını çok iyi bilen başta Bidon efendi, ve ABD yönetimi kendi tarihlerine ve dünya coğrafyalarında Irak-Suriye ve daha bir çok bölgede sergiledikleri katliamları saklayamazlar.Tarih kültürü ve geçmişi olmayan ABD’nin,tarih okuyor gibi görünmesi ve Hükümet kararı gibi bir açıklama yapması tamamen siyasi kaygılardan ibaret olduğu gibi,yukarıda belirttiğim gibi Ermeni-İsrail ve Yahudi Lobilerinin çalışmasıdır.

Değerli okuyucular;;; Bu meselenin ikide bir Türkiye’nin önüne getiriliyor olması yadırganacak bir durum değildir.Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını,Karabağ,Ortadoğu,Mavi Vatan’daki varlığı ve yakın zamanda Bakü’de Türk Ordusunun silah ve Bayraklarıyla yürümesi İran, Rusya, Fransa ve Özellikle ABD’yi şoke etmiştir.Ayasofya’nın ibadete açılması ve ABD başkanı Bidon’un İstanbul’a Kostantinapolis diyerek isimlendirmesi ayrı bir kuyruk acısıdır.Bu açıklamayı da bunların bir  bedeli olarak okumak gerekir diye düşünülmelidir.Tam da Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki sınırların açılma sürecinin normalleşmesi akabinde bu açıklamanın yapılmış olması manidardır.

            AHİM,BM,Uluslar arası Hukuk ve Cenevre Sözleşmesi soykırım,geçmiş tarihi olaylar vs. mahkeme veya Hukuki bir karar sonucu yoksa dile getirilmez denilmektedir.Dolayısıyla hukuki alanda Türkiye’nin muhatap olacağı bir durum söz konusu değildir.Fakat yapacağı hamle ve göstereceği reflekslere karşı siyasi ve ekonomik anlamda bazı durumlarla karşılaşabilir.NATO’dan çıkmayı bile göze alarak, ecdadına ve tarihine atılan bu iftirayı Türkiye kabul etmemeli ve en üst seviyede gereğini yapmalıdır.Tavizler ışığında yaşamaktansa,yaşamamak evladır.Kalın sağlıcakla..

 

Başbakanlık Devlet Arşivlerinin açıkladığı 1910-1922 yılları arasında Ermeni çetelerin yaptığı katliamların tarih ve yerleri ile katledilenlerin sayısı şöyle:

1910 Muş (10 ölü),21 Şubat 1914 Kars-Ardahan (30 bin ölü),1915 Van (44 ölü), 1915 Van (150 ölü), 1915 Bitlis (16 bin ölü),1915 Muş (80 ölü),1915 Bitlis-Hizan (113 ölü),1915 Van (5 bin 200 ölü),Şubat 1915 Haskay (200 ölü),Şubat 1915 Dutak (3 ölü),Nisan 1915 Bitlis (29 ölü),Nisan 1915 Muradiye (10 bin ölü),Nisan 1915 Van (120 ölü),Mayıs 1915 Van (20 bin ölü),Temmuz 1915 Muş-Akçan (19 ölü),Ağustos 1915 Müküs (126 ölü), 9 Mayıs 1915 Bitlis (40 bin ölü),9 Mayıs 1915 Bitlis (123 ölü),15 Ocak 1916 Terme (9 ölü),1 Nisan 1916 Van-Reşadiye (15 ölü),Mayıs 1916 Muş (500 ölü),8 Mayıs 1916 Van-Tatvan (bin 600 ölü),8 Mayıs 1916 Bitlis (10 bin ölü),8 Mayıs 1916 Pasinler (2 bin ölü),8 Mayıs 1916 Tercan (563 ölü), 11 Mayıs 1916 Van (44 bin 233 ölü), 11 Mayıs 1916 Malazgirt (20 bin ölü), 11 Mayıs 1916 Bitlis (12 ölü),22 Mayıs 1916 Van (bin ölü), 22 Mayıs 1916 Köprüköy-Van (200 ölü), 22 Mayıs 1916 Van (15 bin ölü), 22 Mayıs 1916 Van (8 ölü),22 Mayıs 1916 Van (8 bin ölü),22 Mayıs 1916 Van (80 bin ölü),22 Mayıs 1916 Van (15 bin ölü), 23 Mayıs 1916 Of (5 ölü),23 Mayıs 1916 Trabzon (2 bin 86 ölü),23 Mayıs 1916 Van (3 yüz ölü),25 Mayıs 1916 Bayezid (14 bin ölü),Haziran 1916 Van-Abbasaga (14 ölü),Haziran 1916 Edremit-Vastan (15 bin ölü), 6 Haziran 1916 Satak-Serir (45 ölü),6 Haziran 1916 Satak (bin 150 ölü),7 Haziran 1916 Müküs-Serhan (121 ölü), 14 Ağustos 1916 Bitlis (311 ölü),1919 Sarıkamış (9 ölü),1919 Tiksin-Ağadeve (5 ölü),1919 Nahçivan (4 bin ölü),6 Ocak 1919 Zarusat (86 ölü),21 Ocak 1919 Kilis (2 ölü),22 Ocak 1919 Antep (1 ölü),25 Ocak 1919 Kars (9 ölü),26 Şubat 1919 Adana-Pozantı (4 ölü),18 Mayıs 1919 Osmaniye (1 ölü),13 Haziran 1919 Pasinler (3 ölü),3 Haziran 1919 Iğdır (8 ölü),Temmuz 1919 Sarıkamış (803 ölü),Temmuz 1919 Kurudere (8 ölü),Temmuz 1919 Sarıkamış (695 ölü),4 Temmuz 1919 Akçakale (180 ölü),5 Temmuz 1919 Kağızman (4 ölü),7 temmuz 1919 Kars-Göle (9 ölü),8 Temmuz 1919 Mescitli (4 ölü),8 Temmuz 1919 Gülyantepe (10 ölü),9 Temmuz 1919 Kağızman (6 ölü),9 Temmuz 1919 Kurudere (8 ölü), 11 Temmuz 1919 Mescitli (20 ölü),19 Temmuz 1919 Bulaklı (2 ölü),19 Temmuz 1919 Pasinler (2 ölü),24 Temmuz 1919 Kars-Kağızman (9 ölü),Ağustos 1919 Muhtelif köyler (2 bin 502 ölü),15 Ağustos 1919 Erzurum (153 ölü),15 Ağustos 1919 Erzurum (426 ölü),

Editör: Osman Yıldız

Yorum Yaz