diorex

Eugene Herrigel kimdir? Eugene Herrigel kitapları ve sözleri

Yazar Eugene Herrigel hayatı araştırılıyor. Peki Eugene Herrigel kimdir? Eugene Herrigel aslen nerelidir? Eugene Herrigel ne zaman, nerede doğdu? Eugene Herrigel hayatta mı? İşte Eugene Herrigel hayatı... Eugene Herrigel yaşıyor mu? Eugene Herrigel ne zaman, nerede öldü?

  • 12.08.2022 10:00
Eugene Herrigel kimdir? Eugene Herrigel kitapları ve sözleri
Yazar Eugene Herrigel edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Eugene Herrigel hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Eugene Herrigel hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Eugene Herrigel hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 20 Mart 1884

Doğum Yeri: Lichtenau, Baden-Württemberg, Almanya

Ölüm Tarihi: 1955

Ölüm Yeri:

Eugene Herrigel kimdir?

Eugene Herrigel Kitapları - Eserleri

  • Zen ve Okçuluk
  • Zen Budizmi Yolu
  • Yay ile Ok Atış Sanatında Zen

Eugene Herrigel Alıntıları - Sözleri

  • "Kim ki bir çok acının içinden geçmiştir, o doğru yoldan sapmak tehlikesine düçar olur çünkü acı çekmenin anlamı gizlidir ve sadece onu yenebilene o aşikar olur." (Zen Budizmi Yolu)
  • "Başarısızlığı şifa vericidir." (Zen Budizmi Yolu)
  • Alıştırma yapmak, tekrarlamak ve tekrarlananın yeniden tekrarı, ilerleyen bir arttırılışla geniş alanlara yayılmakla belirgin olur. Bu, hiç olmazsa bütün geleneğe bağlı sanatlar için geçerlidir. (Yay ile Ok Atış Sanatında Zen)
  • Üstat dedi ki: "Başarısızlığınız, başarılı olmaya çaba harcadığınız ve onu düşündüğünüz için ortaya çıkıyor. Tamamen soluk almaya veriniz kendinizi. Sanki bundan başka hiçbir işiniz yokmuş gibi davranınız!" (Yay ile Ok Atış Sanatında Zen)
  • Bu yüzden satori, psikolojik dilde, "ben"in sınırlarının öte yanıdır. Mantıken incelenince, reddetmenin ve onaylamanın bileşkesine bir bakış anlamını taşır; metafizik dilde, varlığın oluş ve oluşun varlık olduğuna dair bir iç sezgisel kavrayıştır. (Zen ve Okçuluk)
  • "Yapacağınız şeyi düşünmeyiniz, onun nasıl yapılması gerektiğini tasarlamayınız. Atış nişancıya sürpriz gibi gelirse ancak o zaman kaygan bir atış haline gelecektir" (Yay ile Ok Atış Sanatında Zen)
  • (...) belirli bir olgunluğa erişmemiş olan kimse ne denli kendisini sakınarak, ön yargılardan sıyrılmaya çabalayarak, yavaşça ve yumuşakça gizli anlamlara yaklaşmaya çalışırsa çalışsın, her an yanılgı batağına batma tehlikesiyle karşı karşıyadır. (Zen ve Okçuluk)
  • Eflatun 7. Mektubunda şöyle der: "Ciddî şeyleyle uğraşan ciddî bir adam, yazmamalıdır." (Zen Budizmi Yolu)
  • Yıllar yılı süren kesintisiz içe bakışla, yaşamla ölümün esasında bir ve aynı şey olduğunu ve aynı kader düzeyine girdiklerini öğrenmiştir. Böylece yaşam endişesinin ve ölüm korkusunun ne anlama geldiğini artık bilmez.O, bu dünyada seve seve yaşar; bu nokta Zen için çok karakteristiktir ve ölüm düşüncesine kendisini kaptırmadan her an dünyadan ayrılmaya hazırdır. (Yay ile Ok Atış Sanatında Zen)
  • "O içinde çöken ve yeniden alevlenen bir ateş değildir, tersine sessiz bir kor ateş gibidir... Kendi içinden beslenir. Hiç bir hayal kırıklığı uyandırmayan, aynı zamanda dıştan bir yüreklendiriş beklemeyen, içine iyiliğin, acının, şükredişin de karıştığı, bir şey istemeyen, kendisini empoze etmeyen, hak iddiasında bulunmayan, peşinden gitmeyen, tedirgin etmeyen ve vermek için almayan bir sevgi." (Zen Budizmi Yolu)
  • İnsan düşünen bir varlıktır, ama o büyük eserlerini, önceden hesaplamazsa ve düşünmezse meydana getirir. "Çocukluk" uzun yıllar alıştırma yapıldıktan sonra kendi kendini unutma sanatında yeniden ele geçirilmelidir.Eğer buna erişilmişse insan düşünür ve yine de düşünmez. (Yay ile Ok Atış Sanatında Zen)
  • Okçu en olgun duruma geldiğinde, artık tavşanın boynuzu ve kaplumbağanın tüyüyle ok atabilir. Yay ve ok olmadan tam ortayı vurabilir. İşte o kişi gerçek anlamda ustadır, yapılmadan yapılanın ustasıdır. Yapılmadan yapılanla, hem ustadır hem usta değildir. Bu dönemeçte okçuluk devinmeden devinmeye, dans etmeden dans etmeye, yani Zen’e dönüşür. (Zen ve Okçuluk)
  • Yay ile ok atma ustalarının üzerinde durdukları bazı deyimleri kullanırsam, burada nişancının tüm eylemine karşın, hareketsiz orta nokta haline gelişi söz konusudur. Bundan sonra en büyük ve en son şey kendisini gösterir: Sanat sanatsız olur;ok atma ok atmamaya ve yaysız oksuz bir atışa dönüşür. Öğretmen yeniden öğrenci, üstat ise işe yeni başlayan haline gelir. (Yay ile Ok Atış Sanatında Zen)
  • "Adlandırılmayan duygular güçlerinden hiç bir şey yitirmezler. Daha çok içtenlik ve güç kazanırlar." (Zen Budizmi Yolu)
  • Üstat, "Gerçek sanat amaçsızdır ve maksatsızdır" diye bağırdı........ Çok ama çok istekli bir iradenizin olması, sizin için bir engel oluşturmaktadır. (Yay ile Ok Atış Sanatında Zen)
  • Acıkınca yiyorum, yorulunca uyuyorum.. (Zen ve Okçuluk)
  • "Görünmeyen iç eser onun insani payesini sağlar: Bir dilenci içten bakıldığında bir kral olabilir. Bir kral, bunun tersi, içi boş bir kimse olabilir." (Zen Budizmi Yolu)
  • Bedensel rahatlık ve dirilik aşamasından ruhsal rahatlık ve dirilik aşamasına geçebilmek için yalnızca solunum alıştırmaları yeterli olmuyor, kişinin kendi kendisini bin bir türlü bağlardan kurtararak kişiliğinden sıyrılması gerekiyor ki o kişi kendi derinliklerine özgürce dalabilsin ve kişiliğin ötesindeki o adsız kaynaktan doya doya tadabilsin. (Zen ve Okçuluk)
  • "Başlangıç ve son olan sessizlik karşısında bu gürültü nedir ki?.." (Zen Budizmi Yolu)
  • (...) duyularımızı kilitlemeye ve zorla duymamaya çalışarak değil, onlara karşı koymayıp, aldırmamakla başarılır. (Zen ve Okçuluk)

Yorum Yaz