tatlidede
tatlidede

Eylüldü...

Eylüldü...

Eylüldü...

 

Tedirgin bir akşamüstü savrulup gitmiştin ...

Üzüm sıcakları henüz ayrılmıştı...Yapraklar savrulmuş,gün sararmaya başlamıştı...

Eylüldü...

Sonbaharın ilk göz ağrısı...

Hüzün ayıydı...

Sarı sıcak bir hüzün...

Yağmur hazırlığını yapıyor..

Vedalar bir bir ortaya çıkıyordu...

Vakit ayrılık vaktiydi..

Eylüldü...

Rüzgar haber vermeden kükrüyor yerini fırtınaya terkediyordu...

Yapraklar savruluyordu iyiden iyiye,kaderlerine boyun eğerek...

Yağmur sırasını bekliyordu,kendinden emin...

Birazdan gözyaşlarına eşlik edecekti..

Ayrılık sonrasının..

Eylüldü...

Öyle bir şeydi işte Eylül...

Hüzün kokusu,yağmur ve toprak kokusuna karışıyordu..

Gökyüzü birden doluyor..hüngür hüngür boşalıyordu..

Eylüldü...

Son yolcularını uğurlayıp yerini Ekime bırakacaktı...

Gidenlerin hüzünlü türküsüydü Eylül...

İçe kapanık bir akşamüstü sen de gittin...

Gün akşama devrilirken...

Eylül,bütün hünerlerini ortaya döküyordu...

Savrulan şaşkın yapraklar...

Deli dolu bir rüzgar...

Öfkeli bir yağmur...

Ve hüznün hazan sarısı...

Gittiğinde...

Eylüldü....

 

Ahmet Timur

Editör: Ahmet Timur

Yorum Yaz