tatlidede

Faciaya Davet!

Faciaya Davet!

Yüreğimize düşen ateşle içimiz cayır cayır yandı.

Bu yangının verdiği acı asla unutulmayacak. Önce Gaziantep ardından Derik…

16'sı Gaziantep, 20’si Derik’te olmak üzere 36 canımızı yitirdik. Birbirini aynısı sayılabilecek bu kahrolası kazalarda ortaya çıkan faciaya davetiye çıkardığını düşündüğüm dört sonuç var.

  • Yitirdiğimiz canlarımız yardımseverliklerinin kurbanı oldular.
  • Yardımsever olan halkımızın bir kazaya ne şekilde müdahele edileceği konusunda eğitim eksiği var ve bu tip zamanlarda eğitimli görevlilerin halkı yönlendirememe sıkıntısı var.
  • Sürücülerimiz araç donanımı bakımıyla ilgili yeterli olmayışlarının yanı sıra büyük araç olmanın verdiği rahatlık. Ve bu tip durumlarda yapmaları gerekenlerle ilgili eğitim eksikleri var.
  • Her geçen gün biraz daha büyüyüp kalabalıklaşan şehirlerimizin ihtiyaç duyduğu şeyleri görebilme konusunda etkili ve yetkili büyüklerimizin sorun okuyamamazlığı var.

İnsanımızın sevgi dolu yüreğinden akan yardımseverliğin engel tanımayan bir olgu olduğunu biliyoruz ve hiçbir kısıtlama bu akıntının önüne geçemez. Bu anlamda yapacak bir şey yok.

İkinci sonuca yönelik çözümün çok da zor olmaması gerek.  Kısa vade olarak çok izlenen medya vasıtasıyla trafikte olabilecek sorunlara müdahele konusunda eğitici yayınlar sıklıkla yapılabilir. Uzun vadede ise kesintiye uğramayacak şekilde okullarda trafik eğitimi verilebilir. Ve bu eğitimler, halkımızın hafızasında bu anlamda bir kültür oluşana kadar da devam etmelidir.

Üçüncü sonuca baktığımda ise sürücülerimizin gerek seyir halindeyken karşı karşıya kalabilecekleri sorunlara müdahele ve gerekse araçlarının donanımıyla ilgili yeterli bakımı yapabilme konusunda hayati eksiklerin olduğunu görüyoruz. Bu eksiklerin giderilme adresi de yine eğitimdir. Bu anlamda sorunu kökünden gidermek için şoför yetiştiren eğitim kurumlarına büyük iş düşmektedir. Şoförler yetiştirilirken öncelik, kazanılacak paraya değil direkt olarak insan hayatına verilmelidir. İnsan hayatı önceliğiyle yapılan eğitimlere paralel olarak trafikte insan hayatını tehlikeye atacak her türlü sorumsuzluğa caydırıcı bedellerin ödetilebileceği bir denetim sistemi de mutlaka oluşturulmalıdır. Bu anlamda trafik polislerinin yeterli olamayacağını göz önünde bulundurarak fahri trafik müfettişleri mekanizmasının da daha işler hale getirilmesi elzemdir.

Gelelim dördüncü sonuçta bahsettiğim etkili ve yetkililerimizin en nazik ifadeyle görememezliğine!.

Yazılarımı takip eden okurlarım bilir. Daha önceleri yaşanan trafik kazalarının ardından kaleme aldığım yazılarda şehirlerarası trafiğin şehir içlerinden geçtiği şehirlerimiz için çevre yollarının mutlaka yapılması gerektiğine dikkat çekmiştim. Zira, şehirlerimizin içinden geçen şehirlerarası yollar, trafiksel anlamda keşmekeşliğin yanısıra bir yığın kazalara neden olmaktadır ve olmaya devam etmektedir.

Yüreklerimize bir alev topu gibi düşen Derik faciasının başta Kızıltepe, Nusaybin ve Artuklu’da olmak üzere, diğer ilçelerimizde yaşanmaması için çevre yollarının mutlaka ama mutlaka yapılması gerektiğini bir kez daha tekrar ediyorum ve bu konuda ısrar ediyorum!.

TONAJ DENETİMİNE DİKKAT!

Çevre yolu olmayan tek büyük şehir olan Mardin’de dikkat çekmeye çalıştığım sorunların yanında belki de en önemli kilometre taşlarından biri de yeterli denetimin yapılmıyor olmasıdır. Tarihi İpekyolu üzerinde bulunan şehrimizin henüz ağır tonajlı yüklü araçların tonaj ağırlığı ölçümü ve standardını denetleyen henüz tek bir Trafik Denetleme İstasyonu dahi yok.

Daha fazla nakliye parası almak için yüklenmesi gereken yükün iki katını alarak trafiğe çıkıp, mecburi istikametle binek araçların ve yayaların arasından geçmek zorunda olan ağır tonajlı araçların ağırlıklığını denetleyecek istasyonların bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Bu konuda amasız, fakatsız ve imtiyazsız bir şekilde yük veren firmalara imtiyaz ve ayrıcalık tanınmadan gerekli cezai muideler uygulanmalıdır. Ağır tonajlı araçlarda kapasitesinden fazla yük taşıyan araç sürücülerinden ziyade araca yükü veren ilgili firmalara göz açtırılmamalı, imtiyaz tanınmamasının gerektiğini düşünüyorum.

Bitirirken;

Gerek Gaziantep’te gerekse Derik’te yitirdiğimiz canlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılarımıza acil şifalar dilerken etkili ve yetkililerimizin çevre yolları ve trafik denetleme istasyonları eksiğini görememezlikten kurtulabilmeleri ümidiyle saygılar sunuyorum.           

Editör: Kadir Üründü

Yorum Yaz