tatlidede

Fatih Yaşlı kimdir? Fatih Yaşlı kitapları ve sözleri

Akademisyen, Yazar Fatih Yaşlı hayatı araştırılıyor. Peki Fatih Yaşlı kimdir? Fatih Yaşlı aslen nerelidir? Fatih Yaşlı ne zaman, nerede doğdu? Fatih Yaşlı hayatta mı? İşte Fatih Yaşlı hayatı...
  • 23.01.2023 10:00
Fatih Yaşlı kimdir? Fatih Yaşlı kitapları ve sözleri
Akademisyen, Yazar Fatih Yaşlı edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Fatih Yaşlı hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Fatih Yaşlı hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Fatih Yaşlı hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1979

Doğum Yeri: Ankara, Türkiye

Fatih Yaşlı kimdir?

1979 yılında Ankara’da doğdu. Lisans eğitimini Gazi Üniversitesi Maliye Bölümü’nde 2001 yılında tamamladı. Aynı yıl İzzet Baysal Üniversitesi’nde siyaset bilimi yüksek lisansına başladı ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde siyasi tarih araştırma görevlisi oldu. 2004-2008 yılları arasında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora yaptı. Doktorasını tamamlamasının ardından İzzet Baysal Üniversitesi’ne dönen Yaşlı, halen bu üniversitede öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Felsefelogos, Bilim ve Gelecek, Birikim, Birgün, Radikal 2 gibi dergi ve gazetelerde çok sayıda makalesi yer aldı. Yaşlı, haftanın iki günü Yurt gazetesinde yazmaya devam ediyor.

Yayınlanmış eserleri:

Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe: Nietzsche ve Marx (2008, Bilim ve Gelecek Kitaplığı), Kinimiz Dinimizdir: Türkçü Faşizm Üzerine Bir İnceleme (2009, Tan Kitabevi; 2014, Yordam Kitap), Hegemonyadan Diktatoryaya Liberal-Muhafazakâr İttifak ve AKP (der., Çağdaş Sümer ile birlikte, 2010, Tan Kitabevi), AKP ve Yeni Rejim (2012, Tan Kitabevi), AKP, Cemaat, Sünni-Ulus (2014, Yordam Kitap)

Fatih Yaşlı Kitapları - Eserleri

  • Kinimiz Dinimizdir
  • Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne
  • AKP, Cemaat, Sünni - Ulus
  • Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş
  • Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx
  • Gençlerle Baş Başa: Faşizm
  • "Halkçı Ecevit"
  • İdeoloji - Bir Kavramın İzinde
  • Akp ve Yeni Rejim

Fatih Yaşlı Alıntıları - Sözleri

  • Tüm insanlar, tüm zamanlarda olduğu gibi, şimdi de hala köleler ve özgürler diye ayrılırlar; çünkü gününün en az üçte ikisine kendisi için sahip olmayan, devlet adamı, tüccar, memur, bilgin, ne olursa olsun bir köledir. (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • "Türkiye'de ilerici güçlerin parlamenter mücadele ile iktidara gelme şansı yoktur," (Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş)
  • Faşist nüfus politikası, nüfusun kalabalık olmasıyla ulusun gücü arasında doğrusal bir ilişki olduğunu düşünüyordu, nüfus arttıkça ülkenin daha güçlü olacağına inanıyorlardı yani. Ve bunun için de sürekli olarak üremeyi teşvik ediyorlardı. Kadınlar çalışma yaşamının içinde olmak yerine evlerinde oturacaklar, çocuk doğuracaklar ve onları büyüteceklerdi, onlardan esas beklenen buydu. (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • "Acaba bilhassa gençlerimizin ve bilhassa kızlarımızın zehirlenmesine engel olmak için bütün memlekette sinemalar kapatılsa, erkek ve kadın plajları ayrılsa, roman ve hikayeler sansürden geçse ne olur? Demokrasi hürriyet suya düşüp medeniyet yok mu olur?" (Atsız 1997b: 187) (Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne)
  • Irkçılık da faşizm de elbette bir hastalık, bir zihin bozukluğu problemi değildir, bir ideoloji, bir dünya görüşüdür ama bu dünya görüşünün iddiaları sağlıklı bir aklın inanacağı türden şeyler değildir. (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • “Marx, en yalın ifadesiyle ideolojiyi ‘üretim örgütlenirken ortaya çıkan sömürü ilişkisinin üzerinin örtülmesi’ olarak görür.” (İdeoloji - Bir Kavramın İzinde)
  • Ecevit 14 Ekim seçimlerinin öncesinde tekrar bir Karadeniz gezisine çıktı ve önce Samsun'a gitti. Sırasıyla Çarşamba, Ünye, FATSA, Perşembe, Ordu, Bulancak ve Giresun'da konuşmalar yaptı. Ecevit bu konuşmalarda hem sıkıyönetim üzerinde durdu hem de kontrgerilla üzerindeki örtünün kaldırılması gerektiğinden bahsetti. Ecevit şöyle diyordu: 12 Mart sonrası dönemde adı sanı ortaya çıkan ve tebdirlerin, hatta soruşturmaların hukukiliğine de ve insaniliğine de gölde düşüren "kontrgerilla" adı örgütün, bu resmi görüntülü fakat gayriresmi örgütün niteliği ve amacı üzerindeki örtü kaldırılmamıştır. Bu örtü kaldırılmadıkça, bundan böyle normal rejime tam dönüşü engelleme, yeni kargaşıklıklar ve bunalımlar çıkartma, ortalığı karıştırıcı haberler, söylentiler yayma yönünde görülecek bir hareket, adı geçen örgütün veya resmi görevlerinden kuvvet alan başka bazı perde arkası kişi veya örgütlerin yeni birtakım karanlık roller oynamakta oldukları ihtimalini hatıra getirilebilir. ("Halkçı Ecevit")
  • İyiler bir kast oluştururlar, kötüler ise toz gibi bir kütledirler. Nietzsche (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • Marx’a göre, “büyük insan yığınlarının birdenbire ve zorla geçim araçlarından koparılarak, özgür ve ‘bağlantısız’ bir şekilde emek pazarına fırlatılıp atıldığı anlar” ilkel birikimin tarihindeki en önemli uğrağı oluşturur. (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • "Yaşamanın artık hiçbir anlamı yok diye yaşamak, yaşamanın anlamı olur artık." (Hayatın Olumlanması Olarak Felsefe Nietzsche ve Marx)
  • Yeni Türkiye'de bir sosyal devletten çok bir "Sadaka Devleti"yle karşı karşıya olduğumuzu ve sosyal yardımların temel motivasyonunu dinin oluşturduğunu söylemek mümkün hale gelmektedir ki; bunun, Sunni-Ulus inşasını hedefleyen yeni rejim açısından gayet tutarlı bir "sosyal politika" anlayışına tekabül ettiği açıktır. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)
  • Türkçülüğün giderek geri plana düşmesine mukabil İslami söylemin yükselişi, ülkücüler arasında çatışmayla ve tasfiyelerle sonuçlanacak bir ayrışmanın da fitilini ateşler. 1944'ten beri Türkçü faşizmin baş ideoloğu konumunda bulunan ve üstelik Türkeş'in de akıl hocası olan Nihal Atsız, Türkeş'i "Türkçülükten ayrılıp şeriatçılığa ve dinciliğe kaymakla" suçlar. Türkeş yanlıları, Atsız yanlılarını tasfiye etmek için fiziksel şiddete başvururlar ve Ali Balseven isimli Atsız yanlısı ülkücü bir genç, parti yönetimine yakın ülkücüler tarafından Ankara'da bıçaklanarak öldürülür. (Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş)
  • Yaşamın senin değildir. (Kinimiz Dinimizdir)
  • Ancak kısa bir süre sonra tekrar kürsüyü taşlamaya başladılar ve bu esnada ortalıkta koruma polislerinden başka polis kalmadı. Ecevit halka ise, "Ben sizin genel başkanınızım, ne yaptığımı bilirim. Halkın lideri, halkın önünde yürür" dedikten sonra kürsüden inerek halkın önünde saldırganların olduğu tarafa doğru yürümeye başladı. Ecevit hükümet konağına doğru ilerleyerek valiyle görüşmek istedi ama vali de ortada yoktu. Bunun üzerine koruma amiri Mümtaz Karaduman'ın telsizini aldı ve Vali Ragıp Gerçeker'le konuştu. Ecevit valiye, "Buraya derhal kuvvet göndermeniz lazım. Ben ayrılırsam halk birbirine girer. Güvenlik kuvvetleri duruma el koyup sanıkları yakalamazsa ben buradan gitmem" dedi. ("Halkçı Ecevit")
  • Her milliyetçilik faşizm değildir ama faşizm mutlaka milliyetçilikten türer. (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • İmam-hatip okulları açılır ve yaygınlaştırılırken Köy Enstitüleri’nin kapatılmaya başlanması ise tesadüf değildir. Çünkü İslamizasyon derinleşmeye başlamıştır. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)
  • Türkeş Dokuz Işık adlı kitabında komünizmle Dokuz Işık doktrini arasındaki farkları şöyle anlatır: (...) Komünistler, vatan millet tanımazlar. Onlar dünya proletaryasını (işçi sınıfını) yeryüzüne hakim kılmayı esas alırlar. Onlar için ideal, dünyada işçiler dışındaki bütün sınıfların hepsini kanlı bir ihtilalle yok etmek ve proletarya diktatörlüğünü kurmaktır. (Antikomünizm Ülkücü Hareket Türkeş)
  • Mustafa Kemal ise egemenliğe dair paradigmanın değiştirilmesinin bir "Devrim" olduğunun bilinciyle, saltanatın kaldırılması için TBMM'de yapılan görüşmelerde yaptığı konuşmalarda şöyle der: Egemenlik, güçle, erkle ve zorla alınır. Osmanoğulları, zorla Türk ulusunun egemenliğine el koymuşlardı. Bu yolsuzluklarını altı yüzyıldan beri sürdürmüşlerdi. Şimdi de Türk ulusu saldırganlara artık yeter diyerek ve bunlara karşı ayaklanarak egemenliğini kendi eline almış bulunuyor. Bu bir olup bitti değildir. Söz konusu olan ulusal egemenliğini bırakacak mıyız bırakmayacak mıyız sorunu değildir. Bu ne olursa olsun yapılacaktır. Burada toplananlar, Meclis ve herkes, sorunu doğal bulursa, sanırım ki uygun olur. Yoksa, yine gerçek yöntemine göre saptanacaktır; ama belki bir takım kafalar kesilecektir. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)
  • "Kitapların yakıldığı bir yerde, sonunda insanlar da yakılır." (Gençlerle Baş Başa: Faşizm)
  • Dugin'in Anti-Atlantikçi ve Anti-Libetal kıtasal/karasal imparatorluğun mekânsal koordinatları şu şekildedir: Batıda Almanya merkezli Avrupa, Doğu'da Japonya merkezli pasifik ve güneyde İran merkezli Orta Asya imparatorluklarıdan müteşekkil ve merkezinde Rusya'nın bulunduğu bir büyük alanlar konfederasyonu ya da bir imparatorluklar imparatorluğu. Yeni imparatorluğun başlıca "günah keçisi" ise elbette ki Amerika Birleşik Devletleri olacaktır. Kadim Roma'nın "Kartaca yok edilmelidir" sloganı ABD'ye uyarlanarak mutlak slogan haline getirilmeli ve hem Latin Amerika'nın ABD güdümünden çıkarılması hem de ABD içerisinde her türlü istikrarsızlığın ve ayrılıkçılığın teşvik edilmesi sağlanmalıdır. Ancak böylelikle "Avrasya halkları ve devletleri, Avrasya'da barışı, uyumu, gelişmeyi ve bağımsızlığı, onuru ve geleneğin yükselişini engelleyen Atlantikçi güçlerin baskısı olmadan dahili problemlerini özgür bir şekilde çözebileceklerdir. (AKP, Cemaat, Sünni - Ulus)

Yorum Yaz