diorex
sampiyon

Frank Schatzing kimdir? Frank Schatzing kitapları ve sözleri

Alman Reklamcı, Yazar Frank Schatzing hayatı araştırılıyor. Peki Frank Schatzing kimdir? Frank Schatzing aslen nerelidir? Frank Schatzing ne zaman, nerede doğdu? Frank Schatzing hayatta mı? İşte Frank Schatzing hayatı...

  • 02.06.2022 13:00
Frank Schatzing kimdir? Frank Schatzing kitapları ve sözleri
Alman Reklamcı, Yazar Frank Schatzing edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Frank Schatzing hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Frank Schatzing hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Frank Schatzing hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 28 Mayıs 1957

Doğum Yeri: Almanya

Frank Schatzing kimdir?

1957 yılında almanya’nın köln şehrinde dünyaya geldi. iletişim araştırmaları üzerine eğitimini tamamlamasının ardından köln'de intevi adlı reklam ajansını kurdu ve 1990 yılında yazarlığa adım atarak pek çok hikaye, novella ve hiciv kaleme aldı. yayımlanan ilk eseri, tarihi bir roman olan tod und teufel’di (1995), 2000 yılında ise bir gerilim romanı olan lautlos yayımlandı. yazarın diğer kitapları arasında ise; mordshunger (1996), die dunkle seite(1997), keine angst (1999), nachrichten aus einem unbekannten universum (2006), die tollkühnen abenteuer der ducks auf hoher see (2006) bulunmaktadır.

schätzing en büyük başarısını, 2004’te yayımlanan der schwarm –sürü adlı romanıyla yakaladı. kısa süre içinde en çok satanlar listesinde yerini alan bu roman aynı zamanda deniz biyolojisi, jeoloji ve jeofizik gibi konulardaki gerçekçi sunumuyla da övgüler topladı; pek çok eleştirmen tarafından bu romanın alman gerilim romanı yazınına yeniden hayat verdiği ifade edildi.

Frank Schatzing Kitapları - Eserleri

  • Sürü
  • Limit
  • Ölüm ve Şeytan
  • Son Dakika
  • Kelebeğin Tiranlığı

Frank Schatzing Alıntıları - Sözleri

  • Saf zeka duygusuzdur. Bilinçle bağlantılı zeka ise tamamen farklı bir meseledir. Bilinçli ve zeki bir yaratığın mutlaka değerleri olmak zorundadır. (Sürü)
  • "İnsan ölüm korkusu yüzünden hayatı parmak uçlarında yürüyerek geçirmez." (Limit)
  • Pişman olmak için asla geç değildir. (Ölüm ve Şeytan)
  • Kafamın içinin binlerce çekmecesi olan bir komodin olduğunu düşünüyorum; herkes aklına eseni içine tıkıştırıyor. (Limit)
  • İnsanların zeki olduğuna inanıyor musun?" Weaver güldü. "Eğer tek bir insandan bahsediyorsan, evet... ama birkaç tanesi bir araya gelince boğucu bir güruh oluyorlar." (Sürü)
  • "İnsanlarla önemli oldukları için değil, onlardan hoşlandığım için sohbet edeceğim." (Limit)
  • ''Tanrı her şeye kâdir mi?'' Ki öyle. ''O zaman dünya büyüklüğünde bir kayayı işaret parmağının ucunda dengede tutabilir mi?'' Eğer isterse. ''Peki evrenin tamamı kadar büyük bir kayayı?'' Dedik ya, Tanrı! ''O halde kendisinin bile kaldıramayacağı büyüklükte ve ağırlıkta bir kaya da yaratabilir mi?'' Hımm... hayır, yani... tabii ki! Her şeyi yaratabilir, yoksa her şeye kâdir olmazdı. ''Yani böyle bir kayayı da yaratabilir?'' Aynen öyle! ''Ama eğer o kayayı kaldıramıyorsa her şeye kâdir değildir.'' O zaman tabii ki onu da kaldırabilir. ''Bu durumda, kendisinin kaldıramayacağı bir kaya yaratmaya muktedir değildir.'' (Son Dakika)
  • Biz gizliliğin üretkenliği engellediğine inanırız. (Kelebeğin Tiranlığı)
  • Her zanaat onu yapan ustaya bir şekilde zarar verirdi. (Ölüm ve Şeytan)
  • “cesaret etmeyen hiçbir şey elde edemez.” (Kelebeğin Tiranlığı)
  • Dünya başına buyruk değildi. Plansız değildi. Her şeyin bir anlamı olması gerekiyordu. Anlamın bittiği yerde çılgınlık başlardı. (Limit)
  • Acı. Hissizlik. Biri nerede bitiyor, diğeri nerede başlıyordu? Söylemesi zordu. (Son Dakika)
  • "Kafamın içinin binlerce çekmecesi olan bir komodin olduğunu düşünüyorum; herkes aklına eseni içine tıkıştırıyor." (Limit)
  • "İnsanlar akılcı düşünmüyor." (Limit)
  • Hepimiz aynı şeye bakıyoruz ama herkes farklı bir şeyler görüyor. (Sürü)
  • İnsanlar bana ne iş yaptığımı sorduklarında çığlıklar atarak kaçmak isterim. Kendimi açıklamak zorunda olmaya dayanamıyorum. (Sürü)
  • Kazanmaya yakın olduğumuz kadar kaybetmeye de yakınız. (Ölüm ve Şeytan)
  • Hayvanlara merhamet değil, adalet borçluyuz. (Kelebeğin Tiranlığı)
  • İnsanlar her şeyi bulanık bir perdenin ardından görürlerdi ve bu perdeye din adı verilirdi. (Ölüm ve Şeytan)
  • Ne kadar fazla silah kullanırsanız ne kadar yüksek duvar örerseniz ne kadar mükemmel işkence yaparsanız, iktidarsızlığınızı o denli ortaya koymuş olursunuz. (Limit)

Yorum Yaz