tatlidede

Gai Eaton kimdir? Gai Eaton kitapları ve sözleri

Yazar Gai Eaton hayatı araştırılıyor. Peki Gai Eaton kimdir? Gai Eaton aslen nerelidir? Gai Eaton ne zaman, nerede doğdu? Gai Eaton hayatta mı? İşte Gai Eaton hayatı... Gai Eaton yaşıyor mu? Gai Eaton ne zaman, nerede öldü?
  • 01.02.2023 22:00
Gai Eaton kimdir? Gai Eaton kitapları ve sözleri
Yazar Gai Eaton edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Gai Eaton hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Gai Eaton hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Gai Eaton hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Sidi Hasan Abdullah Abdülhamid

Doğum Tarihi: 1 Ocak 1921

Doğum Yeri: Lozan, İsviçre

Ölüm Tarihi: 26 Şubat 2010

Ölüm Yeri:

Gai Eaton kimdir?

Gai Eaton, Britanyalı yazar ve diplomat. Müslüman olduktan sonra ismini Sidi Hasan Abdullah Abdülhamid olarak değiştirdi. 29 yaşında Müslüman oldu. 18 yıl Britanya Dışişleri'nde diplomat olarak görev yaptı. 26 Şubat 2010 tarihinde yaşamını yitirdi

Gai Eaton Kitapları - Eserleri

  • Tanrı'yı Hatırlamak
  • İslam Ve İnsanlığın Kaderi
  • Beşerin Kumdan Kaleleri
  • Kalenin Kralı

Gai Eaton Alıntıları - Sözleri

  • Şimdilerde sanatçıların yaptığı şey, bir heykeltıraşın, bir güzellik abidesi yaratmak adına elindeki şekilsiz taşı yonttuğu gibi ruhundaki karanlık ve karmaşık unsurları çıkarıp atmak yerine, içindeki karanlık noktaları ortaya koymasından ibaret. (Tanrı'yı Hatırlamak)
  • Her manevi merkez insanoğlunun varlığının merkezi olan Kalb'in bir sembolüdür. (İslam Ve İnsanlığın Kaderi)
  • “Maddenin de düşüncenin de zamana bir realitivitesi vardır ve bu ikisini asla ama asla katıştırmamak gerekir. Bu bir hata olur.” (Beşerin Kumdan Kaleleri)
  • Kötüler ve aptallar terbiyeye uygun giyindiklerinde Caddelerde kendilerinden daha emin bir şekilde yürürler. (İslam Ve İnsanlığın Kaderi)
  • Ansiklopedik İnsan Yoksa Gerçek İnsan Mı? (Beşerin Kumdan Kaleleri)
  • Görmek istersen, bir kum tanesinde dünyayı Ve cenneti bir dağ lalesinde... Tutmayı dene, sonsuzluğu avuçlarının içinde Ve ebediyeti sığdırmayı tek bir saate... (Tanrı'yı Hatırlamak)
  • Bütün yalancı tanrılar içinde en baskın olanı ise insan egosu dediğimiz şey, yani kendisini yaratıcısından bağımsız kabul eden ve kendi kendisinin efendisi gibi hareket eden benliktir. Bu benliğin, rehber edinmeyi reddettiğinde verdiği emirler, Kur'ân'da "hevâ ve heves" olarak isimlendirilir ki Arapçada rüzgâr manasına gelen “hevâ" kelimesiyle aynı kökten gelmektedir. Bu noktada Kur'ân, "hevâ ve hevesini tanrı edinen kişi" yi, kuşların kaçırdığı veya rüzgârın aniden alıp uzağa götürdüğü şeye benzetir. (Tanrı'yı Hatırlamak)
  • Tartışırken bile iki din birbiriyle konuşur. Oysa inancı olmayak kişi dilsizdir. (İslam Ve İnsanlığın Kaderi)
  • "Hakikat insanda mündemiçtir." Yani o, ta en başında fıtratımıza yerleştirilmiştir; fakat yığınla hata ve yanılgılarla zaman içerisinde üzeri örtülmüştür. (Tanrı'yı Hatırlamak)
  • Gün olur, zehir panzehirle aynı yerdedir, içiçedir. (Beşerin Kumdan Kaleleri)
  • Bilindiği gibi, sanayi kendi ihtiyacına uygun insanı yaratmıştır: Toplumdan kopuk ve kendine de, malına da sahip olamayan proleter. (Beşerin Kumdan Kaleleri)
  • Hak geldi, batıl yıkılıp gitti. (Tanrı'yı Hatırlamak)
  • Bütün dünya bir sahne Ve tüm erkekler ve kadınlar birer oyuncu sadece; Girişlerini ve çıkışlarını yaparlar hepsi de... (Tanrı'yı Hatırlamak)
  • Güzellik bakan gözdedir. (Tanrı'yı Hatırlamak)
  • Kibarca aşağılayış, köklü bir gelenek ya da inanç için işkenceden daha öldürücüdür. (İslam Ve İnsanlığın Kaderi)
  • “Bu şema, yoğundur, direkt ve açık özlüdür.” (Beşerin Kumdan Kaleleri)
  • “…Parçayı yapan sanatkâr olamaz ancak parça olur.” (Beşerin Kumdan Kaleleri)
  • "Gözler kör olmaz; lakin göğüslerin içindeki kalpler kör olur" (Tanrı'yı Hatırlamak)
  • Din, başka konulara benzemez. Diğer konular üzerinde objektif çalışma yapmak değişen ölçülerde mümkün olmakla birlikte, kişisel bağlanma bazı durumlarda net ve dengeli olması gereken görüntüyü bozmaktan başka bir işe yaramaz. Din başka konulara benzemez; çünkü söz konusu olan dinse objektiflik sadece sathı kavramamıza, fakat meselenin özünü gözden kaçırmamıza neden olacaktır. Gözlemcinin bizzat kendisi ve deneyimi anlamanın anahtarlarıdır. Bu anahtarlar olmadan hiçbir kapı açılmaz. Bu, iman ile küfür arasındaki ayrımı kör ile gören arasındaki fizikî farklılık gibi yapılması mümkün en kökten ayrım kabul eden İslam dini için son derece doğrudur. inanma ve anlama birbirini tamamlar ve destekler. Bitki yapısı ve kayalarını analiz etmiş, topografyası üzerine bilimsel bir çalışma yapmış olsa dahi kör bir insandan herhangi bir manzaranın kusursuz bir tasvirini yapmasını bekleyemeyiz. İslam'da, insan hayatının tüm cepheleri ile insan düşünce ve davranışlarının tamamı, dinin temeli olan imanın ışığında değerlendirilir ve şekillendirilir. Bu temel şartı yerinden oynattığızda bütün yapı çöker. (İslam Ve İnsanlığın Kaderi)
  • Hitler de, “Ben sosyalistlerin ilkiyim” demekteydi ve bireycilik planda kullandığı kapitalizmden gene de nefret ederdi. (Beşerin Kumdan Kaleleri)

Yorum Yaz