tatlidede

GERÇEK HAYATA ÇEVRİM DIŞI OLMAK -2-

GERÇEK HAYATA ÇEVRİM DIŞI OLMAK -2-

GERÇEK HAYATA ÇEVRİM DIŞI OLMAK -2-

                                “Beğen-Paylaş” Alemin Yarar ve Zararları

        On gün kadar önce yazdığım “Gerçek Hayata Çevrim Dışı Olmak -1-Yazı 1” ile dile getirmeye çalıştığım “sanal alem, gerçeklerden bi haber yaşadığımız bu hayatın “Beğen-Paylaş” durumuna dönüştüğünü  okuyanlarınız hatırlayacaktır.Bu başlıkta ise  “Beğen-Paylaş” ile  beraber sanal  alemde kullandığımız  teknolojik cihazların amacı dışında  ve bilinçsizce kullanımının getiri ve götürüsüne  değineceğim.Bu getiri ve götürü  durumunu bilimsel bir dil veya araştırma ve raporlama sonucunda elde ettiğim  veriler değil, yaşanmaya devam edilen  ve yaşandığını gördüğüm gerçek  hayattan esinlenerek dile  getiriyorum.Araştırma  ve analizler sonucunda bu  konu ile ilgili uzmanların elde ettiği veriler ile benim gördüğüm ve dile  getireceğim veriler arasında bir çok benzerlik olduğunu belirtmek isterim.İşte uzmanlar….ve benim gördüklerim…

     Gereğinden  fazla  ve  amacı  dışında  kullanılan iletişim araçlarının  (cep telefonu,bilgisayar,tablet ve internet) tespit  ve uyarılardan bazıları…..

*Başta kendimiz ve ailemiz  olmak  üzere  içinde bulunduğumuz  topluma pek  çok  görsel  ve görsel  olmayan  zararı  olmaktadır.

*Özellikle Çocukların ve  gençlerin bu  sanal  alemi (İnternet)i bilinçli  kullanmaları konusu çok çok önem arz etmektedir.

*Bilinçsizce  ve uzun süre kullanılan bu  teknolojik cihazların,internetin..vs.  toplumsal  ve sosyolojik  tahribatlara yol açabilecektir.

*Normal  yaşantıyı  etkilediğinden,  duygusal  ve  düşünsel  anlamda  olumsuzluklara  sebep  olmaktadır.

*Sosyalleşmeyi  azaltarak (asosyal)  kimlik problemi yarattığından, fiziksel  ve ruhsal zararlar  yaratmaktadır.

*Dikkat  dağınıklığı  ve dikkat  bozukluğu  yarattığı  gibi  farklı bir  hayatı özendirmektedir.

*Gerçek  hayattan kopanlar-uzaklaşanlar  zamanla çekingen  ve  sosyal  hayattan uzak bir alemin içine  girebilmektedir.

  Değerli okuyucularımız…Bu örnekleri ve daha fazlasını çok duymuş, görmüş olduğunuza inanarak çoğaltma gereği  duymuyorum.

     Bu yalan-hayal ve gerçeklerden uzak sanal alem,  yüz yüze iletişimin  yerini,  cihazlar  üzerinden  iletişimi  sağladığını  şu verilerle  hepimiz  görüyoruz.Şöyle ki,gerçek  isimlerin yerini  takma isimler, gerçek gülüşün  yerini hayalet şekil ve resimler almış  durumda.Sanal yaşamda  hal  ve hareketlerimizin yanında duygularımız da değişime  uğradığını  görebiliyoruz.Örnek mi istersiniz? Buyrun. Oturduğumuz yerde “Ağlıyor,gülüyor, kınıyor,beğeniyor,geziyor  ve eğlenebiliyoruz.” Yetmez mi?Az görünse de insanlardan götürüsü küçümsenmemelidir.

Peki ne yapmalı-Nasıl kullanmalıyız?

*Gelişen teknolojiyi  kullanıp takip  ederken,  bizim  ve  etrafımızdakilerin  hayatına  zarar  vermeden kolaylaştıran kısımlarından  faydalanmalıyız.

*Teknolojinin esaretine girmeden,  aşırısının  zararlarının  farkına vararak,  hayattan  bizleri  izole(dışlamadan)etmesine müsaade etmemeliyiz.

*Aile,akraba,dost,komşu,mahalleli  ve arkadaşlarla sadece  bu cihazlarla-internette ,kısacası sanal  ortamda değil, el-ele,yüz-yüze ,gönül-gönüle  ve  söz ile konuşma  ve sohbetlerle  iletişimde olmalıyız.

*Sağlıklı,huzurlu  ve mutlu  bir gelecek için birey  ve toplum  olarak bilinçsizce  ve aşırı kullanılan sanal  yaşamdan (gerçek olmayan hayattan) uzak durmak  gerekir.

Sonuç:

          Daimi  ve kalmayacak olduğumuz üç günlük şu ömürde bu fırsat iyi  değerlendirilmeli.”Hayatın rövanşı yoktur” Bu başlık önümüzdeki günlerde yazacağım yazının başlığıdır aynı zamanda.O zaman içinde  bulunulan zamanın “Anın” kıymeti iyi bilinmelidir.

        Görüldüğü gibi  amacı  dışında  kullanılan iletişim araçları  öncelikle  kendimize, sonra en  yakınlarımızdan  başlayarak  içinde  yaşadığımız  toplumda  onarılması  zor bir çok  zarar  ve hasarlar yaratmaktadır.

         Asl olan; gerçek  hayata  dönüp onu gereğince  yaşamaktır.Canlılık,yaşanmışlık ve hissetme  gibi  insani  duygular  olmazsa  olmazımız  olmalıdır.Çünkü; sanal arkadaşlarımız  ağladığımızda gözyaşlarımızı  silemeyeceğini,  mutlu  olduğumuzda da  boynumuza  sarılamayacağını unutmamamız  gerekir.

Gülüşlerinizin çok, ağlayışlarınızın az olduğu  ve “Beğenerek-Paylaştığınız” hayatınız  daim olsun..

 

Yorum Yaz