diorex
Dedas

Anız yakılması ciddi bir sağlık tehdidi haline geldi

Yasak olmasına rağmen her hasat sonrası yakılan anızlar, toprağı verimsizleştirirken, insan sağlığını da tehdit ediyor. Uzamanlar, uyarıyor.

  • 14.10.2024 10:38
Anız yakılması ciddi bir sağlık tehdidi haline geldi

Hasat sonra yasak olmasına rağmen yakılan anızların dumanı insan sağlığını ciddi manada tehdit ediyor. Dışarıda nefes almak dahi zorlaşırken evlerin çatı ve balkonlarına kül yağdı. Yakılan bölgede hava kalitesi düşerken; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Sürekli İzleme Merkezi bünyesindeki Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı verilerine göre, atmosferin hava kalitesini etkileyen partikül madde oranlarında artış görüldü.

ANIZ YAKMAK SUÇTUR
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Uğur Özdağlı, anız yakmanın Türkiye'de yasalarca yasaklanmış ve cezai yaptırımlara bağlanmış bir eylem olduğunu ifade ederek, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve Tarım ve Orman Bakanlığı mevzuatlarına göre, anız yakma işleminin toprak yapısına, çevreye ve ekosisteme zarar verdiği için suç sayıldığını söyledi.
Anız yakmanın yasal karşılığı hakkında bilgi veren Özdağlı, "2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 20'nci maddesi gereği anız yakanlara idari para cezası uygulanır. 2023 yılı itibarıyla, her bir dönüm anız yakma için yaklaşık 500 ile 5 bin lira arasında değişen idari para cezası kesilmektedir. Cezalar, ormanlara veya yerleşim yerlerine yakın bölgelerde yakılan anızlar için daha da artırılabilir.


Ayrıca, Türk Ceza Kanunu'na göre ormanlara zarar verme gibi sonuçlar doğurursa, TCK 169 maddesi kapsamında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası da gündeme gelebilir. Bu konuyla ilgili diğer yaptırımlar ise tarım desteklerinden faydalanan çiftçiler, anız yaktıkları tespit edildiğinde devlet desteklerinden mahrum bırakılabilirler. Tarım ve Orman Bakanlığı, anız yakma nedeniyle toprağın kullanımına ve ekim yapılmasına belli süreler yasak getirebilir” diye konuştu.


Özdağlı, anız yakmanın toprağın organik yapısını bozarak verimliliğini düşürdüğünü, biyolojik çeşitliliği yok ettiğini, toprak erozyonuna neden olduğunu, yangın riskini artırdığını ve ayrıca hava kirliliğine yol açarak çevre sağlığını olumsuz etkilediğini ifade ederek, "Anız yerine toprak işleme tekniklerinin teşvik edilmesi, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından anız yakma sezonlarında saha denetimlerinin artırılması, çiftçilere anız yakmanın zararları konusunda eğitimler verilmesi gibi caydırıcı tedbirler alınabilir.


Bu yasal düzenlemeler ve yaptırımlar, çevreyi ve tarımsal üretimi koruma amacı taşımaktadır. İpsala ve Keşan ovalarında çeltik ekimi, kaymakam başkanlığında, ilçe gıda tarım ve hayvancılık müdürü, ilçe sağlık müdürü, ilçe kadastro temsilcisi, DSİ temsilcisi, ziraat odası ve üreticilerden oluşan bir komisyon tarafından planlanmaktadır. Bu komisyon, çeltik ekim miktarını, su kaynaklarının yönetimini, ilaçlama ve koruma tedbirlerini büyük bir titizlikle belirler. Ancak çeltik hasadı tamamlandıktan sonra, bu komisyonun bir anda ortadan kaybolması dikkat çekmektedir" ifadelerini kullandı.


'ACİL KARAR ALMALI'
Son günlerde yakılan anızların halk sağlığını tehdit ettiğine dikkat çeken Özdağlı, "Son 15-20 gündür ovalarda gözle görülen hava kirliliği ve yoğun duman, yalnızca iki ilçeyi değil, civar köyleri de etkileyen ciddi bir sağlık tehdidi haline gelmiştir. Özellikle anız yakılmasıyla ortaya çıkan toz, kül ve kimyasallar, havaya karışarak solunum yoluyla canlıların sağlığını ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır. Anız yangınlarının ardından ortaya çıkan bu kirlilik, sadece çevreyi değil, insan sağlığını da derinden etkileyen bir sorun haline gelmiştir. Çeltik hasadı sonrası ortadan kaybolan komisyonun, bu durumu göz ardı etmesi, çözülmesi gereken önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.


Bölgemizde iklim değişikliği, gece-gündüz ısı farklarının artması ve okulların açılmasıyla birlikte solunum yolu hastalıklarının, özellikle astım, alerji gibi akciğer rahatsızlıklarının yanı sıra yaşlılarda KOAH, öksürük ve bronşit vakalarının gözle görülür şekilde artmasının en önemli nedenlerinden biri, anız yakma sonucu atmosfere salınan toz, kül, koku ve kimyasalların yaşam alanlarına yayılmasıdır. Bu unsurlar hem çevre sağlığı hem de bireysel sağlık üzerinde ciddi ve uzun vadeli etkiler yaratmaktadır. Sağlığımız ciddi bir tehdit altında. Bugün önlem alınmayacaksa, ne zaman alınacak? Yaşam kalitemizi korumak ve bu tehlikeyi ortadan kaldırmak için şimdi harekete geçilmelidir. Kent konseyimiz bünyesinde oluşturulan ve çalışmalarına devam eden Kent, Çevre ve Ekoloji Meclisi konunun takipçisi olmaya devam edecektir” dedi.

DHA

Yorum Yaz